Evet nerdeyse tüm akrabalar gelmişti ve biz hala bekliyorduk nerdeyse 1 saat olmuştu herkes çok kötüydü Hivda yengem ve Erhan dayım hiç iyi değildi su almak için ayağa kalktım ve
"Su veya başka birşey isteyen varmı"dedim kimseden cevap gelmeyince yiğit
"Ela dur bende geleyim seninle"dedi ve kantine indim hemen 4 5 tane su alıp parasını verdim tam arkamı dönecekken biri bana çarptı ve
"Oha hayvan önüne baks-"derken bu kişinin Toprak olduğunu gördüm yiğit hemen yanına gelip
"Ela iyimisin birşeyin varmı"dedi ve ben
"Bune gevşeklik ya! hem benim yanımdakileri vursun hemde o hastaneye gelsin iyimisin sen!"diye bağırdım ona oda
"Kim vurmuş benmi"dedi ve yiğit
"Dalgamı geçiyorsun lan sen bizle!"diye bağırdı oda
"Dalga falan geçmiyorum Asya hasta diye buraya geldik dediklerinizdende hiçbirşey anlamıyorum"dedi ve Atakan yanına geldi ve
"Noluyor burda"dedi bende
"Bu ciddi ciddi bizimle dalga geçiyor!"dedim sinirle ve Toprak
"Niye dalga geçeyim!"diye bağırınca bir tokat attım ve
"Ses tonuna dikkat et karşında kim olduğunu unutma!"dedim işaret parmağımı ona doğru uzatırken tam birşey diyecekken Atakan elini omzuna koyup
"Gidelim kardeşim,gidelim"dedi ve gittiler Yiğit
"Kızım o nasıl bir tokattı hala etkisindeyim"dedi biz merdivenleri çıkarken bende
"Artık hak edene hak ettiğini vereceksin yoksa sonra bir yerleri kalkıyor"dedim ve getirdiğim sulardan Erhan dayı Hivda yengeme ve diğer birkaç kişiye verdikten sonra oturduk başımı yiğidin omzuna yasladım ve beklemeye başladık
Kafamı yiğidin omzundan kaldırıp etrafa baktım ne zamandır öyle dalmıştım bilmiyorum ama etrafa bakınca diğer koridorda onu gördüm sırtını duvara yaslamış kollarını önünde birleştirmiş bizim olduğumuz tarafa bakıyordu onunla göz göze geldiğimizde önüme döndüm
O benim bakışlarımı bile hak etmeyen biriydi
Burak ellerini saçına geçirmiş yere çökmüştü yanına eğildim ve
"Burak yapma böyle hem onlar güçlüler birşey olmaz onlara"dedim oda
"Ela b-benim en kötü zamanımda bile onlar vardı onlar giders-"derken sözünü kestim ve
"Onlar hiçbir yere gitmeyecekler"dedim oda
"Ela ya giderlerse bu sefer kim toplayacak beni"dedi bende ona sarılıp
"Böyle düşünme birşey olmayacak onlara"dedim
"İnşallah Ela inşallah"dedi
***
1.5 saat sonra
Hala bekliyorduk ve ben yine yiğidin omzuna başımı koymuş bekliyordum ki içeriden Eren çıktı
"Evet şimdi sakin olun ve beni dinleyin çok vaktim yok Caner iyi onu kurtardık ama Kağanın kurşun kritik yere denk gelmiş Caneri birazdan normal odaya alırız ama Kağanın hayatı tehlikesi devma ediyor"diyerek geri içeri girdi
Birinin kurtulduğuna mı sevineyim diğerinin hayati tehlikesi olmasına mı üzüleyim
Caneri normal odaya almışlardı ve Caner uyanmıştı onun odasına girdim ve
"Aptal beni çok korkuttun"diyerek ona sarıldım bir kurşun omzuna denk geldiği için sadece diğer taraftan tutabildim oda bana sarıldı ve
"Bana birşey olmaz pikhachu şimdi sil o gözyaşlarını "dedi zorla,konuşmak da zorlanıyor gibiydi ve etrafına bakıp telaşla
"Kağan, Kağan nerde"dedi bende
