Erenin odasına gelmiştik ve Eren
"Evet seni bekliyorum"dedi bende
"Neyi bekliyorsunuz doktor bey"dedim oda
"Yada dur ben Canerle Kağanıda çağırayım öyle anlatın bakalım"dedi
Şimdi sıçtık
Yaklaşık beş dakika kadar sonra Caner ve Kağan içeri girdi
Ben bunların yüzünü görünce nedense gülesim geliyor
"Evet bir açıklama bekliyorum,hepinizden"dedi eren ellerini masada birleştirerek bende
"Bence Kağan bizim için gerekli açıklamayı yapacaktır"dedim tatlıca gülümseyerek o ise Canere dönüp
"Sen tüm konuya hakim son sen anlat"dedi bende
"Olmaz! O anlatmasın"dedim kağana bakıp kısık sesle
"Şimdi herşeyi anlatır falan ıı"dedim oda
"Vazgeçtim oda olmaz ama Ela anlatabilir"dedi bende derin bir nefes alıp
"Tamam ben anlatırım"dedim ve anlatmaya başladım
"Şimdi biz üçümüz hava almak için dışarıda dolanmaya başladık,sonra beşli bir grup önümüzü kesti ikisi kız üçü erkekti"dedim ve Eren
"Eee"dedi bende
"Ne ee bir beklesen zaten anlatıyorum! Allah Allah neyse işte bize haraç falan kesiyolardı bu iki aptal yani Caner ve Kağan"dedim ikisini göstererek ve
"Çocuklara laf atmaya başladılar hayır yani biz 3 kişiyiz herşeyi geçtim ben ve kavga yan yana bile gelemeyiz çünkü ben elit bir kızım"dedim saçımı savurarak ikiside şaşkınca gözlerini açmış şokla beni dinliyorlardı bende
"İşte bunlar çocuklara laf atınca kavga başladı bu iki hayvan o üçünü döverken ben iki kızla kalmıştım"dedim ve Eren sinirle
"Ulan kızı niye kavganıza karıştırdınız!"dedi ve kağan
"Abi biz ona o kadar git kaç falan dedik ama dinlemedi"dedi bende
"Neyse işte aralarından birinin saçını falan çekerek yere attım ama diğeri fazla güçlüydü bir yumruk atınca dudağım bu hale geldi"dedim ve
"Sonra yerdeki taşı alıp kızın kafasına geçirdim bir baktım bu üç adam bunları yere atmış tekme tokat dalmışlar sonra bende eşeklik yapıp bunları burtarayım diyip elimdeki taşı çocukların birinin başına vurdum oda yere düşerken beni çekti bende elimin üstüne düştüm yerdede bir sürü sivri taş vardı baksana elim ne hale geldi"diyerek elimi ona gösterirken dudağımı büzdüm Erende elimi tutup biraz inceledi ve
"Elin için krem yazarım onu kullanırsın"dedi bende karşımdaki ikiliye döndüm ve
"Hepsi bu salaklar yüzünden!"dedim yapmacık bir sinirle ikisi hala şok olmuş bir şekilde bana bakıyorlardıki ifadelerini düzeltip
"Evet abi öyle oldu"dediler ve Eren bana bakıp
"Tamam Ela sen çık,ben bu ikisiyle biraz konuşucam"diyince ayağa kalktım ama hem Caner hemde Kağan kaşlarını kaldırıp resmen bana gitme diyorlardı ama ben onları takmayarak odadan çıktım ve kapının önünde beklemeye başladım Eren
"Bana bakın bir daha ne olursa olsun kardeşimi bu kavgalarınıza karıştırmayacaksınız!"dedi sinirle
'Anne biz onun abisi değiliz'diyen bir insana göre fazla iddalı konuşuyordu
Kağan ve Caner aynı anda
"Tamam abi bir daha olmaz"dediler sıkkın bir sesteve Eren
"Umarım"dedi ve çıktılar kotidorda yürürken Caner
"Çok iyi sallamadı mı burdan 40 sezonluk dizi çıkardı"dedi ve Kağan
"Cidden birde hiç bozuntuya falanda vermedi sanki herşeyi kafadında planlamış gibiydi"dedi bende
"Önceki ailem sağolsun herkonuda yalan söyleyebiliyorum"dedim ve yönümü değiştirip dışarı çıktım yine aynı banka oturup bu sefer
Geçmişe,geçmişte yaşanan herşeye yaktım bu sigarayı
