10. Bölüm; Düğüm 2
Her şeyin bir tesadüf olarak başladığı bu yolculuk, tam olarak bir tesadüf bile sayılmıyordu. Düğümlerle birbirine karışmış olan bir ip yığını gibiydi. Karışıktı ve çözülmesi zor olan bir yolculuktu.
Ateş ve Demir'in akıllarına bir sürü soru işareti yerleşmişti. Alev ise hâlâ ne dediğini bilmezce konuşuyordu. Ateş'in asıl merak ettiği Alev'in bildikleri yalnızca bunlardan mı ibaretti? Yoksa babası başka şeylerde anlatmış mıydı?
"Ama ben yapamam." Dedi Alev. Sesi hâlâ kısık çıkıyordu. Ve bilinçsizce konuşuyordu. Alev'in konuşmasıyla Ateş tekrar Alev'e doğru döndü ve, "Neyi?" Diye sordu. Alev biraz durdu derin bir nefes alıp verdi ve tekrar konuşmaya başladı. "Buraya geldim, evet. Ama yapamam. Kaçarım. Olmuyor Ateş. Ben hiç bu kadar; korkak,çaresiz ve yalnız hissetmedim. Buraya geldiğimden beri her şey akıl almaz derecede kötü ilerliyor." Ateş ne diyeceğini bilmiyordu. Öylece susup Alev'in ateşler içerisinde yanarkenki yüzünü izliyordu. Ateşi o kadar çok çıkmıştı ki ağızının içinde ve dışında yaralar oluşmuştu. Bir an durdu ve Alev'i daha henüz her şeyin başındayken ne duruma soktuğunu düşünmeye başlamıştı. Haklıydı. Her şeyi zorlaştıran Ateşti ve henüz olayların en başındalardı. Korkmuştu, buna sebep olan Ateşti. Çaresiz kalmıştı, onu o duruma sokan Ateşti. Yalnız kalmıştı bununda sebebi Ateşti. Çünkü Alev günlerdir, tanımadığı iki insanla tanıdığı herkese yalan söylüyordu. Ve amaçsızca. Aslında bir amacı vardı, ama bu amaç ondan gizleniyordu. Alev'in başına gelenler bir tesadüf değildi...
Ateş ayağa kalktı ve ona bakan Demir'in yüzüne değil, Alev'in yüzüne bakarak konuşmaya başladı;
"Onu ara. Ve bir doktor ayarlamasını söyle." Demir bir kez başını oynattı ve cebinden telefonunu çıkarttı. Ateş ise elinde ki bezi indirmiş yukarıya doğru çıkan merdivenlere doğru gidiyordu. Fazla düşünceli görünüyordu. Bunun sebebi Alev'in söyledikleriydi.
Odasında ki banyoya girdi ve aynanın karşısında durup, uykusuzluktan yorgun düşen yüzüne baktı. Derin bir nefes alıp verdi. Önünde ki musluğa uzandı ve suyu açıp yüzüne bir kaç kez soğuk su çarptı ve musluğu kapattı. Bir havlu aldı yüzünü kuruladı ve havluyu aldığı yere tekrar koydu. Banyodan çıkıp odasına girdi tam o sırada telefonu çaldı. Arayan kişi her kimse bu onu huzursuz etmişti.
"Efendim." Dedi düz bir sesle.
" Sen ne yaptın Ateş?" Ateş kaşlarını çattı ve konuştuğu kişi karşısındaymış gibi sorgulayıcı bakışlar atarak, "Ne yapmışım diye sordu?"
"Onu plandan atmaya ve olanlardan uzaklaştırmaya çalışmışsın" dedi. Ateş sinirle güldü. Odasında ki koltuğa oturdu.
"Ne planından bahsediyorsunuz siz ya? Kız hiç bir şeyin farkında değil. Ve olayları batırmak için gönderilmiş gibi. Babası sizi kandırdı mı yoksa?" Telefonun öbür ucunda her kim varsa Ateş onunla alay ediyordu. "Ama normal, kim kızını böyle bir olaya dahil ederek yem yapar ki?"