"Onun ameliyatı devam ediyor"dedim
"Nasıl hala devam ediyor"dedi sinirle ve ayağa kalkmaya çalıştı Burak
"Caner Allah aşkına ne yapıyorsun yaralısın"dedi oda
"S!kerim yarasını"dedi sinirle bende
"Caner tamam sakin ol yavaşca hareket et"dedim oda
"Ela Allah aşkına yardım et beni kardeşimin yanına götür"dedi bende onun koluna girip
"Tamam sakin ol gidicez ama yavaş hareket et"dedim ve Burak
"Abi siz delirdini, mi! Ne yapıyorsunuz"dedi bende
"Burak onun halini en iyi ben anlarım yaralı olabilir ama kardeşini merak edip görmek istemesi en doğal hakkı"dedim ve odadan çıkardım Yiğit yanıma gelip
"Ela napıyorsunuz"dedi bende
"Rahat durmuyor kağanı görmek istiyor"dedim yiğitte diğer koluna girip yürümesine yardımcı oldu ameliyat kapısının önüne gelince Hivda yenge
"Caner ne işin var senin yaral-"derken Caner
"Ben iyiyim sadece kardeşimi görmeye geldim"dedi ve onu oturtup beklemeye başladık
Kağan ameliyata gireli 2,5 saat olmuştu yani Caner 1 saattir burda oturuyordu onun ônünde eğilip
"Caner yaralısın istersen artık odana geç hem Kağan çıkarsa biz sana haber veririz"dedim oda
"Hayır benim kardeşim orda can çekişirken ben odamda keyif ç-"derken 3 tane doktor çıktı içerden herkes ne olduğunu sorarken doktor
"Acil kan lazım"dedi bende
"Kan Grubu ney"dedim ve doktor
"0 rh negatif"dedi Caner
"Ben veririm"dedi ve doktor
"Olmaz beyfendi sizin içinde o kan gerekli yaralısınız"dedi bende tam arkamı dönmüş gidecekken yiğit
"Nereye"dedi bende
"Kan bulmaya"dedim ve kantine indim bağırarak
"Kusura bakmayın rahatsız ediyorum ama kan grubu 0 rh negatif olan varmı! lütfen çok acil kana ihtiyacımız var!"diye bağırdım kimseden ses gelmeyince bu sefer bahçeye çıktım önüme gelen herkese soruyordum ama kimsenin kan grubu 0 rh negatif değildi sinirle duvara geçirdim ve
"Allahım deliricem ya deliricem!"dedim ve aklıma Kerem abinin kan grubunun 0 rh negatif olduğunu hatırladım hemen Kerem abiyi aradım
"Alo! Abi nerdesin acil kan lazım"dedim oda
"Ne kanı kızım ne diyorsun"dedi bende
"0 rh negatif kan lazım kuzenim ölüyor"dedim oda
"Kızım ben yurt dışındayım ya"dedi bende
"Unutmuşum abim görüşürüz"diyip kapattım üst kata geldiğimde Yiğit
"Ela bulundu bulundu! Biri gelip kan vermiş"dedi Caner bana sarıldı ve
"Valla o kişiyi bulsam anlından öpecem"dedi herkes gülerken benim aklımdaki tek soru o kişi kimdi
***
Kağan verilen kan sayesinde kurtulmuştu resepsiyona soruncada
"Beyfendi bilmenizi istemedi sadece gizemli kişi derseniz yeter dedi"demişti oraya teşekkür edip geri kağanların yanına çıkmıştım tüm akrabalar geçmiş olsun dileyip gitmişlerdi Kağanın yanına gidip
"Kağan herkes burdaydı soramadım buju size kim yaptı"dedim oda
"Bilmiyorum arkamızdan vurdular ve geri dönüş hediyesi gibi birşey söylediler"dedi abi aklımı yitiricem kim vurdu kim kan verdi
"Tamam bide şey diyecektim"dedim o bana bakarken ben
"Aptal mısınız olum siz! Ne diye tek başınıza çıkıyorsunuz dışarı"dedim ve Kağan
"Özür dileriz sizi yanımıza alıp haber vermediğimiz için Ela hanım"dedi ve hemen sonrasında Caner
