7. Bölüm

7.BÖLÜM

Bal soydan
yildizlardakikeleb

Yumruktan sonra bir kafeye oturduk, kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Buz isteyip Baran’ın gözüne tutuyordum. Daha çocuğu ilk günden böyle bir duruma soktuğum için kendime kızıyordum. Bir elimde hâlâ balon bağlıydı. Baran elimi tuttu, buzu elimden aldı.

"Elin üşümüştür, bana ver, ben tutarım," dedi.

Hiç itiraz etmeden verdim. Buzun elimde soğukluk yarattığını o an fark ettim. Baran, buzu kenara bıraktı, ellerimi avuçlarının içine alıp ısıtmaya başladı. Selen bana sıkıntılı bir şekilde bakıyordu.

"Çilek, kalk, bir tuvalete gidelim," dedi.

Kafamı "hayır" der gibi salladım.

"Size bir şey söylemeliyim," dedim. "Yani Aybars hariç hepiniz bilmelisiniz."

Bu yalan sevgili olayını bilmeleri gerekiyordu, yoksa sıkıntı çıkacaktı.

Abim, "Söyle yavrum," dedi, sanki söylemekten çekindiğimi anlamış gibi.

"Biz Baran ile sevgili değiliz," dedim.

Selen bu sefer haklı bir sebepten sesini yükseltti.

Abim ise sinirle, "Kızım, sen ne diyorsun? Bizimle alay mı ediyorsun?" dedi.

"Abi, ben Aybars’ı seviyorum. O da bir iyi, bir kötü davranıyor sürekli sıkıldım artık. Bir netlik istiyorum. Sorsam doğru mu söyler, yalan mı söyler bilmiyorum. Bir gün 'kardeşimsin' diyor, bugün Baran’a yumruk atıyor, beni izliyor. Kafam karıştı artık," dedim. "Ben de böyle bir çözüm buldum," diye ekledim.

Selen şok içinde bana bakıyordu. Abim ise yüzünü ellerinin arasına alıp sıkıntılı bir nefes verdi. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Baran bir yandan "Buradayım," der gibi elimi tutuyordu. Ellerimi avuçlarının içinden çektim.

"Ben başka çözüm bulamadım. O yüzden o net olana kadar bu oyunu sürdüreceğim. Siz de ağzınızdan bir kelime bile kaçırmayacaksınız," dedim.

Kafalarını salladılar sadece. Bir süre daha oturup sonra evlere dağıldık.

Abim, eve girdiğimizde bana sıkıca sarıldı, saçlarımı öptü.

"Ben senin her zaman yanındayım, güzel bebeğim. Her zaman sana destek olurum. Sen kendin için en iyisini bilirsin," dedi.

Abime sıkıca sarıldım. "Teşekkür ederim, abim," dedim.

Annem o gün anneannemlerde kalıyordu. Babam zaten yoktu, hiçbir zaman da olmamıştı. Odalarımıza gittik. Telefonumu kapatmıştım kafedeyken, yatağıma fırlattım.

"Ya bu yaptığım onu daha çok uzaklaştırırsa? Ya daha çok kaçarsa?"

Yere oturup sırtımı yatağıma yasladım. Gücüm kalmamıştı artık. Her şey yeni başlıyordu ama ben güçsüz başlıyordum. En başından ona ihtiyacım vardı. Onu sevdiğimi nasıl görmezdi, onu anlamıyordum.

Ne üstümü değiştirebildim ne de kalkıp yatağıma geçebildim. Yerde öylece oturup saatlerce ağladım. Onun gittiği gün de böyle olmuştum.

Babamın onun bir sapık olduğunu ve bir sapığı savunacağını bilmiyordum. Kimse bilmiyordu. Babamı çok özlüyordum ama benim babam olan hâlini özlüyordum. Mahkeme salonlarında gördüğüm, beni yurda vermek isteyen, ölümle tehdit eden hâlini değil. Beni hayatımın aşkından ayıran hâlini değil.

Ben her şeyi içime atardım, kimseye belli etmezdim. Kolay kolay ağlamazdım. Çok gülerdim. Üzüleceğim yerde espri yapar, kimseyi üzmezdim. Kendimi kimseye açmazdım. Serttim. Yerimde asla taviz vermez, duvar gibi yıkılmazdım. Duygudan yoksun, acımasız, merhametsiz olurdum. Ama yeri geldiğinde de güller açan, neşe saçan biri olurdum.

