12. Bölüm; Yolculuk.
Yaşadığımız sürece belli başlı planlar ve hayaller kurarız. Sonra onları gerçekleştirmek için yola koyuluruz. Çıktığımız bu yolda başımıza planladığımız ve hayalini kurduğumuz şeylerin dışında bambaşka şeyler karşılayabilir. Ve sonra karşımıza çıkan her olumlu veya olumsuz bir durum da tekrar bir plan kurar, yola öyle devam ederiz. Bu sürekli böyle bir döngü içerisinde akıp gider. Bunlar olurken insanı en çok yoran şey ise; yolun sonuna gelindiğinde elde edilecek sonucun ne olacağını bilememektir.
Yol boyunca bundan sonra ne olacağını düşünüp durdum. İstanbul'a taşınma kararı alırken kendi evimde sade bir yaşam düşünüyordum. Ama yaşadıklarım o kadar garip o kadar anlamsız geliyordu ki, onları nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Araba da dakikalardır oluşan sessizlik ise beni düşüncelerim ile yalnız bırakıyor, onları susturmama engel oluyordu.
Bir sitenin önüne geldiğimizde Ateş arabayı durdurdu. "Burası mı?" Diye sordum. Bana döndü ve, "Evet, burası." Dedi. Tekrardan dönüp siteye baktım. Önünde durduğum site gibi daha bir çok site vardı. Bir önce ki evim tek katlıydı çevremde ki evler de öyleydi. Ve burada olduğu gibi bir güvenlik yoktu.
Ateş ve Demir arabadan inince bende indim. Ateş güvenliğin yanına gitti ve anahtarları aldı. Ardından yanımıza geldi ve üçümüz siteye girdik. Benim dairem üçüncü kattaydı, asansörden inince kısa bir koridor vardı ve oranın sağında ki ilk daireydi. Ateş kapıyı açtı ve içeriye girdik. İçerisi eşyalıydı, sanırım bunu kendisi düşünmüştü çünkü benim bir önce ki evimde eşyalıydı. Ev gayet geniş ve rahattı. Güzel bir manzaraya sahipti, bu hoşuma gitti.
"Nasıl buldun evi?" Diye soran Ateş'e döndüm, "güzelmiş." Diye cevap verdim. Tüm odalara baktım ve ev gerçekten çok hoşuma gitmişti. Değişiklik yapmak istersem sanırım sadece kendi odamda yapardım. Salona geçtik ve oturduk. Salondan mutfak görünüyordu. "Eşyalarını bu akşam alırız. Tek bir sorun var," Zaten ne sorunsuz oluyordu ki? Ben sorunun ne olduğunu söylemesi için ona bakıyordum. " Bu akşam elektrikler olmayacakmış. Çok söyledim ama bu gün açamadılar. Bir veya iki gün sürermiş." Bir veya iki gün mü? Sular olmasaydı ya da doğal gaz. Neden elektrik ya. Ateş bakışlarımdan tedirgin olduğumu anlamıştı. Ve ben bir şey söylemeden tekrar konuşmaya başladı, "Bu yüzden bu gece Demir ve ben senin misafirlerin oluyoruz." Dediğinde gülümsedim. "Peki. Ya iki gün sürerse?" Diye sordum. Umarım öyle olmazdı. "Biz de iki gün kalırız. Tabii istersen?" Son söylediğini alay ile söylemişti. Karanlıktan korktuğumu biliyordu ve bilerek yapıyordu. Sahi ya, ben hiç bir zaman karanlıktan korktuğumu ona söylememiştim. Peki o nereden biliyordu? Ateş'in söylediği şeye cevap vermedim. "Peki şimdi ne yapıyoruz?" Diye sorarak konuyu değiştirdim. "Okul işini halledeceğiz. Akşam da söylediğim gibi tüm eşyalarını alırız." Başım ile söylediklerini onayladım. Ateş ev anahtarlarını bana uzattı. Uzattığı anahtarları ondan aldım ve evden çıktık.
Yarım saat sonra okulun önüne geldik ve içeriye girdik. Hemen müdürün yanına çıktık ve konuşup herşeyi hallettik. Hâlâ okulumu değiştirmek istemiyordum ve Bahar'ın haberi bile yoktu. Müdürün odasından çıktığımız da yine telefonumu çıkardım ve Bahar'ı aradım ama o yine açmadı. Giderek tedirgin oluyordum. Şuana kadar ben aradığımda açmamış olsa bile dönmüş olması gerekiyordu. Okuldan çıktık ve tekrar arabaya bindik. Yine herkes aynı yerlerine oturdu. Emniyet kemerlerimi taktım ve tekrar telefonumu çıkardım. "İyi misin?" Ateş'in sorduğu soru ile ona döndüm. Fazla tedirgin olmuştum ve bu hareketlerimden anlaşılıyordu, ben farkında bile değildim. "Evet. Yani aslında hayır. Bahar hâlâ aramalarıma dönmüyor ve mesajlarıma bakmadı. O asla bunu yapmazdı." Dedim. Sesimden bile tedirgin olduğum anlaşılıyordu. "İstersen bir yanına uğrayalım. Sonra senin evine geçip eşyalarını alırız." Dedi ve arabayı çalıştırdı. "Olur." Dedim sadece.
Ateş'e Bahar'ın evini tarif ettim ve 1 saate geldik. Malesef yeni evim ve okulum Bahar'ın evine ve okuluna biraz daha uzaktı.