"Ela biz 3 yaşındaki veletler değiliz"dedi bende
"Olabilir! Ama siz Tuğrula kafa tuttunuz ve o Toprak gerizekalıları falanda var ben yanınızda olsam size birşey yapamaardı"dedim oda
"Ela bizde kendimizi koruya bilirdik eğer arkadan değilde önden zaldırsalardı"dedi bende
"Biliyorum Kağan ama siz Tuğrulun veya diğerlerinin ne yapabileceğini bilmiyorsunuz en azından ben yanınızda olsam birşey yapamaz"dedim ve Kağan
"Abartma ya sanki ilk defa vuruluyoruz"dedi ve Caner
"Evet"diyince kahkaha attım ve Kağan
"Olabilir ama önceden bıçaklandığım falanda olmuştu"dedi ve Caner
"Vurulunca insan beyninde sıkıntı olabiliyor mu çünkü canım sen değil ben bıçaklandım sen hiç bıçaklanmadın"diyince tekrar kahkaha attım ve
"Tamam Kağan sus konuştukça batıyorsun"dedi Yiğit ve Caner
"Rezil olduk babaaağ"diyince Erhan dayı içeri girdi ve
"Efendim oğlum benimi çağırdın"diyince ben ve Yiğit tekrar kahkaha attık ve ben
"Birşey yok Erhan dayı"dedim ve Caner kısık sesle
"Bu sefer gerçekten rezil olduk"dedi ve ben
"Biz değil sen oldun"dedi ve tekrar gülmeye başladık
***
3 gün sonra
Bugün Caner ve Kağan taburcu olmuşlardı ne kadar yanlarında kalmak istesemde karşı çıkmışlardı hepimiz eve gelmiştik önce güzel bir duş alıp ardında kıyafetlerimi giymiştim bugünkü maça hazırlanmalıydım yanımada bir tane sırt çantası aldım ve içine yedek eşofman,sargı bezi,kulaklık gibi gerekli şeyleri koydum ve çantayı sırtıma attım aşşağı indiğimde Fırat
"Ela nereye gidiyorsun"dedi bende
"Hiç öylesine yiğitle buluşacaktım"dedim ve Eren mutfaktan kafasını çıkarıp
"Zaten birgünde gitmesen şaşardım"dedi bende
"Ya sen yemeğini yesene"dedim ve Barış geldi
"Ela nereye"dedi ve bende
"Yiğitle buluşucam"dedim ve telefonumdan yiğite mesaj attım
Ben
Acil beni araaaa!!!
Yazdım ve Burakta
"İkiz nereye"dedi bende
"Yemin ederim şu köşeye çöküp ağlamay-"derken Efe geldi ve
"Aaa abla nereye böyle hazırlanmışsın"dedi ve merdivenlerin başına oturdum
"Ben o ünlü akrep varya boksör olan işte oyum akşamki maça hazırlanmak için gidiyorum"demedim tabikide
(Ve arkadaşlar artık takma adı akrep olucak eğer beğenmediyseniz lütfen belirtin)
"Allah sen beni bunlarlamı sınıyorsun"dedim ellerimi açıp yukarı bakarak ve telefonum çaldı
"Efendimmm"dedim oda
"Beni ara dedin bende aradım"dedi bende
"Hı hı evden çıkmak üzereyim"dedim oda
"Yanıma mı geleceksin?"dedi bende
"Evet 5 dakikaya ordayım"dedim ve onun birşey söylemesini beklemeden
"Tamam canım hadi görüşürüzzz"diyerek kapattım telefonu ve aralarından geçip ayakkabımı giydim bu sefer sıfır kol krop ve şort giymiştim ama yara izleri belli olmasın diye hepsini fondötenle kapatmıştım
Herkes yüzüne sürer güzel olmak için,ben yaralarıma sürerim ailemin fark etmemesi için
Üzerimede askılıktan kimin olduğunu bilmediğim siyah bir ceketi attım ve
"Bu kiminse artık benimm"dedim tam çıkacakken Eren
"Ama o benim en sevdiğim di"dedi şakayla karışık bir şekilde ve kapıyı suratlarına çarpıp motoruma bindim ve yiğiti aradım
