Kapı çalındı Şermin gergin bir şekilde üzerini düzeltirken kapıya doğru yürüyordu
Kapıyı açmasıyla dünkü adamı ve yanında bir kaç adamla birlikte gördüm
Ailesi olmadığı için komutanı ile beraber geldiğini biliyorum ailesinden sadece bir üvey kız kardeşi kaldığını biliyorum
Üvey kız kardeşi burada olmadığı için gelememiş
Şermin herkese selam verirken herkesle beraber içeriye geçtim
Şermin ve Sami kapıda tek kalmıştı Araf'ın yanına otururken gelen adamlara öfkeyle ve nefretle bakıyordu
Araf'ın elini tutup hafif sıkmamla bakışları bana döndü gözlerindeki öfke hemen yok olmuş hanımcık olmuştu
" Biraz insan gibi bak şunlara" dedim kısık sesle söylenerek aynı zamanda gülümseyerek adamlara bakıyordum
O sırada içeriye Şermin ve Sami gelmişti
Ortamda sohbet başlarken Şermin mutfağa gitti ben ise Araf'ını sakin tutmak için yanında durdum
Soğuk şekilde sorulara cevap veriyordu
Sami " Öncelikle Zühal teyze Şermin'i seviyorum Askerlik yapıyorum kızınıza gözüm gibi bakacağıma emin olabilirsiniz"
Zühal " Kızım sana güvenmiş "dedi gülerek
Mutluydu kızının sevdiği adamla evleneceği için
Haşmet" Bak Sami Şermin benim tek çocuğum benim en değerli iki şeyim var birincisi karım ikicncisi kızım eğer ki kızımı üzersen asker masker demem sıkarım kafana kimse benim kızımı üzemez " diye tehdit etti
Sami " Eğer ki öyle bir şey olursa sıka bilirsiniz " dedi kesin bir şekilde
Bu adam baya aşık! Yürek yiyip gelmiş adam resmen
Herkesin gözleri Araf'a kaymıştı Araf ise kendisine takıldığını bildiği halde elini tutan elimdeki yüzüğümle oynuyordu
İçeriye giren Şermin kahveleri dağıttı kahveyi almak için elimi Araf'tan çekmemle Araf kaşlarını çatarak bana bakıyordu
Kaş göz işareti ile kahveyi işaret ettim hoşnutsuz bir şekilde kahveyi aldı
Araf'ın bu hallerine göz devirip önüme döndüm kahveden içtim
" Ellerine sağlık Şermin çok güzel olmuş" dedim gülümseyerek
Araf içtikten sonra yüzünü buruşturup kahveyi sehbaya koydu
Araf " Hiçte bile becerememiş" dedi hoşnutsuzlukla
En sonunda dayanamayıp Araf'ın karnına sert bir şekilde dirsek attım acıyla inleyip iki büklüm oldu
" Sizler Araf'ın kusuruna bakmayın Şermin'i kimseye vermeye gönlü yokta "
-" Belli oluyor" dedi adam gülerek
Daha sonra içlerindeki en orta yaşlarının sonundaki adam konuşmaya başladı
-" …Allah'ın emri peygamberin kabriyle kızınız Şermin'i oğlumuz Sami'ye istiyoruz" dedi
Haşmet" Kızımın istediği ne kadar önemli olsa bile bu kararı Araf'a bırakıyorum " demesiyle herkes Araf'a döndü
Araf ise hiç oralı olmayıp bit tutam saçımı eline almış oynuyordu
Derin bir nefes alıp verdim herşeyi zora sürüklemesi sinirimi bozuyordu
" Araf herkes seni bekliyor " dememle gözleri gözüme çıktı sonra çevrede kısa süre gezip bana döndü
Araf " Ha bitti mi? Teyze vermediniz dimi? Bak karışmadım" demesiyle ona göz devirdim
Haşmet " Kararı sana bıraktım oğul" demesiyle Araf sıkıntılı bir nefes alıp verdi
Ben ona dik dik bakarken sinirlenmiş damarları belirgin hale gelmişti
Araf " Dua et yanımda Işıl var yoksa bu eve girmeyi geçtim köye adımı atmana izin vermezdim Şermin istiyor musun istemiyor musun? Bunu bir kez soruyorum cevabını ver " dedi sert bir şekilde
Şermin " İ istiyorum" dedi biraz gergin bir şekilde
Araf " Tamam verdik gitti" demesiyle hızla ayağa kalkıp odadan çıktı
" Şermin sayende delirdi ben gidip bakıyım ve bu arada Sami bey Şermin'in kılına zarar gelirse başına bela olurum odadan çıkan adam seni sağ bırakmaz haberin olsun ben öldürmesem bile öldürmemi isteyecek kadar acı çektirim" dedim gülümseyerek ayağa kalktım
Sami'nin yanındaki adam Sami'ye fısıldadı
-" Olum sen kız istemeye değil ölüm fermanını yazmaya gelmişsin " dedi gülerek
Duymuştum kısık söylemiş olsa bile
Odadan çıkıp yatak odasına doğru yürüdüm odaya girmemle yatakta oturmuş olan Araf bana bakmıştı
Araf " Hiç konuşmadan uyuyalım kötü bir kabus gibi gelsin istiyorum" demesiyle kafamı sallayıp yanına gidip yatağa girdim
Üzerimdeki kıyafetlerin bir çoğunu çıkarıp daha rahat bir şekilde yattım
Araf bana sıkıca sarılıp çoktan uyumuştu ama ben hala uyumamış öylece tavanla bakışıyordum
Korku bilinmezlik ve daha birçok duyguyu bir arada yaşıyordum
Kim bana büyü yapmıştı Teyzem denen kadın mı? Yoksa başka bir düşmanım mı?
