Holding'den çıkınca Bora'yla beraber timin kaldığı eve gelmiştik
Tufan abicim bana bahçeye güzel bir hamak kurmuştu
Yavaş yavaş gözüme giriyordu
Her neyse akşama kadar Mehmet abi ben ve Bora dedikodu yapmıştık
Akşam olmaya başlarken abimler ve üçüzlerde gelmişti
Kimse onların Alihan abimin timi olduğunu bilmiyordu. Hepsi Alihan abimin arkadaşları sanıyordu
Bulut abim ve Alihan abim sadece yoktu geri kalan herkes burada idi
Serpil abla ise bilgisayarı açmıştı
Yakında Bulut abimle sevgilisinin yemeğini izleyeceğiz
Havuz başında çok güzel bir yemekti
Ben ise Bora ile onların arasından ayrıldık
Abim sadece havuza düşecek olsaydı yanına gitmezdim ama sevgilisinin pisliğini göreceği için yanında olmak istiyordum
Vuslat abim hala Nesrin'in yaptığına üzülüyordu bunu biliyorum konun açılmasını bile istemiyordu
Biraz zaman vermiştim ama Bulut abim onun kadar sakin yada kendi başına çözemezdi
Ne kadar ona sinirli ve kırgın olsam bile abimi o şekilde bırakmadım
Bora motor ile beni bırakıp geri gitmişti
Restorantın balkonunda havuzun yanında güzel bir yemek hazırdı
Havuzun içinde olanlar gözükmüyordu çünkü üzerine cam bir tabaka çekilmişti
Böyle yerlerde istedikleri zaman havuzun üzerini kapatıp orayı da kullanılabilir hale getirlerdi
Ben onları uzaktan izliyordum
Abimin gözlerindeki sevgiyi çok net görüyorum
Abini çok üzeceksin
Biliyorum ama susamam o kadın abimi hak etmiyor
Ona aşk ne kadar üzülecek biliyorsun hadi son ver bunlara
Hayır! Kandırılmasına izin vermeyeceğim!
Abimizin yanında ol onu bilerek üzüyorsun hani kimseyi bilerek üzmeyecektik
Onun yanından olacağım ! Bunu bilerek üzmek zorundayım
Özür dilerim abi ama gerçekleri bilmen lazım
Yemek çok güzel geçmişti abim çok mutluydu
Onu ne kadar yıkacağımı biliyorum
Tahmin ettiğim gibi Ezgi hesabı ödememek için bir bahane bulup hemen ayrıldı abim masadan kalkıp havuzun üzerindeki camda yürümeye başladı
Tam o an mekanizma çalıştı ve abim buz , Pirana ve akrep dolu olan havuza düştü
Akrepler zehirli değildi ama onu sokacaktı
Dondurdun be adamı!
Sana ne lan! Bu bana dediklerinin bedeli
Abim suya düşmesi ile önce şaşkın kaldığına eminim sonra sokulması ve ısırılması ile yüzeye çıkmış çığlık atarak hızla havuzdan çıktı. Üzerindeki akrep ve Pirana'ları sinirle atıyordu buzların kıyafetinden içeriye girdiğine eminim tir tır titriyordu üşüyordu
Abim hala üzerindeki hayvanları atar iken havuza arkası dönüktü sudan atlayan bir Pirana poposunu ısırdı
Gülmemek için kendimi sıkıyordum ama abim çoktan çığlık atarak onu alıp suya atmıştı
Bulut abim sinirli ve öfkeli bir şekilde hızla içeriye doğru gelirken duvara yansıtılan video ile kala kaldı
Şokla bakıyordu. Gözlerinde yıkımı adım adım gördüm
O çok üzüldü
Üzüldü evet
Abime doğru yürüdüm beni fark etmedi bile hala şaşkınca videoya bakıyordu
Üşümemesi restoranta önceden gelen battaniyeyi alıp abimin üzerine koydum
Gözleri bana değdi
Bulut " I…ışıl" dedi ağlamaklı bir şekilde
Bana bir şey demesine gerek yoktu onu anlıyorum acı çekiyordu
" Sarıl abi ihtiyacın var" dedim
Abim onca olan şeyleri unutmuş sadece kalbinin acısını hissediyordu
Hayat böyle kalpteki acıları daha derin hissedir iken bedendeki acıları unutuyoruz zamanla
Ama kalpte öyle bir acı kalır ki sadece zamanla o acıyla yaşamayı öğreniyoruz o hiç geçmiyordu
Abim bana sarılıp kafasını omzuma koydu ağlamaya başladı
En güçsüz ve en zayıf anıydı
Bulut " I ışıl" dedi hıçkırıkları arasından
Konuşacak hali yoktu biliyorum abime daha sıkı sarılıp saçlarını okşadım
" Konuşmana gerek yok abi " dedim
Bazen bağıra çağıra içimizi dökmek konuşmak isteriz
Bazen ise sessizce ağlayıp susmak
Aslında susmuyoruz sadece göz yaşlarımızın konuşmasına izin veriyoruz
Abim hıçkıra hıçkıra ağladı ne kadar öyle kaldık bilmiyorum ama abimden ayrılmadan yeriye doğru gidip bir kolonun dibine oturduk
Bulut " Işıl neden bana bunu yaptı ben onu çok seviyordum"
" Abi düşünme unutalım ben sana daha güzelini ve daha iyisini bulurum onun için ağlamaya değmez" abim bana daha sıkı sarıldı
Bulut " Sabah dediklerim için özür dilerim beni affediyor musun?"
