71. Bölüm

NİGAR

Rabia
yaziyor

"Çok teşekkür ederim Elişeva teyzeciğim. Yaptıklarınızın hangi birine teşekkür edeyim bilmiyorum, yaptıklarınız benim için o kadar kıymetli ki..."

"Güzel kızım, lafı bile olmaz. Sen yeter ki iyi ol. Önemli olan bu. Ayrıca daha fazla beklemeyip gelmen çok iyi olmuş. Sıkıntılarını bastırmak yerine çözüme kavuşturmak huzura kavuşmanın en güzel yolu. Hem sen oğlumun kıymetlisisin. Bizimde öyle..." Leyla bu güzel ailenin bir parçası olacağı düşüncesiyle içi kıpır kıpır oluyordu. Ne güze bir aile, ne sıcak davranışlar bunlar diye hayret etmekten geri duramiıyordu. Ayrıca oğlunun kıymetlisi olmak fikri, mutluluktan dört köşe olmasına sebep oluyordu.

Nihayet, sorun haline gelen psikolojik bunalımlarını nasıl çözsem diye düşünürken aklına Elişeva gelmişti. Hastaneye uğrayıp ondan tavsiye isteyince, onda psikolog bir arkadaşını tavsiye edip referans olmuştu. Bu sebeple ona olan minnetini ifade ediyordu. İnsanın zor durumda kaldığı bir anda, başvuracağı birinin olması çok büyük bir nimetti. Böyle bir imkana sevdiği adam sayesinde imkan bulmuştu.

"Sizde çok kıymetlisiniz Elişeva teyze, inanın şu kısa sürede yardımlarınız dışında da size karşı muhabbet beslediğimi bilmenizi isterim."

"Güzel kızım benim, sende öylesin. Kızım gibi..."

"Çok teşekkür eder-..."

"Leyla? Anne...?" Yusuf Eymen'in sesini duymasıyla dudaklarını ısırdı Leyla. Ona haber vermemişti henüz. Bu durumdan bajsetmediği için bir an suçluluk hissetti. Sormuştu çünkü. Ama halletmeden anlatmak istemedi. Kendilerine iyice yaklaşan Yusuf Eymen, şaşkınlıkla sordu. Meraklı bir ses tonuyla.

"Leyla? Ne işin var senin hastanede? Kontrole mi geldin?"

Yusuf Eymen annesini hastaneden almaya gelmişti. Aslında Alparslan gelecekti ama son anda şirkete uğrayan bir arkadaşıyla, oğlunu göndermek zorunda kaldı. Tevafuk o ki, Leyla ve annesini gördü. Böyle bir manzarayı göreceğini bilmeden. Elişeva da sabah acil bir doğum sebebiyle hastaneye gelmek durumunda kalmıştı. Normalde bugün evdeydi. Aynı zamanda Leyla ile konuşması, Leyla'nın ona danışması da bu zamana denk gelmişti. Elişeva, Leyla'nın bakış ve tavırlarından Yusuf Eymen'e söylemediğini anladığı için olaya müdahale etmek istedi.

"Oğlum, hoşgeldin annem..."

"Hoşbuldum anneciğim, Leyla ile ne konuşuyordunuz?" Leyla tedirgin olsa da, Elişeva onu ele vermemişti. Kendisinin anlatması doğru olur diye düşünüp toparlamaya çalıştı.

"Ne güzel Tevafuk oldu Oğlum, Leyla beni ziyaret etti. Boraz sohbet ettik o da şimdi gidiyordu. Ayak üstü konuşurken sen geldin "

"Öyle mi? " Leyla'ya dönerek "Keşke söyleseydin bana beraber gelirdik."

"Sen işteydin ya Yusuf... kusura bakma lütfen"

"Bir sorun yok değil mi?"

"Daha sonra konuşsak olur mu?"

Elişeva ortamın havasını dağıtmak istedi. "Oğlum kızın üstüne gitmesene, hadi beni eve bırak, sonra da Leyla kızımı" Leyla için çok güzel bir zaman aralığı oluşmuştu.en azından bir süre için.

"Şey, ben zahmet vermeyeyim."