En büyük düşmanım teyzem denen kadındı onun dışında benden güçsüz ama büyü yaptıra bilecek kadar cesaretli birisi olmalı
Ama kim ki bu kişi? Boynumdaki kolyeyi tutarken birden odada berilen Kamir ile gerildim
Kamir " Sessiz ol Işıl artık eve gire biliyorum sana yardımcı olacağımı biliyorsun ama çok düşünüyorsun düşünme onlar hissediyor korkunu son iki ay bile olmadan gelirler korkmayı bırak" demesiyle ona arkamı dönüp Araf'a sarıldım iyice
Araf " Güzelim sorun ne?" Demesiyle kafamı kaldırıp ona baktım
Gerilediğim andan beri beni izlediğine eminim
Araf paranormal olaylara çok inanmazdı onun aksine ben böyle şeylere çok fazla inanırım
Korkmuyorum ama yine de tedirgin oluyorum
" İyiyim yok bir şey" dedim kısık bir sesle
Araf çenemden tutup kafamı kaldırdı Araf'ın gözlerine bakıyordum aşık olduğum yeşilleri bana güven veriyordu
Araf " Bugün evde bir şey mi oldu?" Diye sordu şüpheyle
" Olmadı " dedim normal bir şekilde bana inanmaz gözlerle baktı
Araf " Benden ne saklıyorsun güzelim?" Diye sordu merakla
" Hiç bir şey " dedim aynı şekilde
Araf konuşmayacağımı anlamış olacak ki bana sıkıca sarılıp saçlarımı okşamaya başladı
Uykum bu şekilde gelirken gözlerimi kapatıp kendimi huzurlu bir uykunun kollarına bıraktım
…
" Araf bak onu şuraya koy orada daha güzel olacak " dedim heyecanla
Araf'la köyün içinde yürüyüş yaparken bir dükkandan sallanan sandalye almıştık
Araf saldalyeyi istediğim yere koyunca bana baktı
Araf " oldu mu güzelim?"
" Hemde çok güzel oldu yeşil gözlüm" dedim neşeyle
Araf mutlu halime gülümseyip yanıma gelip saçlarımı öptü
Araf " Ben kahveye gidiyorum hanım sende biraz dinlen" diyerek benden ayrıldı kafamı sallayıp onu kapıya kadar yolcu ettim
Araf gidince Şükran ninemin yanına gittim
Oturma odasında tek başına oturuyordu bende hemen sallanan sandalye doğru yürüdüm ama ben sandalyeye varmadan sandalye ileri geri hareket etmeye başladı
Şükran " Hoşgeldin Kamir " demesiyle Kamir'in bedeni sandalyemde belirdi
Cin min demeyeceğim dalacağım şuna saldalyemden başka yer mi yok?
Nineme bakan gözleri bana döndü ben hala ona sinirle bakıyordum
Kamir " Senin bu gelinden korkuyorum doğrusu insan olduğuna emin misiniz?" Diyerek ayağa kalkıp başka bir yere oturdu
Afferin adam ol böyle!
