3. Bölüm

BUĞDAY

Rabia
yaziyor

 

 

Bir hakikat ehli varlığın özü olan, buğday tanesine kazınmış çizgiden bahseder. Bu çizgi "Elif" harfidir. Hem ayıran hem birleştirendir.

 

 

Profesör: "Neyi ayırıyor?"

 

 

Dişiyle erkeği. Adem'le Havva'yı. Ruhla bedeni. Buğdayın sırrı bu çizgide yatar. Bu aynı zamanda aşk çizgisidir. Yani herşeyi birleştiren çizgi. Kainatta ne varsa hepsi insanda da mevcut profesör. Ayrılık yok.

 

 

Profesör: " insanda her varlıktan bir nüve mi var diyorsunuz?"

 

 

Tüm kainat insandır.

 

 

Profesör: " öyleyse her şeyde de insandan bir parça var?"

 

 

İnsan parçacığı.

 

 

Profesör: " insan parçacığı..."

 

 

Canlı cansız herşey ne yapıp edip insan olmak ister derdi üstadım. ( Buğday filminden alıntı.)

 

 

 

 

Elişeva, Gülfem'le pikniklerini icra ettikten sonra biraz daha laflamış ayrılmışlardı. Elişeva'da keçilerini bir güzel otlattıktan sonra elinde ki sopayla evinin yolunu tutmuştu. Eve gelip annesine bazı işlerde yardımcı olmuş yorgunluğunu bahane ederek odasına çekilmiş döşeğinin üzerinde dalgınca düşüncelere dalmıştı.

 

 

Bugün Gülfem'in dedikleri aklımı karıştırmıştı. Hayallerimin peşinden gitme fikri tekrardan canlandı. Ama annemi kardeşimi ardımda bırakmam ki. Vicdanım nasıl el verir. Aklım hayalim almıyordu. Üç ay önce kimseye haber vermeden her bi ihtiyacımdan keserek biriktirdiğim paramla üniversite sınavına girmiştim. Güzel de bir puan almıştım ama hiçbir zaman gitmeyi düşünmedim. Canımı sıkmıştı bu mesele. Onları bırakıp gidemezdim. Boş hayallere kapılıp da hayal kırıklığı yaşamak istemiyordum. Çok düşünmeden yarın ebe ninemle gideceğim kontrole odaklandım. Yarın erkenden gidecektik tabi birde ebe ninemi sağlık ocağına götürecektim.

 

 

Elişeva gözlerini sabah erkenden açmış kahvaltı hazırlayarak annesinin yükünü hafifletmek istemişti. Annesi o kadar zor zamanlardan geçmişti ki çok yıpranmıştı. İnsanlar çok yormuştu onu. Hemde çok. Ama evlatlarına tutunuyordu.

 

 

"Anne ! Ben ağzıma bir kaç lokma attım şimdi çıkıyorum. Ebe ninem beni bekliyordur. Hadi Allah'a emanet ol "

 

 

Bulaşıktan çıkardığı eliyle kapıya koştur koştur gelmiş, "tamam kızım dikkat edin, sizde Allah'a emanetsiniz"

 

 

Kapıdan çıktığım gibi kendi kapısını çeken ebe ninemi görmüştüm. Hemen ona selam verip yanına gitmiştim. Oda koluma girmiş benimle sohbet ediyordu.

 

 

"Ee deli kız... uzun zamandır gitmiyorduk heyecanlı mısın?"

 

 

"Evet ninem, uzun zamandır gitmiyorduk. Başlarda çok istekli değildim ama bu işi seviyorum, seninle yapması da ayrı bir keyifli oluyor."

 

 

"Ahh be kızım, bu çok farklı birşey. Çok kıymetli ve çok özel..."

 

 

"Kesinlikle öyle nine. Sayende bende ebe oldum" demişti gülerek.

 

 

"Öylesin zaten kızım" Beraber ninemle hem yürüyüş yapmış hemde sohbetler ede ede konağın kapısına gelmiştik.

 

 

"Çal bakalım şu kapıyı." Kapıya vurarak açılmasını beklemiştik, açılmayınca tam tekrar vuracaktım ki kapı konağın çalışanlarından biri tarafından açılmıştı. "Hoş geldin ebe kadın, sende hoşgeldin?" Diyince biz de karşılık verip içeriye davet edilmiştik. Geleceğimizden muhtemelen haberi vardı ki sorgulamadan içeri aldı bizi. Konağın bahçesinde ki çeşit çeşit güller o kadar güzel ve rengarenkti ki , hiç içeriye girmek istemiyordum. İçeriye girdiğimizde bizi Zehra hanım karşılamıştı. İkimize hitaben "hoşgeldiniz" diyerek içeri buyur etmişti. "Hoş gördük Zehra kızım "

 

"Kusura bakmayın sizi de buraya kadar çağırdık ama İstanbul'dan gelen yeğenlerimden biri gebeydi. Son ayları birde. İster istemez telaş ediyor insan "

 

"Olsun kızım iyi etmişsiniz. Ee kızımız nerede?"

 

Tam o sırada merdivenlerden gelen sesle o tarafa dönmüştük. Çok güzel, karnı burnuna dayanmış her halinden tam bir İstanbul hanımefendisi olduğu belli olan, yanında ki uzun boylu adamın koluna girmiş merdivenlerden iniyordu. Boyu ne kadar uzun ve heybetliydi. Başını kaldırmasıyla göz göze gelmiş uzaktan dahi belirgin yeşil gözleriyle adeta hipnoz olmuş gibi bakışıyorduk. Kendime gelmemle hemen başımı inen kadına çevirdim. İçimden kendimi paylayıp gözlerime sahip çıkmam gerektiğini hatırlatarak toparlandım. O sıra adamın sesi duyuldu. "Teyze ben çıkıyorum, akşama evde olurum "

 

"Tamam oğlum, yemeğe bekliyoruz seni" Zehra hanımı başıyla onayladıktan sonra nineme selam vererek, son bir kez keskin bakışlarını bana değdirip evden çıkmıştı. Bize yaklaşan kadın arada bir bana da bakarak ebe nineme, "" Kusura bakmayın size zahmet oldu. Ne kadar iyi olduğumu söylesem de teyzemin içi rahat etmedi."

