59. Bölüm

İNKİSAR

Rabia
yaziyor

Medyada ki şarkıyı ikinci partta açın lütfen, duyguyu daha iyi hissedeceksiniz. Gece gece efkarlanalım biraz.

 

 

Yusuf Eymen aracını parketmiş, inecekken yan koltukta ki bileklik dikkatini çekti. Aybala'nın böyle bir bilekliği olmadığını biliyordu. Leyla'nın olmalıydı. Uyurken düşürmüştü muhtemelen. Eline alıp baktığında üzerinde ki metalde yazan "gülümse" detayı farkında olmadan gülümsemesine sebep oldu. Yeterince neşvesi yerinde olan bir kızın böyle bir aksesuara sahip olması şaşılması gereken bir durum değildi. Cebine attığı gibi evin yolunu tuttu. Eve girdiğinde onu karşılayan karanlıkla uyduklarını anladı. Bir tek mutfağın ışığı yanıyordu. İçeriye girince mutfak masasında elinde su bardağıyla oturan ikizini görmüştü. Gelen sesle Aybala'da oraya bakmış gelen ikiszini görmüştü.

"Hoşgeldin Eymen."

"Hosbulduk boncuk, uyumadın mı hala?" O da Aybala'nın karşısına geçip oturmuştu. "Yok ya, susamıstım. Surahide ki şu bitmiş bende şu içmeye geldim. Siz ne yaptınız?"

"Bildiğin gibi, Leyla'yı evine bıraktım geldim. "

"Hmm... Leyla çok iyi bir kız değil mi ikiz?"

"Tanıdığım kadarıyla öyle. " hiç şaşırmamıştı bu cevaba. İkizi yine bildiği gibiydi. "Çok da güzel bir kız.. Esmer güzeli MaşaAllah. "

"Ee yani..?"

"İlla bir şey mi olmak zorunda, söylesim geldi işte."

"Yeme beni. Sen öyle boş keseden atmazsın. Leyla'ya karşı herhangi bir duygum olup olmadığını anlamaya çalışıyorsun. Tabi sözde çaktırmadan, hatta pardon bizzat gözüme sokup kalbime de sokmaya çalışarak yapıyorsun."

"Ya ne kadar gıcıksın. Anladıysan ne pat diye söylüyorsun Eymen. Başkasına söylesen yanlış anlar. O pratik zekanı başka şeylere de kullanabilsen keşke "

"Saçmalama, seninle konuştuğum için rahatım zaten. Başkasıyla niye böyle konuşayım. Lafı dolandırma."

"Konuştu bay çok bilmiş..."

"Allah aşkına gece gece hiç tartışacak havamda değilim Aybala. Bizzat sormak istediğin birşey varsa söyle. Yoksa uyuyacağım.." Aybala gözlerini devirip konuştu. "İyi. Sadece, ona karşı hiç mi birşey hissetmiyorsun merak ediyorum."

"Merak ettiğin buysa, hayır. Hissetmiyorum. Sadece... iyi kız. "

"Başka.?"

"Ne başka..?"

"Güzel değil mi?"

"Güzel."

"Eee... "

"Ne eee...? "

"Çok çalışkan değil mi?"

"Evet. Çalışkan. Bak bu konuya degindiğin iyi oldu. Senin işin olduğu zamanlar yanliz kalıyor ve çok yoruluyor. Bir kişiyi daha alman çok iyi olur. Bugün arabada uyuya kaldı. Belli ki dersler, iş falan derken baya yıpranıyor."

"Haklısın, aklımda zaten. Bazen çok yoğun oluyor kafe."

'Birde, maaşı falan yevmiyesi neyse dolgun ver. Öğrenci kız, birşeye ihtiyacı falan vardır. Gerekirse bende destek olurum. " aybala kaşlarını çatmış ikizini dinliyordu dikkatle.

