35. Bölüm

35. Bölüm: Çiçek kızım

Mila
yildiztozu

 

"Aklım fikrim sende, senin gelişinde, seni ne zaman göreceğimde, seni nasıl göreceğimde, beni görür görmez ne diyeceğinde..."

 

-Nazım Hikmet

 

(Can'ın anlatımıyla)

Kafamı gökyüzüne kaldırıp sigaramdan derin bir nefes daha çektim. Nefesimi dışarıya üflediğimde buğulu çıktı. Mayıs ayına girmemize az kalmıştı. Geceleri hala buz gibi oluyordu.

Karşıdan Özgür'ün geldiğini görünce yaslandığım yerden doğruldum. Boğazımı temizledim. Yarım kalan bir hesap vardı.

"Niye çağırdın beni?" Diye sordu, uykulu gözlerle bakıyordu bana.

"Yarım kalan bir meselimiz var." Dediğimde anlamadı. Birden yumruğumu yüzüne geçirdim.

Yumruğumla beraber sendeledi. Bir iki adım geriledi.

"LAN!" Dedi şaşkınlıkla. "Ne yaptın lan sen!"

"Bana attığın yumruğun yanında bu hiç kalır." Dedim Özgür'e. Çenesini tutup bana döndü. Yüzünde şaşkınlık vardı.

"Yumruğun sağlammış." Dediğinde kendimi tutamadım ve sırıttım.

"Eyvallah. Senin de sağlam. Geçen gün attığın yumruk yüzünden hala yanağım sızlıyor."

"Eyvallah." Dedi benim gibi, "Niye çağırdın beni buraya oğlum gece vakti?" Diye tekrar sordu.

"Bu yumruğu atabilmek için çağırdım." Dediğimde gözlerini devirdi.

"Sen harbi manyaksın, Esra manyak seviyor galiba. Bunun başka bir açıklaması olamaz."

"Sen sanki çok normalsin de." Dediğimde homurdanarak yüzüme baktı.

"Sen! Esra'yla ciddi mi düşünüyorsun?" Diye birden sorunca duraksadım. Böyle bir soru beklemiyordum. Gözlerinde harlamaya hazır bir ateş vardı.

"Bak, bu dünya da hiç bir şey Esra'dan değerli değil benim için. Esra'nın tek bir göz yaşına her şeyi ateşe veririm. Yaptım da daha önce. Onun için her şeyi yaparım. Her ne kadar büyümüşte olsa o benim için hep küçük kalacak. Onu kötü şeylerden korumak benim görevim. Şimdi mutlu ve ben onun gene üzülmesini istemiyorum. O yüzden adam gibi bir soru sordum, adam gibi cevapla. Kardeşimi seviyor musun? Yoksa onunla sadece zaman geçirmek için mi sevgili oldun?"

"Saçmaladın Özgür!" Dedim kendime gelerek. "Öyle bir amacım yok. Bir kere en başta Esra'ya yapmam. Aşık olduğum kızı bir kere üzdüm, bir daha yapar mıyım sanıyorsun?" Sessizce beni dinliyordu.

"Tamam, ben daha önce yalancı, şerefsiz, karaktersiz herifin tekiydim. Ama Esra'ya olan duygularım asla yalan değil. O benim yüzümden bir hafta üzüldü ben bir ömür boyu onu üzdüm diye kahrolacağım." Bakışlarında yumuşama olmaya başladı.

"Esra benim canım, Can. Onun için her şeyi yaparım. Onun tek bir sözü ile her şeyi ateşe veririm. Beni anlıyor musun?"

"Anlıyorum." Bir daha onu üzmeyecektim.

O benim çiçek kızımdı.

"Enes'in amına koymuşsun." Dedi, başımı salladım.

"Ayar olmuştum, dövmezsem olmazdı." Dedim omuz silkerek.

"İyi yaptın, sen yapmasan ben yapardım."

"Söylemeden edemeyeceğim! Esra'yı tebrik etmem gerekiyor. Sana bunca zaman iyi dayanmış. Yarın gidip Esra'yı öpeceğim." Dediğimde kaşlarını çattı.