ve içmeye başladım daha yarılamamıştım ki yanımda bir hareketlilik hissettim ve
"İçmediğini söylemiştin"dedi bana bende
"Gerekince bir tane yakıyorum demiştim"dedim bende yiğide evet bu yanıma gelen yiğitti ve
"Burda tek başına ne yapıyorsun"dedi bende
"Sence"dedim yerdeki sigarayı biraz daha ezerek ve ikimiz aynı anda
"Ela ben özür dilerim"dedi
"Yiğit ben özür dilerim"dedim
ve ona sarıldım am o kollarını bana sarmadı iki elinide başımın üstüne koydu bu hareketinin amacı sırtımdaki yarayı acıtmamaktı
"Biraz saçmaladım gitmeye çalışıyorsun falan dedim işte benim aptallığım"dedim oda
"Hayır senin hatan değil ela sen bana her zaman herşeyi anlatıyorsun ama ben hep kaçıyorum herşeyden"dediğinde ona tekrar sarıldım ve
"Tamam tamam ağlama affettim"dedim şakayla karışık oda
"Yanlız şuan bana sarılan sensin kimin kimi affettiği belli oluyor"dedi bende ayağa kalkıp
"Birdaha sana sarılmayınca görürsün"dedim ve kollarımı göğüsümde birleştirip hastaneye yürümeye başladım
***
Caner ve Kağanın acil işi çıktığı için gitmişlerdi aslında yiğitte sizle gelsin yada bende geleyim diyince kabul etmemişlerdi
Tuğrul piçinden sonra onları tek bırakmak istemiyordum
Erenin kapısını tıklattım ve 'gel' sesi gelince içeri girdim başını dosyalardan kaldırınca beni gördü ilk şaşırsada sonra
"Birşey mi oldu Ela niye geldin"dedi bende
"Gelemez miyim"dedim oda şaşırsada konuşmaya devam etti
"Bilmem sen buralara çok uğramazsın"dedi bende
"Şey diyecektim bugün eve gidecek misin"dedim oda
"Neden"dedi bende
"Bugün başım çok ağrıyor birşey kullanmak istemiyorum sen gideceksen bende gele-"diyecekken sözümü kesti ve
"Başın mı ağrıyor"dedi ve yanıma gelip eğildiğinde elimle başıma masaj yapıyordum ve elimi tutup çekti
"Bekle sana bir ilaç vereyim"dedi bende
"Yok gerek yok bu herzaman oluyor"dedim oda
"Ne demek her zaman oluy-"derken kapısı çaldı ve kızıl saçlı beyaz tenli çok güzel bir kadın girdi içeriye Eren onu görünce resmen gözleri parlamıştı kadın
"Eren bey imzalamanız gereken bazı dosyalar vardı"dedi kadınında gözü parlıyordu ama Erenin benim başımala ilgilenip soru soruyordu bende kadını inceliyordum Eren
"Tamam Derya sen masaya bırak ben birazdan imzalarım"dedi ve isminin derya olduğunu öğrendiğim kadın
"Ben hiç rahatsızlık vermeyeyim siz galiba müsait değilsiniz"dedi sınırlı gözlerle bana bakıyordu çünkü Eren benim önümde diz çökmüş,bir eliyle ellerimi tutuyor bir eliylede kendisi masaj yapıyordu
Derya ayaklarını yere vura vura gelip dosyayı masanın üzerine öyle bir bıraktı ki ben bile korktum amk
Eren deryanın bana baktığını görünce
"Siz tanışmamıştınız değil mi"dedi telaşla ben ayağa kalkıp elimi uzattım
"Ela, memnun oldum"dedim oda hiç istemeyerek elimi sıktı ve
"Derya,bende memnun oldum"dedi ve Eren
"Ela bu Derya asistanım,Derya bu Ela kardeşim"diyince deryanın bakışları o kadar çabuk değişti ki
"Aaa sen o kızmısın"dediğinde Eren kaşlarını hayır anlamında kaldırıp indirdi ve Derya abla
"Ben gideyim artık tekrar memnun oldum,görüşürüz Eren"dedi ve gitti
"Hadi Ela çıkmıyor muyuz"dedi kabanını giyerken bende montumu giydim ve çıktık kapısını kilitledi ve ilerlemeye devam ettik ben
"Siz Derya ablayla sevgilimisiniz"dediğimde önce donup kaldı hemen kendini toparlayıp
"Keşke"dedi iç çekerek hemen sonra