Ama şimdi ne yapacağımı, nasıl olacağımı bilmiyordum. Aynı dakikalar içinde mutluysam, en olmadık şeye alınıp ateş saçıyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum.

Tek onun yanında, Aybars’ın yanında, tek bir duygu içinde oluyordum: mutluluk. Ateş saçmıyordum. Onun yanında su oluyordum. Tüm ateşim sönüyordu. Sakin oluyordum. Onunla gülüyordum. Gerçekten gülüyordum. Üzüldüğüm için değil…

Gözyaşlarım uzun zaman sonra ilk kez bu kadar özgür kalmıştı. Durduramıyordum ağlamamı. Her şey bir anda üstüme yığılmıştı. Omzumdaki yükler birer birer üzerime düşmeye, canımı yakmaya başlamıştı. Zar zor doğrulup ayağa kalktım, telefonumu aldım ve yatağa oturdum.

Telefonu açtığımda sadece Selen’den gelen aramalar ve bir mesaj vardı—Aybars’tan. Mesaja girdiğimde, günlerdir ettiğim duaların gerçek olduğunu fark ettim.

Aybars: Sen ne yapmaya çalışıyorsun, Çilek? Sen onun kim olduğunu biliyor musun da onunla sevgili oluyorsun? Aklını mı kaçırdın sen?

Yazmıştı. Benim için yazmıştı. Ama beni sevdiği için değil… Baran’ın kötü biri olduğunu söylemek için yazmıştı. Dua ederken detay vermek lazımmış meğer.

Saatlerdir dinmeyen gözyaşlarım, onun tek bir mesajıyla dinmişti. Bunu hiçbir zaman yapmazdım. Yazarsa cevap verirdim, başka bir şey yapmazdım. Ama bu kez farklıydı—aradım. Aybars’ı aradım.

Gecenin üçüydü. Eğer açmazsa bir daha aramayacaktım. Ama açtı.

Uykulu bir sesle, “Ne oldu, kimsin?” dedi.

Cevap vermeyecektim. Sadece dinlemek, sesini duymak istiyordum. Sessizlik sürdü. Ardından derin bir iç çekiş sesi geldi.

“Çilek, konuşacak mısın artık?” dedi.

Yatağa uzandım. Ben uyuyana kadar konuşsa, ne güzel olurdu…

Telefonu başımın yanına koydum.

“Uyuyor musun?” dedi, sonra kendi kendine, “Salak Aybars, uyusa nasıl arasın seni?” diye söylendi.

“Çilek, ses ver artık. Ne oldu? Bir şey mi oldu? Çilek, iyi misin?”

Göz kapaklarımda sanki tuğlalar vardı. Sesi bana huzur veriyordu. Gitgide boğuklaşmaya başladı. Sonunda uyuyakaldım.

Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama kapım aniden sert bir şekilde açıldı. Bulunduğum yerden çığlık atarak fırladım. Anın korkusuyla kulaklarımı ve gözlerimi kapattım.

Birinin kolları bana sarıldı.

"Şşş, sakin ol. Benim," dedi tanıdık bir ses.

Aybars’tı… Ellerimi kulaklarımdan çekti. Ona baktım.

"Niye geldin sen?" dedim. "Böyle gecenin bir vakti uyuyan bir insanın odasına böyle mi girilir? Manyak mısın sen? Delirdin mi be?" diye bağırdım.

Aklım çıkmıştı. Aybars biraz geri çekildi.

"Sen arayınca, bir de konuşmayınca bir şey oldu sandım," dedi.

"Ben mi aradım seni? Yanlışlıkla aramışımdır, elim falan çarpmıştır. Aradığımı hatırlamıyorum," dedim.

Keşke aramasaydım. Bunun böyle olacağını tahmin etmemiştim…

 

 

 

Umarım keyifle okursunuz! Yarın yeni bölümle geleceğim. Oy ve yorum yapmayı unutmayın—desteğiniz benim için çok kıymetli ve değerli. Öpüldünüz! ❤️

Yazdığım baba kısmı tamamen kendim yaşadım bazı bölümlerde kendi yaşadıklarımı sanki çilek yaşamış gibi göstereceğim.

 

 

Bölüm : 08.02.2025 17:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...