"Siktir git! Hele bir kardeşimi öp! Bak bakalım ne oluyor! Yiceksin yine yumruğumu göreceksin dünyanın kaç bucak olduğunu."

"Sevgilimi öpemez miyim oğlum?"

"Senin sevgilin benim de kardeşim ulan! Gidiyorum ben, senin yüzünden uykumu böldüm." Dedi ve bana arkasını döndü, yavaş yavaş uzaklaşmaya başladı.

Arkasından sırıttım, ellerimi ceplerime sokup bara doğru yürümeye başladım.

 

(Esra'nın anlatımıyla)

"Liste böyle Esracığım, eklemek istediğin başka bir şey olursa yanıma gelirsin konuşuruz." Dedi Melahat hoca. Okulun rehber hocasıydı. Çok tatlı bir kadındı, bana da çok yardımcı oluyordu.

Dudaklarımı birbirine bastırıp başımı salladım.

"Anladım hocam, aklıma başka bir okul gelirse söylerim. Teşekkür ederim." Dedim ve oturduğum yerden ayaklandım. Okul bitmişti, herkes çoktan gitmişti ama ben üniversite tercihleri için kalmıştım. Çantamı alıp Melahat hocaya gülümsedim ve odasından çıktım.

Liste çok uzun değildi istediğim bölüm belliydi ama istediğim üniversiteye bir türlü karar veremiyordum. Melahat hoca bunun normal olduğunu söylüyordu.

Çantamı tek omuzuma takmıştım, düşmemesi için sıkı sıkı tuttum ve okulun çıkışına ilerledim. Can beni kapıda bekliyordu.

Yanına ulaştığımda gülümseyip sarıldım.

"Hoş geldin çiçek kızım." Dedi sarılırken. Sarıldıktan sonra ayrıldık.

"Hoş buldum, beklettiğim için özür dilerim rehber hocasıyla üniversite lisesini hazırlıyorduk." Dedim açıklama yaparak.

"Eee seçtiniz mi istediğin üniversiteyi?" Diye sordu, elimi tuttuğunda yürümeye başlamıştık.

Başımı olumsuz anlamda salladım, "Hayır, seçemedik. Çok kararsızım."

"Eskişehir'de de okumak istiyorsun değil mi? Listeye buradaki okulları da eklediniz mi?" Diye sordu. Eskişehir'de güzel üniversiteler vardı. Abim geçiş yapmıştı. Lise'den beri hukuk okumak istiyordu ve ilk senesinde kazanmıştı, derece yaparak girmişti istediği okula. Şimdi ise bizden uzakta olmak istemediği için geçiş yapmıştı. Notları yüksekti, baya da iyiydi!

Zaten abim hep çalışkan biri olmuştu, gıcık, sinir bozucuydu ama çalışkandı da. Bazen anlamadığım dersleri o anlatıyordu.

Annemler de abimle aynı üniversiteye gidebileceğimi söylemişlerdi ama ben bilmiyorum deyip kestirip atmıştım.

"Ekledik zaten, dediğim gibi hangi üniversiteyi seçmem gerektiğini bilmiyorum. Düşüneceğim bir süre." Dedim, elimi bırakınca ona baktım. Kolunu omzuma attı ve beni kendine çekti.

"Sen nasıl istersen öyle olsun yavrum." Dedi, başımın üstünde bir öpücük kondurdu.

Mahalleye gelene kadar konuştuk. Evin önüne geldiğimizde sarıldık.

"Konuşuruz sonra." Dediğinde başıma salladım. Birden kapı açılınca sarılmayı kesip oraya döndük.

"Can, nasılsın oğlum?" Dedi annem gülümseyerek.

"İyiyim Nuran teyze, siz nasılsınız?" Diye karşılık Can'da.

"Sağ ol ben de iyiyim."

"Anne bizi mi bekliyordun? Kapıyı hızla açtın da." Diye sordum.

"Camdan gördüm geldiğiniz, Can gelsene içeriye çay içelim." Dedi annem. Can bir bana bir anneme baktı.

"Rahatsızlık vermeyeyim, ben Esra'yı bıraktım eve geçiyorum." Dedi Can çekinerek.