"Yani hayır neden sordun"dedin bende
"Senin ona bakışını yakaladım hadi itiraf et"dediğimde oda
"Çokmu belli oluyor ya"dediğinde kahkaha attım ve
"Nasıl geldi sinirli sinirli o dosyayı masaya fırlattı"diyip gülmeye devam ettim ve Eren
"Ela hep gül tamam mı çünkü gülünce çok güzel oluyorsun"dedi bende tebessüm ederek
"Teşekkür ederim"dedim ve arabaya bindik
***
Eve gelince direkt kendimi odama atıp duş almıştım bu ara derslerimi fazla aksatıyordum elime 'dokuza kadar on' kitabını aldım ve okumaya başladım
Kapım çalınca 'gel' dedim ve içeri Eren girdi ve
"Ela biraz konuşabilir miyiz"dedi bende
"Gel konuşalımda ne hakkında"dedim oda gelip yanıma oturdu ve
"Ela ben nasıl anlatıcağımı bilmiyorum ama ben özür dilerim"dedi ve açıkcası şaşırdım çünkü beklemiyordum,bana
"Lütfen hemen birşey söyleme ve beni kesmeden dinle"dedi ve anlatmaya başladı
"Birgün biz ailecek pikniğe gidecekken buğlem benimde olduğum arabaya binmek istedi hepimiz şaşırmıştık çünkü buğlemle iyi anlaşmazdık ve bindiğinde de hep ön için kavga eden kız bu sefer beni zorla öne bindirmişti o kadar şaşırmıştık ki ilk defa o gün dedim tamam bu kız akıllandı"derin bir nefes alıp devam etti
"Araba ilerlerken buğlem şoförün dikkatini dağıttı ve ağaca çarptık ben önde olduğum için aynı Göktuğ gibi benimde ayaklarım sıkışmıştı ve ambulans gelmişti beni arabadan çıkarana kadar ben dedim ben öldüm hani bundan sonra ben gidicem nasıl yaptılar bilmiyorum ama bir şekilde çıktım ordan sedye ile hastaneye girdiğimizde hastane dolup taşıyordu hiçbir doktor hiçbir şeye yetişemiyordu işte ben o gün kendime söz verdim doktor olacaktım"
"Ve gözümü açtığımda bomboş bir odadaydım ne gelen vardı ne de giden sonra bir doktor geldiğinde annem babam abilerim hepsi içeri girdi ve doktor hayatımı bitiren cümleyi kurdu
Belden altı felç kalmış dedi o günü hala hatırlıyorum"dedi gözünden bir damla yaş düşerken bende
"Anlatmak zor geliyorsa anlatma-"derken eli ile beni durdurdu ve devam etti
"Ben o buğlem denen kız yüzünden 6 ay boyunca yürüyemedim ben 6 ay boyunca tekerlekli sandalyeye mahkum edildim o yüzden ilk geldiğinde seni kabullenmedim"dedi şuan aynı olayın benzerini Göktuğ yaşarken onu çok iyi anlıyordum ve ona sarıldım oda bana sarılınca dişlerimi sıktım çünkü eli tamda sırtımda taşın çizdiği yerdeydi ondan ayrıldım ve
"Evet kötü şeyler yaşamışsın anlıyorum ama en azından senin o zamanlar yanında duran yanında olan bir ailen vardı"dedim oda
"Ne yani senin ail-"derken onu böldüm ve
"Yemeğe geç kalmayalım hadii"dedim ve merdivenlerden inmeye başladık inerken bende onunla derya hakkında konuşup gülüyordum ve bir ses geldi
"Benim gördüğümü sizde görüyormusunuz"dedi buraktı bu ve biz yemek salonuna gelmiştik değil mi Ereni itip
"Ne konuşkansın ya git yemeğini ye"dedim ve efe
"Eren abime konuşkan dedi"diyerek baktı herkese bende
"Sanki hiç konuşmuyormu"dedim yerime otururken barış
"Evet konuşmuyor"demiştiki murat bey
"Kızım dudağına ne oldu"dediğinde Erene bakıp
"Birşey değil sadece küçük bir kaza"dedim ve Eren gülerek
"Bu kız benim sinirlerine oynuyor"dedi ve
"Küçük bir kaza mı"dedi sinirle bende
"Abartmasanmı Eren hani ilk başlarda bıçakladığım zamanlarda vardı ya"dedim oda
