(Smut sahnelerini buraya uyarı ile atmaya karar verdim. Bilginiz olsun.
Hastayım. Bölümler o yüzden yavaş geliyor. Hastaneye falan gidip gidip duruyom.
Şu anda da hastanedeyim ama olsun jsnsjsks
(Zorla getirildim biri beni kurtarsın)
Bide aklımda bir kurgu daha var ona başlamak istiyorum. Çocuklu bir kurgu olacak ama belki bu kitapla birleşecek.
ama kesin değil bu belki bu kitaptan bağımsız yaparım.
Öpücüklerimi fışkırtım)
Ellini karnımın üzerinde his etmeye devam ederken ne olduğunu bile anlamadan beni öpmesinin şokundaydım.
Ne olduğunu veya ne yapmaya çalıştığını anlamadım. Ama benim ona karşılık vermemi beklemeden ayrıldı dudağımdan.
Elini karnımın üzerinden çekerek direkt olarak eline baktım bende onun eline baktığımda elinde bri bıçak olduğunu fark ettim.
Ayni zamanda bıçağın ucunda kan ve ne olduğunu bilmediğim küçük birşey de vardı. "O ne?" Diye sordum kaşlarımı çatarak.
Bana cevap vermedin direkt olarak masanın ucuna bıraktı o siyah şeyi. Daha sonra bıçağı serçe tam ortasından batırdı ve ikiye ayrıldı.
Tekrar dönüp karnıma bakti. "Uzan peri kızı." Dedi sadece.
Birsey demeden daha doğrusu diyemeden sadece sırtımı yatak ile tekrar buluşturdum.
Sargı bezi ve birkaç birşey ile yanıma geldi ve üzerimde olan kıyafete baktı. Daha sonra direkt eline bir makas aldı ve kazağın eteğinden tutarak kesti.
"Hey ne yapıyorsun?" Diye sordum hemen.
"Peri kızı." Diyerek kafasını kaldırıp bana baktı. Ona baktım bende. Sinirli olduğunu bir anlığına görsem de korktuğumu anladığı için direkt olarak sinirini sildi yüzünden "Sus ve uyu. Korkma amacım sana dokunmak değil. Az önce üzerinden takip için bir böcek çıktı." Dediğinde kaşlarımı daha çok çattım.
Ona zorluk çıkarmak istemedim ve sadece durup onun ellerini izledim.
Sargıları teker teker açarken önünde sütyen ile durmak beni yeterince yerin dibine sokmaya yetmişti. Ama şu anda utangaç olan tarafımı daha çok bastırmaya çalıştım. "Ya gelirse?" Dedim.
"Sikerim." Dedi çok net bir şekilde. Daha sonra dudaklarını ısırdı. "Pardon." Dedi.
Küfür etmesine takılmadım. "Sorun yok. Ya tekrar gelirse?" Dedim.
"Gelemez. Bu sefer bende yanındayım. Hiçbir şey olmayacak peri kızı." Dedi. Güvenmem için olduğunu düşündüğüm için tam gözlerimin içine en sıcak şekilde baktı. "Uyu sen." Dedi.
Kafamı iki yana sallasam da bana baktı. "Birazdan ilaç vereceğim ve her türlü uyuyacaksin. O yüzden birşey demiyorum." Dedi.
Kapı bir kez daha tıklatıldı ve elinde tepsi ile içeri Sofia girdi.
Göz göze geldiğimiz an bakışları direkt Riccardo'ya geri döndü. Ona baktı ama Riccardo sanki kapıdan girenin kim olduğunu biliyormuş yada kim ise umurunda bile değilmiş gibi sadece yaralarım ile büyük bir dikkatle ilgileniyordu.
"Ne oldu Lavinia?" Dedi bana bakarak. "Birşey mi lazım?" Dedi.
Daha sonra Riccardo ayağa kalktı. Sofia'ya baktı. "İki dakika burada dur en ufak birşey olursa senden bilirim. Elimi yıkamam lazım. Mikrop kapmasın." Dedi İtalyanca. Ona baktım.
"Riccardo." Dedim hemen. Bana baktı.
"Geliyorum Peri iki dakika sadece. Hemen buradaki lavaboya gidip geleceğim." Dedi.
Kafa salladım sadece. İstemiyordum Sofia ile aynı odada kalmayı. Bakışları yüzünden olsa gerek ondan tırsıyordum.
