Yaratılan Cinlerden olan Azazil`in verdiği söz,yaşamı yükselmesi İblis mevkisinden sonra lain olarak düşmesi ve şeytan olması üzerinden iyi ve kötü çatışması yaptığım bir roman. Sürreal ama gerçekliğe çok yakın olan öğüt nasihat zarar fayda ve varoluşun amacını bulmaya çalıştığım bir kitap olacak

Sabahları adı Güneş,akşamları adı Gece olan bir katil mi?Korkutucu mu geliyor?Veya garip?Hayir çünkü o kadınların ve hatta neredeyse bütün milletin koruyucusu.Tamam koruyucu demek birazz..Çocukça ama halkı tehlikede tutan kişilerden kurtulmak en büyük hobisi (Ateşpare esintisidir)

Her şey Dina için normal gidiyorken annesi esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolunca Dina’nın hayatında her şey değişmeye başladı. Peki ama bu değişen şeyler nelerdi?

Nasibe giden her yolda diken vardır. Dikenleri ayıklamakta bir yol başka yol aramakta hangini seçersen seç sonunda nasibin olan seni bulur.

Arkadaşlar Yüce Allah`ın 99 ismini buraya sizler için yazdım. ☺️

70`li yıllar da aynı mahallede ülkücü Yiğit ve devrimci Yağız`ın dostluğunu anlatır. Sağcı-solcu konulu bir kitaptır. Devrimci çocuk - muhafazakar kız aşkı vardır.

İnsan ne ister Yağmur neden yağar gözlerimizden

Kitaba başlamadan önce bu dipnotu aklınızda tutmanız da fayda var Hemsâye var olmayan kurgusal bir adadır. Yazmaya başlarken şöyle düşündüm öyle bir kitap yazmalıyım ki bu kitapta aşağılanan kadınlar olmamalı, karşındakini ezerek havalı gösterilen erkekler olmamalı. Tesettürlü, tesettürsüz herkesin huzur içinde yaşadığı bir evren hayal ettim ve bunu bir şehre sığdıramadım; bu yüzden kendi evrenimi, her köşe başını bizzat naçizane kendimin döşediği HEMSÂYE ADA`sı çıktı ortaya. Hemsâye ise ‘Aynı Gölgenin Altında’ manasına gelmektedir. Keyifli okumalar dilerim.

"Seni verene kurban olurum." Oldun Ali`m beni verene kurban oldun." Bir Filistin direniş romanı

فَاِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا “Şüphesiz ki her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır. (Evet), şüphesiz ki her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır.” /inşirah suresi

Herşeye inancını yitirmiş asi bir kızdı o. Çiçek. Hayat onu hep inançsız ve umarsız olmaya mecbur bırakmıştı ona göre. Sevgiye, merhamete, ilgiye yoksun bir şekilde büyümeyi hakkettiğini düşünen bir çocuktu o. Annesinin küçük yaşta terk ettiği, babasının annesiz büyütmek zorunda kaldığı bir kız çocuğu. Annesi yüzünden sevmeye, sevgiye inanmayan bir gün herkes tarafından terkedileceğini düşünen bir kız. Önce yaşadığı hayatı inkar etti, istemedi. Sonra da bu hayatı ona yaşatanı... Herşeye olan inancını küçükken zaten yitirmişti. Büyüyüp genç bir kız olduğundaysa kainatın, tüm evrenin Yaratıcısını, Allah`ı da inkar ediyordu artık. Ansızın yaşadığı olaylar hayatını tamamıyla değiştirirken, bir Kaktüs olduğunu öğrendi Çiçek. Zaten bir Çiçek olamayacak kadar asi, sert ve ilgisizdi. Ondan olsa olsa Kaktüs olurdu. Renkli yaprakları yoktu mesela, yada onu ilgiyle büyüten bir sahibi yoktu. Nasıl çiçek olsundu? Kabullenmişti. O olsa olsa, çölde kendi kendine büyüyen kimsenin sevmediği, uzak durduğu, dört bir yanı sivri dikenli bir Kaktüs`tü. Nereye kadar inançsız olabilirdi ki? Ne zamana kadar devam edecekti bu? İnsanları ayakta tutan bir et parçası yada kemik yığını değil, inançları ve umutlarıdır demişlerdi. Öyleyse o nasıl inançsız ve umutsuz yaşayabiliyordu? Bu soru zihnini kurcaladığı an artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı. Kendisini kaktüs olarak kabul eden Çiçek bu sorunun cevabını arayacaktı. Bir arayışa girmesi onun mutsuz, umutsuz ve inançsız hayatına anlam katacaktı. Ya bu ARAYIŞ içinde kuru bir Kaktüs gibi yok olacaktı, ya da bir Kaktüs`ten Çiçek yeşertecekti. Bu hikaye, Kaktüs`ten yeşeren bir Çiçek`in hikayesiydi..