"Ay tamam sus hatırlatma"dedi bende üç beş birşey yiyince doymuştum ve tabağımı öne itip
"Ben doydum size afiy-"derken Nur hanım
"Kızım birşey yemedin ki"dedi bende
"Ben zaten hastanedeykende yemiştim yokum"dedim ve Eren ağzı doluyken
"Yalan söylüyor hastanede de hiç yemezdi"dediğinde bende
"Ben yerdimde sen görmezdin"dedim ve telefonum çaldı tabikidee
'Yiğidommmm🫶🏻😻❤️🔥😘💖'arıyordu ve telefona bakıp gülümseyince Eren
"Kesin yiğit arıyordur ondan böyle gülüyor"dedi bende
"Sanane be!"dedim ve
"Size afiyet olsun,sana değil"dedim Erene bakarken Eren yalandan öksürüp
"Bak öyle dedin diye boğazımda kaldı"dedi bende bilerek çıkmadan önce telefona cevap verdim ve
"Efendim canımmm"diyerek odadan çıktım ve oda
"Napıyorsunuz küçük hanım"dedi bende
"Valla yeni yemek yedim sen"dedim oda
"Bende işte bu Göktuğ ayısıyla uğraşıyorum"dedikten sonra arkadan bir ses geldi
'sen kime ayı diyorsun it' diyince gülmeye başladım ve yiğit
"Ahh! Abicim şiddete ne gerek var ya"dedi ve
"Ela sabahtandır tutturdu yok ben Elayla konuşucam yok bilmem Elayı özledim"dedi ve nerdeyse tüm herkes salona gelmişti bende konuşmaya o kadar dalmıştımki farketmemiştim
"Yaa telefonu ona versene"dediğimde Göktuğun sesi geldi
"Elam napıyorsun"dedi bende
"Oturuyorum Göktuğum senn"dedim oda
"Napayım işte yatıyorum sanki istesem başka birşey yapabilirim"dedi bende yüzümü asıp
"Ya neden öyle diyorsun zamanla olacak herşey zamanla iyileşeceksin benimde moralime sıçtığın için teşekkür ederim"dedim ve
"Neyse görüşürüz çok çok öpüyorum ikinizide iyi gece-"derken Göktuğ
"Sadece benimi öpüyorsun bende seni bu evet ya yiğit kim tanımıyorum iyi geceler"dedi ve kapattı abi kardeş ayrı dertler ya,bir anda tüm abi kardeş herkesi burda görünce şaşırdım ve Eren
"Sen zaten anca o yiğit ve Göktuğla konuş"dedi bende
"Başka ne yapacaktım bunlarlamı konuşayım"dedim Burak Fırat ve Efeyi göstererek oda kendini gösterip
"Benimle konuş Barış abimle konuş"dedi bende
"Ben zaten hem Barışım hem senle konuşuyorum"dedim Barışım dediğim için hepsi şaşırmıştı bende
"Neyse ben gideyim yarın biliyorsun Göktuğum taburcu oluyor"dedim Erene bakıp ve çıkmadan
"İyi geceler"dedim ve çıkıp odama girdim
Tam hazırlanmış yatağa girecekken kapım çaldı ve içeri Efe girdi
"Şey Ela müsait misin"dedi bende
"Gelmek için akşam olmasını mı bekledin"dedim oda
"Kusura bakma"dedi tam gidecekken ben
"Gel gel ne oldu"dedim oda
"Şey Ela dışarıda yağmur yağıyor ve şimşek çakıyor ya"dedi bende
"Evet ne olmuş"dedim oda
"Şey ben şey diyecektim seninle yatabilir miyim"dedi şaşkınlıkla gözlerimi açtım ve işaret parmağımla kendimi gösterdim
"Benimle"dedim oda
"Evet ama istemiyorsan gidebilirim"dedi ve konuşmaya başladı
"Ela aslında benim buraya gelme amacım o değildi ben buraya senden özür dilemeye geldim"dedi ve konuşmaya başladı
"Birgün ben ve buğlem markete gittik bana en sevdiğim çikolatadan almıştı hemde bir paket beni gönderdi ve ödemeyi yapıp geleceğini söyledi bende dışarıda onu beklemeye başladım gelince elinde birtane varfı sanki özellikle onu sevçmiş gibiydi ve ben onu açıp yedim eve gidene kadar bitirmiştim ve eve gelince Eren abim bbende birşey olduğunu fark etmiş hastaneye gittik
Zehirlenmiştim."dedi bu olayın benzerini yaşadığım için onuda anlıyordum
Ben herkesi anlıyordum da beni kim anlıyordu...
