63. Bölüm

54. Bölüm : "Otopsi Sonucu"

Yaren Yaşar
yaren_yasar11

Birkaç gün sonra

Yazarın anlatımıyla (ŞURAYA MAVİ'NİN ANŞATIMIYLA YAZCAM İKİ BÖLÜM SONRA SIKILDI BE HEP BEN ANLATIYORUM)

Kaç gündür uyumadığını bilmiyordu Yiğit.

Zaman, gözlerinin altındaki mor halkalarda birikmiş, zihni geceyle gündüz arasındaki sınırı çoktan kaybetmişti. Kucağında, gözleri hâlâ uykuyla savaştaki Mavi Gece vardı. Ufak bedenini sağa sola sallayarak uyutmaya çalışıyordu ama içten içe biliyordu, bu huysuzluk bugünlük geçmeyecek gibiydi.

Mavi Gece Hanım, adının aksine, bu geceyi karanlık değil yangın gibi geçirmeye kararlıydı.

Yiğit'in gözleri yarı kapalıydı. Uyku, bedenine çöreklenmişti; ağırlığı her hücresini ezip geçiyordu. Midesi bazen bulanıyor, başı sersemliyor, kolları uyuşuyordu. Açlık ve yorgunluk birleşince, vücudu alarm veriyordu ama Yiğit pes etmiyordu.

Çünkü uyumak, Mavi Yaren'i rüyasında görmek demekti.

Ve o rüyalar bazen güzel, bazen de işkence gibiydi.

Gece ilerlerken, Mavi Yaren’in yatağına geçtiler. Odanın kapısını açarken içeri yayılan o tanıdık koku... Zaman bile o kokunun önünde duraksıyordu. Ne kadar süre geçmişti bilinmezdi ama yatağın üzeri hâlâ onun gibi kokuyordu gül kokusu veya herhangi bir koku gibi değil, hayat gibi... Mavi Gece'yi usulca yatırdı. Üzerini örttü. Ardından kendisi de yorgana sarıldı. Ama o yorgan artık sadece sıcaklık değil, bir hayalin hatırasıydı.

Ateş - yani Yaman - ise bu gece, öfkenin kendisi gibiydi.

Mavi Yaren’in mezarının açılacak olması, içini dağ gibi kabartmıştı. Gözleri kıvılcım gibi yanıyordu ama sessizdi. Sustuğu zamanlar en tehlikeli zamanlarıydı zaten.

İçinde yangınlar vardı ama dili buz kesmişti.

Sadece balkona çıktı. Gecenin içine karışmak istiyordu; yıldızlar bile ona yanıt vermesin istiyordu. Ilgaz da aynı balkondaydı. İki adam, iki suskun kalp olarak orada aynı acıyı paylaşıyorlardı. İkisinin içinde de keşkeler geçiyordu.

Yan yana ama birbirlerinden ışık yılı uzakta, Mavi Yaren için balkona asılmış bayrağa bakıyorlardı. Bayrak, gecenin rüzgârında usulca dalgalanıyor, ama her kıpırtısıyla bir yürek çiziyordu.

Bayrak asıldığında, zaman durmuş gibiydi. O anı kimse net hatırlamıyordu, yalnızca Ilgaz’ın gözünden süzülen yaşları hatırlıyorlardı. O yaşlarla, onu sonsuzluğa uğurlamıştı. Bir veda değil, bir pişmanlıktı bu.

Ilgaz'ın içini kemiren binlerce söz vardı. Söyleyemediği her şey boğazında koca bir düğüm gibi duruyordu. Mavi Yaren'e anlatması gereken o kadar çok şey vardı ki… Ama zaman izin vermemişti. Yüzleşemeden kaybetmişti onu.

Ve şimdi artık sadece o bayrağa anlatabiliyordu içindekileri. Ama bayrak dinlemiyordu.

Şerife Sultan ise bu pişmanlık denizinin kıyısında değil, tam ortasında boğuluyordu. Ilgaz’a karşı içinde büyüttüğü nefret, artık kontrol edilemez bir öfkeye dönüşmüştü.

Çünkü geçmişin gölgesi, en çok annelerin yüreğine düşerdi.

Yıllar önce Mavi Yaren'e edilen bir haksızlık, hayatını karartan o kırılma noktası...

Şerife Sultan’ı geceleri uykusuz bırakan da, gündüzleri gözlerini kıpkırmızı yapan da buydu. Delirecek gibiydi. Ilgaz’ı öldürmek istiyordu. Ama belki de asıl öldürmek istediği, zamanında susan kendi geçmişiydi.

Ilgaz ise biliyordu.