"Biz seni burada bekliyoruz." Dedi Ateş. Başım ile onayladım ve Bahar'ın evinin bahçe kapısını açıp girdim. Önce kapıyı tıklattım ama açmadı. Sonra zile bastım bir kaç kez ama yine açmadı. Git gide tedirgin oluyordum. Bahar dün onu aramamı bekliyordu ama şuan ortalarda bile görünmüyordu. Tekrar Ateşlerin yanına döndüm, "Yok." Dedim. Ateş arabasından indi ve yanıma geldi. "Evde de mi yok? Gitmiş olabileceği başka bir yer varsa oralarada bakalım." Olumsuz anlamda başımı salladım. "Yok. Yani var aslında ama, of bilmiyorum o haber verirdi bana." Belki boşuna tedirgin oluyordum, bilmiyorum. Ama sesim titriyordu. "Tamam sakin ol. Biz senin eşyalarını alalım ve yeni evine geçelim. Sonra ona tekrar ulaşmayı çalışırız. Olmadı yine buraya geliriz. Hem belki bunlara gerek kalmaz, o seni arar." Derin bir nefes alıp verdim. Ve tekrar arabaya bindik.
Yarım saat sonra eşyalarımı almak için bir önceki evimin önüne geldik. Üçümüz de arabalardan indik. Evin kapısına geldiğimde içimde değişik bir huzursuzluk olmuştu. Belki bir korku. Bilmiyorum ama sebebinin onların buraya gelmesi olduğuna eminim. Buraya gelmiş ve beni aramak istemişlerdi. Tek suçum; o gece istemeden orada olmak ve olanları görmek miydi? Bana karar verme şansı tanınsaydı bende o gece orada olmak ve olanlara şahit olmak istemezdim. "Yardım lazım mı?" Demir'in sorusu ile sıçrayarak ona döndüm. Bu kadar dalmış olduğumun farkında değildim. Ve Ateş ile Demir içeriye girmişti ama ben hâlâ kapının bir kaç adım uzağında duruyordum. "Korkmana gerek yok. Sonuçta şuan burada yoklar." Bu sefer de bakışlarımı Ateş'e çevirdim. Haklıydı, korkmam ve tedirgin olmam saçmaydı. Hiç bir şey söylemeden yukarı odama çıktım. Odama geldim ve direkt bir bavul alıp yatağımın üzerine koydum. Giysi dolabımı açtım ve kıyafetlerimi alıp bavula yerleştirdim. Sonra sırasıyla diğer tüm eşyalarımı topladım. Son olarak banyodan tüm kişisel eşyalarımı aldım ve onu da topladıklarımın içerisene koyup bavulu kapattım. Şuan fark ediyordum ki bunları yaparken fazla aceleci davranıyordum. Ben gerçekten korkuyordum. Kendi evimden kaçacak kadar hemde. İçim de çok kötü bir his vardı. Ve ne olduğunu tam olarak anlayamadığım için bir de sıkıntıya sokuyordu. Yatağımın üzerine oturdum ve telefonumu cebimden çıkardım. Bahar tek bir mesaj bile yazmamıştı. Her şey o kadar karmaşıktı ki. Ben gerçekten anlam veremiyorum ve başlamadan yoruldum.
Bunları düşünürken kapım tıklandı, "Gelebilirsin." Dedim ve Ateş odaya girdi. "İşin bitti mi?" Diye sordu. Olumlu anlamda kafamı salladım. Oturduğum yerde yanımı işaret ederek, "Oturabilir miyim?" Diye sordu. Bavulu yatağımın üzerinden indirip yere koydum ve onun da oturması için yer açtım. Yanıma geçerken derin bir nefes aldı. " Biliyorum çok saçma bir soru ama, iyi misin?" Hafif gülümsedim. Ona değil, yerde ki halı desenlerine bakıyordum. "Evet. İyiyim." Dedim net bir sesle. "Değilsin, korkuyorsun. Ama neden?" Başımı kaldırmadım ve omuzları mı indirip kaldırdım. "Bak Alev, biliyorum her şey çok korkunç senin için. Mafyalar, silahlar, ölümler, sürekli kaçmalar falan. Merak etme sen fazla yorulmadan her şey bitecek." Kafamı kaldırdım ve ona baktım, "Bitecek mi?" Diye sordum. Ben ona bakmıyorken bakışları hep üzerimdeydi ama başımı kaldırıp ona bu soruyu sorduğum da bu sefer başını eğen o oldu. "Evet, fazla uzun sürmez." Dedi. Bu sefer de, "Nasıl olacak?" Diye sordum. Başını kaldırdı ve gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı. "Olunca görücez." Dedi. Tam bir soru daha soruyordum ki ayağa kalktı ve ben oturduğum yerden ona bakmaya devam ederken bavulu alıp kapıya doğru gitti. "Seni aşağı da bekliyoruz, alacakların bittiyse gidelim." Dedi ve çıktı. Resmen kaçtı. Ama neyden neden kaçsın ki? Ben sadece olanları değil, aynı zamanda bu olanlar yaşanırken yanı başımda olan insanları bile anlayamıyordum.
Devam edecek...
Bir bölümün daha sonuna geldik. Bu sefer kısa bir bölüm oldu. Bir diğer bölümün daha uzun gelmesini istiyorsanız belirtmeniz yeterlidir. Ve geçen bölümde de bahsettiğim gibi bir YouTube kanalımız olsun istiyorsanız bunun için de düşüncelerinizi hâlâ bekliyorum.
Görüşmek üzere. 💖
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
8.87k Okunma |
684 Oy |
0 Takip |
37 Bölümlü Kitap |