" Havuza düşerek cezanı verdim zaten affedildin" hızla benden ayrılıp bana baktı
Bulut " Her şeyi sen yap…" sözünü kestim
" Sabah söylediklerim sadece ilk görüş açımdı biliyorum ileri gittim ama bilmiyorum o kızı hiç sevmedim sonra holding'de yakaladım tesadüfen sana bu gece sadece ceza verecektim gerçekleri de bilmen gerektiği için gördün " dedim suçlulukla
Şu an üzgün olmasının tek sebebi ben değildim ama yine de ne bileyim abimi böyle görmek beni de üzüyordu
Bulut " Güzel ders verdin kardeşim " diyip acıyla gülümsedi
O sırada diğer de geldi
Anıl " Ah be Işıl bu salak şokta ondan bu halde peki ya sen hasta olacaksınız"
Alp " Bulut abi su nasıldı? Popon da gitti tüh ya " diye dalga geçti
Şu an herkes Bulut abim biraz neşelensin diye saçmalıyordu
Alpaslan" Bulut abi sen niye yerdesin bulutlar gökyüzünde olması lazım "
Vuslat" İkiz bir daha birsene havuza sana iyi gelir soğuk su kendine getirir seni "
Vefa " Abi saçındaki akrep mi?" Diye sordu dalga geçerek
Saçında bir şey yoktu abimde bunu biliyordu
Murat" İkinizde havale geçirmeden kalkın gidelim "
Bulut Abim hepsine ' sizden bir bok olmaz ' bakışı attı
Sonra ayağa kalkıp havuzun biraz önünde dizilere baktı
Gözündeki o sinsiliği görmem ile ayağa kalktım
Bulut abim belindeki silahı çıkarıp onlara doğrulttu hepsi şokla ver korkuyla geriye doğru gittiler
Arkadaki havuzu hepsi unutmuş gibiydi
Abin bir taşla 6 kuş vuruyor
Aynen bana da keyifle izlemek düşüyordu
Bulut abim bir kez ateş edip Vuslat abinin ayaklarının dibine sıktı hepsi korkuyla gerilemesi ile havuza düşmeleri bir oldu
Ben bu aileye geldiğimden beri anladığım tek şey herkesin benim gibi deli olduğu idi
Genetik olduğu belliydi
Kanımız da delilik vardı
Suya düşünler hızla sudan çıkmıştı
Üzerleri Pirana ve akrep doluydu hepsi çığlık bile atmıştı
Bu gece akrep ve Pirana'lar ziyafet çekti
Bu Pirana'ların tek amacı popo yemek mi? Şu an hepsinin poposunda en az bir tane vardı
Alp'in de iki tane vardı
Anıl ve Alpaslan'ın da ise üç tane vardı
Ben gülerek iken Bulut abim kahkaha atarak yerde yatıyordu
Adamın sinir sistemi çöktü
Deliler kulübüne hoşgeldin Bulut abicim
Alihan nerede?
He lan benim abiş nerede?
Bana haberde vermedi geç gelecekti ama hala yoktu!
Neyse sabah sorguya çekerim
Gülmem durmuştu şu an herkes söyleniyordu ve hepsi tir tir titriyordu
Bana bakan Alp'ın yüzündeki o keyif ifadesiyle bana gelmeye başlamasının ne anlama geldiğini anlamıştım
Kaç! Pirana'ların yemi olacağız!
Tabana kuvvet!
Üzerim diğerleri kadar yaş olmasa bile yaştı. Ben hızla koşmaya başlamam ile Alp arkamdan bağırdı
Alp " Işıl gel buraya! Popom gitti lan !" Diye sinirle bağırdı
Yutkunup daha hızlı koşmaya başladım şu an balkonda tur atıyorduk
Ve bilin bakalım kim ihanete uğradı
Evet doğru cevap!
Tâbiki de Ben!
Abiler ve üçüzlerim bana karşı savaş açmıştı
Beni onlar yakalamadan bu binadan kaçmam lazım
Birden önüme çıkan Anıl abimin bacakları arasından yuvarlanıp hızla ayağa kalkıp koşmaya devam ettim
Kurtlar geliyor daha hızlı
Kendimi kurtlardan kaçan yavru bir ceylanmış gibi hissediyorum!
