Değerli okurlar, edebiyat dünyasına yepyeni, cesur ve duygusal açıdan sarsıcı bir romanla geliyorum: Hissedilen Miras. Bu, sadece distopik bir bilim kurgu değil; insan ruhunun en karanlık köşelerine ve en parlak arzularına yapılan bir yolculuk. Romanımın geçtiği şehir olan Aura, geleceğin parlak ama ruhsuz bir metropolü. Burada, "Duygu Eczacıları" olarak bilinen bir kurum, insan hislerini ticari bir varlığa dönüştürdü. Başarısızlık korkusunu bir şişeye mühürleyip, garantili bir "Sakinlik" enjekte etmek, sıradan bir işlem. Ama ya bu **"istikrar"**ın bir bedeli varsa? Ya en gerekli hislerimiz, en büyük felaketimizin anahtarıysa? Bu karmaşık dünyanın merkezinde, üç karakter yer alıyor: Mira (Duygu Eczacısı Çırağı): Sistemi sorgulayan yetenekli çırak. Annesinin mühürlediği Yas Kapsülü ve taşıdığı sır, onu tehlikeli bir yola sürükler. Zayn (Yeraltı Lideri): Sisteme savaş açan, karizmatik ve tehlikeli figür. Mira ile arasında alevlenen, tehlikeli bir şehvet ve ideolojik nefret zinciri kuran bağın diğer yarısıdır. Komutan Theron (Sistemin Koruyucusu): Duygusal düzenin ve istikrarın güvencesi. Ancak bu düzeni sürdürme saplantısı, onu büyük bir ihanetin mimarı haline getirecektir. Hissedilen Miras, aşkın en büyük nefreti nasıl doğurabileceğini ve şehvetin en tehlikeli sırlar için bir köprü görevi görebileceğini anlatıyor. Hazır mısınız? Aura şehrinde duygularınızla yüzleşme zamanı geldi!

Bulutlarda büyleyci bir macera

"İki beden... iki kutup… iki kader… "Biri… kıtaların özünü taşıyacak. İlktir. Ve eşsizdir. Virellia Prensesi olarak doğacak bu kız çocuk, mühürlerin taşıyıcısıdır. Denge onun kalbinde, kudret onun damarlarında akacaktır. Elarion’un tarihinde ilk kez, bir beden tek başına bütün kıtaların tüm öz gücünü taşıyacak. Mühürleri yalnızca o kaldırabilir… Ama dikkat edin… Tüm mühürler aynı anda açılırsa, güç göğü yırtar. Bu beden yanmaz. Ama ruhu karanlığa düşer. Ve bir kez karanlıkla mühürlenen ruh… benliğini sonsuza dek yitirebilir. Diğeri… Drakarth’ın öz evladıdır. Ateşle değil, ejderhayla doğacaktır. O, geçitlerin ve bütün kıtaların efendisi olacaktır. Yalnızca onun adımıyla kıtalar birbirine açılacak. Onun hükmüyle birleşecek ya da ayrılacak Elarion’un damarları. Lider değil yalnızca… tarih olacaktır bu erkek çocuk. Ve bilin ki... Bu iki beden, birbirine mühürlüdür. Kalpleri, evrenin en güçlü büyüsüyle yazılmıştır. Aşk. Ama öyle bir aşk ki… Biri ölürse, diğeri de çöker. Biri yok olursa, diğeri de solmadan yaşayamaz. Ve karanlık, eğer mühür taşıyıcısını ele geçirirse... Onu ışığa döndürebilecek tek kişi geçitlerin efendisidir. Ama bu, yalnızca ölümle gerçekleşir."

Uzun yıllardır içinde birçok cadının , büyücünün yaşadığı bir kasaba. Arazi. Yıllar önce bir cadı tarafından yapılmış bir büyü sonucu , bir takım güçler kazanmış olan altı kişi. Onlar kendilerini keşfetmeye başlamışken , bir yandan da onları bekleyen tehlikeyle karşı karşıyadırlar. Ölüm tehlikesi.

7 gün kuralına uymanız lazım. Herkesin bir sayısı vardır. Bir zamanı, ateşin 7 günü var rüyanın günü kalmadı sevgi ne kadar güçlü olursa olsun acı çekersin. Daha acı verici bir ölüm mü tercih edersin yada daha az acı çekip mi ölmek istersin. Ne olursa olsun hepimiz öleceğiz. Ama en sevdiğiniz önünüzde can çekişirken ne yaparsınız??? Ateşler ve rüyalar

“ Kadim topraklar, gölgenin efendisi Taht Kralı Kael`in demir yumruğu altındadır. Kael, krallığını sırlarla ve büyülü bir lanetle korumaktadır; ne kendisi ne de soyu asla tam olarak huzur bulamaz, çünkü tahtı, yüzyıllar önce döktüğü kanla beslenir. Hikaye, Kael`in egemenliğine son vermek için yetiştirilmiş olan Kan Kraliçesi Lysandra`nın yükselişiyle başlar. Lysandra, rakip bir krallığın son varisidir ve vücudundaki kadim büyü, düşmanlarının kanını kontrol etme gücüne sahiptir. Onun tek amacı, Taht Kralı`ndan ailesinin intikamını almak ve topraklarını geri almaktır.” !Dikkat!Bu kitapta olumsuz sahneler,argo kelimeler bulunabilir!

