Askeri köye yakın yerde düğün yapan köylüler, bir çatışmaya uğrar. Ve bu düğün de, ` Sıla Sözün Sara ` da vardır. Sıla Sözün Sara, askerler den biriyle karşılaşması ve bu karşılaşması`nın nedeniyle de ` Alp Karan` ın gizemli dolu hikayesine istemeden girmiş bulunur...

"ALLAH BENİM BELAMI VERSİN. NASIL FARKETMEM VURUN LAN BENİ DE VURUN LAN ARDA VUR BENİ ÜMİT NE DURUYORSUN VURSANA. ALLAH KAHRETSİN VURSANIZA BENİM YÜZÜMDEN ÖLDÜ" "Komutanım durun" "NİYE ÖLDÜRMEDİM Kİ BEN O ADAMI NİYE LAN NİYE VURUN BENİ VURUN LAN BENİ VURUN" "Komutanım sizin suçunuz değil" "ŞİMDİ BU ÇOCUĞUN AİLESİNE KİM HABER VERECEK. HANGİ YÜZLE VERECEK. BİR EVE DAHA ATEŞ DÜŞTÜ"

baş karakterimiz umay karaca cocuklugumdan bu zamana kadar yaşananlar

🌿 "Önce mesleklerine aşıktılar, sonra birbirlerine..." Bir çarpışma, dökülen kahve… Ve başlayan bir ömürlük hikâye. Dr. Elif, beyaz önlüğünün ardında kırılgan ama dirençli bir yürek taşırken, Komutan Murat görevlerin ağırlığı altında bile dimdik duran bir adamdı. Onları bir araya getiren kader, ayrı düşüren de aynı görev bilinci oldu. Yollar ayrıldı, telefonlar sustu, hasret büyüdü. Tam her şey bitti derken, hayat Elif’in karşısına bir söz çıkardı… Ve o söz, geçmişin bir vaadiydi: Murat. İki güçlü ruh, mesleğin sınavından, aşkın yangınından, ayrılığın sarsıntısından geçerek yeniden bir araya gelir. Ama bu defa yol daha çetindir. Çünkü görev aşkıyla yola çıkan kalpler, artık birbirinden vazgeçemeyecek kadar sevgiyle doludur. Tutkunun, sadakatin, ayrılığın ve yeniden kavuşmanın hikâyesi… Elif ile Murat’ınki, bir meslek aşkının, bir vatan sevdasının ve en çok da kalbin haykırışının romanı.

Gece saat 03:42. Doğu sınırında, dağların koynuna kurulmuş bir karakol... Ay, yırtık bir bulutun ardından güç bela ışık sızdırıyor. Hava soğuk, keskin. Nöbetçi değişimi yapılmak üzere. Bir gölge, eğitim alanının kenarındaki hedef tahtalarına doğru sessiz adımlarla ilerliyor. Tüfeğini omzuna asmış, elleri ceplerinde. Üniforması rüzgârda hafifçe dalgalanıyor. İzgi Kara, her zamanki gibi erkenden uyanmış. Uyuyamıyor. Uyusa da rüyalar, geçmişin parçalarıyla bölüyor gecelerini. Bugün yine babasını görmüş. Kızına selam vermeden uzaklaşıyormuş. Karakol komutanı, telsizden sesleniyor: “Tüm birlik, hazırlık seviyesi iki. Yakın bölgede hareketlilik tespit edildi.”

asker doğan aşk

Dışarıdaki siren sesleri her şeyi ifade ediyordu. Normal çocuklar anlamazdı. Ama asker çocukları anlardı. Yeni bir şehit var dememekti. Yarım kalan bir hikaye var demekti...

O gece babam derin bir sessizliğe büründü ama benim içimdeki intikam hırsı, o çığlık hiç susmadı. Kitap kapağı ChatGPT ile tasarlanmıştır.

... ..... ..

Bir klasiktir size bu hikaye roman artık her ne zıkkımsa

Bir kadın asker düşünün YÜZBAŞI Cemre Türk’ün hayatına hoş geldiniz

Bir ara yazarım galiba açıklma 😌

..... beyaz gül

"biri vatan için savaştı , diğeri hayatlar için . Kalpleri ise kader içi..."

Hava piyade olan adelina birgün timinin değişmesiyle yeni geçtiği timdeki yüzbaşının onun gücünü küçümsemesiyle aralarındaki soğuk savaş başlar bu savaş ya aşkla biticektir yada kanla

Şansı hiçbir zaman yaver gitmeyen Hazan Alev Ulu’nun şansı yine yaver gitmez.Timi ile çıktığı bir operasyonda o hariç bütün timi şehit olan Hazan Alev Ulu başka bir time atanır.Ancak şansı yine yaver gitmeyen genç kadını bu seferde tim komutanı Tolgay Akıncı kabul etmez.

