19. Bölüm

Film/Hikâye ve Gerçeklik.

Helena
yazarhelena

18. Bölüm;Film/Hikâye ve Gerçeklik.

 

Kısa ama güzel bir bölüm ile sizlerleyim. Umarım beğenirsiniz iyi okumalar diliyorum.🌹

 

Dördü de salonda oturmuş sohbet ediyorlardı. Aslında konuşan Demir ve Bahardı, bazen Alev ve Ateş de katılıyordu veya o ikisinin esprilerine gülüyordu. Okul konusunu Bahar ile konuşmuştular ve o da kaydını onlar ile aynı okula alacaktı. Ama hâlâ anlatmadıklarıyla duruyorlardı. Dört farklı kişi;

Ateş, aralarında ki en ciddi, korumacı, acımasız ama bir o kadar da şefkatli. En çok sırrı olan kişi.

Demir, Her zaman gülüp, gülerken güldürmeyi de seven, şefkatli, ama yerine göre Ateş'den bile acımasızlaşan o kişi. Onun da sırları, amaçları ve aradıkları vardı.

Bahar, sizin en uzak olduğunuz kişi. Onu tanımıyor ve bilmiyorsunuz. Bazı şeyler olmasa belki şuan bu salonda en saf olanı o olurdu. Ama değildi...

Ve Alev, sizin en yakın olduğunuz kişi. En çok bildiğiniz kişi. Aralarında en safı kimdir diye seçilse o kişi Alev olurdu. Tahmin edemeyeceği, tahmin edemeyeceğiniz olayların içinde yer alıyordu. Her şey aynı zamanda karmaşık, kolay ve zor görünüyordu. Ama her şey bundan daha fazlasıydı.

Tüm bu oyunlar bittiğinde bu dört kişiden belki biri bile kalmayacaktı. Ya da tek bir kurban olacaktı; aralarında ki en saf olanı...

 

