15. Bölüm

ZEVAHİR

Rabia
yaziyor

Gözlerimi zar zor uykuya teslim etmiştim. Sanıyorum çok uzun sürmedi. Bir iki saat sonra uyandım. Canım çok yanıyordu. Hani diyorlardı ya en büyük acı ağrı şu bu diye, öyle değil di. Neren ağrıyorsa canın oradaydı. En büyük acı ağrıyan yerin merkeziydi. Alparslan'da benimle beraber sabaha doğru uyumamış ben uyuduktan sonra o da uyumuştu. Ona bakınca uyuyor olduğunu gördüm. Arada bacağıma üflüyor acımı hafifletmeye çalışıyordum ama pek işe yaramıyordu. Su toplamıştı yanan yer. Hiç iç açıcı durmuyordu. Anneme gidemeyeceğimize mi üzüleyim bacağıma mı bilemedim. Olanda hayır vardır mutlaka. Belki daha geç gideriz ama daha uzun kalırız. Bakışlarımı Alparslan'a çevirdim tekrar. Çok güzel uyuyordu. Onunla sarmaş dolaş uyumaya o kadar alışmışım ki, bacağım sebebiyle benden uzaklaşması eksik hissetmeme sebep oluyordu. Ben kocama aşık oluyordum galiba. Çok güzel bir adamdı. Yakışıklılığı dışında kalbi de güzeldi. Çünkü beni kırmaktan imtina ediyor ve bunu bana hissettiriyor du. Kendini bir an olsun hissettirmekten geri durmayan bacağımın ağrısı aklımda ki düşüncelerin dağılmasına sebep olmuştu. Bir saattir uyanıktım. Kendimi uyumaya zorladım. Acısından dolayı pek beceremesem de ısrarıma devam ederek sonunda uyuya kalmıştım.

~

Alparslan dizime üfleyerek dikkatle yanık kremini sürüyordu. "Füüüüüuüüfff füüüüüffff ...." sürdükten sonra kapağını kapatıp kenara koymuştu ilacı. "Gelincik? Hala çok yanıyor değil mi?" Yüzünü ekşiterek endişeyle sorması o kadar içtendi ki ona kocaman sarılmak istiyordum. Ben pek uyuyamayınca hissetmiş gibi o da uyanmıştı.surekli benimle ilgileniyor birşey isteyip istemediğimi soruyordu.

"Çok yanıyor Alparslan." Hüzünlü bir tebessümle bana bakıp "keşke elimden daha fazlası gelse Eliş kızım... "

"Yanımda olman yeter" elini tutup öpücük kondurmuştum. Bu hareketime şaşırmıştı. Şaşkın ama bir o kadar da içten bakmıştı bana. "Ohooyyy Güzelim...? Kurban olurum sana... Her gün beni daha da şaşırtıyorsun. Kendin gibisin. Yapmacık değil, samimi ve kibirden uzak. "

"Bana değer verdiğin gibi sana kıymet veriyorum. Annem hep evlenmeden önce kocanı sev say derdi. Ben annemden babamın elini öptüğünü de gördüm. Böyle öğrendim. O senin atandır derdi. Başına gök kubbe, gönlüne yar-ı güzîndir. Sende öylesin Alparslan."

"Ne diyeceğimi inan bilmiyorum. Be-ben... Kurban olurum sana, ne güzelsin sen. Yar-ı güzînim benim, canım..." Kollarını bana sarıp göğsüne beni en kıymetli yerime çekmişti.

~

Alparslan kapıyı çekip içeriye girdiğinde elinde ki eczane poşetini bana uzattı.

"Bak iz kalmaması için bunu sabah akşam kullanmamız gerekiyormuş."

İçini açıp bakmıştı. Üzerini okuması inceleyişi, ilgisi o kadar hoştu ki resmen ona dalıp gitmiştim. Bana dönünce, bak şöyle şöyle kullanacağız şimdiden sürelim birde akşam yatmadan süreriz diyip ilgiyle açıklama yapıyordu. Bu halleri baba olduğunda ne kadar ilgili ve dikkatli olacağı fikrini oluşturmuştu bende. Birden aklıma gelip moralimi bozan durumla yüzleştim. Tabiri caizse nabzını ölçmek ister gibi bir kaç şey söylemekten kendimi alamadım.

"Aplarslan?" Bakışları bana dönmüş merak ve endişeyle bakıyordu. Herhalde canımın acıdığını söyleyeceğimi düşündü.

"Gelincik? Acın mı arttı yoksa? Ne oldu güzelim"

"Ha yok. Yanıyor hala ama onu demeyecektim. Sana birşey sormak istiyorum. "

"Sor güzelim. İstediğin bir şey mi var?"

"Yok birşey istemiyorum. Sadece seyi merak ettim. Senden birşey saklasam çok kızar mısın?" Kaşlarını kaldırarak dikkatle bana bakıyordu. Kendimi kötü hissetmekten alıkoyamadım.

"Ne gibi mesela? "

"Şey... yaşadığım bir şeyi saklasam. Önemsiz bulduğum için anlatmasam ya da huzurumuzun bozulmaması için. Kızar mısın?" Biraz korku biraz da mahcubiyetle ona bakıyordum.

"Bana anlatmayı mı önemsiz buluyorsun? Ya da önemsiz biri olduğum için mi bana anlatmıyorsun bunu tartarım önce "

"Asla! Seni önemsiz gördüğüm için olabilir mi hiç? Olayı kastetmiştim."

