55. Bölüm

47. Bölüm : "Köy"

Yaren Yaşar
yaren_yasar11

Yılın son günleriydi. Herkes yeni bir yılın umutlarını, sevinçlerini bekliyordu. Ancak Yiğit, hiç istemediği bir yılın sonuna gelmişti. Başkaları yeni umutlar peşinde koşarken, o tek bir şeye odaklanmıştı: Mavi Yaren’in intikamını almak. Geleceğe dair hiçbir beklentisi kalmamıştı. Hayatını şekillendiren tek düşünce, kaybettiği her şeyin acısıyla harmanlanmış bir intikam duygusuydu.

Tam 37 gün olmuştu Mavi Yaren’in kaybolduğundan. Bu 37 gün, Yiğit için bir ömre bedeldi. Ve o gün, Mavi’nin mezarına hiç kimse uğramamıştı. Ne zamanında yanında olan Gece Kuşları’ndan birisi, ne de Mavi’nin adına yemin etmiş olanları. Yalnızca Yiğit ve İbrahim Albay...

Ateş, yirmi gün boyunca dünyadan kopmuş gibiydi. Düşünceleri dağılmış, varlığını kaybetmişti. Ancak artık yavaşça kendine gelmeye başlamıştı. Ilgaz ise başka bir dünyada yaşıyor gibiydi. Acıdan nasibini almıştı, ama yine de vicdanını rahatsız eden şeylerin farkına varamamıştı. O yıllar önce işlediği hatalar, pişmanlıkları, Şerife Sultan’ın her söylediği kelime, her iması zihnine kazınmıştı. Ama o kadar geç kalmıştı ki… Zaman, her şeyin cevabını vermişti.

Ilgaz, polis üniformasını giyerken gözleri önündeki fotoğrafa takılıp kaldı. Mavi Yaren’in gelişiyle mutlu bir haber vereceğini düşünmüştü. Ama o günden sonra, hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı.

Yavaşça ayağa kalktı ve şehitliğin yerini öğrenmek için yola koyuldu. Bu yolculuk ona zor gelmemişti, ancak sırtındaki yükü, içinde biriken acıyı taşıyordu. Üzerindeki üniformayı çıkarıp düzgünce yerine yerleştirdi, dolabın kapağını kilitledi ve tek bir adım attı. Gidilecek bir yer, yapılacak bir şey vardı. Görmesi gereken bir kardeşi… Belki de çok geç kalmıştı.

Gece’nin adı artık Mavi Gece olmuştu. Yiğit, ona kendi ismini vermişti. Artık o, sadece bir hatıra değil, aynı zamanda Yiğit’in ruhunun bir parçasıydı. Elindeki fotoğrafı, günlerdir olduğu gibi bir kez daha inceledi. Fotoğrafı izlemek, onunla yaşamak gibiydi. Mavi Yaren’i her zaman hatırlıyordu, her an. Ama Yiğit, ne zaman evine dönecek olsa, bir şeyler eksik kalıyordu. Mavi Yaren’in yanında olmanın huzurunu, ondan uzak kaldığında fotoğraflarda buluyordu.

Ve o buz gibi bakışlar vardı gözlerinde… O bakışlar, bir zamanlar Mavi Yaren’e duyduğu sevgiyle ısınmışken, şimdi tamamen kaybolmuştu. Artık kalbinde sadece bir boşluk, bir uçurum vardı. Yiğit, gözlerini her çevirdiğinde, bir şeyler arıyordu ama bulamıyordu.

İçindeki acı, kelimelerle anlatılamayacak kadar büyüktü. Bazen acı, bir gözyaşıyla hissedilir, bazen de bedensel bir yarayla. Ancak Yiğit, sevdiğini kaybetmekten daha büyük bir acı olduğunu artık anlamıştı.

Bir ses, derin düşüncelerinden sıyrılmasına neden oldu. Aren, Yiğit’e doğru adım atarak "Komutanım," dedi. Yiğit, usulca kafasını kaldırarak Aren’e baktı. O anda, etrafındaki tüm dikkatin ona yöneldiğini fark etti. Şu an tek komutan, Yiğit’ti.

"Söyle," dedi sadece. Aren biraz tereddütle baksa da Yiğit'in ifadesi değişmedi.

"Çay ister misiniz?" dedi. Yiğit kafasını iki yana salladı ve tekrar önüne döndü.

O anda içeri giren İbrahim Albay, herkesin dikkatle izlediği o sessiz atmosferi bozdu.