"Aptalsın sen Ateş. Kız zaten hiç bir şey bilmemeli. Bir şeyleri sorgulamayı kes ve sadece söyleneni yap. Eğer aileni senden alana ulaşmak istiyorsan, dediğimiz gibi ona asıl plandan bahsetmeden oyuna alacaksın." Ateş tek kelime dahi etmedi ve telefonu kapattı. Telefonu yanına indirdi ve kollarını dizlerinin üzerine koyup kafasını avuçlarının içine alarak dalgalı saçlarını karıştırdı. Artık bu olanlardan o da sıkılmıştı.
Aşağıdan zil sesi geldiğini duyunca Demir'in doktoru ayarladığını anladı ve sakinleşerek odadan çıkıp aşağıya inmeye başladı.
Doktor Alev ile ilgileniyordu. Serum takıp alınması gereken ilaçları yazdı ve evden çıktı.
3 saat sonra;
"Sen benim yanımda mısın yoksa onların mı?!" Ateş ve Demir doktor evden ayrıldığından beri tartışıyordu. Ara ara susuyor, ara ara tekrar bağırışmaya başlıyorlardı.
"Saçmalıyorsun Ateş. Bir taraf yok farkında değil misin? O adama ulaşmak için onun düşmanıyla iş birliği yapmayı sen kabul ettin. Ben sadece anlaşmanın gerektiği gibi davrandım. Bunu onlar bilmeliydi söyledim diye saatlerdir boşuna kızıyorsun." Ateş sinirle ayağa kalktı ve Demir'in karşısına geçti. "Sen bana karşı onu koruyordun hani? Silah tutmama bile izin vermiyordun. Peki, bahsettiğin anlaşmanın sonucun da ne olacağını bilmiyor musun?! Yoksa unuttun mu?" Demir dişlerini ve yumruğunu sıkarak konuşmaya başladı, " Unutmadım. Ama zoruma gidiyor Ateş." Demir bakışlarını henüz uyanmamış olan Alev'e doğru çevirdi. "Onun hiç bir suçu yok, o şansız olduğunu düşünüyor. Evet o çok şanssız ama sandığı gibi onun şanssızlığı o gece orada olmak değil, böylesine iğrenç ve iki yüzlü olan bir babanın kızı olmak."
Demir haklıydı ve Ateş bunun farkındaydı. Ama Ateş'in içinde ki intikam ateşi vicdanının önüne geçiyordu. İki kolunu iki yanına doğru açtı ve, " Baksana yaşadıklarımıza, hangimiz şanslıyız ki? Bunu ona ben yapmıyorum, babası yapıyor. Bu da onun sorunu." Dedi ve açtığı kollarını indirdi. "Yazık, sana gerçekten çok yazık Ateş. İçinde ki intikam ateşine yenik düşerek, herkesin hayatını tehlikeye atıyorsun. Suçsuz ve başına geleceklerden habersiz olan bir kızı bile." Demir'in sözlerinin son bulduğu sırada Alev'in sesini duymalarıyla ikisinin bakışları o tarafa doğru çevirildi.
"Bana mı?" Dedi Alev. Demir ve Ateş Alev'in ne zamandır uyandığını ve ne kadarını duyduğunu düşünüyorlardı. İkisi de tedirgindi. "Uyanmışsın." Dedi Ateş. Ve Alev'in yanına doğru yaklaştı.
"Nasılsın?" Diye sordu. Asıl amacı Alev'in tepkilerini ölçerek neyi duyduğunu ve ne kadarını duyduğunu öğrenmekti. Ama Alev ona değil, Demir'e bakıyordu.
"Başına geleceklerden habersiz olan bir kızın bile dedin. Başıma ne gelecek? Ve hayatım daha ne kadar fazla tehlikede olacak?" Demir de onlara doğru yaklaştı.
