Leyla önünde a4 kağıtlarıyla ve elinde ki kalemle çizdiği çiçeklere bakıyordu. Ara sıra eline kalem alır sevdiği şeyleri çizerdi. Elide yatkındı. Aslında, biraz eğitim alsa profesyonelce yapabilirdi bu işi. Ama öyle bir amacı yoktu, sadece hobi olsun için çiziyordu. Genelde kara kalem çalışır bazende renklendiriridi. Çiçekler ve güller aşık olduğu ona huzur veren yegane şeylerdi. Hatta balkona aldığı bir kaç kavanoza dikmek istiyordu. Rengarenk huzur veren bu görüntüyü hayal edince içinde oluşan huzura engel olamıyordu. Yusuf Eymen'le çay saati yapıp bolca sohbet ettiği bir tabloyuda şimdiden hayal etmişti. Sevdiği adam yoksa çiçekleri solardı mazallah. Ne de olsa bitkiler sevgiyle besenirdi, su olmadan yaşayamasada. Manevi gıdasıydı. İnsan gibi...
Bugün, nihayet planladığı gibi kütüphaneye gidip ortamı görmüş, ders de çalışmıştı. Hatta bir kaç kişiyle dahi tanışmıştı. Sevmişti orayı. Büyük ve güzel bir yerdi. Bu ortamlarda ders çalışmasına sevk eden bir hava vardı. Genelde öyle çalışırdı. Tabi uzun soluklu olunca böyleydi. Onun dışında bir süredir ev hanımlığı psikolojisine de dahil olmuştu. Rutini haline gelen haftalık temizlikler, kocası için hevesle hazırladığı yemekler derken yeni bir kimlik kazanmıştı. Seviyordu ama, farklı ve çeşitliliği çok bir kimlikti bu. Bazen sıkılıp mutfağa giriyor tatlılar falan yapıyordu. Gurmesi haline gelen Yusuf Eymen'in tek şikayeti kilo almaktı. Gerçi düzenli yaptığı spor buna engel olsa da, bir Yusuf Eymen klasiği vardı.
Leyla'yı bırakırım süredir mecburen ihmal ettiği için bugün eve erkenden gelmişti. Babası erken çıkmasını akşam da gelin kızını alıp eve gelmesini istemişti. Akşam yemeğini beraber yiyeceklerdi. Özellikle Elişeva'nın ikazından sonra, bu konuda ne kadar haklı olduğunu farkettiği için oğlunu erkenden eve göndermişti. Bu durumu değerlendirip fırsata çevirmek isteyen Yusuf Eymen, karısının en sevdiği gül buketinden yaptırıp eve gelmişti. Ses yapmamaya dikkat ederek içeri girip salona doğru yürümüştü. Karısını masada oturmuş önünde ki yığın kağıtlar ve dudağına yasladığı kalemle ne kadar çok önünde ki işe kaptırmış olduğunu gördü. Belli ki sevdiceğinin çizim yapası tutmuştu. Dikkatle yanına yanaşıp tek eliyle incitmeden boynundan tutup kendine çekerek öpmüştü. "Aayyyh!" Karısını korkutmuştu haliyle. Zaten onkadar kaptırmıştı ki kendisini Leyla, korkması kaçınılmaz oldu. Bu saatte Yusuf Eymen'in gelmeyeceğini düşündüğü ve kimseyi de beklemediği için korkusuna engel olamadı.
Gelenin Yusuf Eymen olduğunu görünce derin bir nefes alıp verdikten sonra rahatlamıştı. Tatlı bir kızgınlıkla kocasına sitem etmekten alamadı kendini.
"Ödümü kopardın ama Yusuf'um, sessiz sessiz gelinir mi böyle.."
"Özür dilerim birtanem, sürpriz yapmak istedim"
Kocasının elinde ki buketi görünce yuzü gevşemiş yerini tatlı ve hoşnut bir tebessüme bırakmıştı.
"Bana mııı? Çok teşekkür ederim, çok güzeller..." elinde ki buketi karısına uzatmıştı. Hiç beklemeden alıp derin bir soluk çekmişti ciğerlerine. Ne de çok severdi. Bayılıyordu güllere.
"Senin için aldım, en sevdiğinden.."
Kocasının elini tutup aşkla kendisine bakarken, içinden geldiği gibi mırıldandı. "En sevdiğimden, en sevdiğim... çok mutlu oldum Yusuf'um, nasıl güzeller. Tekrar teşekkür ederim."
"Canım... Sen yeter ki mutlu ol."
