Aybala, Yusuf Eymen'in geleceğini söyleyip alelacele kafeden çıkmıştı. Leyla, Yusuf Eymen'in geleceği haberiyle heyecanlansa da, geçen gün ki rezilliğinden beri ona karşı ziyadesiyle utanç duyuyordu. Ve bu yüzden gelecek olduğunu duyduğundan beri stres içerisinde müşterilerle ilgileniyordu. Zaten o gün de arabadan nasıl hızlıca inip utanç içerisinde eve gittiğini hatırlamıyordu. Onu görmek için ne kadar can atsa da o günki rezilliği unutmadan rahat edemeyecekti. Keşke unutmanın ve unutturmanın bir yolu olsaydı. Hem akşam olmuş sayılırdı zaten ne gerek vardı gelmesine diye düşündü. Ne kadar düşünse de boştu bu sebeple işine odaklanıp hersey normalmiş gibi davranmaya çalıştı.
~
Aybala, Asaf'ın göğsünde ki başını kaldırıp, "ben kalkayım artık. Böyle ikimiz evde yalnızız yanlış anlaşılmasın. Hem hoş da olmaz. Hava da kararmak üzere. Ben eve geçeyim."
Asaf gitmesini hiç istemese de haklı olduğunu biliyordu. Bu sebeple itiraz etmedi.
"Tamam yavrum, istersen dışarıya çıkalım biraz. Madem evde oturamıyoruz sahilde otururuz.."
"Bilmem ki.. senin başın nasıl oldu? Daha iyi misin?"
"Merak etme gayet iyiyim. Ne dersin gidelim mi?"
"Sen bugün dinlen, başka bir zaman gideriz olur mu?"
"Tamam güzelim. Keşke, hiçbir sorun olmadan yanımda kalabilsen. Ne güzel evde de kimse yoktu. "
"Bunun doğru olmadığını biliyorsun değil mi? İstediğin zaman dışarıda buluşuruz yakışıklı.."
"Evet o yüzden bir an önce yıldırım nikahı kıymalıyız " Aybala dişlerini göstererek gülünce Asaf onu kolları arasına almıştı. "Gül sen gül, evlenince seni yanımdan ayırmayacağım..."
"Hatırlatırım bu laflarınızı Ali Asaf Tuna..."
"İstisnaları saymayalım lütfen, Aybala Tuna.."
"Aybala Cihangir Tuna'ya ne oldu?" Asaf dilini damağına vurup, cık'ladıktan sonra, "ı ı... böyle daha güzel oluyor, hem şunun şurasında pek bir zaman kalmadı. Yakında Aybala Tuna olacaksın. "
"Ben Cihangir soyadımı da kullanmayı düşünüyorum canım. Çok kıymetli babamdan miras da..."
"Yavrum ne farkeder Tuna olduktan sonra, sen kendini bilsen yeter. "
"Hiiiç kusura bakma Ali Asaf Tuna. Hem bakalım beni sana verecekler mi? Çok emin konuşuyorsun ama... Hadi bakalım..."
"Bak sen Aybala Tuna'ya... vermezlerse kaçarsın bana olmaz mı? " Aybala gülmemek için kendini tutup cık'lamıştı.
"Olmaz yakışıklı, kaçamam... Sen uslu uslu gel iste, bir şansını dene bakalım. Allah büyük..."
"Konus sen böyle artist artist, evlendiğimiz zaman görürüm ben seni. Bu performansını o zaman da gösterirsin umarım.. " kızı utandırmayı başarmıştı nihayet. Aybala utançla Asaf'ın koluna vurup evden çıkmıştı. Asaf arkasından gülerek, "bende seni seviyorum Aybala Tuna!" Demişti. Aybala utançla gülümseyip yoluna devam etmişti. Asaf ise arkasından o gözden kaybolana kadar bakmıştı. Seviyordu onu, hemde çok. Tüm hayatıydı onun. Canına candı.
~
Leyla, Yusuf Eymen'in kafeye doğru geldiğini görünce yüreği ağzına gelmişti. Onu görmemiş gibi yapıp önüne dönmüştü. Ta ki Yusuf Eymen'in sesini duyana kadar. "Merhaba Leyla, kolay gelsin"
"Merhaba, hoş geldin."
"Hoşbuldum, nasılsın? Var mı yapabileceğim bir iş patron..."
"Estağfurullah, ben hallediyorum. Pek birşey yoktu aslında keşke zahmet etmeseydin. İyiyim bu arada sen nasılsın?"
"Benim ikiz sağolsun nefes aldırdımıyor, biz de olmasak ne yapacak bilmiyorum. Bende iyiyim, sağolasın." Buraya mecburiyetten değil de seve seve, hatta koşa koşa gelmesini çok isterdi. Belli ki eve gitmek fikri buraya gelmekten daha cazip gelmişti.
