BİR SENE SONRA
Aybala ile Ali Asaf evlenmişti. Nihayet... Alparslan bu istekli gençleri daha fazla oyalayamamış, kızının da kurma heveslisi olduğu bu yuvaya adım atmalarına razı olmuştu. Alparslan ailesinin en büyük daha doğrusu Alparslan'ın en büyük sıkıntısı kızının kendinden uzak oluşuydu. Çoğu baba gibi kızının mutlu ve huzurlu bir yuvası olmasını istemesi en kıymet verdiği şeylerin başında geliyordu. Kızı yirmi beş yaşındaydı. Evliliğin sorumluluğunu üstlenip yuva kurma kabiliyetine sahip duruşu onun ne kadar çok bu konuda başarılı olduğunun göstergesiydi. Kendi evlerinde dahi, kızının ne kadar becerikli ve anaç bir tavra sahip olduğunu biliyordu. Allah'tan en büyük isteği evlatlarının mutlu ve huzurlu bir yuvası olsun isteğiydi.
~
Aybala güne enerji dolu ve çok mutlu açmıştı gözlerini, yüzünde ki tebessümle kollarını iki yana açıp gerinirken, gözleri yan tadında kendisini seyreden kocasına takılmıştı. Gülümsemesi genişlemiş kocasına dönerek elini başının altına yaslayarak öylece ona bakıyordu.
"Günaydın, uykucu güzel..." Aybala daha geniş gülümseyerek dişlerini göstermişti.
"Hayırlı sabahlar yakışıklı... ayrıca çok mu uykucuyum ben?"
Ali Asaf, düşünür gibi yapıp, "Yani elinden gelse daha da uyursun da, sorumlulukların buna engel oluyor"
"Biliyormusun?"
"Neyi güzelim...?"
"Beni bu kadar iyi tanıyor olman çok hoşuma gidiyor. Ve ben şu anın dışında hayatımızın bir çok safhasında beraber olduğumuzu bildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum..."
Elini karısının yanağına koyarak, baş parmağıyla sevmişti.
"Biz birbirimize çokça aşinayiz yavrum... çocukluğumuz beraber geçti. Senin kimi zaman kıskançlıkların kimi zaman mızıkçılık yapan tavırların, bana olan bağlılığın her zaman hoşuma gitti. Aramızda ki çekim bugüne gebeymiş baksana..."
"Ben yokken sürekli Ayşegül'le oynuyordun, bu beni çok kızdırıyordu. Senin tek oyun arkadaşın ben olmak istiyordum. Hem ben mızıkçılık yapmıyordum, sadece hakkımı savunuyordum..."
"Emin misin güzelim..? Yakan top oynayınca sana değmesine rağmen yok eteğime değdi, yok efendim o cansız falan filan derken seni ikna edene kadar akla karayı seçiyorduk."
Aybala yüzünü tatlı bir ifadeyle ekşitip konuşunca Ali Asaf kahkahasına mani olamadı.
"Hııı... çok komik... gül sen öyle. Peki maç yaparken niye beni zorla oyundan çıkarıyordun o zaman?"
"Allah aşkına yavrum o kadar erkeğin içinde ne işin var? Ayrıca ben senin narin yanına uygun olmadığı için izin vermiyordum. Top canını yakarsa diye endişeleniyordum. Ayrıca bizim hayvanlar topun anasını ağlatarak oynadıkları için, öldürsen almazdım."
"Hııı... beni düşündüğünden yani?"
"Başka neyden olabilir Ay kızım?"
"Üff ne bileyim, hem Aykut beni korurdu." Aykut mahallede Ali Asaf'tan sonra en çok Aybala'yı koruyan Ayrıca tatlılığı sebebiyle de çok sevdiği bir çocuktu Aybala. Tabi Ali Asaf sevgisini Aykut'la paylaşmaktan pek hoslanmazdı.
"Başlatma şimdi Aykut'una falan. Ben varken kime düşmüş seni koruyup kollamak? "
Aybala oyunbaz Bir ifadeyle, tavrını sürdürmeye devam ediyordu.
"Öyle deme ama... Allah için Aykutcuğum çok iyi bir insandı. Beni de çok severdi hani. "
"Aykutçuğun? Nerede abi lafzı? Senden kaç yaş büyük o, haberin var mı? "
"Sende benden yaşça büyüksün ben sana abi diyor muyum?" Ali Asaf'ın çıldırmasına ramak kalmıştı. Bu kız ağzından çıkanı duyuyor muydu?