"Olmaz mıyım hiç?" Leyla aklına gelenle, endişeyle konuştu. " aa ben yemek yapmadım ama, geç gelirsin diye düşününce.... hiç aramadın da..."
"Sorun değil Leylam, bilerek aramadım sürpriz için. Ama zaten bugün evde yemeyeceğiz. Babamlar bizi çağırdı. Akşam yemeğini beraber yiyelim istedi. Gideriz değil mi?"
"Gideriz tabi. Ne zamandır gitmiyorduk çok iyi olur. Senin istediğin birşey var mı? Hemen hazırlarım."
"Yok canım, sadece biraz uykum var uyusak mı?"
"Uyusak mı? Bu saatte mi?"
"Evet, kaylule yapmış oluruz hem... öğleden sonra uyumak çok enerjik yapıyor insanı "
"Peki nasıl istersen, sana pijama çıkarayım mı rahat edersin. Hatta kısa bir duş al öyle uyu, çok rahat uyursun "
"Haklısın. Bir ön dakikaya çıkarım ben. Sende yanıma geliyorsun ona göre.."
"Ama benim uykum yok ki..."
"Ben uyuturum seni merak etme." Bu sözüne içten bir tebessüm etmişti Leyla. Onu kıramazdı ki, yanında olmasını istiyorsa, olacaktı.
"Peki o zaman..."
~
Yusuf Eymen kısa bir duş alıp, Leyla'nın hazırladığı pijamayı giymişti. Kendi tarafında oturup, onu bekleyen karısına bakıp, "o kadar rahatladım ki, mis gibi bir iki saat uyuduktan sonra kendime gelirim"
"Normalde gündüz uyumazdın, gerçi evde de olmazsın o saate ama..."
"Gece sürekli uykum bölündü Leyla. Sebebini anlayamadım ama çok uykusuz hissediyorum"
"Neden ki Yusuf'um, kötü rüya falan mı gördün? Ya da aklına takılan birşey mi vardı uykunu bölen?"
"Bilmiyorum canım, içi huzursuz olur ya insanın ondan sanırım"
Kocasına şefkatle bakıp, oturduğu yerden kalkarak sevdiği adamın elini tutmuş, güzel güzel bakmıştı. Yusuf Eymen onun bu anaç tavrına hayrandı. Kendisine olan ilgisi ve alakası onu ziyadesiyle mutlu ediyordu. Hemde çok mutlu. Kendisine güzel güzel bakan karısını kucakladıği gibi kendi tarafına yatırıp yanına yatmıştı. Leyla'nın kahkahaları havada uçuşurken, Yusuf da bu manzaraya içi gider gibi bakıyordu.
"Kurtulamazsın, benimle beraber uyuyacaksın güzellik..."
"Kurtulmak isteyen kim canım kocam... sadece uykum yok ama sana eşlik etmek büyük bir şeref..." kıkırdayarak konuşuyordu. Neşesi kocasıyla yerine geliyordu.
"Bak senn şu laflara..."
"Ne var canım gerçekler bunlar"
"Öyle mi Leyla hanım..."
"Hı hı öyle..."
Yatakta Yönlerini birbirine dönmüş gözlerinin içi gülerek birbirlerine bakıyorlardı. Leyla aklına gelen hainlikle, gülmemeye dikkat ederek konuşmaya çalıştı.
"Yusuuff...?"
"Şöyle canım..." Leyla'nın kıvrılmaması için birbirine bastırdığı dudaklarını görünce, anlamıştı aklından birşeyler geçtiğini.
"Keşke senin adın mecnun olsaymış. Destanlara ikinci bir Leyla ile Mecnun sayfası açılırdı." Bu söylediği üzerine tatlı tatlı kıkırdayıp kocasına yaklaşarak başını göğsüne saklamıştı. Yusuf Eymen'de dişlerini göstererek gülmüş muziplik yapan karısına takılmak istese de, gelen uykusuyla başka zamana ertelemişti. "Yok öyle söyleyeceğini söyleyip, başını saklamak..."
Leyla başını kaldırmadan, boğuk sesle konuştu. "Uyuyacağım ben, uykumu bölme."
"Seni işgüzar. Sözde uykun yoktu. Uyu bakalım.."