Lânet olsun!
Birden önüme Vefa abicim çıktı
Abicim adın gibi vefalı ol ama…
Gülümseyip bana doğru gelen abim ile ofladım
Arkamdaki adım seslerine bakılırsa köşeye sıkıştım
Alp " Sonunda be bu hız ne ?" Diye söylendi
Bir tarafımda havuz diğer üç yanımda ise abimler vardı
Ben bittim galiba!
Ne yapacağım ben şimdi?
Ben kara kara kaçış yolu ararken Serpil ablacım imdadıma yetişti
Daha doğrusu havuzun mekanizması çalıştırıp cam bölme ile kapattı zaferle gülümsedim
Ama abimlerin öfkeli bakışı ile hızla havuzun cam bölümünden koştum
Suya düşme sesi ile arkama baktım
Benim peşimden gelen abimler son anda havuzu boylamıştı
Serpil abla seni çok seviyorum!
Pirana'ların yemeği oldu hepsi
Ben gülme krizine girmeden bu fırsatı değerlendirip kaçtım
Restorantan çıkınca Bora'yı görmem ile hemen motora atladım
Bora bende daha çok gülüyordu onlar aklımıza geldikçe gülüyoruz
Tüm kayıtlar Serpil ablamda olduğu için yarın kahvaltıda babama şaheseri mi göstereceğim!
Bu gece eve gitmem riskli idi annemi arayıp Bora'larda kalacağımı söyledim
Bora'nın ailesi ile sürekli iyi anlaşırdım İkiz gibi büyümüştük
Bora benle uyumayı severdi küçükken kaybettiği kız kardeşi gibi gördü beni
Vallaha yalan yok bende özledim onunla uyumayı
Bora'nın kıyafetoerinden giyip hemen yatağa girdim Bora ise babasıyla konuşuyordu
Nedenini bilmiyorum ama Bora'nın babası hiç bir zaman beni sevmezdi
Bora benden önce akıllı uslu bir çocukmuş benim yüzümden sürekli böyle imiş
Yalana bak ya Bora benle tanışmadan önce tamam 12 kez komşuların camını kırmış
Hatta buraya taşınmadan önce merdivenlerden aşağıya kendisine zorbalık yapan çocuğu itmesi yüzünden gelmişler
Bora hem deli doluydu sadece benle daha düzgündü
Ben nerede ne yapacağımıza karar verirdim aniden yapılan herşey başa bela açardı
Mesela parkta Bora ile dalga geçen kızın saçını başını yolmak istemiştim ama sonra küçük bir oyun oynayıp onu inek pisliklerinin içine düşmesini sağladık
İntikam soğuk yenen bir yemektir lafı gerçekten de öyle
Bu Bora nerede kaldı? Yorgunlukla gözlerim kapandı
Uykuya dalmıştım. Kapı sesi duydum ama gözlerimi açmadım hala çok uykum var bir süre sonra yanımda ağırlık hissettim
Bora'nın zeytin kokusu gelmesi ile bana sıkıca sarılan kollarla beraber huzurla uyudum
° Araf Solmaz °
İşlerimi bitirmiştim. Işıl ile konuşmam lazım iken aptal adamların beceriksizlikleri ile Bursa'ya gelmek zorunda kalmıştım
Benim işler böyleydi en ufak sorunda şehir değiştirmem gerekiyordu
Ne kadar istemesem bile yapmak zorundayım
Işıl'dan uzak oldukça nefes alamıyorum gibi oluyordu sürekli onun için endişeliyordum
Şu hayatta tek güvendiğim kişi Baran'dı bu yüzden ben şehirde olmadığım her an Işıl'ı uzaktan koruyordu
En ufak sorundan bana haber veriyordu
Baran'a ne kadar güvensem bile onu da öldüre bilirdim
Ama bu biraz zordu Baran 'ın bana çok iyiliği olmuştu her hatasını affede bilirim canımı bile alıyor olsa sesim çıkmaz ama Işıl'a karşı en ufak yanlışın da dünyayı başına yıkardım
Baran Işıl'a yan gözle bile bakmazdı bu yüzden rahattım. Işıl'ı sadece ona emanet edebilirim
Şehre yaklaştıkça heyecanım artıyordu Işıl beni affetmese bile bilmesi iyi olmuştu
İstediğim zaman sarılırım bir şey demesine de müsade etmezdim
Zaten öğrendiğime göre dün gece baya eğlenmişti güzelim şu an okulda olmalıydı
Bir andan önümü kesen araba ile son anda fren yaptım
Siktir pusu kurmuşlar!
