Bugünkü bölümümüz sonunda geldi sevgili okurlarım... Biraz geç oldu ama güzel bir bölüm oldu sanki yazarken güldüğüm bir bölümdü iyi okumalar...✨
Ayağımın acısını hala hissediyordum fakat Poyraz'a belli etmeden yürümeye devam ediyordum. İçimde ona karşı öyle yoğun bir kızgınlık hissi var ki. Acımı hissedipte yardım etmeye çalışmasını asla istemiyordum şuan. İkimizde motora geldikten sonra Poyraz bana doğru kaskı uzatırken suratım asık bir şekilde ona bile bakmadan kaskı kafama geçirdim ve motorun arkasına oturdum. O da bir saniye yüzümü inceledikten sonra kaskını geçirip motora bindi ama bekliyordu, motoru sürmüyordu... "Hadi sürsene." diye söylenirken kafasını omzunun arkasından bana çevirmeye çalıştı ve "Tutunmayacak mısın?" diye sordu. Bende gözlerimi devirerek beline tam sarılmadan destek aldım sadece. O da beline kısmen sardığım kollarımı izlerken en sonunda gaza bastı ve eve doğru sürmeye başladı. Evin önüne geldiğimizde hızla kaskı kafamdan çıkarıp motora bıraktım ve yine Poyraz'a bakmadan eve yöneldim. Poyraz ise arkamdan seslendi... Artık bir şeyleri söyleyip açığa kavuşturacağını, bana cevap vereceğini düşünüyordum ki "Sanem, iyi geceler..." demişti sadece. Bende ona bile bakmadan alaycı bir ifadeyle sırıtıp evin kapısını tıklattım. Kapıyı annem açarken bana sımsıkı sarıldı ve kapıyı hemen kapattı. "Sanem nerelerdeydin bu saatlere kadar çok korktum özür dilerim kızım, sana hemen öyle sert çıkışmamam gerekiyordu ama seni o halde görünce çok üzüldüm anneciğim." gözlerim dolarken annemi kocaman öptüm "Sorun yok anne, bende biraz dolmuştum dolaşmak iyi geldi bende özür dilerim bu saate kadar gelmediğim için." diyerek aramızın yumuşamasına yardımcı oldum ve "Biraz uyusam olur mu?" dedim annemde hemen başını olumlu anlamda sallayarak "İyi geceler güzel kızım." dedi ve salona yöneldi. Bende ablamın odasına doğru ilerleyip usulca kapıyı açtım. Ablam pencerenin kenarında arkası dönük bir şekilde kollarını göğsünde birleştirmiş yavaş yavaş bana bakarak konuşmaya başladı. "Poyraz'la nereye gittiniz Sanem?" derin bir iç çekerek yatağa uzandım. Bugün epey bir yorulduğumu anladım... Ne gündü be! "Beni bir bungalov evine götürdü orada ona güvenmem gerektiğini söyledi bende sebep söylemesini istedim ama o sadece sustu abla, hiçbir şey demedi." ablam sıkıntılı bir ifadeyle nefesini verdi ve yanıma uzandı. "Poyraz işte... Ne bekliyorduk ki? " haklıydı... Bir şeyleri oturtmayı istiyordu ama sadece kendini düşünüyordu. Onun için kimle olmuş kimle olmamış bir önemi yoktu ve belki de beni istiyordu bu yüzden ona güvenmemi söylemişti. Belki de beni de kullanıp sıkılınca bir kenara atacaktı kafamda ki tek korku bu... Ablamla daha fazla konuşmadık ve uyumaya çalıştık.