Gece Kuşları'na söyleyemediği, onlardan sakladığı şeyler vardı. Sustukları aptallıkları vardı. Zamanında yaptığı hatalar vardı. Yalnızca Mavi Yaren’e değil, tüm bir topluluğa ihanet etmişti belki de.

Ve şimdi yüzleşmeden gitmişti Mavi.

Hiçbir şey söyleyemeden.

Hiçbir özür dileyemeden.

Yaptığı hatanın büyüklüğü, Ilgaz’ın göğsüne gece gibi çökmüştü. Mavi Yaren’in Gece Kuşları’ndan ayrı düşmesine, karanlıkta bir başına büyümesine neden olan o an… Her düşündüğünde içini kemiren, sessizce parçalayan bir çürüme gibiydi. Kendinden tiksiniyordu artık.

“Ateş,” dedi bir anda. Sesi önce boğuktu, sonra biraz yükseldi, biraz titredi.

Ateş başını yavaşça çevirdi, gözlerinde bitkinlik vardı. “Yiğit’e sor. Aklım çalışmıyor benim.”

Ilgaz, gözlerinin içi yanan bir adam gibi konuştu. “Yaren’in kardeşi senden değil, Yiğit’ten değil.”

Mavi Yaren’in adı geçince Ateş’in omurgası doğruldu. Sanki ruhu bedenine iade edilmiş gibi dikleşti ve kulak kesildi. “Sor,” dedi yalnızca, kurşun gibi kısa.

Ilgaz tam açılacakken, balkon kapısından içeri Şerife Sultan girdi. Gözlerinin altı morarmıştı. Uyuyamamaktan değil, uyuduğunda gördüklerinden. Ilgaz’ın içinde bir ses “Soruyu ona sormalısın,” dedi.

Şerife Sultan Ilgaz’a baktı. O bakışta hesap sorma yoktu; sadece bir ölüye bakar gibi suskunluk vardı. Sonra yüzünü tekrar önüne çevirdi. Balkona bir adım attı. Ateş gözlerini kaçırarak ayağa kalktı. Onunla aynı havayı soluyacak hâlde değildi.

Şerife Sultan, onun oturduğu yere oturdu. Başını geriye yasladı, gözlerini gökyüzüne çevirdi. Gecenin içinde yıldızlar sönük kalıyordu. Ilgaz ona baktı. “Nasılsın?” dedi.

“İyi,” dedi Şerife Sultan. Boğazında düğümlenen kelimeler vardı ama dili susmayı seçmişti. Çünkü konuşursa, ağlamaktan kendini alamayacağını biliyordu.

Ilgaz, sesinde kırılgan bir kuvvetle, “Söyle Şerife Sultan,” dedi.

Şerife Sultan başını çevirdi. Gözbebekleri donuktu. Dudakları ince bir çizgi gibi, çatlaklardan ibaretti.

“Bunu ona neden yaptın?” dedi. İçindeki feryat, sadece üç kelimeye sığdırılmıştı. Ama o üç kelime, mezar açacak kadar ağırdı.

Annesi, Mavi Yaren’in babasının hizmetçisiydi. Fakat gerçek, daha kirliydi.

Şerife Sultan, o adamın kızıydı.
Mavi Yaren’in kardeşiydi.

“Susmuyor,” dedi Şerife, başına hiddetle vurarak. Parmakları saçlarının arasına gömüldü. “Duydum ben… o bağırırken. Acı çekerken. Bedenini sırtlarında taşırken, ceset sandım… ama hissediyordum. Canı hâlâ oradaydı.”

Ilgaz’ın gözünden süzülen yaş, artık utanılacak bir şey değildi. Sessizce döküldü.

“Değdi mi Ilgaz?” dedi Şerife Sultan. Sesi buz gibiydi ama içi yanıyordu. “Senin o aptal aşkın… kardeşinin her gün ölü gibi yaşamasına değdi mi?”

Ilgaz’ın zihni yıllar öncesine gitti. O uğursuz teklife.

“Tek bir cevap hakkın var,” demişti o adam.
“Hangi kızımı seçiyorsun? Şeyma mı, Mor mu?”

Ve Ilgaz o gün Şeyma’yı seçmişti.
Mor’u karanlığa atmıştı.

Bunu bilen tek kişi oydu. Bu sırrın yükü omuzlarına bir tabut gibi çökmüştü. Mor, yani Mavi Yaren, yalnız bırakılmıştı.

Babası, Yaren’i takip ettiği için Şeyma’yı onların arasına sızdırmıştı. Düşman olarak, casus olarak. Bunu sezen tek kişi yine Yaren’di.

Ama susmuştu.

Hayır, susturulmuştu.
Gece Kuşları onu kıskançlıkla suçlamıştı çünkü.