"Neden öyle dedin ki, az geldiğini mi söyledi. Oysa ben fazla fazla koyuyorum. "

"Hayır o konusunu bile açmadı. Sadece... Ne bileyim öyle hissettim. Öğrenci bide. Belli ki ailesinin durumu iyi değil. Çalışıp kendi ihtiyacını giderdiğine göre... "

"Haklısın ikiz, ben elimden gelenin fazlasını yaparım. O yardımcı işini de halledeceğim merak etme. "

"İyi olur boncuk. Başka birşey yoksa yatıyorum ben "

"Yok, hayırlı geceler"

"Kovalasın seni cüceler..." ikiside kahkahalar atmıştı. Çocukluklarının iyi geceler mesajıydı bu. Arada akıllarına gelir, birbirlerine söylerlerdi. Eymen odasına çıkıp güzel bir duş aldıktan sonra yatağa uzanmış gözlerini kapatmıştı.

~

Yusuf Eymen odasına çıktıktan sonra suyunu bitirip kalkacakken uykulu gözlerle mutfağa giren annesine takıldı gözleri. "Kızım, kardeşin geldi mi?"

"Yukarıya çıktı odasına, uyumaya.."

"İyi bakalım, sende geçe kalma da uyu. Sabah erken kalkıyorsunuz birtanem uykunuzu alın. " annesinin şefkat barındıran sesi her zaman için içini yumuş yumuş yapıyordu.

"Anne çok uykunuzu yoksa seninle bir şey hakkında konuşmak istiyorum. Yarın da konuşabiliriz.."

Evlilik meselesini konuşmak istiyordu artık.

"Konuşalım kızım, konu nedir?" Elişeva'da kızının yanında ki sandalyeyi çekip oturmuştu. Kızında ki stresin farkındaydı. Ama ne olduğuna tam manasıyla anlam verememişti.

"Şey... Anne... konu Asaf ile ben..." Elişeva başını sallayıp devam etmesini beklemişti. Aybala en iyisi uzatmadan söylemek diye düşünerek, konuştu.

"Asaf bana evlenme teklif etti. Aslında ben bu kadar çabuk beklemiyordum ama, o beklemek istemediğini söyledi. Yani... bilemiyorum benim için de anı oldu. Babam Ne tepki verir kestiremiyorum. Asaf'la olan konuşması aklıma gelince, sen, anne sence erken mi? Aklım siz ve Asaf arasında gidip gel-..." stres ve heyecanla konuşan kızına tebessüm ederek müdahale etti.

"Sakın ol kızım. Çok normal birşey bu... Asaf'ın seni sevdiği dikkat edince çok belli zaten. Sadece... hızlı bir giriş yapmış..." Elişeva kıkırdayarak devam etti. "Aslında bana kalsa evlenin, yuvanızı kurun. Ha tabi... kızımın yanımda kalmasını bende biraz daha isterim ama, sende bir gün yuvanı kuracaksın. Er ya da geç... babana gelince sana olan düşkünlüğünü biliyorsun." Aybala başını sallayıp annesini onaylamıştı. "Boraz mırın kırın edecektir. Hatta biraz fazla... ama o da Asaf'ı çok sever. Damat olarak kabul edeceği tek kişi o. Yıllardır tanır, bilir. Şimdilik biraz bekle. Önce ben konuşayım. Sonra sende onunla konuşursun. " Aybala annesinin elini tutup öpmüş, teşekkür etmişti.

"Anne çok teşekkür ederim. İyi ki varsın. İyi ki benim annemsin. Özellikle babamdan dolayı söylemeye çekindim ama, rızanızı alarak bu yola çıkmak istiyoruz..."

"Sen de iyi ki varsın balam... gül kızım benim... Hadi kalk daha fazla düşünme. Kaç gündür ortalıkta aklı karışık dalgın dalgın dolaşıyorsun, bundanmış demek. " Aybala utançla gülümseyip, bakışlarını kaçırmıştı. "Uyu güzel kızım, çok yoruluyorsun. Hadi bakalım, Allah rahatlık versin."

