İçeri girdiğimizde sadece öylece etrafa bir kere göz gezdirdim. Yüzleri aklıma kazıdım. Etrafa öylece bakarken Yiğit elimi bir tık daha sıkı tutuğunda ona döndüm. "Aradığımız adam şu kenarda olandı değil mi?" dedi. Kafa salladım.
"Ta kendisi." dedim sadece. Yanında bir kadın daha vardı. Kadının parmağında olan yüzük ikisinin evli olduğunu bana kanıtlıyordu. Adamın bir elli kadının beline dolanmıştı. Arada kadının bel boşluğundan daha aşağıya inip inip duruyordu. Kadın elleri o tarafta olurken direkt etrafa tedirgin bakışlar atıyordu.
Kadının Türk olmadığı adam gibi her halinden beliydi. Kadının gözleri acı kahve bir renge sahipti. Adamın gözleri ise dümdüz kahve rengiydi.
Kadının yüzü ise güzeldi. Bira koyu tenli bir kadındı. Saçına sürdüğü o boya rengi ona yakışmamıştı. Ama yine de çok ta kötü durmuyordu. Saçlarını boyadığı sarı aslında kimseye yakışmazdı.
Hani saçlarını boyatmak istersin ama ondan önce bir açıcı işlemi yapılır ve cırtlak sayıla bilecek bir sarı ortaya çıkar ya. Heh saçlarını o sarıya boyatmıştı.
Üzerine giydiği kıpkırmızı deri bir elbise vardı. Kırmızı elbise dışardan belki de sadece bana bilmiyorum ama bana hoş gelmiyordu. Parlak şeyler hoşuma gitmiyordu. Giyene saygım vardı ama çöp poşetine benzetiyordum...
Kadın saçlarını toplamak istediği her halinden belliydi. Yiğit bir adım daha attı ve bizde etrafa bakınmaya sanki boş bir yer arıyormuş gibi davranıyorduk. Etrafı kolaçan ediyorduk demek daha doğru olurdu.
Yiğit ile tam olarak o adamların çaprazında olan masaya doğru ilerledik. Adamın gözleri bir dakikalığına bana kaydığında Yiğit belimi sarmaladı. "Sikerim şimdi he ben bunu." diye mırıldandı.
"Sus." dedim sadece. Akın komutan da yanında kim olduğunu bilmediğim biri ile geldi. Tolga tek başına gelmişti. Aren ise çapkınlığını korumuş ve içerde bir kadını kendi ağına düşürmüş kenarda kadın ile sohbet ediyordu. Kadının halinden memnun olduğu her halinden belliydi. Olduğu yerde kıvırtmalar gayet de yeterliydi.
Batur birini düşürmeyi bırak en köşede oturmuş başkasının suratına bakmıyordu bile. Rüya'ya aşkı içim sonradan tebrik ederdim.
O an aklıma Rüya geldi ama kafamı onun ile şu anda meşgul etmek istemedim. Çalan şarkıya kulaklarıma dolarken Yiğit önüme geçti. Ellini bana doğru uzattığında gözlerim bir anlığına önce eline sonra parmağındaki yüzüğe kaydı.
"Bu dansı bana lütfeder misiniz?" diye sorduğumda gülümsedim ve eline baktım.
"Tabi." dedim. Ellinin arasına ellimi koydum. Ellimi bırakmadan piste doğru ilerledi. Bende onun peşinden usulca ilerledim sadece. Piste geldiğinde bana doğru döndü.
Yiğit sol elli ile sağ ellimi havada birleştirirken bende ona ayak uydurdum. Avuç içini bel oyuğuma yerleştirdi ve bende boşta kalan ellimi Yiğit'in sol omzuna koydum.
Vals için Yiğit sağ ayağıyla bir adım ileri attığında bende onun gibi dans etmeye başlamıştım.
Ed Sheeran - Perfect
Şarkı kulaklarımızı doldururken Yiğit dudaklarını oynatarak bazen eşlik ediyordu. Hatta bazen değil çoğu zaman eşlik ediyordu.