"Olur mu öyle şey kızım. Ne zahmeti. Gel hadi." Leyla el mecbur araca binmişti onlarla beraber. En iyisi Yusuf'a anlatmak diye düşündü. Elişeva'nın ısrarı da bu yüzdendi. Konuşup birbirlerine destek olsunlar diye.

Yusuf Eymen annesini bıraktıktan sonra Leyla'yla sakın bir yere geçmişlerdi. Aracı parkettikten sonra hem yürüyor hemde konuşuyorlardı. Aralarında ki sessizliği bozan Yusuf Eymen oldu.

"Neden hastanedeydin?"

"Şey iç-.."

"Benden sakladığın söylemediğin bir şey var değil mi Leyla? Yoksa, kö-.."

Yusuf'un elini tutup sakinleştirmek istedi. "Sakin ol, Yusuf'um... sadece psikolojik destek almak için gittim hastaneye. Aklıma annen geldi. Sağolsun çokça yardımcı oldu. Kaza ve kazadan öncesi beni çok yıprattı. Kafamda susturamadığım düşünce ve görüntüler var. Kendime dahi yetemediğimi farkettim. Daha sağlıklı ilerlemek için böyle bir karar aldım. Sana söylemememin sebebi, başta kendi içimde halletmek içindi. Daha sonra, telaşlandırmak istemedim. Gerçekten... biraz da zor geldi açıkçası. Sessiz sakin bitirmek istedim."

Yusuf Eymen onu kendisine çekip başından öptükten sonra, baskı yapmadan çenesini kızın başına yasladı. Gözlerini kapatıp açtıktan sonra, "Leyla'm, ben sene herşeyi tek başına yüklenme demiyor muyum? Neden kendini bu kadar yıpratıp yoruyorsun. İzin ver yanında olayım, beraber aşalım bazı şeyleri. Senin üzülmeni istemiyorum. "

"Sen yanımda olduğun için daha güçlü hissediyorum Yusuf... sadece, inan ki seni üzmek istemedim. Birde herşeyi tek başıma halletmeye alıştığım için söyleyemedim. Lütfen kızma."

"Artık tek değilsin. Ben varım. Bir daha saklama benden, işte o zaman çok kızarım. Senin için. Senin için sana bile kızarım. "

"Tamam, söz. Saklamayacağım..."

"Hele bi sakla..."

"Yusuf..?"

"Hı?"

"İyi ki yanımdasın. Her şey için teşekkür ederim."

"Sen de Leyla güzeli. Ama şu teşekkür işini bırak artık. Ben teşekkür edeceğin biri değilim. Biz bir ve beraberiz. Sevdiği için yapılan şeyler zahmet olmaz. Ancak mutluluk sebebi olur."

Kollarını mümkünmüş gibi daha kuvvetli sarmıştı genç adama. Onun bu şefkatli ve merhametli tavrına da aşıktı. Çok güzel bir adamdı.

"Ne zamana randevu aldın? Ne zaman gideceksin?"

"İki gün sonra"

"Tamam. Beraber gideriz. "

"Ben giderim Yusuf, hem içeriye kimseyi almıyorlar biliyorsun."

"Olabilir. Ben yanında olmak istiyorum. Hem işim olursa gelemem zaten. "

"Peki. Sen nasıl istersen."

"Aferin. Böyle uzatmadan kabul et."

Leyla, çarpık bir gülüşle Yusuf Eymen'e bakmıştı. Karşısında ki adamın, onun her tavrına hayran olduğunu bilmeden.

"Çocuk muyum ben? "

"Bir tek çocuklara mi Aferin deniliyor Leyla hanım?"

"Yaaani, genel olarak."

"Çok ta büyük sayılmayız boşver."

"Bende senin şu hayata bakış açından istiyorum."

"Ben ikimize de yeterim"

"Yetersin..."

"Sana herşey olurum Leyla..."

"Bak şimdi, evliliğe olan iştiyakım arttı."

"Hemen gidip kıyalım nikahı ne dersin?"

"Dalga geçme derim..." Yusuf Eymen kaşlarını kaldırıp emin misin der gibi bakarken, aslında bu adamın yapacağı şeyler konusunda sınırı olmadığını anladı.

"Ay yok artık. Damdan düşer gibi."