"Acil göreve gitmeniz gerekiyor." dedi İbrahim Albay, sesindeki tedirginlik keskin bir şekilde hissediliyordu.

Helikopterin pervanelerinin gürültüsü yavaşça kayboldu ve yolları yürümeye devam ettiler. Sadece birkaç dakika sonra hedeflerine ulaşacaklardı. Her adımda zeminin sertliği, ellerindeki silahların ağırlığı, onları daha da güçlü kılıyordu.

Etrafa göz attılar, her şey çok sessizdi. Sanki dünya bir anlığına durmuş, hiçbir şey hareket etmiyormuş gibi bir hava vardı. Yiğit'in bakışları, diken diken olmuş her taş, her ağaç, her gölgeyi takip ediyordu. Ağaçlar arasında ince ince esen rüzgarın sesi bile sanki onlara uğramıyordu.

"Toprak, dikkat et!" diye fısıldadı Yiğit, telsiz aracılığıyla. Sesindeki titrek endişe, sadece içsel bir savaşı değil, kaybetmenin getirdiği korkuyu da taşıyordu.

Timin diğer üyeleri de adeta gölge gibi hareket ediyordu. Her biri, etrafını dikkatle kolaçan ederken, kaybolan bir şeyin arayışındaydılar. Herkesin gözleri karanlıkta parlıyor, her adımda ölüme biraz daha yaklaşan gölgeler gibi hissediliyordu.

Köye yaklaştıkça, sessizlik daha da belirginleşiyordu. Genellikle köylerde, savaşta sesler yükselirdi; bebeklerin ağlaması, bağıran erkekler, havaya sıkılan kurşun sesleri... Fakat burada hiçbir şey yoktu. Aniden gelen bu dinginlik, içlerinde bir huzursuzluk yaratmıştı.

"Gelin, hemen içeri! Sivillerin canlarını kurtarmalıyız." Yiğit’in sesi, kararlı ve netti. Hızla köyün içine doğru ilerlerken, herkes sessizce çevresine göz atıyordu. Hiçbir ses duymuyorlardı.

İçeri girdiklerinde tek duydukları şey, bir çocuğun yüksek sesle bağırarak "Türk askeri gelmiş!" demesiydi. Yiğit’in gözleri bir an için parladı. Ay yıldızlı bayrağını gösteren çocuğun o neşeli bakışları, bir an için bütün karanlıkları aydınlatmıştı. Ancak o sevinç, hemen yavaşça dağıldı.

Köylüler, ellerindeki çiçeklerle, gökyüzüne bakarak haykırıyorlardı. Ama Yiğit, kalabalık arasında bir şeyin eksik olduğunu fark etti. Onların arasına sıralanmış cesetler, kanlar içinde yere serilmişti. Birkaçının kafası paramparça olmuştu, diğerlerinin ise kalbinden vurulmuş izleri vardı.

Yanlarında bir yeleğe sarılı bomba bulunuyordu; ama imha edilmiş, artık işlevsiz hale getirilmişti. "Siz mi temizlediniz burayı?" diye sordu Yiğit, gözleri bir adama yöneldi.

Adam, kafasını iki yana sallayarak, "Biri geldi. Hızır gibi yetişti. Önce buralardaki kansızları tek tek indirdi. Hepsini öldürdü." dedi.

Yiğit’in gözleri bir anda irileşti. "Kadın mı?" diye sordu Batur, gözlerinde şaşkınlık vardı.

Adam başını sallayarak, "Evet, kadındı. Yüzünü görmedim, ama bu işin temiz olduğunu söyleyebilirim. Bize geldi, bombayı imha etti, sonra kendi üstündeki bombayı fark etti ama sayacı başlamamıştı. Hızla gitti."

Yiğit’in içindeki tüm kaslar gerildi, kalbi hızla atmaya başladı. Bir kadının böyle bir temizlik yapması, ona çok tanıdık geliyordu. "Mavi Yaren..." diye mırıldandı. Ama içinden bir şey kabul etmiyordu. Mavi Yaren’in şehit olduğuna inanmıyordu hâlâ.

Telefonunu çıkararak harekat merkezini aradı. "Komutanım, biri burayı biz gelmeden temizlemiş." dedi. İbrahim Albay, duydukları karşısında kaşlarını çatıp, derin bir sessizliğe büründü. Her seferinde birileri daha önce geliyordu. Kimdi bu kişi?

Yiğit’in içindeki o eski acı tekrar canlandı. "Bu kişi kimdi, komutanım?" diye sordu.