"Az önce abilerin yanındaydım akşamki maç için çalışmaya gidiyorum her zamanki yere gel bekliyorum mm"dedim oda
"Akşamki maç ikili olacak biliyorsun değil mi yani ikimizde aynı anda dövüşücez"dedi bende
"Aslında çalışmamıza gerek yokta ısınma amaçlı"dedim ve yiğit
"Aynen neyse beni oyalama hemen geliyorum"dedi ve kapattı
15dakika sonra
Geldiğim yeri Kerem abi bizim için yıllar önce satın almıştı bomboştu arada buraya Yiğitle gelip çalışıyorduk içeri girdim ve kulaklığımı telefona bağlayıp Spotifya girdim Göksel uzaktan açıp kulaklığımı taktım ve ellerimi bile sarmadan boks torbasını yumruklamaya başladım bence bu şarkı bizi anlatıyordu özellikle
"Neden kaçtın neden mesut olurduk belki
Bu hikayeye bir son lazımdı
Öyle uzaktan uzaktan hiç konuşmadan
Nasılda bağladın beni"kısımları sanki bizim için yazılmıştı
Ben hala Caner ve Kağanı kimin vurduğunu bulamamıştım o sinirle sert bir yumruk daha attım torbaya ve bir kulaklığımı çekip çıkardı baktığımda o kişi Topraktı ilk şasırsamda Toprak
"Torbaya çok sert vuruyorsun elini bile sarmamışsın"diyince kulaklığımı ondan aldım ve
"Sanane be! Ne yapmam gerektiğini öyle her seferinde çekip giden kişilere sormuyorum!"dediğimde sinirlendi ve elimi tuttu
"Defn-"derken elimi sertçe çektim ve
"Kes sesini! Defne değil! Sen o ismi ağzına alarak bir kere kirlettin ikinciye izin vermem!"diye bağırdım oda
"Ela konuşmamız lazım"dedi bende
"Neyi konuşucaz be! Neyi! Hangisini! Nasıl çekip gittiğini mi yoksa nasıl yanımdakileri vurd-"derken kapı sert bir şekilde açıldı ve yiğit sinirle içeri girdi
"Ne işin var lan senin burda!"diye kükredi adeta ve yiğidin arkasından diğerleride içeri girince alayla güldüm ve
"Sizi taksit taksit mi gönderiyorlar bize! Bu ne ya her sıkılan buraya geliyor! Oyun arıyorsanız burda değil başka ülkelerde arayın"dedim ve Yiğit sinirle topragın yakasına yapıştı
"Sana burda ne işin var dedim!"diye bağırdı ve Atakan Asya yaren hepsi bir anda koşacakken ben
"Yiğit sakin ol"dedim ve Yiğit resmen fırlattı onu ve bende
"Siz mi çıkarsınız ben mi çıkartayım!"diye bağırdım ve Asya tam bana doğru gelecekken
"Gözüü kör kızım senin! Kapı orada burda değil!"dedim ve Yaren
"Defne bizi di-"derken tüm gücümle bağırdım
"Defne değil! Artık Defne yok karşınızda! Ela diyeceksiniz!"diye bağırdım Yiğit sinirle
"Ben dışardayım buranın havası bozuldu!"dedi ve çıkarken Yarenin omzuna çarptı Atakan
"Yavaş ol lan!"dedi yiğide karşı yürürken bende
"Ne o yavaş olmazsa ne yaparsın"dedim Atakanın önüne geçerken ve Yiğit
"Yo yo bırak bakalım ne yapıyor"dedi ve Atakan
"Ela ônümden çekil"dedi bende
"Hah bide emir veriyor bana bak yemin ederim elimin tersiyle sana bir koyatım görürsün"dedim ve Yiğit arkamdan gelip
"Yo cidden merak ediyorum ne yapabilirsin ki"dedi tam Atakanın üstüne yürüyecekken onu tek elimle engelledim ve
"Boşver canım değmez dedim ve yerdeki çantamı alıp eşyalarımı içine savurdum ve
"Hadi gidip kendimize yeni bir yer bulalım malum buranın havası bozuldu"dedim ve Yiğitin elini tuttum ve