"Bunları konuşmak için yeterince vaktimiz var Alev. Sen iyi olunca..." Alev, Demir'in sözünü kesti ve söze girdi. "Ben iyiyim. Sadece soruma cevap verin." Dedi. Demir bir anlığına Ateş'e baktı ardından tekrar Alev'e doğru döndü. "Konu Ateş'in seni burada zorla tutmaya çalışmasıydı Alev. Bildiğin şeyler." Alev inanmış gibi nefret ve kırgınlıkla bakışlarını Ateş'e doğru çevirdi. Demir'in söylediği ona mantıklı gelmişti çünkü Demir Alev'i burada tutmak istemiyordu ama Ateş tehditler ediyordu. "Doğru ya, beni buldu ve tekrar buraya getirdi. Artık asla bırakmaz." Alev kolunda ki serum bandını kopardı ve sızlayan kolunu takmadan doğruldu.
"Seninle tek konuşmak istiyorum Alev." Ateş'in bu söylediğini duyan Demir anlam veremeyerek Ateş'e baktı. Demir sinirle yukarıya odasına doğru çıkıp kapıyı sesli bir şekilde kapattı. Ateş ve Alev bir kaç saniye sessizce birbirilerine bakıyordu. Sessizliği bozan Alev oldu.
"Dinliyorum." Kollarını birbirine bağladı ve büyük bir ciddiyet ile Ateş'in ne diyeceğini bekledi. "Alev, ben özür dilerim." Alev anlam veremeyerek Ateş'e baktı. Dudaklarını araladı bir şey söyleyecek gibi oldu ama sustu ve Ateş'in açıklamasını bekledi. "Canını çok yaktım. Kötü bir tanışma yaşadık, tehditler ettim ve benim yüzümden saatlerce korktuğun o karanlığın içerisinde çaresizce çıkış aradın." Alev düz bir tepki ile Ateş'i dinlemeye devam ediyordu. " İnan bana bende böyle olsun istemezdim Alev." Elini Alev'e doğru uzattı. Alev'in bakışları önce uzattığı ele sonra ise Ateş'e döndü. "Tam şuan burada, sen bu koltukdayken ve biz bu odadayken tekrar tanışalım. Ama bu sefer sen bana güven, ben sana." Alev'in bakışları tekrar Ateş'in uzattığı eline döndü. "Bunu neden yapalım? bunu neden yapasın?" Diye sordu. Ateş omuzlarını kaldırıp indirdi ve; "pişmanım." Dedi. Alev bu cevabı yetersiz buldu ve devam etmesi için hiç bir şey söylemeden ona bakmaya devam etti. "Bak Alev, biliyorum çok kötü karşılaştık ve ben üstüne çok geldim. Bunlar son bulsun istiyorum. Seni burada tutmak istemiyorum ama senin buradan gitmene izin verdiğim de ise birilerine olanları anlatacağın şüphesine kapılmak istemiyorum." Alev biraz daha düşündü ve Ateş'in uzattığı eli sıktı. Ateş gülümsedi.
"Merhaba, ben Ateş." Dedi. Alev gülümsedi.
"Bende Alev."
"İsminiz güzelmiş." Dedi. Alev gülümsemeye devam ederek başını rica eder gibi oynattı. "Bahar'a bir şey anlatmayacağım."
"Bundan sonra sende bizimle olacaksın."
Ateş, ondan istendiği gibi Alev'i asıl plandan habersiz bir şekilde olaylara dahil etmişti. Alev farkında değildi ama biraz önce sıktığı el, gülümseyerek baktığı o yüz; ondan bir çok şeyi alacaktı alacakları arasında canı da vardı...
Devam edecek...
Olanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yorum ve düşüncelerinizi bekliyor olacağım. Bir sonra ki bölüm her zaman olduğu gibi oy ve yoruma göre daha erken gelecektir. Bir sonra ki bölümlerde görüşmek üzere ✨
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
8.87k Okunma |
684 Oy |
0 Takip |
37 Bölümlü Kitap |