Bir arkadas grubunun hikayesi..

Küçük yaşta anne ve babası ayrılan aden 18 yaşına girdiği zaman babası gibi motor yarışçısı olmak ister. Annesi tekrar evlenen annesinin evlendiği yeni kocasının yanına taşınırlar ve aden için hayat o günden sonra değişir.

Aden Liya nın hayatı

Birinci kitabı okumadan okumayın

Bir zengin tarafından oynatılan oyunlar

Bu kitabı sever yazdım inşallah beğenirsiniz

"Bana acı, sen artık bana acı çünkü benim canım çok yanıyor." "Kutay," Diye mırıldandım. "Canımı çok yakıyorsun, lütfen... " "Bir bakışın bile,bir bakışın bile bana acı veriyor artık..."

Konsya devletinin siyasi partilerinin detayı detayına anlatan tek kitap...

-"Mirza Karahan seninle aramızda görmekle bakmak kadar fark var"çatık kaşları ile baktı.Görmedi sadece baktı. -"Sen hep bakarsın bana ama hiç görmezsin beni,ruhumu" -"Sen bakar körsün ve senin kör nokta benim,ama hakkını yiyemem unutmam yaptıklarını sen bana hep baktın"

Yalnızlık ve hayat`ta yaşam sebebimizzz Müzik varrr

Güzelliği dillere destan olan havin hanım töre gereği sevmediği bir adamla evlendirilir bu evlilikten sahra adında bir kız olur sahra büyüdükçe annesinin dillere destan olan güzelliği ona geçmiştir ama bir fark vardır SAHRA `nın güzelliğini görenler ya lal olur ya kör o kadar güzeldir ki sahra dilden dile dolaşır bunu duyan Haşim ağa (babası ) kızının yüzüne peçe taktırır ve hayatı boyunca böyle yaşayacağını söyler taki o gün gelene kadar

han x Lee Minho: minsung❄️

Bu yaşına kadar yanlız kalan Talya, bu yaşından sonra hayatının dönüm noktasını yasiyacagindan habersiz yaşayıp gidiyordu

Doktor Alya Demir, girdiği bir markette saldırıya uğrar. O hengamenin içinde annesinden kalan son şeyi kaybetmesi, büyük bir yıkıma yol açar ve hem saldırının sebebi olan hem de yüzüğü bulan İtalyan mafya Riccardo Rota, onunla yollarının kesişmesini sağlar. Riccardo, Alya`ya anlaşmalı bir evlilik teklif ederken Alya, büyük bir ikileme girer ancak her iki ihtimalde de mutlu, sakin bir hayat bulamaz. Alıntı: Bir şekilde buradan kurtulacaktım, hadi ama ben Alya`ydım ve çok daha zor durumlara düşersem diye uzun uzun eğitim almıştım. Köşede duran dolaba doğru ilerleyip elimdeki ipi, dolabın köşesine sürtmeye başladım. Neyse ki ip sonunda koptu, bunu fırsat bilerek hızla kapıya ilerledim, tahmin ettiğim gibi kilitliydi. Saçımdan tel tokamı çıkardığımda kapıyı açtım heyecandan titreyen elimle. Şaşırtıcı bir şekilde koridor bomboştu. Dış kapıya koştuğumda tedirginlikle etrafımı kolaçan ediyordum. Burası da kilitliydi. Tam o an arkamdan bir ses duyuldu: "Yardım lazım mı küçük kaçak?" Lanet olsun, bu oydu!

Nefretten nefrete

Kitap konusu bulduktan sonra yazıcam...

Ayana Ve Arif`in kardeşleri için verdikleri bedellerde birbirlerine olan küçüklük özlemi.

İnsanları düşüneceğinize kendinizi düşünün

“Özgürlüğü hiçbir zaman tam anlamıyla kavrayamamıştım. Sevgiyi de… Gerçekten, sevgi nasıl bir şeydi?” Arya Tandoğan, Arya çocukluğunu bir kâbusun içinde bırakmış, hayata kardeşini korumak için tutunmuş bir genç kız. Alkolik babası, geçmişin kırık dökük izlerini her gün daha derinleştirirken, annesinin yokluğu her sabah yeni bir yalnızlıkla uyanmasına neden olur. Bir gün, küçük kardeşini karanlık bir kaderden kurtarmak için o ipi kendi boynuna dolayarak feda eder… Atlas Arslan, Atlas Arya’yı çocukluğundan beri sevmişti.Onu yanına almak, korumak, mutlu etmek istemişti ama tam her şey mümkün olacakken, İnci hiçbir açıklama yapmadan onu ansızın bir gecede terk eder. Çünkü bazı ayrılıklar, anlatılamayacak kadar ağırdır. Bu hikâye, sadece bir aşk hikâyesi değil. Bu, bir kızın, bir ablanın, bir insanın hayatta kalma ve sevme mücadelesidir. “İnci, sessiz kaldı.Sessizliğe her şeyi anlattı çünkü sessizlik ve karanlık onun eviydi.”