Evet onda sarıldım onuda affettim ve ona
"O kız neden size bunları yapıyordu"dedim oda
"Ne olucak şımarıktı hergün eve başka bir erkekle geliyordu"dedi ikimizde uzanırken o
"Abla kokun insanı rahatlatıyor"diyerek bana sarılıp yatmaya başladı
Abla mı?
Neden mi hepsini affediyorum çünkü doğum günüme çok az kalmıştı bir iki hafta sonra doğum günümdü bunun için sevinemiyordum bile çünkü ben artık gitmek istediğimden bile emin değildim
***
"Oha ama ya bu kız bir Barış abimle yattı şimdi efeyle yatmıs bir benle yatmadı"dedi Eren ve Fırat
"Efeyide kendi tarafına çekmiş"dedi ve Nur hanım
"Ayy kızım herkesle arasını düzeltiyo ya daha ne olsun"dedi ve biri yanımdaki kişiyi çekmeye çalışınca o bana daha fazla sarıldı ve Barış
"Efe bak Burak senin koleksiyonundaki önemli parçaları almış"dedi yanımdakini kaldırmak için ve Eren
"Çocuk bizim ailedeki en değerli parçayı almış sen hala konuşuyorsun!"dediğinde gözlerimi açtım ve
"Ne bu sabah sabah bağırıyorsunuz"diyince Eren aklına birşey gelmiş gibi
"Ela sen bu gün Göktuğun yanına gitmeyecekmiydin nede olsa taburcu oluyor"dedi bende
"Evet saat kaç"dedim oda
"12.30"dedi şuan yemek yeme saatiydi o zaman hepsinin benim odamda ne işi vardı şimdi madem Eren beni Göktuğdan vurmaya çalışıyor bende ona ne yapacağımı bilirim
Efenin yanağını öptüm ve
"Günaydınn"dedim çom tatlı bir sesle hepsi şok olurken Efede kalkıp
"Doğdu günesim"dedi bende
"Hadi yemeğe koş geliyorum"dedim oda
"Tamam ablamm"dedi herkes şok üstüne şok yaşarken bende diğerlerine bakıp
"Evet odamdan ne zaman çıkmayı düşünüyorsunuz"dedim ve hepsi bir anda dışarı çıkınca rahat bir nefes alıp elimi yüzümü yıkadım tam odamdan çıkmıştımki alt kattan sesler geliyordu yavaşca aşşağı inince Eren ve Barış Efeyi tutmuş hesap soruyorlardı arkalarından sesizce gelip öksürünce
"Hayırdır gençler"dedim ve eren
"Kızım ödümü kopardın o ne öyle cin gibi gelinir mi"dediğinde
"Sensin be cin!,ayrıca ne yapıyorsunuz kardeşimle"dedim ve Barış
"Hiç öyle abi kardeş konuşuyorduk"dedi bende
"O konuşmanıza sonra devam edersiniz"diyip Efeyi aralarından çektim ve
"Sen neden bu kaadr uzunsun"dedim ve Eren
"Ben ondanda uzunum"dedi barışta onun kafasına vurup
"Bende senden daha uzunum salak"dediğinde bir kahkaha attım ve
"Kendi kardeşinizide kıskanmazsınız bee"dedim ve yemek salonuna giridk herkes yerine oturunca yemek yemeye başladık ve Efe
"Abla bana o ekmeği uzatırmısın"dedi bende
"Tabi ablacı-"derken barış uzattı ve
"Al"diyerek resmen önüne attı bende
"Barışcığım karşında çocuk var ona göre davr-"derken telefonum çaldı bakınca bilinmeyen bir numaraydı malesef ki merakıma yenik düşüp açtım ve
"Bakıyorum ailene alışmışsın defnecik"diyince sinirle
"Kes sesini!"dediğimde herkes bana bakıyordu ben ise çoktan ayaklanmıştım ve
"Aaa birkaç gün sonra onlarda gidicekti değilmi"dedi bende
"Sanane lan seni ilgilendirirmi!"dedim oda
"Yok ilgilendirmez ama onlara çok bağlanma sonra onlarda gider sen dayanamazsın"dediğinde montumu giyiyordum birtane ayakkabılığa geçirip