İbrahim Albay, gözlerini yere doğru dikip, derin bir iç çekerek, "Bu kişi... Rihem. Seninle yüzleşmen gereken o kadının ta kendisi." dedi.

Yiğit’in içinde nefret, daha önce hiç olmadığı kadar büyüdü. Bu kadından intikam almadan bir gün bile duramayacaktı. "Verdiğiniz koordinatlar nerede?" diye sordu Yiğit, içindeki öfkenin gücünden her kelimesi titriyordu.

Yiğit, verilen koordinatları aldı ve derin bir nefesle yürümeye başladılar. Adımlarının hızı arttı, her bir adımda içindeki acıyı hissetti. "O kadından intikam alınacak. İntikam, kanla temizlenecek." diye düşündü, her bir adımda daha da güçlenerek...

 

Bölüm : 05.12.2024 23:58 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Yaren Yaşar / GECE KUŞLARI / 47. Bölüm : 'Köy'
Yaren Yaşar
GECE KUŞLARI

43.51k Okunma

4.05k Oy

0 Takip
82
Bölümlü Kitap
GİRİŞBÖLÜM 1 : "GEÇMİŞ"2. Bölüm: "KARŞILAŞMA"KARAKTERLER3.Bölüm: "Gölgelerin Altında"4. Bölüm : "Kurşunlardan Ağır Sözler"5. Bölüm : "Gökhan"6. Bölüm : "Hastane"7. Bölüm : " Mor Gözlü Süper Kahraman"8. Bölüm : " Pişmanlık"9. Bölüm : "Görev adı : Panzehir"10. Bölüm : "Vicdan Azabı"11. Bölüm : "Mavi"12. Bölüm : "Uyandı."13. Bölüm : "Kriz"14. Bölüm : " Tepede Hep Birlikte"15. Bölüm : "Küllerinden Doğan İhanet "16. Bölüm : "Papatyaların Düşüşü"17. Bölüm : "Elif"18. Bölüm : "Yaralı Ruh"19. Bölüm : "Doğruluk Mu Cesaret Mi?"20. Bölüm : "Bilinmeyen Numara"21. Bölüm : " Sırt Sırta"22. Bölüm : "Kayıp Kardeş"23. Bölüm : "Süt Anne"24. Bölüm : "Anneler Günü"25. Bölüm : "Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer"26. Bölüm : "Pusu"27. Bölüm : "Ben Türk Askeriyim."28. Bölüm : "Aşığım"29. Bölüm : "Soru Cevap"30. Bölüm : "Gizli Saklı"31. Bölüm : "Şeyma"32. Bölüm :"Yiğit"33. Bölüm : "Mavi"34. Bölüm : "Görev"35. Bölüm : "Cehennem"36. Bölüm : "Kurt Timi"37. Bölüm : "Tutsak"38. Bölüm : "Yiğit"39. Bölüm : "Mavi Nerede?"40. Bölüm : "Şehit"41. Bölüm : "Acı"42. Bölüm : "Doğum Günü"43. Bölüm : "Şerife Sultan"44. Bölüm : "İntikam Ateşi"DuyuruWhatsApp kanali45. Bölüm : "Defter"46. Bölüm : "Beyaz Gül"47. Bölüm : "Köy"48. Bölüm: "Tim"49. Bölüm : "Bul Beni"Açıklama50. Bölüm : "Yaşıyor"51. Bölüm: "İnandırma Çabası"52. Bölüm : "Mavi"53. Bölüm : "Açılan Mezar54. Bölüm : "Otopsi Sonucu"55. Bölüm : "Mavi'm"56. Bölüm : "Aşk"57. Bölüm : "Mavi neler yaşadı?"58. Bölüm : "Rihem"59. Bölüm : "Mavi"60. Bölüm: "Gökhan"61. Bölüm : "Kalp Acısı"62. Bölüm : "Eski Aşklar"Yazar ile soru ve cevapları63. Bölüm : "Çift seçimi"64. Bölüm : "Eski Günler"65. Bölüm : "Balo Hazırlığı"66. Bölüm : "Balo"Yazar ile soru cevap 267. Bölüm : "Biten Görev"68. Bölüm :"Yüzbaşı"69. Bölüm : "Yara"UyarıDuyuruu70. Bölüm : "Kabuslar"71. Bölüm : "Tolga"72. Bölüm: "Kız benim"Duyuruu
Hikayeyi Paylaş
Loading...