Odamda rahat rahat oturmuş, bilgisayarımdan yeni bir film bulmuştum. Romantik komediydi. Yanımda cipsim, kolam, kucağımda bilgisayarım… Filmimi izliyordum. Şu an çok huzurluydum ama aklım Aybars'daydı. O geceki bakışlarında, bir tarafım "Beni seviyor." derken, diğer tarafım "Saçmalama!" diye bas bas bağırıyordu. Bu nasıl bir şeydi ya? Bir insan nasıl bir bakışıyla beni böyle etkisi altına alabiliyordu? Aklım almıyor.
(Aşk, neden bu kadar kırocasın?)
Film izlemeye devam ederken, beni bu düşüncelerin içine sokan kişi yani Aybars mesaj attı. Mesajı açmamıştım ama içimden güzel bir şey olması için dua ettim. Garantiye almak için de ellerimi açıp öyle dua ettim.
"Allah'ım, sen konuyu biliyorsun. Yüce Rabbim, sen büyüksün. Ne olur güzel bir mesaj atmış olsun Allah'ım."
Ellerimi yüzüme sürüp "Amin." dedim ve mesajı açtım.
Aybars: Şu abin kodumun telefonunu götüne mi sokuyor amk?
Aybars: Baksın telefona, söyle!
Ben ne günah işledim ya… Annem beni kesin tuvalette doğurdu, bak, çok net söylüyorum! Soracağım hatta şimdi.
Yerimden kalkıp annemin yanına gittim. Annem televizyon izliyordu, bana baktı.
"Ne oldu kızım?" dedi.
Annemin yanına oturdum, dudaklarımı büzdüm.
"Anne, sen beni tuvalette mi doğurdun?" dedim.
Bir duraksadı, sonra bana baktı.
"Kızım, sen iyi misin?" diye çok makul bir soru sordu.
"İyiyim annem, iyiyim, sağ ol." dedim ve kalkıp geri odama geldim.
Tuvalette de doğmadıysam, ben kesin bir günah işledim…
Aybars, "Görüldü attın." diye aramış ve mesajlar atmıştı.
*3 cevapsız arama*
Aybars: Kızım, baksana şu telefona, ne görüldü atıyorsun?
Aybars: Çilek???
Aybars: Sana diyorum, baksana şuraya!
Aybars: Ya sabır ya…
Engelleyeceğim bir gün valla!
Çilek: Hazırlanıyor şu an, bakamaz.
Çilek: Nereye gideceksiniz?
Bunlar da hep bir yerlere gidiyorlar, bir türlü evde durmuyorlar!
Aybars: Sen de geleceksin.
Aybars: Abin demedi mi?
Ha, ben de mi gideceğim? BENİM NEDEN HABERİM YOK LAN HE?!
Aybars: Selen de geliyor, abin sana dedi sanıyordum ben.
Yazıklar olsun abi!
Çilek: Ne zaman çıkıyorsunuz? Ona göre hazırlanayım.
Aybars: 15, bilemedin 20 dakikaya çıkarız.
Çilek: Tamam.
YA ALLAH YA SABIR! Ben bu kadar vakitte nasıl hazırlanacağım?! ABİİİİ! Of, kafamı duvarlara vuracağım he! Bunun intikamı ağır olur abiciğim…
(40 dakika sonra... )
Aybars ve abim durmadan mesaj atıyorlardı.
Aybars: Lan Çşlek, iki saattir seni bekliyoruz, insene aşağıya!
Ne acele ettiriyorsunuz ya! Madem geç haber verdiniz, bekleyeceksiniz arkadaşlar!
Çilek: Tamam ya, bekleyin bir saniye, iniyorum Allah Allah!
Nereye gideceğimizi bilmediğim için hem spor hem şık giyindim. Altıma kot şortumu, üstüme beyaz polo yaka t-shirt'ümü giydim. Bence çok hoş olmuştum. Aynada son kez üstüme, saçlarıma ve makyajıma bakıp kapıya koştum. Ayakkabılarımı giyip çantamı aldım ve aşağı indim.
Aybars sürücü koltuğunda, abim yanında, Selen de arkada oturuyordu. Arabaya bindim.
"Merhaba arkadaşlar!" dedim.
Hepsi birden bana döndü.
"Sana da merhaba, Çilek!" dediler aynı anda.
Tövbe estağfurullah, ne oluyor ya?!
Aybars, gideceğimiz yere sürmeye başlamıştı. Abim şarkı ayarlamaya çalışıyordu. Biz de Selen ile arkada fotoğraf çekiniyorduk.
Abimin koltuğuna yapışıp,
"Abi, neden bana haber vermedin? Senin yüzünden geç kaldım!" dedim.
Abim bana döndü.
"Unutmuşum ben seni, yavrum." dedi.
Hepsi birden gülmeye başladı.
"Yazıklar olsun!" deyip arkama yaslandım.
Aynadan Aybars'ın beni izlediğini gördüm.
ANAM NE OLUYOR ŞUAN ACABA?!
Ay, kalbim! Kelebek kelebek oldum şu an! Günüm güzelleşti resmen!
Bir süre daha baktıktan sonra, ben gözlerimi kaçırmayınca o yola döndü.
İhihihi, aşırı mutluyum var ya şu an anlatamam! Midemdeki kelebekler düğün salonunda dans ediyordu sanki!
Bir süre daha gittikten sonra sahil kenarında, güzel bir kafeye geldik. Deniz tarafında bir masaya oturduk ve sohbet etmeye başladık.
Ben limonata içiyordum, Selen kahve, Aybars limonata (anlamadık sanki), abim de kahve içiyordu.
Ben gülerken, Aybars'ın gülüşümü izlediğini fark ettim. Göz göze geldik. Ne o gözlerini çekiyordu ne ben... En son kalbim göğüs kafesimi delecek gibi atmaya başlayınca,
"Bir lavaboya gidiyorum." deyip masadan kalktım.
Kafenin arka tarafına geçtim. Sigara içecektim ama çakmağımı unuttuğumu fark ettim.
Ah benim unutkan kafam!
Geri masaya dönüp çantamı alıp arka tarafa geçtim. Sigaramı tam yakmış, içecekken telefonuma bir mesaj geldi…
Uzun bir aradan sonra hepinize merhabalar! Yani, en azından benim için uzun bir ara oldu. Şöyle ki, bu kitabı, bir kızın yaşadığı olayı yazarak oluşturuyorum. Yazdığım bölümü önce ona atıyordum, o onaylarsa buraya paylaşıyordum. Ancak kendisi hesabındaki tüm videoları kaldırmış, ismini değiştirmiş ve bana hiçbir şekilde ulaşmadı.
Bu yüzden, herhangi bir rahatsızlık yaratmamak adına isimleri değiştireceğim. Ayrıca, kitabı artık tamamen kendi tarzımla yazmaya başlıyorum. Yani, bundan sonra daha uzun bölümler gelecek!
Keyifli okumalar dilerim! Oy ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. Öpüldünüz! 🥳🥳
Okur Yorumları | Yorum Ekle |