"Haklısın, evde dinlenmek varken mecburiyetten buraya geldin. Kardeş olunca da geri çeviremiyor insan."
Kızın içerlenerek konuşmasına anlam veremedi Yusuf Eymen. Şu sıralar bir şeyler vardı kızda ama anlam veremiyordu. Ya da acaba..? Kendisine olan ilgisinin bir getirisi olabilir miydi diye düşündü. Muhtemelen kafasında kurduğu şeyler doğrultusunda tepkiler veriyordu.
"Yani... evde olmak kime cazip gelmez ki... ayaklarını uzatıp keyif kahvesini yudumlamak. Onu kastetmiştim. "
"Anladım... Haklısın tabi." Kasaya doğru hesap ödemek için gelen adamla Leyla gülümsemişti. Bu, hemen yan tarafta ki mobilyacı dükkanının sahibi Özkan'dı. Ara sıra buraya uğrar tatlı yerdi. Akşama doğru dükkan sakin olduğu için çırağa emanet edip gelmişti.
"Leylacığım, Aybala'ya selamımı ilet. Her zaman ki gibi nefis olmuştu."
"Afiyet olsun Özkan abi. Bir daha bekleriz" Yusuf Eymen çattığının farkında olmadığı kaşlarıyla ikiliyi izliyordu. Adamın "aşırı" samimi halleri hiç hoşuna gitmemişti.
Leyla paketlediği tatlıyı Özkan'a uzatıp, teslim etmişti. "Ha, bu bizimkini di değil mi? Az daha unutuyordum. Oysa isteyen benim. Sende olmasan..."
"Ne demek abi. Selam söyle Çınar'a afiyet olsun." Vedalaşıp dükkandan ayrılan adamın ardından bakıp duruyordu. Soru dolu ifadesini Leyla'ya yöneltince, açıklama ihtiyacı hissetti Leyla. "Şey.. bizim yan tarafta ki mobilyacı varya, oranın sahibi. Ara ara uğrar sağolsun. " Yusuf Eymen başını sallayarak, "sağolsun.." Demişti. Leyla bu tavrına pek anlam veremese de üstünde durmadı. Yusuf Eymen'e göre gereksiz olan hiçbir tavır sergilenmemeliydi, samimiyette öyle.
Yusuf Eymen, hoşuna gitmeyen bu davranışla ayaklanıp mutfağa gitmişti. Kendisine filtre kahve demledikten sonra masanın üzerinde ki cam fanus içerisinden bir tane kurabiye alıp ağzına atmıştı. Daha sonra içeriye gidip, herhangi birşeye ihtiyaç olup olmadığına baktı. "Leyla, yapabileceğim birşey var mı? Yardım, servis vs."
"Yok, zaten azalmaya başladı. Oturanlar kalkıyor bu saatten sonra pek gelen olmaz"
"Tamam. Ben Aybala'nın odasındayım, bir şey olursa..."
Başını sallayıp kendisini onaylayan kızla, Aybala'nın ofisine gitti. Leyla, adamın bu haline anlam veremese de kendisini rahatlamış hissediyordu. Aklına gelenler yüzünden, yeterince utanıyordu zaten.
Pek gelen olmaz dese de, gelen olmuştu. Gidenler vs. Derken bir saatten fazladır siparişler ve gidip gelenler arasında mekik dokuyordu. Aslında Yusuf Eymen gelse ve yardımcı olsa çok iyi olurdu ama halledemeyecek kadar yoğun değildi. Git gel derken son kişinin kalkmasıyla boşları toplayıp mutfağa bırakmıştı. Mutfağı da topladı mı tamamdı. Bir yarım saatte mutfakta işlerini hallettikten sonra Yusuf Eymen'in elinde ki kupayla mutfağa girmesiyle karşı karşıya geldiler. Yusuf Eymen, yorgunluğu yüzünden belli olan kızı kontrole gitmediği için, içten içe kendisine kızmıştı. Mutfağa bakınca her yerin toplu olduğunu da görmüştü.
"Herşeyi halletmişsin. Sana pek yardımım dokunmadı kusura bakma lütfen."
"Evet, bitti çok şükür. Sorun değil benim işim zaten." Kız kendisine trip mi atıyordu. Yanlış anladığını umdu. Normalde ben patronum, oturayım da garsonlar iş görsün kafasında değildi. Olmamıştı da.
"Yorgun görünüyorsun, sen pek gelen olmaz deyince, ofise geçtim ama sanırım pek öyle olmamış."
"Normalde akşamları çok yoğun olmuyor ama gelen giden oldu bugün. Birde, Gece pek uyuyamadım onun da etkisi var. Dinlenirsem çabuk toparlarım."
