21. Bölüm

Bölüm: 20

Helena
yazarhelena

20. Bölüm; Yemek.

​​​

Alev'in anlatımı ile:

 

Taksi çağırdım ve gelince eski evimin yerini tarif ettim. Bu olanlardan sonra günler önce beni korkutan o şey oluyordu; annem ve babam gelmişti. Onlar için korkuyordum ama içimde değişik bir his vardı ve ben daha çok babam için değilde, annem için korkuyordum. Babama bana neden öyle söylediğini sormak istiyorum ama bu doğru mu bilmiyorum. Kolumu cama yasladım. Yolu izlerken aynı zamanda en kötü senaryoları düşünüyordum. Ve bir şeyleri anlamaya çalışıyordum. Babamın bir ilgisi olabilir miydi? Bunu düşünmek bile beni yıkıyordu ve ben babamın hiç bir alakasının olmadığından emin olmak istiyordum. Şuan yalnızca kendime güveniyorum. Bahar, Ateş malesef Demir ve belki de babam. Hepsi bir şeyler biliyor gibi. Ama o kadar saçma ki, babam bilse beni neden tehlikeye atsın? Bahar hiç bir şey bilmiyordu, benden gizlediği, onu yalan atmak zorunda bırakacağı şey ne olabilirdi? Ateş ve Demir... Onlar ile hep keşke daha önce tanışsam diyordum. Demeye de devam ediyorum. Ama o ikisine hiç güvenmiyorum, çünkü zaten bu olayların içerisinde onlar ile karşılaştım ve şuan onlar yüzünden bunca şey oluyor.

Birinin bana seslendiğini fark ettim ve donuk bakışlarla o yöne döndüm. Taksi şoförüydü.

 

"Kızım iyi misin? Yaklaşık beş, altı dakikadır geldiğimizi söylüyorum ve cevap vermiyorsun." Taksi şoförüne bakmayı kesip tekrar cama döndüm. babam ve annemi gördüm. Tekrar taksi şoförüne döndüm, "kusura bakma amca. Biraz dalgınım." Dedim ve gülümsedim. Parayı ödedim ve taksiden oradaki düşüncelerimden kaçmak ister gibi hızla indim.

İki buçuk ay sonra babam ve annemi ilk kez görüyordum. Ama o kadar sinir bozucuydu ki korkularım, düşüncelerim ve ihtimaller yüzünden; anneme acı, babama ise uzak bakıyordum.

Yanlarına geldiğimde beni yeni fark ediyorlardı. Annem gördüğü gibi sarılınca bende ona karşılık verdim. Ardından babam ile sarıldık. O hâlâ aynıydı, benim babamdı. Belki de ihtimallere bağlı kalmak kötüydü.