Lan koskoca cini bile korktum ya ölsem gam yemem artık
Sallanan sandalyeme oturup Kamir'e baktım
" Şimdi n'olacak bir kaç gün sonra İstanbul'a döneceğiz biz "
Kamir " Çok düşünüyorsun erken gelmelerine sebep olursun düşünmeyi kes biraz "diye sinirle uyardı
" Lan gece gece oda birden belirme bundan sonra Araf fark edecekti senin yüzünden "
Kamir" eğer be gelmeseydim bebek için geleceklerdi"
" Ne lan öyle kolay mı sanıyorsun? Cin min anlamam ben kimse benden bebeğimi alamaz canına susayan gelsin "
Kamir" Gözü kara bir Gelin iyi iki gün sonra ağlayıp zırlamada "
"Ağlayacak olsaydım senin çirkin suratına ağlardım " dedim alaylı bir şekilde
Kamir bana göz devirip Şükran nineme döndü. Sanki çok önemli bir şeymiş gibi bakıyordu nineme
Cidden aşık olmalı aşık yaşa bakmaz dedikleri bu olsa gerek
Bir cin yaşlanmadığı için nineme böyle bakması biraz sinir bozucu
Zühal ablayla Şermin şehre pazara inmişlerdi. Şermin kesin Sami'ye de haber vermiş olmalı
Şükran " Işıl kızım bir bardak su getirir misin?" Demesiyle ayağa kalktım
" Getiririm nine" diyerek mutfağa doğru yürüdüm
Hala içimde korku ve endişe vardı sadece bebeğim için endişe ediyordum yoksa cinlerden korkuyor değildim
İnsanlar cinlerden daha kötüydü korkulması gereken insanlar olmalıydı
Bir bardak suyu alıp oturma odasına döndüm
Ama ne ninem ne de Kamir orada yoktu etrafa bakındım ama kimse yoktu gözlerim camdan dışarıya kaydığında ninem ve Kamir'i gördüm
Ninem bahçede oturuyor Kamir de ondan biraz uzakta onu izliyordu
Adımlarımı kapıya doğru çevirdim. Dışarıya çıkıp ninemin yanına gittim
Kamir geldiğimi anlayınca bana bakmıştı
Kamir " Küçük hanım geldi" demesiyle kaşlarımı çattım
Küçük hanım mı? Az önce Gelin'in diyordu
Suyu nineme uzattım.
" Buyur nine su istemiştin" dedim ninem şaşkınca bana baktı sonra Kamir'e döndü
İkisi de neden bu kadar şaşkındı?
Şükran " Kızım ben senden su istemedim"
" Az önce istedin nine"
Kamir " Sabahtan beri buradayız seni bekliyoruz Işıl ve Şükran senden su istemedi"demesiyle kaşlarımı çattım
Gözlerim oturma odasının camına kaydı bana bakarak gülen bir adet Kamir görünümlü biriyle ninem görünümlü birisi vardı
Kamir " Ben sana çok düşünme demiştim afferin sana!" Demesiyle ona göz devirdim
" Neden zarar vermediler"
Şükran " Veremezler kolyenin içinde muska var sana yaklaştıkları an ölürler"
" Anladım " dedim hala cama bakarken
Hala bana gülen iki cine el hareketi çekip ninemin yanına oturdum
Kamir" Değişik bir şeysin "
" Aksine cesur birisiyim hele ki muska varken " dedim gülerek
Kamir" Dikkatli ol sana rahat vermeyecekler "
" Ben onlara verecek miyim acaba?" Diye mırıldandım
Beni duymuştu ama bir şey demeden hızla eve doğru gitti birden o iki cinin arkasında belirdi ikisini de yaka paça dışarıya attı sonra iki cinde ortadan kaybolmuştu
Kalbim hızla atıyordu korkmuyorum ama tamam belki birazcık korkuyor olabirim ama o kadar ölümün eşiğinden döndüm iki cine yenilecek değildim
Akıllarınca beni delirtecekler ama ben o akıllarını dağıtmasını bilirim
Tüm gün Şükran ninemle oturduk akşam olunca eve geçtik ben mutfakta yemek hazırlarken izleniyor hissiyle kafamı çevirip kapıya baktım
Araf kapıya yaslanmış beni izliyordu
" Geldin demek "
Araf " Geldim bebeğim" demesiyle onun Araf olmadığını anladım
Araf normal konuşmalarda bebeğim yerine güzelim derdi bebeğim kelimesini sıklıkla bana yakınlaşmak isterken kullanırdı
" Diyorum ki şöyle bol soğanlı bir melemen yapsam yer misin?"
Araf " Yerim hayatım " demesiyle ona döndüm mutfak tezgahına yaslanıp dolabı işaret ettim
" Domates ve yumurtaları verir misin?" Dedim nazik bir şekilde
Bana yaklaşmayacaktı. Gözlerin de bariz belli olan korkuyu gördüm
Cini bile korkuttum afferin bana
" Veremezsin dimi çünkü sen Araf değilsin onun kılığına girmiş bir cin" dememle hızla gözüktüğü halinden çıkıp farklı birisi gibi gözüktü
-" Zeki kızsın ama eninde sonunda biz kazanacağız"
Orta parmak çektim
" İki cine pabuç bırakmam ben şimdi siktir git" dememle sinirle kasıldı
Aman çokta umrumdasın seni Allah'sız
-" Bebeğini eninde sonunda alacağım!" Dedi ve gitti
Kimin bebeğini alıyorsun lan sen!? Bebeğime dokunan ellerini kesmem mi?