"Neden uyuyamadın? Rahatsız mıydın? Bir sorun yok değil mi?"
"Yok öyle birşey değil, sınavlarım için bazen geç saatlere kadar uyanık kalıyorum. "
"Gündüz de iş var haliyle çok yoruluyorsun.."
"Evet, ama az kaldı mesleğimi elime alınca herşey yoluna girecek inşaAllah.." Bir an kızın buradan gidecekler olma fikriyle karşı karşıya geldi. Alışmıştı ona, oysa çok uzun bir süre burada değildi. Ayrıca bunca işin kızın yoğunluğu arasında, bugün ona yardım edememenin vicdan azabını çekiyordu. Leyla'nın da çok uykusu gelmişti. Bor an önce eve gidip dinlenmek, sabaha kadar aralıksız uyumak istiyordu. Buradan kazandığı parayla hem eğitimine hemde ailesine destek oluyordu. Babası yaşlanmış pek çalışacak durumda değildi. Sadece emekli maaşı vardı. O da herseye yetmiyordu. Annesi ev hanımıydı. Birde kız kardeşi vardı liseye giden. Haliyle bazı şeyleri yüklenmek, omuzlamak durumunda kalıyordu.
"Umarım istediğin yere en güzel şekilde gelirsin Leyla, yapabileceğim, yapabileceğimiz maddi manevi ne olursa destekcin olacağımızı bilmeni isterim."
"Teşekkür ederim, burada çalışma imkanı verdiniz, en büyük destekcimsiniz. Başka bir şeye ihtiyacım yok. "
Leyla gururlu ve son derece çalışkan, hırslı bir kızdı. Kimseye minnet etmemek için çalışırdı. En büyük hayali meslek sahibi olduktan sonra ailesine destek olabilmekti. Şu an da yaptığı gibi.
Yusuf Eymen, kızın bu onurlu tavrına gururla baktı. Belli ki zorlandığı şeyler vardı ama o çalıştığını, emeğinin karşılığını yemeyi seviyordu. Kimseye eyvallahı yoktu. Gururlu ve elindekiyle yetinmeyi bilen bir kızdı.
"O zaman çıkalım, seni de evine bırakayım." Yusuf Eymen'i onaylayıp, dükkanı kapattıktan sonra araca binip yola çıkmışlardı. Bir süredir sesi çıkmayan kıza bakınca uyuya kaldığını gördü. Eve gidene kadar sesini çıkarmadı. Nihayet evin önüne gelince bir süre durdu uyanır diye ama uyanmamıştı. O kadar sevimli duruyordu ki, yüzünde oluşan gülümsemeyle, ürkütmemeye çalışarak, omzuna dokunup kendisine seslendi.
"Leyla... Leyla... " sessizce kıza seslenmişti ama uyanmıyordu. Yüzüne düşen saçlarına dokunup kenara çekecekken gözlerini açan kızla eli havada kalmıştı. İlk bir kaç saniyelik şaşkınlıktan sonra elini indirip yerinden doğrulan kızla açıklama isteğiyle konuştu.
"Evine geldik...
"Ah... kusura bakma uyuya kalmışım. Uğraştırdım seni de..." uyku mahmuru cılız çıkan sesiyle yorgunluğunun yansıdığı şekilde konuşuyordu.
"Hiç sorun değil, çok normal yorulman baya yoruldun."
"Çok teşekkür ederim bıraktığın için, görüşmek üzere.."
"Dikkatli in, yardım edeyim mi?" Leyla sarsılan dengesine dikkat ederek araçtan inmişti.
"Hallettim bak... görüşürüz.."
"Görüşürüz Leyla.."
Bölüm oy oranları o kadar düşük ki, hikayeyi mi beğenmediniz yoksa oy verme tenezzülünde mi bulunmuyorsunuz bilmiyorum. Zira okuyan Kişi sayısı ve oy veren arasında tezat rakamlar var. Her bölümde fikrinizi beyan etmenizi rica ederek yorum istiyorum ama tek tük kişiden, o da arada, sadece devamlı bir okurumdan yorum geliyor. Benim yazma motivasyonum size bağlı. Artık öyle bitirip bitirip atmayı da düşünmüyorum. Okumak isteyen okusun istemeyen de keyfi ne istiyorsa yapsın. Daha ne kadar nezaketle yazabilirim bilmiyorum. İkinci hikayeye başladığımdan beri aşırı düşük oy oranları. Sinir koymak istemiyorum ama, aman neyse... nasıl biliyorsanız öyle yapın. Selametle.
Destek olup, yanımda olan herkese teşekkür ederim. Sizlerin desteğini yok sayamam, iyi ki varsınız.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
26.23k Okunma |
2.87k Oy |
0 Takip |
74 Bölümlü Kitap |