“Ben...” dedi Ilgaz, sesi titreyerek. Cümleye tutunamadı.

“Uyuyamıyorum,” dedi sonra. Gözkapakları ağırdı ama rüyaları daha ağır. “Ne zaman gözlerimi kapasam, o adamın ona yaptıkları geliyor aklıma. Kapı deliğinden izleyip sustuğum her sahne çöküyor üzerime. Ve biliyor musun? Beni korudu bir de...”

Gözlerini Şerife Sultan’a dikti. Suçluluğu yüzüne kazınmış gibiydi.

“Ben ablasıyım lan onun,” dedi Şerife Sultan, göğsüne hiddetle vurarak. “Ben kardeşimi koruyamadım! O beni korudu.
Sen abisisin onun!
Sen de korumadın!”

Ilgaz dudaklarını kıpırdattı. Sesinin yankısı kırık bir aynaya çarpar gibi döndü:

“Aşıktım.”

Şerife Sultan öne eğildi. Nefesi titriyordu. "Ben de aşıktım. Tolga’ya.
Ama onun için kardeşimden vazgeçmedim.”

Gözyaşı yanağından değil, kalbinin kenarından sızıyordu. “Mavi Yaren de aşıktı. Ama Gökhan için seni bırakmazdı. Hiçbir zaman!
Hep kendini attı ortaya. Hep zarar gören o oldu.”

Bir adım daha yaklaştı Ilgaz’a. Gözlerinin içine baktı. “Onun sevgisi bütün dünyaya yetti… ama dünya ona yetemedi.”

Yutkundu. Boğazı düğümlüydü.

“Kız size sığındı. Ablasına sığındı. Şeyma’ya… onun yüzünden sevdiğinden ayrıldı. Sevdiğini yıllarca öldü sandı.
Peki onun gözlerindeki o boşluğu...
Hiç mi görmediniz Ilgaz?”

“Canımı en çok yakan da bu zaten, Şerife,” dedi Ilgaz. Gözlerinden bir damla daha süzüldü, ardından bir diğeri daha. “Sevdiğinin yaşadığını öğrenemeden şehit oldu benim kardeşim. Ben... ben ona bir kez bile sarılamadım.” Sesi titredi. Gözyaşı yanaklarından akarken kelimeleri içini parçaladı. “Hayatta belki en iyilerini hep o hak etti ama siz sadece onun canını yaktınız. Sana ‘abi’ dedi, sana sığındı... Ama sen, ‘sevdiğim’ dediğin kız için onu harcadın. Ateş’e ‘kardeşim’ dedi, o ise nefretini her fırsatta yüzüne haykırdı. Gökhan’a ‘aşkım’ dedi, Gökhan yaşadığını bile sakladı. O kızın ruhunu zaten siz öldürdünüz. Şu an sadece bedeni toprakta.”

Sustu. Artık kelimeler anlamını yitiriyordu. Ne söylese yetersiz kalacaktı. Her kelimesi doğruydu. Acıydı. Gerçekti.

Sonunda, fısıltı gibi bir sesle sordu: “Beni asla affetmezdi, değil mi?”

“Affederdi,” dedi Şerife Sultan, tereddütsüz. Gözlerini ona dikti. “O kızın yüreği öyle temizdi ki... Sizin ona tek bir sarılmanız bile yeterdi onun için.”

İçinde bir şey kırıldı Ilgaz’ın. Evet... muhtemelen affederdi. Belki bir parçasıyla ölene dek kırgın kalırdı ama yine de affederdi. Öyleydi Mavi Yaren. Sevdi mi tam severdi. Affetti mi kendini unuturdu.

“Mavi Yaren, o ailenin en temiz kızıydı,” dedi Şerife, gözlerini uzaklara dikip. “Babası da, annesi de teröristti ama o, askerdi. Kendi ailesinde olduğu gibi sizin ailenizde de öyleydi. Daha önce de söyledim: O kız hepimizin bir şeyi olabildi ama biz... biz o kızın hiçbir şeyi olamadık.”

Yine sessizlik. Ilgaz sustu. Şerife sustu. Gerçekler o kadar ağırdı ki kelimeler taşıyamıyordu artık.

Eğer o gün Mavi Yaren’i seçseydi her şey farklı olurdu. Babası, Şeyma’ya asla zarar vermezdi. Çünkü Şeyma onun göz bebeğiydi. Öz ve öz kızıydı. Ama Ilgaz o kararı verememişti. Ve şimdi, telafisi olmayan bir noktadaydı.

Mavi Yaren’in yatağında uyuyan Mavi Gece’yi izlerken çalan telefonla irkildi Yiğit. Hızla açıp kulağına götürdü. Otopsi sonuçlarını bekliyordu.