"Ne o Lavinia?" Dedi bana bakarak. İtalyanca konuşuyordu. Kaşlarımı çattım. "İtalyanca bilmiyorsun tabi." Dedi.
"İngilizce biliyorum sadece." Diye yalan söyledim. Anlaşılan o ki o ingilizce biliyordu ve bana bakıyordu. Telefonu çıkardı ve hızlıca birşeyler yazdı bana gösterdi. Çeviri ile konuşuyordu.
"Riccardo'nun ilgisini kendine çektin. Aferin. Anlaşılan yatağını da ıslanmak amacın."
Yazıyı okuduğum anda kaşlarım çatıldı. Düzgün konuşması gerekiyordu. Yoksa cidden öldürmek zorunda kaldırdım.
Bir anda ikimizin arasında duran telefonun Sofia'nin elinden çekilmesi ile ikimiz de olduğumuz yerde sıçradık.
"Korkma Peri Kızı." Dedi Riccardo bana gülümseyerek. "Benim." Dedi.
Elindeki telefonu kendine çevirdi ve okumaya başladığı anda Sofia olduğu yerde titremeye başladı.
Riccardo telefonu okuduktan sonra kafasını kaldırdı ve önce bana sonra da Sofia'ya baktı. Öldürücü bakışları Sofia'da durdu.
Sofia yutkundu ve avuç içini pantolonuna sürterek avcunun içinde olan teri sildi. Onları izlerken sadece durdum.
''Sofia Sofia Sofia.'' dedi Riccardo elli ile burnunun üst kısmını sıkarken. ''Bak bügün çok güzel bir gün.'' diyerek kafasını kaldırıp Sofia'ya baltı. İtalyanca konuşuyordu. ''Hemde fazlası ile.'' dedi ve bir kez daha gülümseyerek bana baktı. ''Kadınların kılına bile zarar vermem.'' dedi ve geri Sofia'ya döndü. Az önce bana gülümseyen yüzü anında sinire döndü. ''Sevdiğimin de benden korkmasını istemiyorum. Ama sen resmen gel beni de öldür diyorsun.'' dedi.
''B-ben ö-'' derken yine Sofia'nın sözlerini Riccardo böldü.
''Kes sesini ve defol git burdan.'' dedi hemen. Bana baktı. Gülümsedi tekrar.
Sofia'ya baktım bir an. Cidden bana öldürücü bakışlar atıyordu. Riccardo gelip geri yanıma oturdu.
Sargı bezlerinin kalanını da sökmeye devam ederken Sofia gözünden düşen bir damla yaş ile odayı terk etti.
"Riccardo." Dedim bir anda önüme dönerek. Riccardo bütün ciddiyetini karnımın üzerinde olan yaralara vermişti.
"Söyle peri kızı." Dedi. Elli hala bir yaranın üzerinde geziniyordu.
"Sofia kardeşin falan mı?" Dedim. Gözünden düşen o yaş ve bana olan nefretinin kıskançlık olduğunu düşündüm.
"Hayır." Dedi. Elli o yaranın üzerinden kaldırmış ve başka bir yaraya dikkatlice inceliyordu.
"O zaman iki ihtimal var." Dedim. Elline merhem alıp bir gazlı bezin üzerine sıktı. "Ya akraban aşırı kıskanç." Dedim. Az önceki gazlı bezi kenara bıraktı ve bir vücut mendili çıkardı. "Yada sana aşık." Dedim pat diye.
Elli duraksadı bir an. Kafasını iki yana salladı. "Öyle birşey yok." Dedi.
"O zaman neden benden nefret eder gibi bakıyor?"
"Önemli mi?" Dedi kafasını kaldırıp bana baktı. Yine tam olarak gözlerimin içine baktı. "Etsin. Bütün dünya nefret etsin senden ki en çok bana kal. Ki en çok ben seveyim seni. Ki en çok benim ol." Dedi.
Durup baktım öylece. Yutkundum. Daha sonra o yaralarıma bakmaya devam etti.
Sadece birkaç gündür tanıdığım birine aşık olup üstüne birde onu öpmüştüm.
Saçma geldi şu anda.
AMA HALA PİŞMAN DEĞİLİM.
Daha fazla dayanamadım. "Ben çok sıkıldım. Bitmedi mi?" Dedim.