 

"Olsun kızım biz kontrol edelim yine de" bakışları bana dönünce "Olur mu öyle şey, tedbiri elden bırakmamak lazım" samimi bir gülüş gönderdikten sonra "yoksa teyzemin bahsettiği ebe kız sen misin?" utancın verdiği sessizlikle "sanırım benim " demiştim. Bana merak içeren bir kaç soru sormuştu.

 

"Okulunu bitirdin mi? Yoksa devam mı ediyorsun?"

 

"Şeyy... Ben okumuyorum, ninemin tecrübeleri sayesinde beni eğittiği, öğrettiği kadarıyla anlıyorum bu işten."

 

"Anladım canım. Peki okumayı düşünüyormusun?

 

"Şu anlık mümkün değil. Ailemi bırakamam. Ki bırakmak ta istemem. Belki bir gün..."

 

"Kaç yaşındaydın bu arada?"

 

"Yirmi yaşındayım Selma hanım." Birden kaşları çatılmıştı. "Abla de lütfen. Resmiyete ne gerek var?"

 

"Peki... nasıl istersen Selma abla." Gülerek ,"oldu şimdi" demişti.

 

"Bu arada söylemeden edemeyeceğim, çok güzel bir kızsın, MaşaAllah. Hele saçların sırma gibi. Çok uzun." Utanmıştım bu iltifatı karşısında. Utancın ev sahipliği yaptığı yüzümle tebessüm etmiştim sadece.

"Teşekkür ederim..." bir kaç şeyden sonra ebe ninem Selma ablayı kontrol etmiş ara da bana da müdahale ettirmişti. Durumu gayet iyiydi. Sadece doğumu belliyorlardı. Biz gerekli kontrolleri yaptıktan sonra, çay ve yanında bir kaç birşey ikram etmişlerdi. İçimden keşke annem ve kardeşim de yanımda olsaydı demekten geri duramadım. Böyle şeyleri ayda yılda bir yiyebiliyorduk. Ama hakkını yiyemem şimdi. Zehra hatun arada elime tutuşturur bizimkilere de götürmemi söylerdi. Allah razı olsun düşünceli bir kadındı. Biz öylece oturup arada sohbet ederken Zehra hatun, "ebe nine sana zahmet benimle içeriye kadar gelirmisin? Konuşmak istediğim bir konu var seninle. Aylar öncesinden de de çıtlatmıştım hani?" Ninem pek memnun olmuşa benzemiyordu. Ne söylemişti ki acaba? İçimde peydah olan meraka engel olamadım. Eve gidince sorardım artık.

"Kızım, bahsettiğin mevzuys-..." Zehra hatun ısrarla belli ki ninemin itiraza mahal vermesine müsade etmeyerek. "İçerde bi konuşalım, lütfen?" Ninem Peki diyerek bastonundan destek alarak kalkmış ebe nineyle içeriye girmişlerdi. Biz de Selma ablayla sohbetimize devam etmiştik. "İstanbul'da okumak istermiydin?" Sorumuydu şimdi bu? Kim istemezdi ki. En çok istediğim şeylerden biriydi bu. Ama hayal olarak kalacağa benziyordu. "Yani... belki bir gün olur."

"Aslında sen okumak için İstanbul'a gelsen bir süre sonra aileni de yanına alabilirsin? Bizim İstanbul'da restaurantlarımız var, part-time olarak işe başlarsın bende elimden gelen desteği sana sağlarım. Ne dersin? " kararsızca ona bakıp, "Bilmiyorum ki... Aslında söylediklerin çok güzel imkanlar ama ne diyeceğimi bilemedim. Annem gelmek ister mi? Kardeş-... öyle işte."

"Ben sana numaramı vereyim. Bir gün yolun düşerse gel yanıma. Seni görmekten çok mutlu olurum." Samimi teklifine içten ama düşünceli bir tebessüm etmiştim. Bir süre daha konuştuktan sonra ebe ninemle Zehra hatun içeriye girmiş biz de çok durmadan müsade isteyip ayrılmıştık. Zehra hatun elime birkaç poşet tutuşturmuştu yine. Sağolsun. Ebe ninemle sağlık ocağına gidip tansiyonu ve bir kaç şikayeti için baktırmıştık. Oradan çıkınca ne zamandır aklımın bir köşesinde aydınlatılmayı bekleyen merak dolu sorumu sordum. "Ninem, Zehra hanım seni niye içeriye çağırdı? Tabi özel değilse." Derin bir iç çektikten sonra ninem konuşmaya başladı. "Eve geçince anlatayım ebe kızım olur mu?" Bende ısrar etmeden kabul etmiştim. Demek ki ayak üstü konuşulacak bir mesele değildi.

 

 

 

 

Normalde oy sınırı vardı ama hikayem pek akışta olmadığı için çok kişi tarafından görüntülenemiyor sanırım. Bu bölüm için sınır 30. Umarım yerini bulur. Aksi halde devam edemeyeceğim. Yorumlarınızı bekliyorum hikayeyi nasıl buldunuz?

 

 

Bölüm : 11.01.2025 08:52 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...