"Yani böyle birşey var? Doğru mu anlıyorum?"

"Alparslan? Kızma lütfen? Sen bana kızarsan..." gözlerim dolmuştu. Bir an onu kaybedeceğim sandım. Saçma sapan düşüncelerin aklımı meşgul etmesine izin vermeyecektim.

"Neden kızmamamı istiyorsun? Kızacağım ne oldu? " tavrı değişmişti sanki. Aramızda soğuk rüzgarlar esiyordu birden. Bu halde üşümeme sebep oldu.

"Sana söylemediğim şeyler var" Başım öne düşmüştü istemsiz ellerimle oynuyor olayı nasıl toparlayabilirim bilmiyordum. Zamansız mı söylemiştim. Biraz daha mı bekleseydim emin olamadım. Ama kaç gündür içim içimi yiyordu. En iyisi bir an önce söyleyip kurtulmaktı. "İlk çalışmaya gittiğimizde tatsız bir olay yaşadım. Sana söyleyip-...

"Orada çalışmana engel olmamamı istedin?"

"Ama se-...

"Olan bitenden haberim var." Sinirini hissedebiliyordum. Yerinde huzursuzca kıpırdanıp alnını kırıştırmıştı. "Nasıl gizli kalacağını düşünürsün? Orada ki hiçbir garsona bu muamelenin yapılmasına izin vermem. Hele ki karıma. Hesabı kesip gerekli müdahaleyi yaptım ben sonrasında. Hiç kimse kendi keyfine göre bir kadına öyle aşağılık bir muamelede bulunamaz. Nasıl benden gizli kalacağını düşünürsün Gelincik? Karı koca arasında gizli saklı olmalı mı sence?"

"Haklısın. Olmamalı. Ama... Ben...Hem çekindim hemde dediğin gibi izin vermezsin diye..

"Neden çekiniyorsun? Niye izin vermiyeyim? Orası bize ait bir yer. Arada böyle pislikliklere istemesek de maruz kalıyoruz bunun için sana neden kızayım? Zaten ben içimi rahatlattım orası ayrı am-.."

Merakla, "ne yaptın ki?" Dedim. Umursamaz bir tavırla "boşver orasını "

"Çok kızdın mı bana?" Çekinerek gözünün içine bakıyor dudaklarımı ısırmaktan geri duramıyordum.

"Kızdım. Hemde çok. Ama, birbirimizi daha tam tanımıyoruz... çekincelerimiz korkularımız olabilir. Bu sebeple benden bir daha birşey saklamanı istemiyorum"

"Tamam. Söz veriyorum. Bir daha saklamayacağım."

"Sen sanki başka birşey daha söyleyecektin?"

"Şey... evet birşey daha var ama onu söyleyecektim. "

Olan biteni olduğu gibi anlatmıştım Alparslan'a. Bu mesele de canını fazlasıyla sıkmıştı. Ama bir şekilde yumuşatmayı başarmıştım. Zaten ilk defa bu tarz şeyleri yaşadığımız için tolerans göstermişti. Aramızda birbirimize karşı hiçbir şeyi saklamayacağımıza dair söz vermiştik. İyi kötü ne olursa olsun eşler arasında gizli saklı olmayacağı hususunda da sozümüzü vermiştik.

Bu konuda ki hassasiyetine dikkat çekerek ona karşı her daim şeffaf olmamı istemişti. Bu konu benim içinde çok önemliydi lakin sorun çıkarmamak ve bazı şeyler hakkında duyduğum endişe sebebiyle boşvermeme sebep olmuştu. Bana biraz sitem etmişti tabi ama kıyamadığının özellikle bu durumdayken gönlünün el vermediğine emindim. Çünkü onu yavaş yavaş tanıyordum.

~

İKİ HAFTA SONRA

Alparslan'ın annesi babası beni ziyaret etmişlerdi bir hafta önce. Kayınvalidemin endişesi ve anne şefkatiyle yaklaşması bana o kadar iyi geliyordu ki, sürekli bana annemi hatırlatıp içimde ki eksikliği şu yüzüne çıkrıyordu. Babası da keza otoriter bir insan olmasının yanı sıra bana olan saygısı ve sevgisini hissediyordum aynı zamanda taktirini de. Birde Alparslan'ın bir hafta önce gelen kız kardeşi vardı Selin. Hiç ziyaretime gelmemişti. İşi vardır yoğundur diye düşündüm.

Bende yavaş yavaş toparlanıyordum artık bacağım da ki izin geçmesi için Alparslan her akşam özenle yanık izi için aldığı merhemi sürüp benimle ihileniyordu. Açıkçası bu ilgisinden fazlasıyla memnundum. Yarın hafta sonu olduğu için evdeydi. Bende iki haftadır derslerimden geri kalmıştım. Akif'ten rica ederek arkadaşımdan notlarımı getirmesini istemiştim. Sağolsun her daim koşturuyordu.

~

"Gelincik? Bizimkiler yarın bizi akşam yemeğine davet ediyor gidermiyiz? Hem kız kardeşimle de tanıştırmak istiyorum seni."

"Tabi gidelim Alparslan. Bende kız kardeşini merak ediyorum."

Yarın olacaklardan habersiz gözlerini uykuya teslim etmişlerdi.

 

 

 

 

Canım Merveciğime özel bu bölüm. 🤍🥰

Keyifli okumalar dilerim. Yeni bölüm haftaya gelicek. Allah'a emanet olun.

Bölüm : 30.01.2025 20:09 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...