"Ne rahatsızlığı oğlum! Gel hadi hava soğuk zaten sıcak çay iç." Diye ısrar etti annem.

"Gel hadi, kırma annemi." Dedim annemin arkasından ben de.

Annemin ne yaptığını anlamıştım, ikimiz hakkında bir şeyler öğrenecekti.

Anlamamak mümkün değildi!

İnşallah geçen saatlerde annem yediğim bokları Can'a anlatmazdı.

Can bir süre yüzüme baktı, böyle devam edeceğine anladığım zaman kolundan tutup onu eşiğe kadar çekiştirdim.

"İyi, peki madem." Dedi Can, ayakkabılarımızı çıkarıp beraber içeriye girdik.

"Siz oturun ben çayları koyayım geleyim." Dedi annem, bana göz kırpıp mutfağa gitti.

"Sen oturma odasına geç ben çantamı odaya koyup geliyordum." Deyip hızlıca odama gittim. Oturma odasına geri döndüğümde Can'ın yanına oturdum.

"Amma kastın he. Relax ol biraz." Dedim gülerek.

"Ne oldu da birden çağırdı? Üstelik sarıldığımızı da gördü, bir şey demedi." Diye sordu Can, dediğim şeyi duymazdan gelerek. Cevap verecektim ki annem mutfaktan çıkıp yanımıza geldi. Çaylarımızı uzattı.

"Teşekkürler Nuran teyze."

"Afiyet olsun oğlum." Dedi tebessüm ederek, yanıma oturdu. Bir süre havadan sudan konuştuk daha sonra annem lafa girdi.

"Esra ile sevgiliymişsiniz. Doğru mu?" Diye sordu Can'a. Can boğazını temizleyip önce bana sonra anneme baktı. Sessizce yutkundum.

"Evet Nuran teyze sevgiliyiz." Diye cevap verdi. 'Sevgiliyiz' kelimesini ondan duymak kalp atışımı hızlandırmıştı.

"Ne kadar oldu?"

"2 ay." Dedim Can'dan önce.

"Evet, 2 ay oldu çıkmaya başlayalı." Diye beni onayladı Can.

Annemin bakışları bir süre üzerimizde gitti geldi. İlişkimizle ilgili biraz daha soru sordu, daha sonra boşalan bardaklarımızı alıp çay doldurmaya gitti.

"Kızım, niye söylemiyorsun bana annenin bizi bildiğini?" Dedi fısıldayarak. Sesi kızgın çıkmıştı. Arkama yaslandım, rahat bir ifadeyle konuştum.

"Aklımdan çıkmış."

"Annene kelimelerimi seçerek cevap vereceğim diye imanım gevredi burada! Sen hala oturduğun yerden kıkır kıkır gül!" Diye homurdandı. Ona dikkatli baktığımda hafif hafif kızardığını fark ettim.

Bir dakika anneme bizi söylediği için mi kızarmıştı o?

"Sen... Niye kızardın?" Diye sorduğumda yandan bir bakış attı bana.

"Sevgilimle annesine ilişkimizi söylediğimiz için olabilir mi?" Dediğinde gülmemi tutamadım.

"Nasıl? Benden önceki sevgililerin ailesiyle tanışmadın mı?" Diye sordum. Benden önce ilişkisi olması normalde, benim de olmuştu.

"Tanıştım ama bu kadar heyecanlanmadım. Hiç kalbim böyle delice atmadı. Sen bir farklısın ama. Diğerlerinden farkında bu zaten. Kalbimi yerinden çıkaracak gibi attırıyorsun." Dediğinde bu sefer kızaran bendim. Bana sırıtıp göz kırptı, annemin gelip gelmediğini kontrol etti. Omuzumdan tutup beni hızlıca kendine çekti.

Önce dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu, daha sonra yanağıma, ardından da saçlarıma öpücükler kondurdu.

"Günlük dozumu almam gerekiyordu." Dedi sırıtarak.

"Ne o beni öpmezsen güne başlayamıyor musun?" Diye sordum. Bir yandan da sırıtıyordum.

"Cık, başlayamıyorum valla." Dedi sırıtarak.