Kendim için bir aşk buldum
Ah sevgilim, sadece dal ve takip et
Güzel ve tatlı bir kız buldum
"Cidden mi Yiğit?" dedim gülerek. Sırtıma bir çift bakış his etsem de dönüp bakmadım. Şu an gayet mutluydum. "Güzel tatlı ve ben?" dedim. Kafamı iki yana salladım. "Bana çok uzak kavramlar sanki." dedim.
"Çok yakın kavramlar be güzelim." dedi. Onun da yüzünde gülümseme vardı. "Kelimelerin güzelliğin karşısında anlamsız kaldığını senden gördüm." dediğinde yüzümdeki gülümseme daha da çoğalmıştı.
Ah, beni bekleyen biri olduğunu asla bilmiyordum
Çünkü aşık olduğumuzda sadece çocuktuk
Ne olduğunu bilmiyorduk
Bu sefer senden vazgeçmeyeceğim
Ama sevgilim, sadece yavaşça öp beni, kalbin sahip olduğum tek şey
Ve gözlerinde, benim kalbimi taşıyorsun
"Ve o gözlerin sadece benim kalbimi taşısın sevgilim." dediğinde ona kaşlarımı kaldırarak baktım.
"Sevgilim?" dedim.
"Sevgilim." dedi.
Bebeğim, sen kollarımın arasındayken karanlıkta dans ediyorum
Çimenlerin üzerinde yalınayak, en sevdiğimiz şarkıyı dinliyoruz
Dağılmış görünüyorsun dediğinde, nefesimin altından fısıldadım
Ama duydun, sevgilim, bu gece mükemmel görünüyorsun
"Bir şey diyeyim mi?" dedim hemen heyecanla.
"Söyle bakalım ama bu bakışları tanıyorum ben bir şey isteyeceksin." dedi.
"Eve gitmeden yapalım mı harbiden bunu? Bizim istediğimiz bir şarkı ile." dedim
"Çimenlerde." dedi.
"Ve yıldızlar ile." dedim. Kafa salladı.
"Yapalım." dedi.
Bir kadın buldum, tanıdığım herkesten daha güçlü
O hayallerimi paylaşıyor, umarım bir gün onunla evimizde paylaşırım
Bir aşk buldum, sırlarımdan fazlasını taşımak için
Sevgiyi taşımak, kendi çocuklarımızı taşımak için
Hala çocuğuz, ama çok aşığız
Her şeye karşı mücadele ediyoruz
Bu sefer iyi olacağımızı biliyorum
Sevgilim, sadece elimi tut
Benim kadınım ol, bende senin erkeğin olacağım
Geleceğimi gözlerinde görüyorum
"Çok erken gidiyorsunuz beyefendi." dedim gülerek.
"Yani buldum seni ne yapayım." dedi ve ellimi bırakmadan şarkının bittiği için direkt olarak pisten indik. "Seni bulmuşum basalım direkt nikahı işte." dedi.
"Hop dedik." dedim gülerek.
"Valla ben anlamam. Asena olsana sen." dedi bana bakarak. "Fırsattan istifade evlenmiş olduk işte." dedi.
Güldüm. "Valla delisin sen." dedim. Omuz silkti.
"Olalım be." dedi bana bakarak. "Bir kez de biz deli olalım ne olacak?" dedi. Peşinde olduğumuz adam bana baktı bir kez daha ve yanındaki karısına bir şeyler söyledi.
"Birazdan şu karı kocanın masasına gidelim daha önce burada değildiler. Yeni biri herhalde." dedi adam. Dudaklarını okumuştum ve Yiğit de benim gibi okumuş olduğuna emindim.
"Adamın karısına bakıp bakıp durmayı kes Vahid." dedi kadın sinirle.
"Çok güzelmiş ama." dedi direkt. Karısına bunu söylerken olan genişliği nereden geldiğini merak ettim. Yiğit'e baktım ve az önceki yerimize geri döndük.