Hemen eğilip kurşun yağmurundan kurtuldum
Ama kırılan camlar üzerime gelmişti sorun değildi
Torpidodan silahı aldım
Bende ateş etmeye başladım. Bir yandan da Baran'a mesaj atıp gelmesini söyledim
Kısa süre sonra polis sirenleri bile gelmişti
Lanet adamlar yine de geri çekilmeyip ateş ediyordu
Azrail dilerdi lakabımı duyanlar tir tır titrierdi
Araf Solmaz olarak ise sadece genç ve ünlü bir iş adamı idi
Çok masum sanırlardı beni ama hiç masum değilim
Bir süre sonra ise silah sesleri kesilmişti kafamı kaldırıp baktım
Polisler herşeyi halletmişti
Arabadan çıktım
…
Karakoldaki işlerim bitmişti karakoldan çıkıp Baran'ın getirdiği arabanın arkasına bindim
Baran " Araf iyisin dimi?"
" İyiyim Baran ama çok tuhaf beni öldürmek isteseler böyle olmazdı"
Baran " Araf gözünü korkutmaya çalışıyorlar yani ben öyle düşünüyorum ihaleye girme diye yapıyorlar"
" Haklısın. Işıl nasıl?" Diye sordum
Baran " Yenge gayet iyi Araf dün geceyi görmen lazımdı vallaha ben bile korktum Araf bu kız seni öldürür haberin olsun "dedi gülerek
" Onun için ölüyorum zaten " diye cevapladım
Baran aynadan bana bakıp geri önüne baktı
Baran " Kara sevda dedikleri bu galiba " dedi alayla
Baran benden üç yaş büyüktü bana abi demesini istemiyordum yada efendim gibi şeyler desin istemiyorum
" Bence bu kız beni gördüğü gün büyü yaptı "
Baran kahkaha atarken ben camdan dışarıya baktım
İçimde bilmediğim bir sıkıntı vardı.
Işıl'ı görmek istiyordum onu özlemiştim. İçimdeki bu tuhaf rahatsızlık geçmiyordu
Telefonu çıkarıp Bulut'u aradım
İkinci çalışta açtı
Bulut " Araf önemli değilse sonra konuşalım mı?" Dedi telaşlı bir şekilde
" Bulut iyi misin bir sorun mu var?"
Bulut" Işıl'a ulaşamıyoruz Bora'ya da kaç saattir hala yollar Bora'nın ailesi de hala eve gelmediklerini söyledi "
Saat 23.52 idi bu saatte kadar haber verirdi Işıl
" Ne zamandan beri kayıplar?" Diye sordum
Bulut" Okuldan sonra haber alamadık en son Alp'e Bora'yla takılacaklarını yazmış "
" Tamam bende sahile filan bakacağım "
Bulut" Her yere baktık yoklar " dedi endişe dolu bir sesle
" Onu bulacağım " dedim kesin bir şekilde telefonu kapattıp Baran'a baktım
Baran " Sorun ne Araf?"
" Şu saldırının amacı dikkat dağıtmak içinmiş Işıl'ı kaçırmışlar "
Baran" Merak etme onu bulacağız "
Direk eve gelmiştim. Önce bana haber gelmesi lazımdı yoksa ona ulaşamazdık
Saatler akıp giderken Baran bir çok yer bulmuştu sabaha kadar depodan depoya gitmiştim ama hala bulamıyordum
Her şeyi yıkıp geçmek istiyorum
Işıl'ı bulmak istiyorum
Lanet olsun sadece 12 saat oldu ve ben kafayı yemek üzereyim
Her yere dikkatle bakıyordum. Ama bulamıyorum
Nerdesin? Bu pislik bunları nereye sakladı!
Hepsinin canını alacağım eğer Işıl'ın kılına bile zarar geldiyse kökünü kurutmazsam bana da Azrail demesinler!
Ne olursa olsun Işıl'ı bulacağım!
Çalan telefonum ile hemen açtım
Baran " Araf yerlerini buldum"
" Nerede?"
Baran " Suriye'deler"
" Ne!? Lanet olsun Kafet'in elinde deme?"
Baran "Mağlesef"
" O piçi öldüreceğim! Benim olana elini uzatmak ne demek göstereceğim!"
Baran " Anlaşma yapmak istiyor "
" O pislikle anlaşma yapmam!"
Baran " Araf Işıl'ın canı için yapmak zorundayız "
" Lanet olsun kılına zarar gelsin o zaman Kafet'i öldürürüm!"
Baran" Ben haber vereceğim " diyip kapattı
Sinirden delimek üzereyim! Lânet olsun benim miniğim baş düşmanımın elinde idi!
Ne olursa olsun seni alacağım Işıl
Bölüm Sonu
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
64.95k Okunma |
4.42k Oy |
0 Takip |
54 Bölümlü Kitap |