Orada kısa süren bir sohbetin ardından babamların geldiği araba ile yeni evime geçtik. "Benim senin için seçtiğim ev daha büyüktü." Dedi babam. Üçümüz de salona geçmiş oturuyorduk. "Bu ev daha tatlı bence. Ama Alev dokunuşu göremedim." Annemin bu söylediğine gülerek karşılık verdim. Küçüklüğümden beri bana ait olan her yere kendimden izler ve dokunuşlar bırakırdım. Kum üzerine bir yuvarlak çizip, burası senin deseler orayı bile sevdiğim şeylerle doldururdum. Bunu belki de hepimiz yapıyorduk. "Vaktim olmadı. Ama tabii ki de Alev dokunuşları olacak." Dedim ve anneme gülümsedim. "Vay be, kızımız büyümüşte evine geliyoruz." Dedi babam. "Ne sandın?" Dedim ve güldüm. "Malesef sizde yaşlanmışsınız Aykut bey." Dediğimde annemin keyifle bizi izlediğini gördüm. "Sende hep böyle kalmayacaksın. Babaya yaşlanmışsın denir mi kızım?" Dedi ve güldü. "Ayrıca ben hâlâ yakışıklı ve gencim." Anneme döndüm. "Anneciğim, sence de babam biraz yaşlanmamış mı?" Annem babama döndü ve gerçekten inceliyor gibi baktığını görünce güldüm. "Biraz yaşlanmış malesef." Dedi ve o da güldü. "Ayıp be." Dedi babam. Biraz daha sohbet ettikten sonra annem ile mutfağa geçtik. Yemek hazırlıyorduk. "Alev'im." Soğanları doğramaya devam ederken anneme döndüm ve ne söyleyeceğini bekledim. O ise bana bakmıyor, et doğruyordu. "Sende bir şeyler var." Dediğinde keyfim kaçmış, yüzüm düşmüştü. Ama belli etmemek için gülümsedim. "Ne gibi şeyler anneciğim?" Dedim ve artık ben doğramaya devam ettiğim soğanlara bakıyordum annem de bana. "Yani, bilmiyorum. Bir sorun mu var? İstersen bizim ile gel." Dedi. Soğanların mı yoksa annemin bu söyledikleri yüzünden mi bilmiyorum ama gözlerim dolmuştu. "Bir sorun yok. Ve gelmek istesem, tabii ki gelirim. Ama burada yeni arkadaşlarım oldu," Dedim ve derin bir nefes aldım. "kendi evim oldu ve yeni bir okul. Alıştım bile." Yalandı. Alışmadım, gelmek istiyorum, bırak yeni arkadaşları; ben artık en yakın arkadaşıma bile uzağım anne. Ama maalesef alışmak zorundayım ve gelemem. Büyük bir oyunun içerisindeyim bundan eminim. Ve ben bu oyunun ne olduğunu öğrenmeden, çözmeden hiç bir yere gitmeyecektim. Zaten babam bana bir kez gittin artık dönüşün yok demişti. O bunları neden söyledi bilmiyorum, ama haklı. Artık geri dönüşü yok.

 

Annemin yüzü düşmüştü. Bana inanmamıştı, biliyordum...

Neredeyse yemeklerin hepsini hazırlamıştık ve akşam oluyordu. Kapı çaldığında ellerimi yıkadım ve, "ben bakıyorum." Dedikten sonra kapıya koştum. Kapıyı açtığımda Ateş ve Demir'i gördüm. Hiç bir şey söylemeden o ikisine bakıyordum. "Alev içeriye almayacaksan söyle de geri dönelim." Demir'in bu söylediğine gülümsedim ve kapıyı biraz daha açıp yana çekildim. "Hoş geldiniz." Dediğimde içeriye girdiler. Demir birden durdu ve Ateş ve bana baktı. "Bana yemek mi yaptın kız? Çok güzel kokuyor." Dedi. Başım ile onayladım. "Annem ile yaptık." Demir sadece ben ve Ateş'in duyabileceği bir ses tonuyla, "onlar içerde mi?" Diye sordu, çekinmişti. Güldüm. "Evet içerdeler. E hadi artık, burada mı duracağız." Dediğimde ikiside içeriye geçti. Ateş ve Demir salona girince ilk babam ile karşılaştılar. Annem mutfaktaydı. Babam önce Demir'e sonra ise Ateş'e baktı. Ateş ile aralarında geçen o bakışma kısa da sürse salona değişik bir hava katmıştı. Stres olmaya başlamıştım. "Hoş geldiniz gençler." Dedi babam. Demir, "hoş bulduk" dedi. Ateş ise başını hafif oynattı ve babamın karşısında olan koltuğa geçti. Demir de yanına oturduğunda annem mutfaktan geldi. "Hoş geldiniz." Dedi. Demir tekrar hoş bulduk dediğinde Ateş de gülümsedi ve "hoş bulduk." Dedi. Ateş'in ve babamın hareketlerini izliyor, anlam vermeye çalışıyordum. Ateş'in her zaman anlam veremediğim bakışları vardı. Ancak babama bakarken gözlerinde daha farklı bakışlar yer buluyordu.

