4. Bölüm

MUKADDİME

Rabia
yaziyor

Hayatlarına kısa bir Mukaddime...

 

"Gel kızım şöyle oturuver." Hemen yanı başına oturmuş ebe nineme dönmüştüm. Ne diyeceğini bilmiyor ya da nasıl söze gireceğini kestiremiyordu sanki. Bu kadar kararsız olması ister istemez içimde korkutucu bir his uyandırıyordu. Gözlerimi gözlerine sabitleyerek beklenti içerisinde bakıyordum. "Bak kızım... sözümü kesmeden evvel beni sonuna kadar dinle olur mu?" Başımı sallayıp onay verdikten sonra devam etti.

"bunu belki sana aylar öncesinde söylemeliydim ama yaşantını bilmem ve seninde aileni bırakmak istemeyeceğin düşüncesiyle hep erteledim. Gel gör ki ne fayda... Zehra kadın seni yeğenine istiyor... Hani orada gördüğümüz adam varya, ona işte. Eğer kabul edersen İstanbul'da yaşayacaksınız." Şok olmuştum... Ne düşüneceğimi bilemiyor öylece ninemi dinliyordum. Acaba diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım. Selma abla biliyor muydu? Bana İstanbul konusunu açarak ağzımı mı aramak istemişti? "Kızım, karar senin. Ananla da konuş bir karara var. Bu senin için çok iyi bir fırsat olabilir. Buradan gitmeni hiç istemem. elim ayağım gibi oldun. Sanma ki ihtiyacımı gördüğün yardımcı olduğun için böyle derim, herşeyden önce bana can yoldaşı oldun. Severim seni hiçbir zaman incinmeni istemem." Konuşacak takati zar zor kendimde bulmuş söze girmiştim. "Ninem sen de benim annem sayılırsın. Aylar önce iyi ki söylememişsin. Bilirsin beni anamı kardeşimi, sizi bırakıp gidemem. Ben olmasam nasıl geçinirler? Bu saatten sonra evlere temizliğe gitmesine gönlüm el vermez. Daha birçok şey..."

"Hemen yok deme deli kızım... başta söylemeyerek bende hata et-...

"Hayır ninem iyi etmişsin, evlenme-..."

"Dur hele sözümü kesme fevri davranma" Tam konuşacakken durdurdu beni. "Dinle hele... okumak istediğini bilmez miyim sanırsın? Geçen aşağı mahallede ki Aygül'ün okumak için gittiğini duyunca içinin acıdığını gözlerine yansıyan o hüznü görmedim mi ben. Biliyorum çok istiyorsun? Bu ailede tahsilli zaten. Selma kız da oğlan da okumuş etmiş meslek sahibi olmuş durumlarıda gayet iyi. Hatta çok iyi. İyi düşün yarın öbür gün sende yuvanı istesen de istemesen de kuracaksın. Bir ömür ananların yanında kalamazsın. Git yuvanın kur. Oku. Güzel işler yap ailenede faydan olsun. Zehra kadın seni okutacaklarını da söylediler bilirim o dediyse yaparlar. Oğlan da mimarmış sanıyom. Şirketleri mi neyim varmış. Oğlan biraz haylazmış ama iyiymiş özünde. Güzel düşün, anana söyle yoksa ben söylerim bilmiş ol"

"Nine? Elimi kolumu bağlıyorsun sen benim. Gidemem ben yapamam. Aklım burada kalır. Olmaz... olmaz."

"Ben deminden beri boşa mı konuşuyorum kız."

"Estağfurullah nine."

"Başlatma şimdi... dediklerimi iyi düşün. Anana da deyiver. Hadi Allah'a emanet ol." Neden böyle yaptığını çok iyi biliyordum. Kabul ettirmeye çalışıyordu ama içim hiç rahat değildi. El mecbur yerimden kalkıp eve geçtim.

~

Anneme olan biteni anlattığımda sevinmişti bile. Ama içinde ki endişeyi ve hüznü görebiliyordum. Hem hiç tanımıyordum ki onu. Huyunu suyunu bilmem. Hem ninem haylaz demişti. Nasıl bir haylazlıktı bu. Korkmuyor değildim hem o evlenmek istiyor muydu ki. Nasıl bir çıkmaz, bilinmezlikti bu...

~

ALPARSLAN'DAN

"Teyze Allah aşkına sana dört ay önce de söyledim şimdi de söylüyorum. Ben evlenmek falan istemiyorum. Birde söyledim haber bekliyorum diyorsun? Çıldırtmak mı istiyorsunuz beni?" Selma söze girerek, "abi sakin ol lütfen. Benim de haberim yoktu ama Elişeva çok iyi bir kız sende gördün hatta çıkmadan önce. Hemen itiraz etmesen olmaz mı?"