"Aybala!? Ulan Aykut benden bile büyüktü. Ne abi demesinden bahsediyorsun? Karımsın sen benim karım. Abi deme lazım olur!"
Aybala bu durumdan eğlendiğini belli eden bir kahkahayla, "ne biçim konuşuyorsun ama kocacığım... hiç yakışıyor mu sana? Hem ben örnek olsun için öyle dedim, sen ve abi olmak, nıç... olmaz. Hemde asla olmaz. Baksana telaffuzu bile zor."
"O zaman ayarlarımla oynayıp durma. Yoksa abin olmadığını çok güzel bir şekilde gösteririm."
Kocasının omzuna vurup, "edepsizleşme Asaf..!" Demişti.
"Gayet makul bir ifadeyle izah ediyorum yavrum... "
"Neyse ya... Hadi kahvaltı yapalım."
"Hayırdır? Ne güzel konuşuyorduk..."
"Sonra devam ederiz, midem açken ben ben değilim..."
"Belli...."
"Asaaafff..!?"
"Ne var yalan mı? Sabah sabah açtığın konulara bak. Abiymiş!!"
"Tamam hayatım, sakin ol sen, hadi kahvaltımızı yapalım. Sana ne hazırlamamı istersin? "
Kocasından ses gelmeyince, ona biraz daha sırnaşıp gönlünü yapmak ister gibi sordu.
"Aşk olsun söylemeyecekmisin ama?" Yanağından kocaman öpünce, kocasının dudak kıvrımının hareketlendigini görünce, biraz daha suyuna gidip tatlı tatlı konuştu.
"Bak senin sevdiğin gibi menemen yapayım olur mu? İçine biraz aşkımdan, biraz da sana olan bağlılığımdan katıp mükellef bir sofra hazırlayayım hı?"
"Kalk hadi sana yardım edeyim.."
"İşte benim kocam, canım kocam..." kocasının üzerine atlayıp kocaman sarılmıştı. "Tamam tamam. Yürü hadi. Aldın gönlümü"
"Ben ezelden almıştım zaten, hıhh..."
"Benim senden çekeceğim var belli..."
"Şikayetçimisin?"
"İşin enteresan kısmı şu ki, asla...!"
~
"Hayatım şundan da yesene" annesiyle hazırlamış oldukları kahvaltılık sosları ve reçelleri işaret ederek yemesini istiyordu.
"Yavrum şiştim ben, bak bu gidişle göbekli olacağım...
"Aman be kocam, birşey olmaz merak etme."
"Şu tatlı dilinle beni hep kandırıyorsun sen"
"Kanıver ne olcak sankim..."
"Tatlı dilini devreye koyup sinirlerimi de alıyorsun"
"Hı hım.. "
"Böyle sakin sakin konuşup içime de işliyorsun"
" Asaf ? Peki sana ne demeli? Sen zaten benim kalbime işlemişsin. Silinmesi mümkün olmayan bir kalemle yazilmışsın kaderimin en güzel köşesine. Kalbimin tee ortasına. "
"Güzel karım benim, çocukluğum ve çocuklarımın annesi olacak kadınım..." Öyleydi değil mi? Çocukları olacak o da anne olmanın eşsiz lezzetini tadacaktı. Babası Asaf olacak, çocukları olunca tam bir aile olacaklardı. Bu düşünce içinin kıpır kıpır olmasına sebep oluyordu.
Asaf karısının sofrayı toplamasına yardımcı olduktan sonra, Aybala'nın hazırlanmasını bekleyip beraber evden çıkmışlardı. Aybala kendi aracını almamıştı. Akşam dönüşte kocası alacaktı tekrar.
"Yavrum erken çıkabilirim, seni ararım ona göre haber veririm"
"Tamam hayatım, haberleşiriz"
"Dükkanı Aysun abla mı açıyor"
"Aynen. Yedek anahtarı ona verdim, sabahları o açıyor akşam erken çıkarsam o kapatıyor."