Elvan, görmezden gelinen acıları, sessiz çığlıkları ve baskılanmış öfkeyi içinde taşıyan bir cadıdır. Kimse onun isyan ateşini fark etmez; o, kurallara boyun eğmeyen, kendi yolunu kendi elleriyle çizen bir güçtür.Kasabanın her köşesinde adaletsizlik ve sessizlik hüküm sürerken, Elvan gizlice okuyup öğrenir, sorgular ve başkalarının cesaret edemediği soruları sorar. Gücü yalnızca sihirde değil, zekâsında, kararlılığında ve özgürlüğüne olan inancındadır.Ama isyan bedelsiz değildir. Kendi karanlığıyla yüzleşmek, sırlarını açığa çıkarmak ve toplumu sarsmak zorundadır. Her adımı bir devrim, her nefesi bir uyanıştır.Külün Uyanışı, cesur, asi ve özgür ruhlara hitap eden bir başkaldırı hikâyesi. Peki sen, Elvan’ın izinden gitmeye hazır mısın?“Küllerinden doğan, artık kimseye boyun eğmez.”

Kader bana tek bir görev verdi: Altı krallığı kurtarmak. Ama bunu, en büyük düşmanımla aynı yolda yürüyerek yapmam gerekiyordu.

Mafya ve aşk güzel olacağını düşünüyorummm

İşte hikayeleri böyle başladı aşk savaş intikam hepsi bir aradaydı kafalar çok karışıktı mafya kurgusudur

“Her anlaşmanın bir bedeli vardır. Ama bazıları, kanla yazılır.” Jason Miller, Japonya’nın en acımasız mafya lideri. Fyador Romanov, Rusya’nın buz gibi kralı. Bir barda kesişen iki imparatorluk. Bir gecede değişen dengeler. Ve sabah uyandığında, kendini bir sandalyeye zincirlenmiş bulan adam... Unutulmuş bir gece. Hatırlanması istenmeyen sözler. Artık ya Jason’un emrini yerine getirecek, ya da kendi imparatorluğunun mezarını kazacak. Tutku, kan ve ihanet arasında—kim kime gerçekten güvenebilir?

Her efsanenin arkasında bir gerçek saklıdır. Ve bazı gerçekler.. asla anlatılmamalıydı

Bir yanda normal dünya diğer yanda dünyayla ikiz insanları taşıyan paralel,büyülü bir dünya. VE SIRRI ÇÖZMEYE ÇALIŞAN ZEYA361.

“Gizemli ve güçlü bir vampir olan Elara, yüzlerce yıldır süren bir anlaşmazlığı sona erdirmek üzere en tehlikeli görevine atılır. Görev, düşman klanın liderinin izini sürmek için lüks bir maskeli baloya sızmaktır. Elara, nefes kesen güzelliğini ve ajanlık yeteneklerini kullanarak kusursuz bir kılık değiştirir. Ancak balo gecesi, kendini beklenmedik bir çekimin içinde bulur. Hedef klandan olduğu anlaşılan, karizmatik ve tehlikeli bir adam olan Karan`la tanışır. Her ikisi de maskelerinin ardında gerçek kimliklerini saklamaktadır. Görevini tehlikeye atmak istemeyen Elara, bir yandan Karan`ın cazibesine karşı koymaya çalışırken, diğer yandan da balodaki entrikalar ağını çözmeye çalışır. Gecenin ilerleyen saatlerinde, Elara ve Karan arasındaki gerilim dolu yakınlaşma, görev ve yasak aşk arasında bir denge kurmayı imkansız hale getirir. Elara`nın ajanı olduğu klanın hedefleri ile Karan`ın gizlediği sırlar çarpışırken, maskeler düşmeye başlar ve ikisi de bu maskeli balodan kalpleri kırık mı, yoksa yeni bir tutkunun esiri olarak mı ayrılacaklarını sorgulamak zorunda kalır.” !Dikkat!Bu kitapta olumsuz sahne,argo kelimeler bulunabilir!