Annem elinde tepsiyle gelince ayrıldık. Bir süre daha Can'la sohbet etti, hava kararmaya başlayınca Can müsaade isteyip evine gitti. Bizde annemle akşam yemeği hazırlamaya başladık.

"Çok seviyor seni." Dedi annem, çorbayı karıştırırken ona baktım.

"Nereden anladın?"

"Anlaşılmayacak gibi değil ki? Gözleri her şeyi söylüyor." Dediğinde gülümsedim ve önüme döndüm.

"Daha önceki ilişkinde… Adı neydi çocuğun?"

"Mustafa."

"Heh Mustafa, onunla bu kadar mutlu ya da samimi değildin. Hep bir mesafeliydin. Mustafa'dan öncekilerine de öyleydin." Dediğinde başımı salladım.

İçimden gelmemişti, tamam çıkmaya başlamadan önce hepsine bir heyecan ve sevgi beslemiştim ama sevgili olduktan sonra o heyecan ve sevgi kaybolmuştu. Zaten abim yüzünden de ilişkilerim kısa süre sonra bitiyordu.

Hele Mustafa! Nasıl sevgili olmuştuk anlamamıştım. Asla fikirlerimiz uyuşmuyordu. Boş boş şeyler konuşuyordu. Kavga etmediğimiz bir gün bile yoktu. Kendisi de boş bir insandı. Abime ilk defa teşekkür etmiştim. Beni o tek hücreliden kurtardığı için.

"Abin inşallah bu ilişkini de erkenden bitmesine sebep olmaz." Dediğinde içimden inşallah dedim.

"Sinir ediyor beni oğlun! Kendisinin uzun süreli ilişkileri oldu ben karışmadım? Benimkine niye karışıyor?" Dedim, bak gene sinir olmuştum.

İnsanın başında ilişki bükücü bir abi olunca sinirlenmemek elde değil.

"Uzun ilişkileri oldu da ne oldu? Hepsi kavgayla son buldu." Evet, abimin daha önceki ilişkilerinde sürekli kavga oluyordu. Eski sevgilileri sürekli sıkan kişilerdi, abimde o şeylere gelemediği için sürekli tartışma çıkıyordu. Sonra bir bakmışız hop! O ilişki bitivermiş.

Bir insan nasıl arıza kızlar bulurdu anlamış değildim.

Anneme abimle Hilal'i söyleme isteği çık aklımdan!

"Aman ne yaparsa yapsın bana bulaşmasın yeter!" Demiştim ki mutfak kapısında birden abim göründü.

"Kim kime bulaşmasın?" Diye sorunca annem de ben de yerimizden sıçramıştık.

"Ödümüzü kopardın oğlum! Sessizce gelinir mi öyle!" Dedi annem abimi azarlayarak.

"Pardon anne, kim kime bulaşmasın Esra?" Diye sordu bir kez daha.

"Can'la olan ilişkimi annem öğrendi." Dediğimde gözleri büyüdü ve anneme döndü.

"Anne! Senin bu kızın sevgili yaptı! Yaşı kaç başı kaç!" Dediğinde hayretle ona baktım.

"Ne varmış yaşımda be! 18 yaşındayım ben!"

"Sus hala küçüksün."

"Of Özgür!"

"Abi diyeceksin!"

"Demeyeceğim! Küçük değilim ben üstelik!"

"Sus küçük!"

"Anne şu oğluna bir şey de!"

"Anne kızın bana şu dedi!" Diye aynı anda birbirimizi anneme şikayet edince annem tahta kaşığı sertçe tencerenin kenarına vurup bize döndü.

"Abine bir daha şu diye hitap etme Esra." Abime döndü.

"Özgür saçmalama oğlum! Esra'nın ilk ilişkisi değil üstelik bu." Dedi annem sakince.

"Ama anne daha küçük!" Diye diretti abim. Abimin gözünde hiç büyümedim.

"Lan ne küçüğü! Bozuk plak gibi takıldın!"

"Anne kızın bu sefer de bana lan dedi! Görüyorsun ağzı ne kadar bozuk."

"Kimin yüzünden acaba!" Deyip kendime engel olamayarak koluna geçirdim bir tane.