"İyi bakalım..." kısa süren yolculuğun ardından dükkanın önünde durunca Aybala kocasını öpüp el sallayarak dükkana girmişti. Onun bu cıvıl cıvıl halleri şüphesiz ruhunu okşayıp kendisini iyi hissetmesine sebep oluyordu.
~
"Öğretmenim nasılsınız?" Soruyu soran 7/E sınıfından Zehra idi. Dersine girdiği sınıflar içinde en sevdiği öğrenciler arasındaydı. Kendisi 3. Katta nöbetçilik yaparken yanına gelivermişti. Hatta hemen hemen her teneffüste gelip hal hatır soruyor, kendisiyle bazen de dertleşiyordu.
"İyim Zehracığım, sen nasılsın?"
"Bende iyiyim öğretmenim, bugün sizinle dersimiz olmayınca yanınıza gelmek istedim. Eksik hissediyoruz valla..." Leyla içten bir tebessümle bu güzel öğrencisine bakmısti.
"Teşekkür ederim zehracığım ama herkesin seninle aynı fikirde olduğunu düşünmüyorum.. "
"Yaani haklısınız öğretmenim. Ama ben sizin dersinizi çok seviyorum, valla..."
"Biliyorum kuzum... Sen çok başarılı bir öğrencisin.." mahcubiyetin ev sahipliği yaptığı bir utançla teşekkür etmişti.
"Teşekkür ederim hocam, sizde çok iyi bor ögretmensiniz, çok güzel anlatıyorsunuz. İyi ki bizim derse giriyorsunuz"
"Bende teşekkür ederim bu güzel iltifatların için."
Son ders zili de çalınca Zehra sınıfına gitmişti. Leyla da herkesin sınıfına girdiğinden emin olduktan sonra kendi sınıfına gitmişti. Son dersin zilinin çalmasıyla Leyla öğretmenler odasına girip eşyalarını dolaba koyduktan sonra çantasını alıp aşağı merdivenleri inmeye başlamıştı, Yusuf Eymen de kapıda kendisini beklediğine dair mesaj atıp beklediğini söylemişti. Bahçeye inince güvenliğin hemen dış kısmında aracına yaslanıp güneş gözlüğünü takıp havalı bir duruşla kendisini bekleyen kocasına kaydı gözleri. Ona doğru yürürken hemen yanında beliren kız grubuyla onlara döndü. Bunlar daima üçlü takım halinde takılan, Zeynep, fatima ve şüheda idi.
Zeynep, "hocam, nasılsınız? " diğer kızlar da aynı soruyu sormuştu. .
"İyiyim kızlar siz?"
"Valla hocam bizde çook iyiyiz. Bugün matematik yoktu."
"Aşk olsun Zeynep, bu kadar açık sözlü olma bari."
"Valla öğretmenim size can kurban ama şu matematiği icat edenle pek yıldızlarımız barışmıyor."
"Aslında birazcık şu önyargını kırsan herşey daha iyi olacak gibi..."
"Kırılacağını pek sanmıyorum. Yıllardır matematik yüzünden teşekkür alamıyorum. Siz söyleyin hocam, itibarımı yerle bir eden bu derse karşı nasıl ön yargımı kırabilirim?"
"İlahi Zeynep, çok tatlısın ama sen dediğimi iyice bir düşün olur mu? Başaracağına eminim."
"Valla hocam, sizin güzel hatırınız için deneyeceğim.."
Bahçenin dışına çıktıklarında Leyla Yusuf Eymen'in yanında durmuştu. Kızların bakışları da Yusuf Eymen'e kayınca hayranlıkla bakmaktan alikoyamadılar kendilerini.
O sıra Yusuf Eymen gözlüğünü çıkarmıştı. Bunu gören kızlar öylece bakakalmışken Zeynep ufak bir ıslık çalıp, yakın olduklarından ötürü öğretmenine eğilerek, sessizce "öğretmenim... şu yanımızda ki yakı-.. şey adam size bakıp duruyor " Leyla Yusuf Eymen'e bakıp gülümsedikten sonra kızlara eğilip, onlar gibi sessizce, "size bir sır vereyim mi?" Kızlar merakla ona bakarken devam etti. "O bey benim eşim kızlar "
"Şaka? Bu Filinta gibi adam sizin eşiniz mi simdi?"
"Evet."
"Vay anasını..." Zeynep öğretmeniyle konuştuğunun farkına varıp, "pardon ögretmenim" demişti.