Babam beni yıllar önce kardeşim dediği görev arkadaşına emanet etmişti. Şimdi ise o arkadaşı beni Türk Silahlı Kuvvetleri`nın değerli parçası olan Yüzbaşı Boduroğlu`na emanet ediyordu. Şehit Binbaşı Eymen Başer`in kızı, öğretmen Melek Başer`dim ben. Ve artık Ateş Timi`nin koruması altında babamın katillerine karşı savaşacaktım. Hikayedeki olaylar tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlarla bir ilgisi bulunmamaktadır. Hikaye bugüne kadar Wattpad`de yayınlanmaktaydı ama yoğun istek üzerine artık burada da yayında... Keyifli okumalar... İlk yayın tarihi: 22 Ağustos 2024

Ezel karaca kimsesiz bir askerdir küçükken yetimhaneye verilmiş kendini büyütmüş güçlü türk subayı üsteğmen karaca herkes ondan korkar kimse ağzını bile açamaz kimseyle konuşmayan sessiz bir kız

Beni anlatmak kolay değil. Ama denemek istersen önce susmayı öğrenmelisin." Soğuk, sert ve sessiz bir kadın… Onun adı Asena. 25 yaşında bir subay. Disiplin onun kanında, yalnızlık kaderinde yazılı. Geçmişi sırlarla dolu, geleceği ise savaş meydanı kadar karışık. Yeni kurulan Alp Timi’ne atandığında hayatının sadece görevlerle değil, insanlarla da sınanacağını bilmiyordu. Timde herkes farklı bir dünya: Asi ama eğlenceli Atilla, Bitmek bilmeyen esprileriyle Aras, Abla-kardeş bağını taşıyan Emir, Sürekli gerilim hattında yaşayan Kaan ve Kardelen, Ve liderliğin sessiz gücü Poyraz Yüzbaşı… Ama en büyük savaş cephede değil, kalpte başlıyor. Çünkü görevler geçici, ama duygular kalıcı. Ve Asena için, duygular zayıflık demekti. Ya zırhını çıkaracak... Ya da kendi içine gömülecek. --- Aksiyon, dram, romantizm ve gerçek asker hayatının iç içe geçtiği bu hikâyede, sen de timin bir parçası olacaksın. Kurşunlar kadar hızlı, duygular kadar derin bir serüvene hazır mısın?

Hem yolda hem hayatta,öğrenebileceğin her şeyi anlattım… ama seni sevmeyi hep içimde bıraktım

Hayatlarını ailesine ve askerliğe adamış 2 Türk askerinin karşılaşması

ailesini şehit verdikten sonra intikam yemini eden Asena`nın hikayesi.

Gece çöktüğünde bazı sırlar uyanır, Genç bir kadın doktor görev yeri olarak atandığı ıssız bir askeri bölgede kendini hiç bilmediği bir dünyanın ortasında bulur . Soğuk rüzgarların susturduğu dağlar sadece geçmişi değil ;geleceği de gizler. Ve o dağın tepesinde bir kurt belirir. Her şeyin başlangıcı olan kurt. Bin bası ile doktor arasında başlayan sessizlik, tehlikeli bir oyunun başlangıcıdır... Eternalxlumen olarak yazdığım kitabı sadece bu platformda yayınlanacaktır

Kabus Timi, sessizliğin ta kendisiydi. Önce bir silah sesleri, sonra da kanlar. Fısıldamalar. Önce derin bir nefes sesi işitilir, sonra da silah sesi. Burasi diğer timlere benzemez. Ankara’nın tam ortasında yaşayan bu tim. Sadece soğuk değil sıcakkanlılardı. “Burası Kabus Timi’ydi. Kanla anılıp, Kanla yaşayan.”

“Vatan, sadece toprak değil; üzerine yemin edilen sancaktır.” Sessizliğin içinden gelen bir gölge… İz bırakmadan hareket eden, sancağını gölgesine sığdıran bir timin hikâyesi bu. Sancağın Gölgesinde, yüksek disiplinle yetişmiş bir özel kuvvet birliğinin hem fiziksel hem ruhsal mücadelesini anlatıyor. İçlerinden biri için görev, sadece emir değil; geçmişle hesaplaşma, bağlılıkla sınanma ve sadakatle yoğrulmuş bir yolculuktur. Yalnızca düşmana karşı değil, kendi içlerindeki sessiz karanlığa karşı da savaşmaları gerekecek. Ve bazı savaşlar kurşunla değil, vicdanla kazanılır... Bu kitap, gerçek bir savaşın yalnızca cephede değil, sancağın gölgesinde verildiğini gösteriyor.