"Hadi çıkalım"dedim ve tam çıkacakken yarenin omzuna çarptım ve
"Kusura bak canım bilerek olduu"dedim ve Yiğitle çıktık
Yazarın ağzından
Ela ve Yiğit çıktıktan sonra yaren yerinde zıplayarak
"Çıldırıcam ya canım diyo elini tutuyo çıldırıcam"diyerek yanındaki torbaya ayağıyla vurdu ve Toprak
"Abi dinlemiyor dinlemiyor çıldırıcam!"dedi ve Asya
"Atakan onlar bizi hiç affetmeyecek değil mi"dedi Atakanın omzuna tutunarak Atakan'da
"Bilmiyorum aşkım bilmiyorum ama baksanıza nasıl Yiğit için karşısına aldı bizi"dedi ve yaren
"Acaba aralarında birşey varmıdır"derken Toprak bir tane ağırlığı yere fırlatarak
"Ne saçmalıyorsun sen yaren!"dedi ve Atakan
"Toprak kendine gel"dedi ve Yaren
"Yalanmı görmedinmi birbirlerinin gözlerine nasılda bakıyorlar,el ele tutuştular ya el ele! Hem sen demedin mi hastanedeyken de başı omzuna yaslıymış,ona Canımda dedi! Daha ne olsun!"dedi ve Toprak sinirle bağırarak tüm ağırlıkları yere fırlattı ve oradan çıktı
Elayla yiğit normal herkesin olduğu spor salonuna gelmişlerdi ve Ela az önceki olayların siniri ile boks torbasına o kadar sert vuruyordu ki buranın çalışanları bile onu birkaçkez uyarmıştı ama o ne eldiven takmıştı neden eline bez sarmıştı Yiğitinde Eladan farklı bir yanı yoktu oda ne eldiven takmıştı nede eline bez sarmıştı az önceki olayların siniri ile ikiside boks torbasını yumrukluyordu tam 2 saat boyunca aralıksız hiç durmadan boks torbasını yumruklamaya devam ettiler ve yiğit bırakıp Elanın yanına gitti ve kulaklığını çıkardı
"Ela hadi gel yeter bu kadar ellerini mahfettin hadi"dedi ona birşey olmasından korkuyordu ve Elanın elindeki kan boks torbasına bile bulaşmıştı ve yiğit zorla belinden tutup onu tirbadan uzaklaştırınca Ela sinirlendi çünkü sınırını anca böyle atabilirdi ve sinirle
"Ya bırak beni!"dedi ve Yiğit
"Ela akşama maçın var bu ellerle rakibini nasıl yenmeyi düsünüyorsun"dedi Elada
"Bilmiyorum bir şekilde hallederim"dedi ve aklına az önce yaşadığı olaylar gelince kahkaha atmaya başladı sinirleri bozulmuştu ve
"Gelmiş birde diyor konuşmamız lazım"diyerek daha fazla gülmeye başlayınca yiğitte kendini tutamadı ve ikiside gülmeye başladı ve Ela çantasını topladı yiğide bakıp
"Gelmiş konuşmamız lazım diyor ya!"diye bağırdı sinirle ve Yiğit
"Keşke bıraksaydın iki tane geçirseydim"dedi bende
"Keşke bende Atakana geçirseydim bir iki tane rahatlardım"dedi az önce kahkaha atan iki kişi şuan sinirle az önce yaşadıkları olayı tartışıyorlardı
Ela çok fazla terlediği için tüm fondöten nerdeyse gitmişti yiğite haber verip lavaboya gidip tekrar tekrar yara izlerini kapattı ve çıktı Yiğit
"Aslında o yaralarda sana çok yakışıyor ayrı bir aura katıyor"dedi bu doğruydu çünkü Elanın yara izleri şaşırtıcı bir şekilde ona yakışıyordu
Defne Ela
"Aslında o yaralarda sana çok yakışıyor ayrı bir aura katıyor"demişti yiğit ama ben güzelliğim için değil ailem anlamasın diye kapatıyordum bu yaraları
Eve gitmeden önce yiğit beni bırakmamıştı çiğköfte yemiştik ve benim ödememe izin vermemişti ve maç için konuşmaya gitmeden önce ellerime baktım gerçektende mahf olmuştu koçum elimin halini görünce maçı yarına ertelemişti ve bu bugün aldığım en kötü haberdi