"Ne o, beni yanına yakıştırmadınız mı yoksa?"
"Olur mu öyle şey hocam, şaşırdık sadece..."
"Peki bakalım, öyle olsun." Kızlarla vedalaşip kocasının yanına adımlamıştı. Aralarında pek bir mesafe yoktu sonuçta.
"Hoşgeldin Filinta oğlan.." Yusuf Eymen karısının bu söylediğine anlam veremese de birşey demedi.
"Hosbuldum canım... Hadi gidelim..."
Araca bindiklerinde göz ucuyla karısına bakıp ne alemde olduğunu merak etmişti.
"Nasıl geçti günün Leyla'm..?"
"Her zaman ki gibi işte iyiydi.."
"Canın mı sıkkın senin?"
"Yoo nerden çıkardın?"
"Yanımdakiler öğrencilerin miydi?"
"Ha ? Evet. Dersine girdiğim öğrencilerden.."
"İyi bakalım... "
"Yakışıklılığınla öğrencilerimi etkilemiş olabilirsin. Ayrıca beni yanına yakıştırmadılar sanki."
"Yapma ama Leylam... Ben senin yanına Yakışmaya çalışıyorum. "
"Hiç boşuna kandırma beni. Hem alınmadım tabi ki... yakışıklı olduğun doğru. Hatta standartların bir tık üstünde olduğunda doğru ama bende güzelim bir kere... " kendisini bu şekilde avutuyordu Leyla. Güzel bir kız olduğu doğruydu ama bir an acaba kocamın yanına yakışmıyor muyum diye düşünmeden de edemedi. Oysa öğrencileri sadece kocasının yakışıklılıgına hayran olmuşlardı. Aşırı tepkileri de bu yüzdendi.
"Güzelsin tabi... benim güzelimsin."
"Teşekkür ederim, karınızı şımartın lütfen..." Yusuf Eymen boşta ki eliyle karısının yanağından bir makas çalıp öpmüştü. Bu hareketiyle karısının gönlünü fethetmiş, mutlu etmişti.
Eve geldiklerinde üzerlerini değişip salona geçmişlerdi. Yemek yedikten sonra film izleme kararı verip ne izleyeceklerine karar vermeye çalışıyorlardı.
"Korku izleyelim mi?" Karısından gelen bu teklifle emin misin der gibi baktı.
"Canım, emin misin ? Korkmaz mısın?"
"Eminim ya.. biraz korksam birşey olmaz. Hem sen yanımdasın."
"Emin misin?"
"Hayır Leyla'yım.." Bu espriye hatta espiri olmayan espriye ters bir bakış atıp filmi açmaya karar vermişti.
"Ne var ya, şaka da mı yapmayalım..."
"Yap. Ama şaka yap."
"Ha ha ha... çok bilmiş kocam konuştu yine..."
"Kocanın çok bilmişliğiyle övünmelisin Leyla hanım.." oturduğu yerden yükselip kocasına sarılmıştı. "Seni çok sevdiğimi biliyorsun mu?"
"Seni sevdiğimi bildiğin gibi seviyorum seni..."
"Senin hem romantikliğin hemde gıcıklığın üstünde bugün."
"Bence bugün ikimizde formumuzda değiliz. Malum, senin şakaların falan.."
Kocasının omzuna vurunca, Yusuf onu kolunun altına alıp, "şşhhh, filmi başlatıyorum sessiz ol bakalım.." Demişti.
Leyla her korktuğunda kocasına biraz daha yapışıp, gözlerini kapatiyordu. Yusuf Eymen kendisine kedi gibi sokulan kızdan pek memnun filme odaklanmıştı. Beraber film gecesi yaptıktan sonra uyumuşlardı. Daha doğrusu uyumaya çalışmışlardı. Leyla korktuğu için sürekli Yusuf Eymen'i konuşturup aklını meşgul etmeye çalişsada, en sonda Yusuf Eymen'in kizmasıyla uyumaya zorlamıştı kendisini. Karısının uyuduğunda emin olan Yusuf Eymen'de gözlerini usulca kapamıstı.
E hadi bol bol yorum yapın. Finale az kaldı ona göreeee...
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
26.23k Okunma |
2.87k Oy |
0 Takip |
74 Bölümlü Kitap |