"Sana da anneciğim..." annesinin yanaklarından öpüp odasına çıkmıştı. Anlatmış olmanın verdiği rahatlıkla yatağına uzanmıştı ki gelen mesaj sesiyle telefonu kontrol etti. Asaf'tandı gelen mesaj, hiç şaşırmamıştı. Heyecanla mesaja baktı. "Uyudun mu Ay güzeli..?"

"Şimdi uyuyacaktım bende. Sen niye uyumadın?"

"Gündüz uyudum ya, pek uykum yok."

"Olsun uyu yine de, sabah işe gidiyorsun, dinç uyanman lazım."

"Uyurum merak etme. Hem sen niye uyumadın? Şansımı denemek istedim uyumuyorsan diye..."

"Annemle konuşuyorduk, o yüzden..."

"Anladım yavrum..."

"Sormayacak mısın?"

"Neyi güzelim...?"

"Ne konuştuğumuzu?"

"Hayır güzelim, annenle konuşman kadar normal birşey yok"

"Bizim hakkımızda konuştuk"

"Biz? Sen ve ben mi?"

"Evet..."

"Hadi canım. Sonunda konuştun demek. Eee yarın geliyor muyuz istemeye?"

"Yavaş gel Asaf... sadece annemle konuştum. Annem babamla konuşacağını söyledi."

"Eliş teyzem be... Sana kalsa işimiz yaş zaten.." Aybala gözlerini devirerek gülmüştü. Bu aceleci tavrı hoşuna girltmesiyle beraber iki ayağını bir papuca sokuyordu.

"Anneme de ben söyledim Asaf!"

"Kızma yavrum, senin emeğini yok sayamam. Hatırı sayılır bir performans sergiledin."

"Aman çok komiksin. Şu evlilik işini bir daha düşüneyim en iyisi."

"Yapma yavrum, seni vermeseler sen kaçarsın bana...😄"

"Gül sen gül, son gülen iyi güler demişler"

"Kurban olurum sana yavrum benim..."

"Hadi iyi geceler mesajı at da uyuyayım..."

"Atmıyorum!"

"Seni seviyorum..."

"Hemde çok..."

"Çok seviyorum."

"Seviyorum çok seni."

"Çok seviyorum seni."

"Seni seviyorum çok"

"Ben var seni çok sevmek" Bu mesaja seslice kıkırdamıştı. Seviyordu yahu... kızdırsa da, uğraşsa da çok seviyordu.

""Ben de var seni çok sevmek Ali Asaf Tuna.. hayırlı geceler."

"Hayırlı geceler yavrum..." o kadar huzurlu ve mutluydu ki, içinde ki kelebekler daima hareket halindeydi. Bu his çok güzeldi. Sevildiğini hissetmek. Ve sevmenin sevincini yaşamak...

~

LEYLA 

 

"Annne neden böyle yapıyorsun? Beni nasıl bir ateşe atıyorsun farkında değil misin? Sevmediğim biriyle evlenmek istemiyorum. Yalvarıyorum sana yapma böyle. Yemin ederim hayatımı mahvedersin. Yapamam anne,olmaz...

"Hiçbirimiz severek evlenmedik. Senin de böyle bir tercih halkın yok. Hem rahat edersin. Bir elin yağda bir elin balda olur. Biz de rahat ederiz. Ne istiyorsun? Sevgi karın doyurmuyor kızım. "

Sicim gibi yaşlar boşanıyordu gözlerinden, içi kan ağlıyor. Kendini o ladar çaresiz hissediyordu ki nefes alamıyor gibiydi. Onun kalbi bir tek Yusuf Eymen'i görünce hareketleniyordu. Ne kadar tek taraflı bir aşk olsa da belki bir gün o da beni sever umuduyla bekliyordu. Hem daha çok yeniydi. Belki aşık olur severdi beni diye düşünüyordu. Annesine gönlünde biri olduğunu söylese de ısrarına devam ediyordu.

"Anne, kalbimde başkası var olmaz bu dediğin. Söyle, kızım evlilik düşünmüyor de. Lütfen istemeye gelmesinler. Ne olur Anne yalvarıyorum... Hem yarın sınavım var akşam ders çalışmam lazım, gelmesinler."