BTS tanıyan bı kız üzerine tek o tanıdını sanıyor BTS ama bütün dünya tanıyordu herkes ona hayranca baktını sanıyordu ama ona ezik gibi bakıyorlar dı.

notlarım işte şdaşlsddasklşkdşlas

Bir kız bir mafyayla zorla evlendirilir ve....

Sıcacık bir bahar sabahıydı. Kuşlar cıvıldıyor, hafif bir esinti saçları okşuyordu. Okulun son zili çaldığında beş arkadaş—İntisar, Merve, Burcu, Pelin ve Ecrin—gülüşerek okul kapısından çıktılar. İntisar: “Hadi kızlar, bugünü unutulmaz yapalım!” Merve göz kırptı: “Planım hazır. Göl kenarındaki çay bahçesine gidiyoruz. Müzik, oyun, bol kahkaha!” Burcu ellerini çırptı: “Ve tabii ki en sevdiğim: bol bol selfie!” Pelin: “Ama önce küçük bir sürprizim var...” Ecrin merakla sordu: “Ne sürprizi?!” Pelin sırt çantasından küçük bir kutu çıkardı. İçinde kendi elleriyle hazırladığı bileklikler vardı. Üzerlerinde herkesin adı yazılıydı. Pelin: “Bu dostluk bileklikleri. Bugün sadece eğlenmeye değil, dostluğumuzu kutlamaya geldik.” Kızlar sırayla bileklikleri taktı. Hepsi birbirine sarılırken gözleri parlıyordu. Göl kenarında yerlerini aldılar. Renkli içecekler, kahkahalar, şarkılar… Her anı dolu doluydu. Merve: “Hayat bazen zor olabilir, ama böyle anlar… her şeye değer!” Ecrin: “Aynen. Biz birlikteyken hayat hep biraz daha güzel.” Güneş batarken, beşli göle karşı sessizce oturdu. Ama içlerinde bir huzur ve mutluluk vardı. O an, bir ömür boyu unutulmayacak bir anı olmuştu.

Sıcacık bir bahar sabahıydı. Kuşlar cıvıldıyor, hafif bir esinti saçları okşuyordu. Okulun son zili çaldığında beş arkadaş—İntisar, Merve, Burcu, Pelin ve Ecrin—gülüşerek okul kapısından çıktılar. İntisar: “Hadi kızlar, bugünü unutulmaz yapalım!” Merve göz kırptı: “Planım hazır. Göl kenarındaki çay bahçesine gidiyoruz. Müzik, oyun, bol kahkaha!” Burcu ellerini çırptı: “Ve tabii ki en sevdiğim: bol bol selfie!” Pelin: “Ama önce küçük bir sürprizim var...” Ecrin merakla sordu: “Ne sürprizi?!” Pelin sırt çantasından küçük bir kutu çıkardı. İçinde kendi elleriyle hazırladığı bileklikler vardı. Üzerlerinde herkesin adı yazılıydı. Pelin: “Bu dostluk bileklikleri. Bugün sadece eğlenmeye değil, dostluğumuzu kutlamaya geldik.” Kızlar sırayla bileklikleri taktı. Hepsi birbirine sarılırken gözleri parlıyordu. Göl kenarında yerlerini aldılar. Renkli içecekler, kahkahalar, şarkılar… Her anı dolu doluydu. Merve: “Hayat bazen zor olabilir, ama böyle anlar… her şeye değer!” Ecrin: “Aynen. Biz birlikteyken hayat hep biraz daha güzel.” Güneş batarken, beşli göle karşı sessizce oturdu. Ama içlerinde bir huzur ve mutluluk vardı. O an, bir ömür boyu unutulmayacak bir anı olmuştu.

Ya şimdi ya hiç…