zorla berdel yoluyla evlenen rojda zamanla ona daha çok yakınlaşıyor va aşık oluyor

Güzel bir öğretmen ve yakışıklı bir asker klasik ama aşkları şaibeliiii 🫶🏻

İnsanlığı huzur ve mutluluğa götüreceği iddia edilen birçok ideoloji, felsefi akım ve model, uzun tarihi tecrübelerden sonra birbiri ardından silinip gitmektedir. Komünizmin bir çığ gibi yıkılısı da bunlardan birisidir. Salih Gökkaya, komünizm yolundaki şöhreti yurt dışına taşmış ve bu uğurda ömrünün elli yılını vermiş olan bir insandır.

Belki Filistin de doğdum ben bir öz gürlüğe adım gibi belki Filistinliydim ben bir çocuk gibi nasıl oldu bu zalim dünya aklım almaz . Ben yetim çocuğum mazlum insan gibi ne oldu bu Dünya Zalim insanlar ve soyları olan israil gibi

Sen benim.. Mercanına yandığım deniz... Sen benim.. Seyrine daldığım orman... . .

(Doğunun Çocukları Serisi 1) Yıl 2028 Halk yeni bir cumhurbaşkanı seçiminden çıkmış ve Cumhurbaşkanı 25 yaşındaki Medreseli Abdurrahman KARAKOÇ kazanmıştı. Abdurrahman Türkiye için radikal kararlar almak ve bu kararları ilk önce kendisi uygulamak istiyordu. Adil bir yönetici olacaktı. Bu beş yılda öyle şeyler yapacaktı ki herkes onu konuşacaktı. İlk icraatı ise odasına bir ayet asmak oldu. "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol; onların heveslerine uyma ve şöyle de: Allah`ın indirdiği Kitâb`a inandım ve aranızda adaletle hükmetmekle emrolundum." (eş-Şûra, 42/15) *UYARI* Doğunun Çocukları evrenine ait bütün kitaplar 2028 yılında geçmektedir.

İran`da bir deli oğlanla kızın hayatı

Ateist bir kızın hidayet yolcuğu iyisi ve kötüsü ile karakterlerin hayat hikayeleri (İki ana karakter ağzından yazılıyor)

Kimseye kendini ezdirmeyen kız evlenincede kimseye kendini ezdirmicekti bu karşılık genç adamı iyice zorluyordu....

Yeni başladım herkese merhabalar umarım güzel içerikler üretebilirim

İslami konulu bir kitaptır. Gerçek hayat hikayesinden kesitler bulunmaktadır. Her şeyin imkansız olduğu kızın karşısına, imkansızlıklarını oluduracak biri gelirse ne olur? "İmkansızlıklarını oldurmaya geldim efulim."

HACI BEKTAŞİ VELİ

HZ.MUHAMMED.S.A.V

KERBELA SAVAŞINI ÇOK SEVECEKSİNİZ