"Ne var? Hızlandırılmış nikah olacak işte"

"Peki. Ama, şimdilik bekleyelim..."

"Bekleyelim bakalım."

~

"Anne, Leyla'ya yardımcı olduğun için teşekkür ederim" Mutfakta iş yapan annesinin yanına gitmiş, elinden tuttuğu gibi mutfak masasına oturtmuştu. Kendiside yanında ki sandalyeyi çekip oturdu.

"Oğlum... keşke elimden daha fazlası gelse, yaşadıkları bir genç kız için zor şeyler. Üstüne birde kaza geçirdi." Kaza lafını duymak içini ürpertmişti. Bu da onun travmasıydı muhtemelen. Leyla'nın yerde kanlar içinde ki görüntüsü unutacağı bir görüntü değildi. Şu an capcanlı yanında ve sağlıklı olması çok kıymetli bir nimetti.

"İki gün sonra randevusu varmış"

"Evet Oğlum, Allah'ın izniyle kendisini toparlayacak. Merak etme. Desteğini de ihmal etme"

"Etmem annem, Leyla'nın üzülmesini istemiyorum."

"Oğlum..? Sen bu kızı baya baya seviyorsun, hı?"

"Seviyorum anne, özellikle o kazadan sonra kaybedeceğim diye korkuyorum."

"Oyy annem... kıyamam ben size. Ne güzelsiniz."

"Anne, ben Leyla ile evlenmek istiyorum. Biliyorum Aybala'nın nişan telaşı falan var ama... küçük bir nikah yapsak, Leyla'nın da mezun olmasına az kaldı ama birlikte hallederiz. Bizim şirkette çalıstığımdan beri birikmiş param da var beraber yaşayıp gideriz. "

"O-oğlum... ciddi misin sen? Hem ne bu acele? Aybala'dan sonra Leyla kızımızı isteriz olmaz mı? Hem siz birbirinizi ne kadar tanıyorsunuz ki?"

"Anne sen demez miydin? İnsan kalbine ev sahipliği yapacak kişiyi ezelden tanırmış diye. Biz, evet çok uzun bir süre olmadı ama, birbirimizi seviyoruz. Evlenmek istememin başka bir sebebi de, Leyla'nın o evde kalmasını istemiyor oluşum. Annesi yüzünden bir çok şeyi yaşadı. Belki onu görmek de bu psikolojik bunalımlarına sebebiyet veriyordur. Sadece nikah kıyarız. Leyla mezun olduktan sonra da düğün yaparız."

"Şaşırdım kaldım Oğlum, iki ayağımızı bir papuca koyuyorsun. Leyla istiyor mu bakalım...?"

"Bugün konusunu açtım, daha sonra da detaylı anlattım, biraz çekingen dursa da istediğine eminim. Sadece çekindiği şeyler var."

"Ne gibi?"

"Anne, Leyla Hem maddi hem de manevi yük olduğunu düşünen bir insan. Yani bu konuda karşısınndaki kişiye asla zahmet vermek istemiyor Bunun farkındayım ne kadar Söylemese de biliyorum böyle olduğunu. ama ben kendim de gerçekten evlenmek istediğim için ve onun da beni sevdiğini evlenmek istediğini bildiğim için böyle bir şeye başvurdum, yani sonuçta olacaktı bu."

"Ama kardeşinle konuş olur mu? Onun da rızası olsun. Ayrıca babanla da konuşmanı istiyorum Oğlum. Sana yardımcı olacaktır."

"Tamam anne konuşurum ben, desteklerin için çok teşekkür ederim, birtanesin sen"

Yusuf Eymen bu konulardan asla çekinmezdi gayet dobra konuşur ve olan şey doğrultusunda açık açık ifade ederdi istediği şeyleri.

~

Alparslan ile konuşan Yusuf Eymen başta onay alamamıştı. Daha sonra mantıklı konuşmalarıyla babasını ikna etse de, Alparslan bunu bir şartla kabul edebileceğini söylemişti. Aybala'nın evlilik süreci söz konusu olduğu için kardeşiyle konuşması gerektiğini, olumlu olursa ancak izin verebileceğini söylemişti.

~

"Allah aşkına Yusuf... herkesi seferber etmişsin. Senin bana kastın mı var?"