Önümüze verilen içkilerden bir yudum aldım. İçki de beni sarhoş etmesi için baya baya uğraşmak gerekirdi. Alkole karşı da direncim mevcuttu.
Yiğit de benim gibi bir yudum aldı ve masaya geri bıraktı. "Fazla içme sakın." diye uyardım hemen onu. Yiğit bana baktı.
"Ne o kocanın bir ayyaş olmasını istemez misin?" dedi gülerek.
"Evden atarım." diye dalgasına devam ettiğimde ikimizin de güldük. Karşı masadan iki sazan bize doğru ilerledi.
"Selam." dedi kadın neşeli sayıla bilecek bir sesle. Ona baktım. Bende ona selam verdim.
"Merhabalar." dedi ve adam önce Yiğit'e ellini uzattı ve daha sonra Yiğit de ona ellini uzattı. "Vahid ben." dedi.
"Size de merhaba." dedi Yiğit. Belimi biraz daha sarıp iyice kendine çekti. "Gökhan bende." dedi ve saçlarımın arasına bir öpücük bıraktı. "Bu da eşim Asena." dedi.
(Gençler fark eden yok anlaşılan Rihem kızlarının birine adı ne olsun istiyordu?
Asena)
"Memnun olduk." dedi kadın.
"Sizin de isminizi öğrene bilir miyim?" dedim. Sesimdeki naziklik beni bile şaşırttı bir an.
"Zahra." dedi. Kafa salladım ve yüzüme sahte bir tebessüm yerleştirdim.
"Tanıştığıma memnun oldum." dedim. Gülümseyerek kafa salladı. Akın komutana bir an bakışlarım kaydığında onun da bizi izlediğini fark ettim.
Ortada bir süre daha saçma sapan muhabbetler döndü. "Sizin uğraştığınız bir spor falan mı var?" diye soran Vahid'i. Bana bakarak sormuştu. "Kolunuza bakılırsa ağırlık antrenmanları yapıyorsunuz. Yada sadece kocanıza mı takılıyorsunuz?" dedi.
"Gökhan beydeki fiziği mi kast ediyorsun hayatım?" dedi Zahra Vahid'e. Kafa salladı Vahid.
"Uzun zamandır spor ile ilgilenen bir adam olduğu her halinden belli oluyor zaten." dedi.
"Ben olsam izin vermezdim." dedi Vahid. Ona baktım. "Asla karım sizin gibi kas falan yapamaz. Kadın gibi görünmek zorunda."
"Birincisi" dedim. Artık görevi başlatma sırası gelmişti. "Kocamın fiziğinden size ne hanım efendi?" dedim Zahra'ya bakarak.
"İkincisi." dedi Yiğit de benim gibi Vahid'e bakarak. Gözlerinde olan o saf sinir sesine de yansımıştı. "Karımın fiziğini inceleme size mi kaldı? Karıma bakan o gözlerinizi ellinize vermek zorunda kaldırmayın bana." derken herkes usulca ortalığı terk ediyordu.
"Üçüncüsü." dedim ve ikisine birden baktım. "Atalarımın sporu işle ilgilenirim ben." dedim ve yüzümdeki o sahte samimi gülüş şeytani bir hal aldı. Gözlerim de onlara eşlik ederken bende devam ettim. "Şerefsiz avlarım." dedim.
Bütün tim beni bekliyordu ve ben silahımı havaya kaldırıp çektiğim anda hepsi de benim gibi silahlarının emniyetini açtı. Hepimiz adamın ve kadının etrafında daire oluşturduk. Kadın korku dolu gözler ile hepimize bakarken bende onlara bakıyordum.
"Ve dördüncüsü." dedi Yiğit. Adamın gözlerinin tam içine bakıyordu. "Karın senin uşağın mı senin istediğin fizikte olsun göt?" dedi.
BÖLÜM SONU
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
43.51k Okunma |
4.05k Oy |
0 Takip |
82 Bölümlü Kitap |