“Karargâha gel, Yiğit,” dedi sadece İbrahim Albay. Sesinde alışılmadık bir ağırlık vardı.

Mavi Gece, onun kolunda derin bir uykudaydı. Onu incitmeden, dikkatlice yatağa bıraktı. Son bir kez başını okşadı, ardından hızla üzerini giyip evden çıktı. Karargâha vardığında doğrudan odaya geçti. Masanın üzerine bırakılan zarfı elleri titreyerek aldı. Açmak bir ömür sürdü sanki.

Sonunda gözleri, kâğıdın üzerindeki cümleye kilitlendi:

“Yapılan DNA testi sonuçlarına göre; kimlik %99.99 oranında MAVİ YAREN YILDIRIM’a aittir.”

Zaman durdu. Dünya sustu. Nefesi, kalbinin atışına yenildi.

O anda anladı…
O artık sadece toprağın altında değildi.
O artık sonsuz bir sessizliğe gömülmüştü.
Ve Yiğit, en çok suskunluğuyla çığlık atıyordu.

 

BÖLÜM SONU

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 17.12.2024 13:09 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Yaren Yaşar / GECE KUŞLARI / 54. Bölüm : 'Otopsi Sonucu'
Yaren Yaşar
GECE KUŞLARI

43.51k Okunma

4.05k Oy

0 Takip
82
Bölümlü Kitap
GİRİŞBÖLÜM 1 : "GEÇMİŞ"2. Bölüm: "KARŞILAŞMA"KARAKTERLER3.Bölüm: "Gölgelerin Altında"4. Bölüm : "Kurşunlardan Ağır Sözler"5. Bölüm : "Gökhan"6. Bölüm : "Hastane"7. Bölüm : " Mor Gözlü Süper Kahraman"8. Bölüm : " Pişmanlık"9. Bölüm : "Görev adı : Panzehir"10. Bölüm : "Vicdan Azabı"11. Bölüm : "Mavi"12. Bölüm : "Uyandı."13. Bölüm : "Kriz"14. Bölüm : " Tepede Hep Birlikte"15. Bölüm : "Küllerinden Doğan İhanet "16. Bölüm : "Papatyaların Düşüşü"17. Bölüm : "Elif"18. Bölüm : "Yaralı Ruh"19. Bölüm : "Doğruluk Mu Cesaret Mi?"20. Bölüm : "Bilinmeyen Numara"21. Bölüm : " Sırt Sırta"22. Bölüm : "Kayıp Kardeş"23. Bölüm : "Süt Anne"24. Bölüm : "Anneler Günü"25. Bölüm : "Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer"26. Bölüm : "Pusu"27. Bölüm : "Ben Türk Askeriyim."28. Bölüm : "Aşığım"29. Bölüm : "Soru Cevap"30. Bölüm : "Gizli Saklı"31. Bölüm : "Şeyma"32. Bölüm :"Yiğit"33. Bölüm : "Mavi"34. Bölüm : "Görev"35. Bölüm : "Cehennem"36. Bölüm : "Kurt Timi"37. Bölüm : "Tutsak"38. Bölüm : "Yiğit"39. Bölüm : "Mavi Nerede?"40. Bölüm : "Şehit"41. Bölüm : "Acı"42. Bölüm : "Doğum Günü"43. Bölüm : "Şerife Sultan"44. Bölüm : "İntikam Ateşi"DuyuruWhatsApp kanali45. Bölüm : "Defter"46. Bölüm : "Beyaz Gül"47. Bölüm : "Köy"48. Bölüm: "Tim"49. Bölüm : "Bul Beni"Açıklama50. Bölüm : "Yaşıyor"51. Bölüm: "İnandırma Çabası"52. Bölüm : "Mavi"53. Bölüm : "Açılan Mezar54. Bölüm : "Otopsi Sonucu"55. Bölüm : "Mavi'm"56. Bölüm : "Aşk"57. Bölüm : "Mavi neler yaşadı?"58. Bölüm : "Rihem"59. Bölüm : "Mavi"60. Bölüm: "Gökhan"61. Bölüm : "Kalp Acısı"62. Bölüm : "Eski Aşklar"Yazar ile soru ve cevapları63. Bölüm : "Çift seçimi"64. Bölüm : "Eski Günler"65. Bölüm : "Balo Hazırlığı"66. Bölüm : "Balo"Yazar ile soru cevap 267. Bölüm : "Biten Görev"68. Bölüm :"Yüzbaşı"69. Bölüm : "Yara"UyarıDuyuruu70. Bölüm : "Kabuslar"71. Bölüm : "Tolga"72. Bölüm: "Kız benim"Duyuruu
Hikayeyi Paylaş
Loading...