~
İki saatlik uykunun ardından gözlerini ilk aralayan Leyla olmuştu. Uyku mahmuru gözlerini açıp sağına soluna bakınca, hala uyumakta olan kocasına takıldı gözleri. Ne güzel uyuyor diye düşündü. Yan tarafta ki komidinin üzerinde ki telefonunu alıp saate bakınca, Yusuf Eymen'i uyandırıp uyandırmama konusunda tereddüt etse de uykusunu bir nebze olsun almış olacağı düşüncesiyle öperek uyandırmaya karar verdi. Yüzüne ev sahipliği yapan her bir kıvrıma öpücük kondururken, birden gözünü açan Yusuf Eymen'le göz göze geldi. Sevimlice sırıtıp, "bende seni uyandıracaktım. Yanii, uyandırdım."
"Saat kaç?"
"Altıya geliyor.."
"Hmm... biraz daha uyusak olmaz mı?"
Aslında uykusunu almıştı ama bugün nedense yatak keyfi yapası gelmişti. Leyla, onun bu tavrına başını iki yana sallayarak gülmüştü.
"Olmaz Yusuf'um, hem unuttun mu babam çağırdı demiştin?"
"Unutmadım Leyla'm..." Ona her Leyla'm dediğinde eriyip bitiyordu. O an ne dese kabul edecek kıvama geliyordu. Ama şu an için o kıvama gelemezdi. Ailesini bekletmek istemezdi.
"O zaman kalk da hazırlanıp çıkalım.." Leyla yataktan kalkıp giyecek birşeyler bakıyordu kendisine. Başını yatakta hala uzanmakta olan kocasına çevirip, "e hadi ama, kalksana..."
"Sen normalde kıyamazdın bana..?" Leyla onun bu sitemvari, oyunbaz konuşmasına tebessüm edip yanına yaklaşmıştı. Uzandığı tarafın kenarına oturarak, elini alnına düşen saçlarda gezdirerek, nahif ve sevgi dolu bir sesle, "bu kıymış halim mi? Sana olan zaafımı ters köşe yaparak mı kullanıyorsun sen? Karının seni deli gibi sevdiğini bildiğin halde mı bu lafları ediyorsun? Davete icabet ederiz diye soran adam mı bunu diyor? "
"Biraz daha konuşsana..? Seni dinlemek çok güzel, seninle uğraşmak ve seninle konuşmak... " kocasının boynuna sarılıp, bir müddet öyle durmuşlardı. Leyla o an ki şevkle o kadar sıkı sarılmıştı ki, Yusuf Eymen dayanamayıp konuştu.
"Bir daha konuşmayalım istiyorsan sıkmaya devam et Leyla'm..." Endişeyle geri çekilip suçlu çocuk bakışlarını kocasına dikerek, "Afedersin, kaptırmışım kendimi"
"Baya kendime geldim yanlız.."
"Yaa çok fenasın?"
"Fena? Ben mi? Az kala nefessiz kalıyordum "
"MaşaAllah'ın var canım, gayet iyisin " kısa çaplı bir kahkaha attıktan sonra sevdiği kadından bir buse çalıp lavaboya gitmişti. Leyla da hemen ortalığı toplayıp üzerini giymişti. Yusuf Eymen'in de giyinmesiyle evden çıkmaya hazırlanıyorlardı. Giydiği siyah kot ve üzerindeki beyaz tişört ve onun üzerinde ki asker yeşili gömleğiyle çok yakışıklı görünüyordu. Girdiği ortamlarda kızların dikkatini çekiyor olması Leyla'yı mutsuz etse de yapacak birşeyi yoktu. O Yusuf Eymen'i incelerken Yusuf Eymen de bıyık altından gülüp karısının dalgın bakışlarının sebebini çok iyi biliyordu. Kocasının bakışlarını farkedince birazcık utanıvermişti.
"Her giydiğin neden bu kadar yakışıyor ya?"
"Yakışmasın mı?"
"Ya-.. yak-.. uff yakışmasın bence "
"Sence...?"
"Sizin sülale böyle ama... baksana babana hala MaşaAllah çok dinç ve yakışıklı. Sonra nikahta ki amcan da öyleydi. Bu kadarı..."
"Ne? Fazla mı yoksa?"
"Aynen fazla!"
"Canım... Sen özel gününde falan mısın acaba? Konulara atlayış ve bakış seviyen-.."
"Yaa ne demezsin. Hem iyi günde kötü günde dedik. Nazımada niyazımada katlanman gerek." Biraz durup düşündükten sonra Leyla, "ayy ben niye böyle yükseldim Yusuf... ama hep senin yüzünden."
Yusuf Eymen onun bu halleriyle eğleniyordu açıkçası. Onun kendisine olan aşkı, tatlı sitemleri o kadar tatlı ve güzeldi ki... Ona kapılmamak elde değildi. Zaten onda sevdiği en güzel şeylerden biriydi.