"Ne alakası var Leyla? Güzel birşey için konuştum ben. Bu durumda kötü hissedeceğin birşey yok."

"Acelemiz mi var? Niye bu kadar ısrarcısın?"

"İstemiyor musun? Lütfen açık ol"

"İstiyorum. Nasıl istemeyeceğimi düşünürsün? Sadece, emrivaki yapmak istemiyorum."

"Sen değil, ben biraz yaptım ama sorun yok merak etme. Annemler anlayışla karşıladılar"

"Kim bilir hakkımda ne düşünecekler " sıkkın bir ifadeyle bakınca, Yusuf Eymen dayanamadı. Ellerini tutup kızı rahatlatmak istedi.

"Saçmalama Leyla... şu vesveselerini bir kenara bırak, kimsenin öyle düşündüğü falan yok. Sen kuruntu yapıyorsun sadece."

"Öyle olsun. Umarım öyledir."

"Güven bana..."

"Güveniyorum."

"Sizinkilerle konuşup gün ayarlaması için arayacağız. Babam babanla konuşmak istedi önce. Sen bana mesaj atarsın olur mu?"

"Tamam. Atarım birazdan."

"Leyla bir sorun yok değil mi?"

"Hayır yok. Sadece çok şaşkınım hala. Bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum."

"Merak etme. Her konuda yanında olacağım senin. Aybala konusunu da hallettim ben. Nasıl mutlu olacaksak öyle yapmamızı istedi."

"Tamam... "

~

"Kız sen ne yere bakan yürek yakansın öyle. Eymen'i hiç böyle görmemiştim. Mecnun olmuş bizimkisi"

"Ya Aybala, Dalga geçme lütfen."

"Ne münasebet canım. Gayet ciddiyim."

"Bende anlamadım ki bu acelesini. Kimseyi zor durumda bırakmak istemiyorum ben."

"Kimse zor durumda kalmıyor merak etme. Sadece herşey hızlı oluyor o kadar."

"Öyle mi dersin?"

"Öyle öyle. Ne yalan söyleyeyim bende bu kadar beklemiyordum ama önemli olan sizin ne düşündüğünüz. Belli ki bizim ki seninle yuva kurmak istiyor. Ay sen benim yengem mi olacaksın kızzzz..."

"Deme öyle. Arkadaşız biz. Hatta sen benim patronumsun. "

"Şu saatten sonra olamayabilirim"

"Nasıl yani? Neden ki?"

"Şöyle söyleyeyim Leyloş, bizim ailenin erkekleri pek çalıştırmak istemezler. Ha mesleğini yapmana saygı duyar, o ayrı."

"Ama olmaz ki, üniversiteyi bitirmeme şunun şurasında ne kaldı sanki. Mümkün değil. Çalışmam lazım."

"Maddiyata takılma lütfen. Buna ihtiyacın olmayacak. İşte bizimkilerin en sevdiğim özelliklerinden biri de sen istemesen dahi vermeleri. Kendini hiç kötü hissetmene gerek kalmıyor."

"Bu konuyu Yusuf'la konuşsam çok iyi olacak."

"Sen bilirsin canım"

~

Ailecek Leyla'yı istemeye gitmişlerdi. Babası ne kadar sıcak kanlı olsa da annesi bir o kadar soğuktu. Bazı maddi beklentileri olduğunu söylemişti. Bu durum Leyla'yı utandırıp yerin dibine soksa da sesini çıkaramamıştı. Evlenmek istememesinin en büyük nedeni buydu. Annesi böyleydi maalesef. Leyla'nın ailesi bu kadar acele olmasını garipseyip karşı çıksa da, Alparslan hepsinin altından kalkacağını söyleyip olayı tatlıya bağlamıştı.

 

 

 

 

 

Şaşırdık değil mi? Bende Yusuf Eymen'in kurbanı oldum arkadaşlar.😄

Bir dahaki bölümde zaman atlaması olabilir. Onların kurgusu bu tarzda şekillendi. Neler düşünüyorsunuz.Yusuf Eymen'den bunu bekliyor muydunuz? Fikirlerinizi paylaşın lütfen, Allah'a emanetsiniz 🤍🌸

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 08.05.2025 18:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...