"Bak kardeşim, size daha önce de dedim. Şimdi de diyorum. Ben o kız elimde solmasın diye istemiyorum. Benim ortamım ve yaşantım ona uymaz. Kırılır. İncinir."

"Abi, şu lanet ortamını terketsen? Gittiğin o barlar ve takıldığın kızlarla bir ömür geçiremezsin? Bunu sen de bildiğin için onlardan biriyle evlenmiyorsun zaten. Aile olmak istediğini biliyorum. Sen otuz iki yaşında gayet olgun bir adamsın. Merhametine diyecek yok. Ama eğer ben o ortamları terkedemem kızı heba ederim diyorsan evlenme. Yazık o kıza."

"Bende bunun sözünü veremediğim için istemiyorum zaten. Anlayın beni?" Teyzesi söze girerek, " oğlum... Ben seni tanımıyor muyum? O kız sana iyi gelecek. Ve tabi sende ona. Kendine çeki düzen ver. O kızın elinin değdiği herşeyin güzelleştiğine şahit oldum sana da iyi gelecek..."

"Peki! Dediğiniz gibi olsun. Ama kız kabul etmediği taktirde ısrar etmeyeceksiniz?" Keskin bakışlarıyla almak istediği cevabı kabul ettirmek için bakıyordu. Teyzesi söze girerek, "Tamam oğlum ısrar etmeyeceğiz. Söz veriyorum. Selma içinin ısındığı kızın aile üyelerinden bir olacak düşüncesiyle ister istemez heyecanlanıyordu.

~

"Ana olmaz diyorum. Israr etme ne olur?"

"Elişeva'm, güzel kızım. Yıllardır kendini bize adadın zaten hem benim zor günler için ayırdığım bir altınım vardı onu satarım zor durumda kalırsak. İki keçimiz var etinden sütünden faydalandığımız, açıkta kalmışız gibi konuşuyorsun."

"Olsun ana. Çok şükür geçinip gidiyoruz biliyorum ama.... Hem o altın babamdan yadigar sana asla müsade etmem satmana. "

"Kızım! Heyheylendirme beni. Kabul ediyorsun değil mi? " kaşlarımı kaldırıp başımı iki yana salladım. Anam dövecek gibi bakıyordu bana. Ne desem beğenmiyordu mübarek.

"Bana bana Eliş hanım doğru düzgün cevap ver. " Birden sesinin volümü düşmüş duygusallığını hissettiğim sesiyle tekrar söze girdi. "Okuman ve yuva kurman için güzel bir kısmet bu. Tabi yine sen bilirsin ama... bilmiyorum kızım iyi olacakmış gibi geliyor bana. Yıllardır bizim için okulundan vazgeçip gitmemen bir vebal gibi üzerimde..

"Annem... olur mu öyle şey. Ne vebali? Sen beni dokuz ay taşımışsın ben bir gününün karşılığını verebilmişmiyim ki sana böyle şeyler diyorsun bana. "

"Ondan değil be kızım. Okuluna gidememen bana dert. Ayrıca yuva kurman da dünya gözüyle görmek istediğim en büyük arzumdur." Herkes neden bu kadar ısrarcıydı anlamıyorum. Belki kötü bir adamdı o kişi. Yada, ufff ne bileyim işte.

"Senin baya rızan var gibi? "

"Her zaman en son karar sana ait. Ben, yapıp etmek istediğin ne varsa o isteklerine ket vurmadan hareket etmeni istiyorum artık güzel kızım"

"Peki anne... kabul edeceğim ama öncesinde bir görüşmek istiyorum."

"Tabi görüş kızım. Görüşmeden olurmuymuş hiç "

~

YARIN 

Ninem Zehra hanımla konuşmuş kabul ettiğimi ancak görüşmek istediğimi haber etmişti. Yarın Selma ablayla beraber İstanbul'a döneceği için bugün görüşecektik. O zaman netleşecekti kararım. Sabahın erken saatlerinde benim kızları alıp otlamaya götürdüm. Her zaman ki gibi kendime yaslanacak duvar dertleşecek ortak olan ağacıma yaslanıp arada benim kızlara göz kulak oluyor bazen düşüncelere bazen de hayallere dalıyordum.