Sabah penceremizden odamıza dolan güneş içimizi ısıtmaya yetiyordu. Bu hissi çok seviyordum işte... Sabahın ilk ışıklarıyla gökyüzünü saran güneş'in odamızı ısıtmasını... Ve bizleri çok değişik duygulara karıştırmasını. Sizede öyle oluyor mu hiç? Odanız sabaha karşı turunculaşıyor ve soft bir ortam oluşuyor. Çok ferah ve çok rahat hissettiriyor... Her neyse bugün Funda'yla beraber buz pistine gidip yeni paten hocamızla tanışacağım. Zaten Funda tanıyor fakat ben ilk kez göreceğim için oldukça heyecanlıyım. Hemen yataktan doğrulup banyoya yöneldim ve elimi yüzümü yıkadım. Ablam hala uyuyordu... Ablam uyurken çok güzel oluyordu, ablama resmen hayrandım. O benim idolüm kesinlikle öyle... O çok güçlü bir kız asla yıkılmıyor. Onu kimsenin üzmesine yıkmasına izin vermiyor. Evet içten içe hala Barış'a aşık ama ona bunu göstermiyor ki tekrardan aynı şeyleri yaşamasın. O bu hayatta örnek alabileceğim tek insan. Yanına usulca kıvrılarak elimi koluna uzattım ve hafifçe dürtüp yanağına bir öpücük kondurdum. Ablamın dudakları hafiften kıvrılırken gözleri de kısılmıştı. Esneyerek gözlerini aralarken nefesini verdi ve "Günaydın, erkencisin." dedi bende hayranlıkla ona bakan gözlerimle "Evet bugün paten hocamla tanışmaya gideceğim o yüzden erken uyandım." diye cevapladım. O da yatağın içinde dğrularak "Vaay senin adına sevindim. Umarım her şey gönlünce olur." dedi ve tebessümle bana baktı. Benim ise içimde bir burukluk yer almıştı. Keşke beraber paten sürebilseydik ikimiz başarabilseydik demeyi çok isterdim ona karşı ama alacağım tepkiyi biliyordum ve susmaya kararlıydım. "Teşekkür ederim abla." diyebildim sadece ve dolaptan kendime birkaç parça kıyafet seçtim. Üzerime yeşil ince askılı ve diz kapaklarıma gelen altı hafif fırfırlı bir elbise seçtim. Saçlarımın bir kısmını üstten toplayarak altlarını açık bıraktım ve annemlerle beraber kahvaltı yapmak için mutfağa girdim. Annem ve babam beni görünce kocaman sarılıp kahvaltıdan sonra gönderdiler... Funda'yla yine buz pistinde buluşmak için anlaşmıştık bu yüzden babam Asaf abiye beni bırakmasını rica etti ve o da beni buz pistine bıraktı. Pistin önüne geldiğimizde arabanın kapısını aralayarak "Teşekkür ederim Asaf abi." dedim ve o da gülümseyerek "Ne demek Sanemciğim." deyip arabayla uzaklaştı. Piste geldiğimde salonu yine baştan aşağı süzerken arkamdan gelen kalın ve tok bir ses tanıdıktı "Fakirlikten zenginliğe ulaşan her kızın bir şoförü oluyor demek ki." bu Akın'dı... Sahiden uzun süre ortalarda yoktu bu çocuk. Şimdi birden görünce hem şaşırmış hem de sinirim bozulmuştu. Kaşlarımı çatıp "Sana ne, neden buradasın?" diye sordum. O da sırıtarak elleri cebinde yere bakarak bana doğru geldi ve başını yerden kaldırıp yüzüme odaklandı beni baştan aşağı süzerken dudağını ıslattı "Çok ilgi çekiyorsun bu hiç adil değil." sırıttım ve gözlerimi devirdim. "Kime göre, neye göre?" diye imalı imalı bir cevap verdim. Kendimden emin duruşum Akın'ın beni bir kez daha süzmesine sebep olmuştu. Gözlerini kısarak çapkınca bir ifadeyle yüzüme odaklandı "Bana göre, neyse bugünlük seninle uğraşmayacağım ama bu halinle çok göze batıyorsun buzlar kraliçesi." dedi ve elleri cebindeyken bana doğru iyice yaklaştı. İçimi hafif bir titreme sararken yutkunmakta zorlanmıştım... Nefes alışverişlerimi düzünlemeye çalışırken Akın, eliyle saçlarımı geriye savurarak boynumun ortaya çıkmasını sağladı ve kulağımda doğru fısıldadı "Belki kendimi tutamam ve bu sefer seni kimse elimden alamaz." evet bu sözden sonra yutkunmuştum... Fakat ben dolan gözlerimle yavaş yavaş geriye çekilen Akın'ı izlerken arkadan gelen bir ses bütün dikkatlerimizi oraya topladı. "Belki