Yarın direkt bir cini nasıl öldüre bileceğimi bulmam lazım
En azından geldiklerinde fişlerini çekip hayatıma devam etmem lazım
Geri akşam yemeğini hazırlamaya devam ederken Şermin'le Zühal abla gelmişti Şermin bana yardımcı olurken kısa sürede akşam yemeği hazır olmuştu
Sofrayı kurarken Haşmet abiyle Araf gelmişti. Araf üzerini değiştirmek için odaya gidince bende son kalan tabakları sofraya getirdim
Herkes sofraya geçip oturdu bende oturdum Araf'ta gelince yanıma oturmuştu eli hemen elimi tutup baş parmağıyla elimin üstünü okşamıştı
Temas bağımlısı olduğunu biliyorum bu yüzden ses etmeden yemeğimi yemeye başladım yemekten sonra çay ve çekirdek koyduk
Herkes sohbet ederken bir yandan çaylarını içiyor diğer yandan çekirdeklerini yiyorlar
En sonunda yatma saati gelince Araf'la odaya geçtim üzerimdeki kıyafetleri değiştirip daha rahat şeyler giyip hemen yatağa girdim
Araf direkt bana sarılırken bende ona sarıldım
Araf " Seni çok seviyorum Güzelim"
" Bende seni seviyorum yeşil gözlüm" dememle boyunu öpmeye başladı
Araf " Bunu biliyorum romantik olmasan bile çok güzelsin güzelim"
" Araf yine ne isteyeceksin" diye sordum bıkkınca
Araf " Hmm bir düşünelim benimle beraber dağ evine gelsen günlerce yalnız kalıp vakit geçirsek"
" O günleri çok iyi biliyorum aylar oluyor kendileri"
Araf " Olsun gidelim" dedi masumca
" Hayır şu an olmaz babamların durumu iyi değil son olaylar herkesi yıprattı bir süre yanlarında kalalım daha sonra gideriz"
Araf " Peki güzelim sen nasıl istersen öyle olsun" demesiyle ona sıkıca sarılıp gözlerimi kapattım
" Uyuyalım " dedim kısık bir sesle
Araf " Peki güzelim uyuyalım "
Kendimi huzurlu bir uykuya bıraktım
…
Araf " Işıl ormanda biraz yürüyüş yapalım mı? Hem sağlığına da iyi gelir" demesiyle ona baktım
Araf bir işi çıktığı için şehre gitmişti sabah şu an gelmiş olması garipti
" Peki gidelim" dedim sıkıntılı bir şekilde ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdüm
Peşimden geliyordu Araf. Garip sürekli bana dokunmak için fırsat kollayan Araf değildi
Yine mi Cin? Oyun oynuyor demek bakalım ormanda ne olacak?
Zühal ablayla Şükran nine komşuya gitmişti. Kamir zaten kısa süre sonra bizimle gideceği için sürekli Şükran ninenin peşindeydi
Son günlerini iyi değerlendiriyor garibanım anlamıyorum koskoca cin yaşlı kadının peşinde dolanıyordu resmen
Neyse bu beni ilgilendirmez. Şermin ise Sami ile buluşmaya gitmişti Haşmet abi yine yoktu kim bilir nerede?
Uzun bir yürüyüşün ardından Araf hızlı adımlarla ileriye doğru yürüdü
" Beklesene!" Diye çıkıştım açık bir alana gelmemizle etrafa bakındım bana arkası dönük olan Araf'ın ayaklarına kaydı gözlerim
Ayakkabı yoktu ve ayakları testi. Cin olduğunu biliyorum ama bu hali ürkütücüydü
Hani filmlerde birden size döner ve kemikler filan çatlama sesi çıkar ya hepsi oldu bir adım geriledim ama bu aniden olan olaydan dolayıydı
Bu cin benim ne kadar korku filmi izlediğimde haberi var mı acaba?
Yüksek ihtimalle yoktu! Lan mal benim telefonum eskiden çığlık sesiydi sen cinsen ben psikopat bir korku filmi hastasıyım
" Ay çok korktum lan birazcık yaratıcı olun ya " diye söylendim
-" Çığlık atıp kaçman gerekiyordu" dedi boğuk ve korkutucu sandığı sesiyle bu sözlerine kahakaha attım
" Niye kaçıyım be bana zarar veremeyeceğini biliyorum korkan kim ki?" Diye konuştum
Korkunç görüntüsü insan görüntüsüne dönüştü
-" Eninde sonunda sende deli olacaksın" diyerek kayboldu etrafıma bakındım kimse yoktu
" Aynen aynen olurum" dedim alayla
Artık anlamışlardır çetin cevize çattıklarını
Benim gibi bir piskopatla baş etmeleri mümkün değil
_ Bölüm Sonu _
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
64.95k Okunma |
4.42k Oy |
0 Takip |
54 Bölümlü Kitap |