"Alev'im gel masayı hazırlayalım." Annemin bu dediğini başım ile onayladım ve mutfağa gitmek için ayağa kalktım. Mutfağa giderken bir kaç saniyeliğine Ateş ile göz göze geldiğimizde nedenini anlayamadığım bir şekilde gülümsedi. Bende gülümsemesine karşılık verdim ve annemin yanına gittim.

"Alev'im." Annemin ses tonundan yine bir şey soracağını anladım ve ona döndüm. "Bizimle gelmek istemiyor olmanın sebebi salonda ki yakışıklı çocuklardan biri olabilir mi?" Gözlerim kocaman oldu. Şaşkınlıkla yutkundum. "Ne? Ne alakası var anneciğim." Güldüm. "O mu? Komikmiş." Annem de güldü. "Ben hangisi olduğunu bile söylemedim ki kızım." Alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. Utanmıştım. "Ve sen o mu diyorsun? O dediğin; Saçları dalgalı olan yakışıklı çocuk değil mi?" Kalbim yerinden çıkmak istiyormuş gibi atıyordu. Sesini bile duyabiliyordum. Umarım annem duymuyordur. "Anne ya sesimiz salona gidiyorsa? Kapatalım bu konuyu." Dedim ve içecekleri çıkarttım. "Kabul et, konu kapansın." Annemin duracağı yoktu. "Evet, anne tamam mı? Evet. Hadi n'olur kapansın konu." Dediğimde annem güldü. Yanıma doğru geldi ve ellerimi tuttu. "Benim güzel kızım aşık olmuş." Gözlerimi annemin yüzünden çektim ve yere baktım. Annem de ellerimi bıraktı ve yemekleri doldurmaya başladı. "O çocuğun seveni çoktur. Dikkat et." Hızla ona döndüm. "Nasıl yani?" Annem yemekleri doldurmaya devam ederken, "maşallah, yakışıklı çocuk. Bizden geçti, yaşlandık falan ama anlıyoruz yani. Sempatik birine de benziyor. Kaparlar." Nedense içimi kıskançlık duygusu kaplamıştı. Tekrar önüme döndüm. "Onu kim ne yapsın? Hem sempatik değil, gıcığın, kendini beğenmişin teki." Annem güldüğünde bende gülmeye başladım. Tam o sırada Ateş'in mutfak kapısında olduğunu gördüm. Korkuyla ona bakıyordum. Ya duyduysa? Annemin benden çekeceği var. "Bir şey mi oldu oğlum?" Ateş boğazını temizledi. Onu ilk kez böyle görüyordum. Bu hali de çok güzeldi.

 

"Hayır. Yani, ben Alev'i bir alabilir miyim? Yemekten önce bir şey söylemem gerekiyor da." Annem gülümsediğine emindim. Sanki benden bahsedilmiyormuş gibi yemek hazırlığına devam ediyordum. Annem elimdekileri aldı ve tezgaha koydu. Ona baktım. "Gitsene kızım." Dedi. İşaret parmağımla tabakları gösterdim, "ama sana yardım ediyordum." Dedim. Aptal gibi göründüğüme emindim. "Ben hallederim, hadi arkadaşını daha fazla bekletme kızım." Bir şey demedim ve o yöne dönüp kapıya doğru ilerledim. Bana ne söyleyecekti? Bu kadar acil olan yine nasıl bir saçmalıktı? Of. Kapının yanına gittiğimde Ateş anneme, "kolay gelsin." Dedi ve gülümsedi. Annem teşekkür edince Ateş kapıdan geçmemi işaret edince mutfaktan çıktım.

 

 

Devam edecek...

 

 

Bölümü nasıl buldunuz?

Düşüncelerinizi bekliyor olacağım. Bir sonra ki bölümde görüşmek dileğiyle 💖

Bölüm : 24.01.2025 16:12 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...