"Şerefsiz senin ecdadını.... Bekle sen at lan konumunu piç!"dedim sinirle diğer herkes arkamdayken ben evden çıktım barış eren efe ve diğerleri arkamdan ne kaadr bağırsalarda motoruma binip sürmeye başladım ve telefondaki kişi yani orosbuçocuğu Tuğrul konuşmaya devam etti
"Aaa birde şey vardı değil mi yıllar sonra geri kavuşan aşıklarr"dedi bende
"Konumu atmadığını görüyorum Tuğrul ne o korkuyormusun,kıyamam"dedim ve oda
"Tamam atıcam ama tek geliceksin"dedi bende
"Evet evet at gelicem"dedim ve telefonu kapatıp yiğiti aradım
"Efendim can-"derken ben
"Yiğit Tuğrul piçi aradı saçma sapan şeyler söyledi"dediğimde yiğit
"Tamam o konumu banada at ve sakın bende önce gitme oraya!"dedi bende
"Tamam .... Parkının önündeyim çabuk ol
15 dakika sonra
Yiğit gelmişti ve yanında da bir bana bir kendine silah getirmişti bende
"Kimden aldın"dedim oda
"Kerem abi vermişti lazım olur diye"dedi ve ikimizde motorunuzu sürmeye başladık
Yarım saat sonra atılan konuma gelmiştik ve tabikide Tuğrul tek değildi en az 10 15 tane adam vardı ve konuştu
"Tek geleceğini söylemiştin"dediğinde bende
"Sen ne zamanki tek gelirsin ben o zaman tek gelirim"dedim oda
"Def-"derken öyle bir bağırdım ki adamları bile silah doğrultular
"BİR DAHA AĞZINA O İSMİ ALIRSAN SENİ GEBERTİRİM"dedim oda
"Tamam Ela sakin ol yada gece mi diyeyim karayel mi yani her yerde farklı bir isim kullandığından insanın aklı şaşırıyor"dedi bende onu taklit ederek
"Peki sana ne demeliyiz piç, orosbuçocuğu,şerefsiz yada kahve e senin birçok ismin olduğu için insan şaşırıyor"dediğimde sinirlendi yüzü resmen mosmor olmuştu ki yiğit
"Noldu pek bir keyfin yok düşlediğin gibi olmadımı,yakıştı ama sana mor renk çok gelen yerimi doldurmadımı"diyince gülmeye başladım ve onun karşısına geçip
"Bana bak Tuğrul seni son kez uyarıyorum yanımdakilere,aileme veya yakınımdan olan birine bir zarar gelirse o zararın iki katını san veririm ha bu arada,"diyerek telefonumu çıkardım madem o Göktuğa zarar vermişti buju ödemeliydi ama bir başkasının canı ile değil kendi canıyla ödeyecekti
Telefonumdaki videoyu açtım ve ona gözterdim bazı tuttuğum adamlar onun kız kardeşinin uzaktan videosunu çekmişlerdi ve ona gösterdim
"Bu senin isveçteki kız kardeşindi değilmi hımm neydi adıı"derken yiğit
"Rümeysa..."dedi bende
"Hıh Rümeysa"dedim ve
"Cana karşılık can Tuğrul sen benim abime kaza yaptırırsın ben senin kardeşine"dediğimde dahada sinirlendi ve
"Ona birşey olursa seni bu dünyadan dilerim!"dediğinde telefonu cebime koydum ve yiğit
"Denesene"dedi bende
"Bak Tuğrul sen ve adamların,biz ikimiz yinede kazanma şansın yok şimdi bence gidip kardeşin için gerekli önlemleri al çünkü sen nasıl benim yanımdakileri tehtid ediyorsun,ben senin yanındakilerin gölgesi olurum ona göre"dedim ve motorumuza binip geri döndük
***
3 gün sonra
Evet Göktuğ taburcu olmuştu ve ben o günden sonra 3gün eve gitmemiştim
Şimdi kimseye hesap verecek durumda değildima
Ve bilin bakalım 5 gün sonra kimin doğum günü evet 5 gün sonra doğum günümdü ve ben hiç memnun değildim neden bilmiyorum
Yada biliyorum hem evden gidecektim hemde onlar geliyordu