"Ben anlamam Özgür! Esra 18 yaşında artık. Kararlarını kendi verebilir! İlişkisine karışma!" Dedi annem uyararak.

"İyi be iyi, ama o Can hele bir şey yapsın yemin ediyorum onu inşaata çıkarır bacaklarından sallandırırım." Dedi işaret parmağını sallayarak.

"He abi he. Kesin yaşanır bu!" Dedim homurdanarak. Abim göz devirdi ve yanımıza gelip ocakta ki tencerenin kapağını açtı.

"Mis gibi olmuş!"

"Hazır olacak birazdan."

"Tamamdır. İçerideyim ben." Dedi ve mutfaktan çıktı.

"Delirtiyor beni anne! Sanırsın abi değil ana baba!" Diye söylendim.

Sokak kapısı bir kez daha açılıp kapandı.

"Biz geldik!" Diye seslendi Emir.

"Hoş geldiniz!"

"Hoş geldiniz çocuklar." Dedi annem, Cansu mutfaktan içeriye girdi.

"Hoş bulduk Nuran teyze. Ne güzel yemek kokmuş mutfak."

"Sofrayı kuracağız birazdan kuzum."

"Tamam." Dedi Cansu ve içeriye geçti.

 

 

✨🪼

 

Aradan 1 ay geçti. Sınava artık günler kaldı. Sınav yaklaştıkça heyecandan deliriyordum. Sadece ben de değil. Hilal'ler de benimle aynı durumdaydı.

Telefonum çalınca gözlerimi aralayıp telefonu aldım. Arayan Ceren'di. Ne zaman uyumuştum ki ben?

"Alo." Dedim, uykulu sesimle.

"Esra'cık? Uyuyor muydun?"

"Uyuya kalmışım kuzu."

"Heee, ben Hilal'lere geldim. Cansu'yu da alıp gelsenize." Dediğinde saate baktım. Saat 17:00'di.

"Tamam geliyoruz aşko." Deyip telefonu kapattım. Yüzümü yıkayıp Cansu'nun odasına adımladım. Kapıyı çalıp girdim.

"Napıyorsun?" Diye sordum.

"Kitap okuyordum öyle."

"He iyi, Ceren aradı. Hilal'lere gelmiş siz de gelin dedi."

"Olur, Nuran teyzeye de söyleyelim çıkarız." Başımı salladım.

Salona geldiğimizde abimle Emir playstation oynuyordu.

"Anne biz Hilal'lere geçiyoruz. Cansu'da oradaymış."

"Tamam annecim. Geç kalmayın!" Diye arkamızdan seslendi.

"Tamam!" Deyip çıktık evden. Direk karşı eve doğru yürüdük.

"Sınava da az kaldı..." diye mırıldandı Cansu.

Bugün 15 Mayıstı. Sınav Haziranın ikinci haftasıydı.

Şaka maka yaklaşmıştık.

"Evet... Heyecanlıyım ve stresliyim.."

"Merak etme, o gün hiçbir şey anlamayacağız bile. Gelip geçecek." Diye beni sakinleştirdi.

Hilal'lere geldiğimizde oturup sohbet etmeye başladık. Hepimiz çok heyecanlıydık sınav için

"Okul balosu, sınavdan sonra mı?" Diye sordum. Ceren başını salladı.

"Sınavdan bir hafta sonra. Elbise buldunuz mu?" Diye sordu.

"Daha bulamadık. Cumartesi çıkalım mı? Gezmiş oluruz." Diye sordum.

"Olur valla. Evde durdukça duvarlar üzerime üzerime geliyor." Dedi Hilal.

Cumartesi için sözleştik. Annem arayınca ayaklandık. Hilal'lerle vedalaşıp eve geldik.

Yemekten sonra ılık suyla duş alıp bornozumu giydim ve odaya geçtim.

Pijamalarımı giyip masamın başına oturdum. Tekrar etmem gereken dersler vardı.

Gece geç saate kadar tekrar yapıp test çözdüm. Gözlerimi ovaladıktan sonra masadan kalkıp yatağıma geçtim.

Bölüm sonu :)

Evet, sonra görüşürüz

 

 

 

 

Bölüm : 05.02.2025 08:40 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...