"Senin sevmenle olmuyor bu işler Leyla Hanım. Hani nerede o oğlan? Gelsin istesin seni. Belli ki durumları da iyi. Ama yok, çünkü benim kızım kendi kendine gelin güvey oluyor. Uzatma artık. En azından senin sayende bizde rahata ereriz. "

"Anne daha yeni tanıştık sayılır belki o da beni sever. Hem ben çalışıyorum size yardım ediyorum ya, gerekirse daha çok çalışırım. Aç mıyız sanki? Neden böyle yapıyorsun? Göz göre göre kızının tükenmesine izin mi vereceksin? Sevmediği biriyle zorla mı evlendireceksin? "

"Ev kira, babanın emekli maaşı desen anca kiraya yetiyor. Seninkiyle de kıt kanaat geçiniyoruz. Akşam gelecekler sakın sorun çıkarma! "

"Asla kabul etmeyeceğim! Duydun mu Anne? Asla!"

"Sakın Leyla! Baban rahatsız biliyorsun. Adamı kalpten götürür sebebi olursun."

"Anne hiç mi ne istediğimin kıymeti yok. Bak az kaldı mesleğimi elime alacağım daha rahat ederiz. Elimden geleni fazlasıyla yaparım. Vazgeç lütfen. Engel ol."

"Uzatma Leyla. Akşama hazırlan."

Başını göz yaşları içinde sallayarak annesinden medet umarak bakıyordu.

"İstemiyorum..."

"Sakın sorun çıkarma, seni evlatlıktan redderim haberin olsun!"

"Ann-..." Leyla'yı dinlemeden odadan çıkmıştı. Dizleri sanki taşıyamıyordu onu. Onladar tükenmiş hissediyordu ki, ruhunu teslim ediyor gibi hissetti. Ellerini yüzüne kapatarak hüngür hüngür ağladı. Sadece ağladı. Bazı şeyleri değiştirebilmeyi çok isterdi. Kime anlatsındı ki derdini. Aşkından bi haber olan Yusuf Eymen'e mi? Daha bir aydır tanıdığı Aybala'ya mı? Kalbinden rahatsız olan babasına mı? Yoksa hiçbir düşüncesine kıymet vermeyen doğru bildiğini yapan annesine mi? Çok yalnız hissediyordu. Yalnızca Rabbine sığındı.

"Lütfen Allah'ım... lütfen... yalvarırım bir çıkış yolu göster. Yardım et bana. Ne yapacağımı bilmiyorum, çok çaresiz hissediyorum....

İki gündür işe gitmiyordu. Aybala'yı arayıp ailevi bir meseleden dolayı gelemeyceğini bildirmiş izin istemişti. Ne olduğunu soran Aybala'yı geçiştirmiş olanlardan bahsetmemişti. Hem... bahsetseydi bile ne yapabilirdi ki... Akrabaları arasında daha önce de kendisini isteyen dayısının oğluna ne kadar yok diyip okulunu bahane etse de, annesine engel olamamıştı bu sefer. Annesinin söyledikleri o kadar içine oturmuştu ki, hangi derdine ağlasa bilmiyordu. Sırf zenginler diye evlendirmek ne demekti, insan sevmediğinin yanında yuva sıcaklığını hissedebilir miydi ki...

~

parmağında ki yüzüğe bakınca, hazırda bekleyen yaşları yanaklarından süzülmüştü. Yatağına oturup hıçkırarak ağlamaya başladı. Son ana kadar annesinin gözünün içine bakmıştı. Belki haline acır da engel olur diye, a bu işten en memnun olan kişiydi. Hiç mi değeri yoktu iki kaburgasının arasında ki kalbin ne hissettiği. O kadar kırgındı ki, kızgınlığa yer yoktu. Başlamadan biten aşkına mı zorla sözlendiği parmağında ki şu yüzüğün sahibine mi ağlasındı? Kendi kendine konuşup ağlıyordu.