Eve dönünce ilk güzel bir duş almıştım ardından uzun kollu bir pijama giyip aşağı indim ve
"Napıyorsunuz benim canımm ailemmm"dedim ve Burak
"Valla gördüğün gibi oturuyoruz ikiz"dedi bende yanına oturunca annem
"Kızım açmısın birşeyler hazırlıyayım mı"dedi bende
"Sağol annem ben yedim"dedim ve Eren içeri girince benimde geldiğimi gördü ve
"Hırkam nerde"dedi bende
"Ay yedik sanki hırkanı"dedim ve oda
"O benim en sevdiğim hırkamdıı"dedi şu içerken bende
"Niye sevdiceğin mi almıştı"dediğimde öksürmeye başladı ve Barış
"Sevdiceği kim"dedi bende Erene bakıp sinsice güldüm ve tam
"De-"demiştimki Eren bağırarak
"Hahahahah ne komiksin Elaya her samanki halleri işte takılmayın"dedi bana yalvaran köpek bakışları atınca bende
"Hı hı şaka yapmıştım"dedim ve
"Barış hani en büyüğümüz sensin ya bunlar senin dediklerini yapmak zorunda o yüzden ben bir yere gitmek için senden izin alsam bunlar birşey diyemez değil mi"dedim ve etraf buz kesti ne oldu yanlış birşey mi söylemiştim herkesin gözü dolarken ben
"Noluyor ya yanlış birşey mi söyledim"dedim ve Barış
"Yoo yanlış birşey söylemedin"dedi bende
"Ay ben birde sana soruyorum ya annem izin verdikten sonra hiçbiriniz karışamazsınız hele babam izin verse ağzınızı açamazsınız"dedim ve annem
"Evet kızım"dedi bende
"Bir dakika ya ben artık reşit değil miyim"dediğimde etraf yine biz kesmişti Eren tedirgince
"Eee"dedi bende
"Niye sizden izin alıyorumki bem artık reşit bir bireyim istediğimi yapabilirim"dedim herkes derin bir nefes alırken ben
"Ne oluyor size bugün ya"dedim ve Fırat
"Birşey olduğunu nerden çıkardın"dedi ve bende
"Bir cümle kuruyorum hepinize birşeyler oluyor garip garip şeyler"dedim ve
"Neyse ben odama çıkıyorum iyi gecelerrr"dedim ve hepsi iyi geceler dedikten sonra odama çıktım hemen arkdan kapım çaldı ve Eren kafadını içeri uzatıp
"Ela herkesle uyudun bir ben kaldım bak sen yanımda yoktun iyi uyuyamıyorumm"dedi kendini acındırarak bende
"Tamam gel bakalım"dedim ve oda yanıma gelip bana sarıldı ve uykuyla uyanıklık arasında
"Ela ...ben ciddiydim ben uzun zamandır uyku problemi çekiyorum .... Ama sen her şekilde insana iyi geliyorsun"dedi ve gözlerini kapattı bende ona sarılıp
"Seninde kokun çok güzel bunu asla uyanıkken söylemem çünkü sonra g@tün kalkar"dedim gülerek ve bende gözlerimi kapattım
***
Evet canlarım bir bölümün daha sonuna geldik sizce nasıldı yorumlarınızı bekliyorum
Ela toprağa tokat atınca hepiniz rahatladınız doğru söyleyin
Peki elanın takma adının artık akrep olmasına ne diyorsunuz
Evet kuzenlerimizin ikisinide kurtardım çünkü eğer içlerinden biri ölseydi kitab8n eğlencesi kalmazdı
Evet benim diyeceklerim bu kadar siz ne diyorsunuz yorumlarda buluşalım
Oy bırakmayı ve yorum yapmayı unutmayın şimdiden teşekkürler 💖
İyi gecelerrrrr🫶🏻
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
64.79k Okunma |
5.99k Oy |
0 Takip |
43 Bölümlü Kitap |