Riccardo kafasını kaldırmadan bakmaya devam etti. "Ne yapmak istersin? Birazdan yemek yiyeceksin. Daha sonra ilaç icmen gerek." Dedi.
Kafa salladım sadece. "Sadece sıkıldım." Dedim.
"Film falan izlemek ister misin?" Dedi. Sargıları teker teker yapıştırmaya başlamıştı.
Olabilirdi. "Türkçe anlamazsın ki sen." Dedim.
"Sen tek izlersin." Dedi.
Kafamı iki yana salladım. Tek başıma film izlemeyi sevmiyordum. "İngilizce açsak filmi benle izlemez misin?" Dedim.
Bana baktı. Yüzüme birkaç saniye baktıktan sonra kafa salladı sadece. "Böyle bakarsan bana tek seçenek sunmuş oluyorsun." Dedi.
"He yani bakmasam hayır diyecektin." Dedim.
Kafasını anında iki yana salladı. "Yok. Öyle değil." Dedi hemen. Güldüm bu hâline. "Gül gül sen." Desi ters ters. Daha sonra ayağa kalktı.
Kendi telefonunu verdi. Kaşlarımı çattım. "Film seçmiyecek misin?"
"Telefondan mi izliyeceğiz?"
"Hayir. Projeksiyona yansıtacağım. Seç sen." Dedi.
Ellimdeki telefona bomboş gözler ile baktım. "Şifresi falan yok mu bu telefonun?" Dedim.
"258008" dedi ve bir anda kafasını iki yana salladı. "Eski şifre o pardon. Değiştirmiş olduğumu unuttum. 5284642" dedi.
Kafa salladım ve direkt olarak. Şifreyi girdim ve telefondan direkt film aramaya koyuldum.
"Ne tür seversin ki sen?" Dedim ona bakarak.
"Bilmem." Dedi. Durdu. "Ben daha önce film izlemedim ki." Dediğinde kaşlarımı çattım.
"Niye ki?" Diye sordum merakla. Bana bilmem derecesine dudak büzdü.
"Tek film izlemeyi tercih etmiyorum." Dedi.
"Evde o kadar insan varken yanlız olma ihtimalin olamaz dimi?"
"Evdeki o kadar insan neden Riccardo ile film izlemek istesin ki?" Dedi bu seferde.
Ona öylece baktım. Kafamı iki yana salladım. "Elbette biri isterdi Riccardo. Ailen yada ne bilim evden herhangibibi biri."
Güldü. Ama bu seferki gülüşü içimi sıcacık etmemişti. Gülüşü acı doluydu sanki.
"Babam ile izlememi ister miydin?" Diyerek bana baktı. "Bir katil babamı öldürmeseydi belki izlerdim." Dedi.
Yutkundum. Böyle birşey demesini beklemiyordum. "Yada dur annem ile Dr izleye bilirdim." Dedi ve yine kafasını iki yana salladı. "Eğer beni kabulenseydi izlerdim."
Onün adına üzülmüştüm. Böyle birşey demesini aklımın ucundan bile geçmemiştim. "Özür dilerim."
"Abim ile de izleye bilirdim." Dedi ve kafasını yine iki yana salladı. "Tabi o da ölmeseydi." Dedi ve omuz silkti. "Benim de ailem yok kısaca." Dedi.
Yutkundum bir kez daham daha sonra ona baktım tekrardan. Onun yanına gidip ona sarılmak istedim ama şu anda ona sarıla bilecek bir ayağa sahip değildim.
"Gel." Dedim yatağın yanında olan boş yeri göstererek.
"Filmi hazırlayacağım. Hem yemek-"
"Kendin mi gelirsin ben mi geleyim?" Dedim hemen. Lafı yarıda kalmış ve bana öylece bakmıştı.
Derin bir nefes alarak yanıma geldi ve durdu. "Riccardo otur ya şuraya." Dedim.
"Yemek yemen gerekiyor." Dedi. Sağlam olmayan kolumu özelikle kaldırmaya çalıştığım anda direkt kolumu tuttu. "Bak harbiden dur. Ya sabır " diyerek bana baktı.
"Otur o zaman." Dedim. En sonunda derin bir nefes vererek oturdu. Pat diye sarıldım.
BÖLÜM SONU
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
26.52k Okunma |
2.42k Oy |
0 Takip |
58 Bölümlü Kitap |