"Benden haberin olsaydı eğer, elimden tutar mıydın Yusuf? Sende beni sever miydin? Şimdi desem ki, sana aşığım elimden tutup kabinde ki en güzel yere kondurur muydun? Seni sevdiğim gibi sever miydin? Umudumdun sen.... kalbimin sahibi..."

~

kafeye gelen Leyla, Aybala'yı görür görmez gözleri doldu. Zaten şu sıralar epey ağlak olmuştu. Hemen kendini toplayıp sahte bir gülümsemeyle ona yaklaştı.

"Hoşgeldin canım, nerelerdesin? Bir sorun yok değil mi? Ailen iyi mi?"

"Herşey yolunda merak etme patron"

O kadar gururlu bir kızdı ki Leyla, yerin dibine girer çıkar kendinden ödün vermez, üzüntüsünü belli etmemeye çalışırdı, çalışırdı ama yüzünden okunan ifade herşeyi ayan beyan belli ediyordu.

"Emin misin? Çok solgun görünüyorsun, hasta falan değilsin dimi?"

"Yok ya sana öyle gelmiş sabah sınavım vardı ya akşam baya çalıştım" sözlendim diyemedi. Beni kahreden sebeplerden ötürü canım çekildi de diyemedi.

Aybala gördüğü yüzükle şok olmuştu. "

"Leyla ?! Bu gördüğüm yüzük mü? S-sen?..." sabah annesinin zoruyla takmıştı ve çıkarmayı unutmuştu. Oysa kafeye gelirken çıkaracaktı. Leyla ağlamak için kendini zor tutup, gülümsemeye çalıştı.

"E-evet, sözlendim patron... " Oysa Aybala onun gözlerinde kardeşine bakarken ki heyecanı çok net görmüştü.

"Nasıl ya..? Sen baya baya sözlendin mi yani? Ama... ama..."

"Şey... daha önce de istemişlerdi beni, okul falan derken istememiştim ama... sözlendim işte."

"Leyla..? İsteyerek mi sözlendin?"

"T-Tabi... zorla olacak değil ya..."

"Emin misin? Niye heyecanlı değilsin? Bak bir sorun varsa söyle, elimizden ne gelirse yapalım..."

"Sadece, çok yorgunum patron, kaç gündür sınavdı, sözdü derken baya yoruldum. Ondan..."

Leyla olmadığı için Aybala Yusuf Eymen'i çağırmıştı. Bugün için haber vermeyince glemeyecek sanmıştı. Yusuf Eymen tüm konuştuklarını duymuştu. Kendilerini o kadar kaptırmışlardı ki, geldiğini farketmemişlerdi bile. Yusuf Eymen, gözlerinde kendisini görünce oluşan neşve bu kıza mı aitti, kendi içinde onu sorguluyordu. Seven biri sözlenir miydi? İçinde hissettiği acıya anlam veremedi. Niye huzursuz olmuştu ki, nefesini kesen, canını sıkan, heyecanla geldiği yolu koşa koşa dönmeyi isteyecek mana neydi? Kalbi neden kırılmıştı ki, bu kız nasıl öyle baktıktan sonra parmağına o yüzüğü takabilmişti. Aybala'nın kendisine seslenmesiyle, Leyla'nın da bakışları ona dönmüştü. Nasıl herşey bu kadar batabilirdi. Herşey eline yüzüne bulaşmıştı. Kendisini o kadar sıkmıştı ki ağlamamak için,kasları inanılmaz ağrıyordu. Hayal kırıklığının ev sahipliği yaptığı sesiyle konuştu Yusuf Eymen,

"Hayırlı olsun Leyla, Tebrik ederim. Haberimiz olsaydı biz de gelirdik" daha ne kadar yıkılabilirdi ki, sevdiği adamın, kendisinin başkasıyla olan sözüne gelmesi miydi ? Bayılacak gibi hissediyordu. Ayakta zor duruyordu. Daha fazla dayanamayıp kendini bıraktı. Yusuf Eymen son anda tutmasaydı başını masaya çok sert vuracaktı.

Çok büyük bir sınavdan geçiyordu.

 

 

 

 

Bölüm : 27.04.2025 00:05 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...