Acaba yapay zeka insanlardan daha mı güzel sever

İtalya`dan İstanbul`a yüksek lisans için gelen bı aile Maria okul ve sınıf içerisinde Başarisi ile dikat ceken maria aynı zamanda sinifta sesiz sakin bı kizdir fakat birkaç kişi tarafından zorbalığa ugrar Maria artik ses vermek ister tekrar zorbalığa uğrayacaken buna izin vermez karşilik vermesi ile yeni dostluklarin kapısını açar

İnsan gözünün asla ulaşamayacağı kadar saklı bir yerde, dünyanın en görünmez vadisi uzanır. Bir zamanlar bu vadide; devler, kurt adamlar, sihirbazlar ve vadinin özgün sakinleri birlikte yaşardı. Ta ki devler ihanet edene kadar. Onların gözü artık sadece vadide değil, insan dünyasındaydı. Bu ihanet, görünmez vadiyi savaşın eşiğine getirdi. Ancak yaklaşan savaşın ortasında yalnızca kılıçlar değil, kalpler de sınanacak. İki dünya arasında sıkışmış kardeşler. Kalbini aşık olduğu insana adayan bir kurt adam. Ve bu aşkın gölgesinde, kardeşini korumak isteyen bir abla. Ancak kardeşi, kurt adamın geçmişten gelen kalp yarasına baskı kurmak üzere; o kadına aşık olmaya başlamaktadır. Her seçimin bir bedeli, her duygunun bir sırrı var. Ve şimdi herkes aynı fısıltıyı duyuyor: Yaklaşan bir savaş var. Ve zafer, her zaman iyilerden yana olur...

Elera Draven, büyüsünü bile kontrol edemeyen bir acemiydi. Aren Luchen ise Akademi`nin en güçlü öğrencisi... ve en kibirlisiydi. Birbirlerinden nefret ederken başlayan bu çatışma, geceleri gizli antrenmanlara ve beklenmedik bir bağa dönüşecekti. Ama Caeloria Krallığı`nda hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Uyanmakta olan bir mühür, hem kaderlerini hem kalplerini yeniden yazacaktı.

Jacob adında biri kendisinin normal bir insan olduğunu düşünüyor ama bulduğu bir kapı ile kendisinin normal bir insan olmadığını öğreniyor, ayrıca bu bulduğu kapı bir diyara açılan kapı ve bu diyarın ismi pordinos. Burada çeşitli maceralara ve evini bulma yolunda jacob` a eşlik edin. Bu kitap fantastik bir kitaptır, bu kitap ile fantastik yaratıkları ve mitolojik yaratıkları yakından öğrene bilirsiniz ve bu hikayede kendim eklediğim bir fantastik yaratık var. Bu kitabı yazarken percy jackson ve olumpuslar alacakkaranlık ve aslan kral`dan ilham aldım.

Kimse unuttuklarını hatırlamak istemez … Ya da gözler önünde duranı görmek . Ama kehanet,unutulanlar uyanınca gözler önünde olan belirince başlar…

Okulun sırlarla dolu kulubü ve okula yeni başlayan herşeyden bihaber yeni öğrenci Barış. Ve kayıp bir öğrenci.Çözmesi gerek sırlar,bulması gereken ipucular var.O halde Kulüp13`ün sırrını çözmeye sizde hazır mısınız? "Hatırlamak,yeniden başlamaktır."

Her şey kurgudur,gerçeklik içermez,ilk kitabım yanlışım olursa düzeltebilirsiniz. İyi okumalar diliyorum

Karanlığa kilitli kalmış milyonlarca ruhun özgürlüğüne...

Aeryndor, binlerce yıldır Ejderhalar, Periler, Elfler ve İblisler olmak üzere dört kadim ırkın hüküm sürdüğü, insan dünyasının varlığından bihaber olduğu ,büyüyle çevrelenmiş bir diyardı.Bu diyarı ayakta tutan, ne kılıç gücüydü ne de büyü…Onu yaşatan tek şey, Kadim Yasalar’dı. Aeryndor’un kutsal kitabı olan “Kadim Yasalar Kitabı” şöyle der: 1. Irklar arası birleşme kesinlikle yasaktır. 2. Ejderha özü hiçbir varlığa aktarılamaz. 3. İnsan boyutuna geçit açmak yasaktır. 4. Periler, büyülerini doğanın dengesine aykırı kullanamaz. Bu yasalar, hem dengeyi hem düzeni korur, her ırkı kendi sınırında tutardı.Çünkü bu düzen bozulursa, Aeryndor karanlığa gömülürdü .. Ama bir gece… Yıldızlar sönmeye yüz tutmuştu. Gökyüzü griye, rüzgâr küle dönmüştü.Ve o gece, yasalar çiğnendi.Tutku, yasayı yendi.Karanlıkla ışık birbirine dokundu.Ve yasakların en korkuncu gerçekleşti:Alev ile Işık tek bir kanda birleşti.O anda, Aeryndor’un dengesi titredi.Tanrılar sustu, kehanetler uyanmaya başladı.Çünkü herkesin korktuğu o soru artık yankılanıyordu:“Eğer yasak kan doğarsa,Aeryndor yeniden mi doğacak…yoksa sonsuza dek yanacak mı?”

Hersey bu okula gelmemle başladı... Bu okula gelenler sihir güçlerini gelistiriyorlardı... Ama bu okulda bize verilen önemli bir görev vardı bu görev neydi? Biz geleceğin varisleri Asanın Koruyucularıyız...