Tam sevdiğim yazar Mustafa Kutlu'nun "mavi kuş" unu okuyacakken ardımdan gelen sesle açamadan kapadım kitabı. "Oturabilirmiyim?" Başımı çevirmemle gördüğüm suret adeta şok olmama sebebiyet verdi. Bu dün ki adamdı. Evleneceğim, ay aman evlilik görüşmesi yapacağım. Kendimi toparlayıp ayağa kalktım hemen. "Ta tabi buyrun. Ay aman kusura bakmayın pek üstüne oturacak bir şey yok ama..." Tebessüm ederek "hiç sorun değil." Yere çökmüş karşılıklı oturmuştuk bir süre ikimizden de ses çıkmadı. Aramızda ki sessizliği bozan o olmuştu. Bu sayede bende öne düşen Başımı kaldırmıştım. Şimdi daha yakın ve konuşma konusunda heyecanlıydım. Gözleri o kadar güzeldi ki dalıp gideceğim diye yüzüne pek bakmamaya çalışıyordum. Ayrıca çok heybetli ve uzun boyluydu. Bende kısa değildim ama onun yanında küçücük hissediyordum. Oturmadan önce tebessüm ettiğinde yanağında oluşan çukur da ona ayrı bir hava katıyordu. Kalbimin teklemesine anlam veremedim. Hiç tanımadığım bir adama karşı akıcı olmak kendime kızmama sebep oluyordu.

" Ben Alparslan. Görüşmek istediğini belirtmişsin. Benim için de çok iyi oldu aslında. Bizzat senden duymak bazı şeyleri ikimiz içinde net bir karara sebep olacaktır. Açıkçası dolaşmaya çıkmıştım seni görünce gelmek istedim. Bu arada sen diye hitap ediyorum ama..."

"Sorun değil nasıl rahat hissedecekseniz öy-...

"Sen de lütfen. Adım Alparslan." Gülümseyerek bana bakıyordu. O kadar iç ısıtıcı bir gülüşü, bakışı vardı ki...

"Peki. Bana kendinizden bahsedermisin? Başını sallayarak, " Mimarım ben. Kendimize ait aile şirketlerimiz var. Ayrıca islettiğimiz restaurantlarımız. 32 yaşındayım. Ailemden ayrı yaşıyorum iki yıldır. Açıkçası bunun sebebi bizzat başında olduğum şirkete daha yakın olmaktı. Şimdilik bunlar aklıma geldi sormak istediğin şeyler oldukça sor sen. "

"Ben de Elişeva. Kimine göre eliş kimine göre deli kız kimine göre de ebe kız..." o kadar derin bakıyordu ki, utanmama sebep oldu. Bu halimi farkedince kendini toparladı. "Ben evlilik nasıl olur pek bilmiyorum. Babam ben küçükken vefat etti. Onları örnek alacak bir yaşta değildim. En büyük hayallerimden biri jinekolog olmak. Açıkçası burada ebe ninemle yaptığım iş meslek seçimime de etki etti. Ama onları bırakıp gitmek hiç içime sinmiyor.

"Bu konuları dert etme lütfen. Sen benim eşim olduktan sonra benim olan herşey senindir. Ailene destek olur isterlerse onlara İstanbul'da sana yakın oldukları bir yer ayarlarım."

"Bunu kabul edemem. Kendi kazancım olmalı."

"Bak Elişeva ne düşünüyorsun bilmiyorum ama eş olmak böyle birşey değil. Ayrı ayrı düşüneceğimiz bir aklımız birbirinden bağımsız hisseden bir kalbimiz olmayacak. Olmamalı. Bu sebeple bunlar dert edeceğin şeyler değil. Olmamalı." O kadar ikna edici konuşuyordu ki gururumun sesini duyamıyordum adeta. Ben de erkek olsaydım karıma ve ailesine destek olmak isterdim. Ona karşı hayranlık ve heyecanımı bastiramaz hale geliyordum. Yakışıklı olmasımıydı bu hislerimin sebebi. Yoksa insan gönlüne ev sahipliği yapacağı kişiye mi bu hisleri besliyordu. "Anlıyorum... ama yine de birşeyler yapmak isterim. Birde seden şu sözü alabilirmiyim? Okumam konusunda bana sonuna kadar destek olacakmısın? "

"Tabi ki... Sen ne yapmak istersen tüm imkanlarım ve manevi desteğimle yanında olacağım" Alparslan buraya pek de istekli gelmemişti ama bu kıza kendini çeken şeyler vardı. Açıkçası karşısında ki kızın onunla evlenmek için can atacağını sanıyordu ama bu kız endişe, korku, çekinceyle bazı şeyleri soruyordu. kabul etmeyecek olması ihtimalini dahi düşünmek istemiyordu. Bir süre daha konuşup ayrılmışlardı.

 

 

 

Bölüm bekleyenlere özel bu bölümüm. Evet sınır var ama hikayeme destek verip bizzat bekleyenlere ithaf ediyorum. Yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim.

Bölüm : 12.01.2025 22:40 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...