"Tamam canım, beni boşverelim. Gel hadi çıkalım." Elinden tuttuğu karısıyla merdivenlerden inip sitenin otoparkında ki araçlarına binip yola çıkmışlardı.
Kısa bir yolculuktan sonra eve varmışlar aracı parkettikten sonra zile basıp açılmasını beklemişlerdi. Elişeva neşeli sesiyle "geldim" diyerek heyecanla kapıyı açmıştı. "Hoş geldiniz kuzularım.. " İçeriye geçtikten sonra sırayla ikisine de sarılmış evlatlarının yanaklarından öpmüştü.
Elişeva, Leyla'nın elini tutup, "nasılsın yavrum, iyi gördüm seni çok şükür" Leyla, anne şefkatiyle kendisini sarmalayan kadına minnetle tebessüm ettikten sonra, "İyiyim anne, teşekkür ederim. Sen nasılsın?"
"Oy annem... iyiyim bende. Ne çok özledim sizi. İyi ki geldiniz."
"Bende çok özledim anne" Bu ikili Yusuf Eymen'in en güzel manzaralarından biri olabilirdi. Dayanamayıp özlemle konuşan annesine hitap etti.
"Beni özlemedin mi annem?" Tatlı bir sitemle annesine bunu sorunca, Elişeva dayanamayıp oğluna sarıldı tekrar.
"Ne demek özlememek, burnumda tütüyorsun oğlum, yokluğun o kadar hissediliyor ki anlatamam. Leyla kızımın yanında olduğunu, bir yuva kurduğunu bilmek yüreğime su serpiyor."
"Takılıyorum annem, bilmez olurmuyum? Dualarının bereketini daima üzerimde hissediyorum"
"Her zaman dualarımdasınız oğlum, hepiniz."
"Allah seni başımızdan eksik etmesin annem.."
"Sizi de yavrum, eksik olmayasınız.." hep beraber içeriye girip salonda oturmuşlardı. Babası yeni işten geldiği için üzerini değişip öyle aşağıya inmişti. Yusuf Eymen ve Leyla ellerini öpüp babasına sarılmışlardı. Alparslan Leyla'yı çok seviyordu. Onun sıcak ve cana yakın tavırları evlat olma sıcaklığı hissediyordu ona. Onlar için gelinden ziyade kız evlat olmuştu Leyla.
"Nasılsın kızım? Bir sıkıntın yok değil mi?"
"İyiyim baba. Bir sorun yok şükür. Atanmak için çalışmalara başladım bile. Bakalım neler olacak"
"Hakkında hayırlısı olsun kızım, bizim ki sana iyi bakıyor mu?" Yusuf Eymen babasının bu sahiplenici tavrına hem gururla bakıyor hemde bıyık altından sırıtıyordu.
"Bakıyor baba. Sağolsun."
"Seni üzerse kulaklarını çekerim. Haberim olsun."
Yusuf Eymen, "çocuk muyum ben ?"
"Çocuğumsun tabi. Büyüdüğünü mü sanıyorsun?"
"Evet."
"Evlendin diye büyümüş olmuyorsun Yusuf efendi. Ayrıca kızımın yardımcısı ol derslerinde." Bir çocuğu tembihler gibi söylemesi Leyla'ya çok tatlı gelmişti. Hissettiği bu aile sıcaklığı içini ısıtıyordu.
"Olurum baba, merak etme."
Gülerek söylediği bu söz üzerine hep beraber yüzlerde tebessüm oluşmuştu. Bu aileye dahil olmak Leyla için büyük bir nasipti. Ne de güzel bir aileydi.
Bir saat sonra ailecek yemeğe oturmuslardı. Aybala da yemeğe son anda yetişmiş, ailecek güzel bir akşam yemeği yemişlerdi. Bol bol sohbet edip, yüzlerde oluşan tebessümle muhabbetleri tatlanmıştı.
Selamünaleyküm hayırlı akşamlar haftaya bölüm gelmeyecek Muhtemelen, Çünkü finallerim var bazı Derslerim için özellikle çokça Çalışmam gerekiyor Bu sebeple bölüm yazamayacağım. Umarım keyifle okursunuz Her biriniz. yorumlarınızı okumak çok keyifli oluyor fikirlerinizi beyan etmekten geri durmayın lütfen. Allah'a emanet olun hoşça kalın🌸
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
26.23k Okunma |
2.87k Oy |
0 Takip |
74 Bölümlü Kitap |