bende kendimi tutamam be Akın, o zaman seni de yaşatmam gibi geliyor." bu Volkan'dı... Korkum ve heyecanım yavaştan bedenimi terk ediyordu. Volkan'da oldukça ürkütücüydü ama son zamanlarda aramız iyiydi tabii. Altında hafiften dar olan siyah pantolonun üstüne motorcu edasıyla çektiği çizmeleri ve üzerinde ki siyah tişört ile kot ceketiyle baya bir havalıydı. Ne yalan söyleyeyim oldukça karizmatik biriydi... Çene kaslarını sıkıp Akın'a doğru geldi ve burnunu çekti. "Ee Akın sen mi gidersin ben mi götüreyim?" Akın sırıtarak "Şimdilik gidiyorum ama geri geleceğim Volkan, hesabımız daha kapanmadı." Volkan alaycı bir kahkaha savurduktan sonra gülüşünü usulca yüzünden sildi. "Hadi bakalım." Akın bana doğru göz kırpıp yanımızdan uzaklaşıyordu ki bunu fark eden Volkan öfkeyle "Lan hala yılışıyor elimde kalacaksın Akın hareketlerine dikkat et!" diye bağırdı. Bunu takmayan Akın ise hala elleri cebinde yürümeye devam etti ve gözden kayboldu. Volkan birden elini koluma koyunca irkilmiş bir ifadeye büründüm. "Korkma ya bu kadar, o şerefsiz yanına yaklaşırsa el etmen yeterli anında hallederiz." gözlerimi devirip cevap verdim. "Sanki sürekli yanımda oluyormuşsunuz gibi el edince hemen geleceksiniz." yüzümde alaycı bir ifade yer almıştı fakat Volkan gülümseyerek "Belki de sürekli yanındayızdır da sen görmüyorsundur." böyle deyince bir an inanmış gibi gözlerimi irice açtım. Ama o bu konuyu pek önemsemeden salona ilerledi... Bende peşinden gittiğim sırada Funda'yı Kerem ile beraber sohbet ederken gördüm. Funda kollarını göğsünde birleştirmiş Kerem'den sıkılmış bir ifadeyle onu dinliyordu. Hemen yanlarına gitmek için bir adım atıyordum ki Volkan kolumdan tutup beni durdurdu. Gözlerime sert bir ifadeyle bakarken oldukça çekiciydi... "Bekle Sanem, sadece sohbet ediyorlar Kerem'in Funda'ya zarar vereceğini sanmıyorum." kaşlarımı havaya kaldırdım "Hıı o yüzden eve çağırıyordu ya." Volkan ellerini kot ceketinin cebine yerleştirirken derin bir nefes alıp sırtını salonda bulunan oturaklardan birine yasladı ve tek bacağını diğer bacağının üstüne attı "Siz bu eve çağırma işini çok abartmıyor musunuz ya?" bende Volkan verdiği bu rahat tepkiye karşılık kollarımı göğsümde birleştirip "Normal bir şey değil Volkan, size öyle geliyor ama biz sizin eve atabilip yararlanabileceğiniz o kızlardan değiliz ayağını denk al beni sinirlendirme burada!" Volkan'a karşı yaptığım tehditkar konuşma onun susmasına sebep olmuştu, ellerini teslim olurcasına kaldırarak tebessüm etti "Tamamdır Patron sensin." kafamı "aferin" dercesine sallarken buz pistine doğru ilerleyip Funda'nın yanına gittim. Kerem ise çoktan Funda'nın yanından ayrılmıştı. "Funda Kerem'le ne konuşuyordunuz?" sıkıntıyla cevap verdi "Beni bu akşam ki bir partiye davet etti." kaşlarımı çatıp Funda'ya odaklandım "Sen ne dedin?" diye sordum merakla. "Sanem'e sorarım belki geliriz dedim." kafamı sallayarak cevap vermekle yetinirken "Ablama da sorarız gelirse gideriz." Funda'da onayladıktan sonra paten hocamız gelmişti ama Volkan ve Kerem çoktan ortadan kaybolmuşlardı. Hocamız Funda'yı zaten tanıdığından daha çok bana sorular sordu. Tanıştıktan hemen sonra bize birkaç hareket göstermeye başladı. Pistin ortasında hocanın eli belime giderken yavaş yavaş pistin üzerinde süzülmeye başlamıştık. Uzun zamandır böyle paten sürmüyordum ve bu çok iyi geliyordu... İçimde oluşan o mutluluğu anlatamam. Paten hocamızla hareketlerimize devam ederken içime bir sıkıntı doğdu
Sizce nasıl bir bölümdüü mutlaka yorum yapın olur mu seviliyorsunuz...💫
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
1.99k Okunma |
391 Oy |
0 Takip |
29 Bölümlü Kitap |