Evet evden gidecektim ama hala tam karar vermemiştim çünkü fazlaca ikilemde kalıyordum
Bugün akşam eve gitmem gerekiyordu eşyalarımı toplamalıydım ayrıca o Tuğrul malındanda kurtulmuş bu 3 günde,inşalla birdahada gelmez
Eve gelince Nur hanım
"Kızım neredeydin sen"dedi bende
"Eren biliyor göktuğun yanındaydım"dedim ve odama girmeden ve Eren geldi ve bana sarıldı bir anda
"Ahh!"dedim bu çocuk neden hep yaranın olduğu yeri tutuyor oda
"Ne oldu birşey mi oldu benmi birşey yaptım"dedi bende
"Yok birşey ayağımı burkmuştum üzerine basınca şey oldu"dedim oda beni kucağına aldı ve yatağıma oturttu ayağıma bakarken ben
"Eren abartma birşeyim yok hadi işim var benim"diyerek zar zor onu dısarı çıkarttım ve odaya girip üstümü değiştirdim üzerime uzun kollu bir krop altımada bol bir eşofman giydim ve aşşağıya indim herkes salonda otururken ben içeri girdim girmemle Efenin bana sarılması bir oldu şaşkınca ona bakarken o
"Abla neredeydin seni çok merak ettim"dedi o ağlıyormuydu
"Şşt Efe birşey olmadı bak ben burdayım"dedim ve efe
"Birdaha gitme abla"dedi onlarda biliyordu değilmi gideceğimi Barış yanıma geldi ve
"Ela iyimisin"dedi bende
"İyiyim iyim"dedim ve yemek salonuna geçtik ilk defa herkes yemek yerken çok sessizdi ve bilin bakalım kimin telefonu çalıyor tabikide benim herkesin bakışı bana dönerken bu sefer telefonu masadayken açtım çünkü Canerdi
"Alo efendim"dedim ve Caner
"Sesin neden öyle geliyor iyimisin"dedi bende
"Evet iyimi siz"dedim sabahtandır boş boşuna yemekle oynuyordum ki barış
"Oynamak yerine yemeyi tercih etmelisin"dedi bende hayır anlamında basımı salladım ve Kağan
"Ela bugün müsait misin"dedi bende
"Sayılır neden benimi özlediniz"dediğimde abi tayfasının bakışları hepsi bana dönünce onları takmamaya çalıştım ve Caner
"Çok çok nerelerdesin sen"dedi bende
"Sadece 3 gün yanınıza gelmedim daha dün telefondan beni görüntülü aradınız ya"dedim Kağan
"Sus salak kız gelmekten vazgeçecek"diyince gülmeye başladım ve
"Ya tamam kapatın geliyorum ama bir şartla"dedim Kağan
"Tamam gel"derken Caner
"Şartına bağlı"dedi ve gülerek telefonu kapattım ve Eren
"Kimdi seni bu kadar güldüren"dediğinde tatlı bir sesle konuştum
"Sanane"dedim gülümseyerek ve Efe ile Barış aynı anda gülerken Eren
"Bu ikisine gelince canım cicim bana gelince sanane aşk olsun Ela alındım gücendim"dediğinde bende
"İnsan sevdiklerine takılırmış"dediğimde Eren önce şaşırsad sonra gülerek
"Yani en sevdiğin benim"dediğinde ben
"Öyle birşey demedim"dedim ve barışa bakıp
"Kim ne derse desin burda en sevdiğim kişi sensin"çok isterdim abi demeyi ama gidiceksem onları kendime bağlamamalıydım
***
Evet bir bölümün daha sonuna geldik canlarım bu benim yazdığım en uzun bölüm 3307 kelime artık size böyle uzun uzun yazıl atıcam
Peki Elanın düşüncesi hakkında ne düşünüyorsunuz yorumlarınızı bekliyorum
Oy bırakmayı unutmayın şimdiden teşekkürler 💖
Bölümde beğenmediğiniz yer
varsa buraya yazın düzeltirim ;)
İyi gecelerrr💖 🫶🏻
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
64.79k Okunma |
5.99k Oy |
0 Takip |
43 Bölümlü Kitap |