"Okullar açılıyor, ben kalem tutmayı bile hatırlamıyorum." Dediğinde Ateş araya girdi. "Nasıl? Sana bir daha kalem tutmayı öğretemem, bu sefer kendin öğren abisi." Demir Ateş'e göz devirdiğinde Bahar ve Alev gülüyordu. Bahar araya girdi. "Sana ben öğretirim, üzülme." Dedi. "Ya." Dedi, Demir. A'yı uzatarak. "Teşekkürler, ama korkmayın. Şaka yaptım hatırlıyorum kalem tutmayı." Bahar gülümsedi. Alev'e Bahar yan yanayken biraz uzağında Ateş ve Demir oturuyordu. Alev ve Ateş arada bir göz göze geliyordu ve gözünü kaçıran hep Alev oluyordu. Demir bu durumu fark etmişti. "Yani böyle oturmuş, Alev ve Ateş'in bakışarak kovalamaca oyununu mu izleyeceğiz?" Alev gözlerini kocaman açarak Demir'e baktı. Bahar hafif güldü, Ateş sırıtıyordu. "Demir bir gün elimde kalacaksın." Alev'in bu dediğine Demir hafif güldü. "Silah tutmayı bile biz öğrettik, benimle mi dövüşeceksin?" Dedi alayla. Ateş'in yüzünde ki ifade değişti ve başını kaldırıp Bahar'a baktı. "Silah tutmak mı? Alev'e neden böyle bir şey öğrettiniz ki?" Ateş Demir'e sinir ile bakmaya başladı. Bahar hâlâ onların yaptıklarını, operasyonu ve tabii ki de Ateş'in bir mafyanın oğlu olduğunu bilmiyordu. "Ha o mu, o şey." Demir atmak için bir yalan ararken araya Ateş girdi. "Silahlar küçüklüğümüzden beri benim ve Demir'in dikkatini fazlasıyla çekiyordu. İkimizinde ruhsatlı silahları var. Alev ile ilk karşılaştığımız gün Demir ile iddiaya girdiğimiz için boş alan da şişelere sıkıyorduk. Alev'e de o gün öğrettim. Kendisi çok heves edince kıramadım." Ateş bu son söylediğini söylerken Alev'e bakıyordu. Alev ona dil çıkarınca hafif güldü. "Vay be. Bana da öğretin. Ama Alev'in tek dikkatini çeken şeyin dövüş hareketleri olduğunu sanıyordum. Silaha heves etmesini beklemezdim doğrusu." Alev hiç bir cevap vermedi. Herkes nedensizce ciddileşmişti. Bahar hâlâ tam soru bile sayılmayan bu söylediğine bir tepki bekliyordu. "Merak etme, sana ben öğretirim silah tutmayı." Yine ortamı yumuşatmak için Demir araya girmişti. Bahar gülümsedi ve Demir ile aynı tepkiyi vererek, "ya. Teşekkürler." Dedi. Demir Alev'e doğru döndü ona doğru uzandı ve kendi ayağıyla onun ayağına hafiften vurdu. "Kız, senin dövüş hareketlerine ilgin mi var?" Alev gülümsedi. "Evet. Küçüklüğümden beri ilgileniyorum." Ateş büyük bir ilgiyle Alev'e bakıyordu. "Senden beklemezdim doğrusu." Alev Ateş'e sinirle baktı ve göz devirdi. "Sürekli tartışmayı kesin be. Zevk mi alıyorsunuz anlamıyorum ki?" Demir Bahar'ın bu söylediğine keyif ile güldü. "Ya Baharcığım. Ben bunlarla günlerce aynı evde kaldım, aynı. Başım ağrıyor artık." Alev konuşulanlardan daha çok Demir ve Bahar'ın yakınlığına şaşırıyordu. Ve Demir'in bu hareketleri bazen komik geliyordu. Çünkü ciddi görünümünün yanın da bu sözler komik kalıyordu. Bir o kadar da tatlı. "Baharcığım ne lan? Ne bu samimiyet. Sadece beş dakika odaya çıktık ne çabuk kaynaştınız?" Ateş'in bu söylediğine Demir de Bahar da güldü. "Aslında sizi Alev ile ilk gördüğüm gün, siz ikiniz konuşmak için köşeye gittiğiniz de Demir ve ben o arada sohbet etmiştik. O günden sonra Alev'i aradığımda Demir açıyordu ve az çok sohbetimiz oldu." Alev ve Ateş şaşkınlıkla ikisine bakıyordu. "Siz ikiniz şerefsizsiniz." Alev'in bu söylediğine üçüde güldü. Ateş Demir'i dizinden cimcikledi. "Ne yapıyorsun lan? Acıdı." Dedi ve Ateş'in sıktığı yeri eli ile okşuyordu. "Sadece sohbet ediyoruz. Ne abarttınız. Sen Alev'i dizine yatırıyorsun biz bir şey diyor muyuz?" Bahar ve Demir büyük bir kahkaha atarken Alev ve Ateş utandıkları için seslerini bile çıkaramıyordu. "Ben uyuya kalmışım. Yan yana da değildik. Yani dizinde uyumadım, uykuluyken olmuş." Alev'in açıklaması Demir ve Bahar'ın daha fazla gülmesine sebep oldu. Alev ve Ateş'in bu halinden keyif alıyorlardı. "Ne abarttınız lan. Çocuk musunuz bu kadar abartıyorsunuz?" Dedi ve ayağa kalkıp gülmeye devam eden Demir'e döndü. "Kalk lan. Eve gidince gösteririm ben sana." Bahar araya girdi ve yine Demir'in dediğini söyleyerek. "Yazık olacak." Dedi. Bahsettiği şey Demir di. "Biz neden sürekli aynı şeyleri yaşıyoruz kızım ya." Dedi Demir söylenerek. Ateş ve Demir ayağa kalkınca Bahar ve Alev de kalkıp kapıya kadar onlara eşlik etti. Onlar gidince ikisi tekrar salona geçti. "Sen ve Demir flört mü ediyorsunuz?" Bahar masanın üzerindeki tabaklara uzanmıştı ve Alev'in bu sorusuyla elinde tabaklarla başını kaldırıp ona baktı. "Hayır tabii ki de. Sadece kafa çocuk sohbet ediyoruz öyle. Flört edecek olsam, telefon numarasını çoktan almıştım." Dedi ve güldü. Alev yüzünü buruşturarak, "Siz yalnız bırakmaya gelmiyorsunuz." Dedi. "En azından henüz dizinde tüm gece uyumadım. Demek ki siz de yalnız bırakmaya gelmiyorsunuz." Dedi ve Alev'in ona vuracağını bildiğinden elinde ki tabaklarla mutfağa koştu. Alev arkasından ciddi olamayan bir sinir ile gülüyordu. Arkasından bağırarak, "henüz ne demek? Yaparsın yani?" Diye sordu. Bahar Alev'in bu söylediğine cevap vermek yerine güldü. Alev koltuğa oturdu ve içinden bir kaz daha "keşke bu ikili ile daha farklı tanışmış olsaydık." Dedi. Her ne kadar güzel şeyler yaşarsa yaşasın bu sözü her düşündüğün de tekrar kötü olacaktı. Bu durum Alev'in elinde değildi. Ateş ve Demir ile vakit geçirirken, bazen kendisini bir korku filminde, bazen bir aksiyon filminde bazen ise bir aşk filmindeymiş gibi hissediyordu. Bunların hepsi birbirine o kadar uzaklardı ki. Ancak içinde olanlar anlaya bilirdi. Okuyan veya izleyen herkes için, aşkta, aksiyon da, korku da ve hatta komedi de bir filmin ya da kitabın konusu olabilirdi. Ancak yaşarken korkunun ve aksiyonun olduğu yerde aşk değil, yalnızca hayatta kalma hikâyesi söz konusu olurdu. Alev bu yaşadıklarını tam olarak adlandıramasa da bir filmin içerisindeyim gibi hissediyordu. Merak ettiği onca şeyin yanına bir yenisi daha eklenmişti; bu dörtlü bunca şeye rağmen aksiyon, korku, hayatta kalma ve aşk. Bu birbirinden tehlikeli dört durum ile devam edebilir miydi? Ya ölürlerdi ya da bu hikâyede aşka yer yoktu. İşte Alev bu düşüncelerinden sonra anlıyordu ki, Demir ve Bahar'ın yakın olmasının, onun ise duygularına sahip çıkamayarak Ateş'e aşık olmasının bu dörtlünün sonunun gelmesine sebep olurdu...

 

 

Devam edecek...

​​

 

Bölümü nasıl buldunuz? Bir sonra ki bölüm gelmeden düşüncelerini bekliyor olacağım. Görüşmek dileğiyle.💖

Bölüm : 05.01.2025 14:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...