" Araf!" Diye bağırdım kafasını kaldırıp bana baktı
Şaşkınca bana bakarken ben kollarımı göğüsüm de bağlamış ona bakıyordum
Araf " Işıl hangi ara çıktın sen oraya"diye sordu şaşkınca
" Sen odun kırarken" dedim normal bir şekilde
Araf " Güzel in hadi kendini düşünmüyorsan bebeğimizi düşün "diye beni ikna etmeye çalıştı
Bu salak mı acaba? İne bilsem ona neden sesleniyim?
Araf odun kırarken gördüğüm kocaman heybetli ağaca çıkıp köyün güzel manzarasını izlemeye karar verdim
Sonra ağaçta kaldım anlamıyorum bu kadar dik bir ağaca nasıl çıktım ki?
" İne bilsem sana seslenmem!" Dedim sinirle
Araf elindeki baltayı bırakıp ağacın altına geldi
Araf " Hadi atla seni tutacağım " demesiyle aklıma gelen tek bir anı vardı
Çınar'lar ile olan kavgada ağaçtan atlamam gelmişti
Şimdi atlarsam Araf'ı sakat bırakır mıyım?
Yok ya Araf'a bir şey olmaz
" Bak atlıyorum"
Araf " Atla güzelim" demesiyle üzerine atmam bir oldu Araf'la beraber yere düşerken canım yanmadı ama Araf'ın acı dolu inmesinden anladığım kadarıyla canı fena yandı kafamı kaldırıp yüzüne baktım
" İyi misin?" Diye sordum merakla
Araf " İyiyim sadece düşündüğümden daha ağır çıktın" demesiyle ona sinirle bakmaya başladım
Ağır ha ben ve ağır!
Lan karnımdaki bebek için çok yiyor ve kilo alıyorum ama daha bir aylık bebekten de ağırlık olmaz yani o bana şişman dedi!
Hızla ayağa kalkıp karnına tekme attım
Acıyla kıvranırken bana şaşkınca bakıyordu
" Sensin ağır ayı!" Dedim sinirle evin bahçesinde oturan Şükran ninem bu halimize gülerken yanına gidip oturdum
Şükran" Hayırsız evlat odunları kesmeye devam "
Sabah kahvaltıda çok yemedin mi diye soran Araf'a ceza olarak Şükran ninem odun kestiriyordu ben de keyifle izliyorum tabi
Araf dün gece tatlıyı yiyemedikten sonra anlamıştı bu tatilde ona huzur vermeyeceğimi
Neyse yavaş yavaş adam edeceğiz
Araf geri odunların başına geçip odunları kırarken Şükran nineme döndüm
" Nine ben biraz uyusam " dedim sevimli bir şekilde
Bu aralar çok uykum geliyordu
Şükran" Tamam kızım geç yat sen " demesiyle hızla eve geçtim
Araf ile kaldığım odaya gelmemle kendimi yatağa atıp uyku moduna geçtim
…
Araf " Tüm işi biz yapalım hanım efendi uysun ama güzel intikam alıyor afferin karıma" demesini duydum gözlerimi açmadım
Saçlarımla oynayan bir el ve boynumu öpen dudaklar
Araf " Güzelim hadi uyan bir şeyler ye sonra geri yat"
" Biraz daha Araf " diye mızmızlandım
Şımarık değilim ama Araf'ın yanında şımarık olmayı seviyorum beni her halimle kabul etmesine memnum
Bazen onsuz bir hiç olduğumu düşünüyorum benim diğer yarım gibiydi
Araf " Peki güzelim uyu sen sonra yersin" demesiyle uykuya bıraktım kendimi
En son hatırladığım şey Araf'ın bana sarılması olmuştu
…
Gözlerimi açtığımda her taraf karanlıktı Araf bana sıkıca sarıldığı için sıcaksınmıştım
Yaz aylarında geceleri uyku haramdı ama neyse ki klima vardı evde
Ama arada buraya gelirdik ve bana böyle sarılınca bulanırdım ama beyefendi hiç umursamazdı
Zar zor Araf'ın kollarından çıktım yarım yamalak gözlerini açıp bana baktı
Araf " Güzelim noldu niye kalktın?"
" Su içeceğim sen uyu "
Araf kafasını sallayıp yattığım yastığı kucağına çekip geri uyku moduna döndü
Bende hızla odadan çıkıp mutfağa doğru yürüdüm mutfağa geçince ışığı yakıp bir bardak su alıp içtim
Dışarıdan gelen seslerle mutfağın ışığını kapatıp kapıya doğru yürüdüm kapı yarım şekilde aralıktı
Şermin ve bir adam vardı kapının arkasına saklanıp onlara baktım
-" Yarın seni istemeye geleceğim böyle saklı gizli ilişkiler bana göre değil Şermin!" Dedi net ve kararlı bir şekilde
Şermin " Olmaz Araf abim geldi vallaha öldürür seni"
-" Araf abinde korkmuyorum hazır ol seni isteyeceğim"
Şermin " Hayır Sami olmaz Araf abimler gidince gel "
Sami" Araf abin duyunca geri döner en iyisi buradayken konuşmak " dedi kararlı bir şekilde
Adam haklıydı ama Şermin de haklı Araf tek kuzeni olan Şermin'in turşusunu kuracağını söylemişti
Baya ciddi söylemişti hatta en son geldiğimizde birisi köyün ortasında direkt Araf'tan Şermin'i istemiş tabi Araf'tan güzel bir dayak yemişti
Şermin" Sami lütfen biraz sabırlı ol"
Sami " İki yıldır bekliyoruz Şermin korkma artık yoksa o Araf bozuntusu sana şiddet mi uyguluyor!?" Diye sordu sinirli bir şekilde
Şermin " Hayır yok öyle bir şey bana çok iyi davranıyor"
Sami " O zaman bu korkun ne güzelim tamam buralı değilim ama köy yerlerinin nasıl işlediğini bilirim ve yakında başka bir yere gitmem gerekecek "
Şermin" Nereye gideceksin?"
Sami" İstanbul'a yeni bir time gireceğim gitmeden önce seninle evlenmek istiyorum tam belli değil gideceğim ama yine de her ihtimale karşı evlenelim "
Şermin" B ben bilmiyorum Sami nasıl olacak Araf delirecek seni öldürür "
Sami " Ben askerim güzelim bana kolay kolay bir şey yapamaz merak etme "
Bence yeterince dinledim kapıyı açıp çıkmamla Şermin korkuyla adamın arkasına saklanırken adam dik bir şekilde bana bakıyordu
" Korkma Şermin benim" dememle derin bir nefes alıp verdi adamın arkasından çıkıp yanıma geldi
Şermin" Işıl sen neden uyandın hasta mısın? Yoksa bebekle ilgili bir sorun mu var?" Diye sordu telaşla
Herkes benden telaşlı bebek için
" Sakin ol iyiyim sadece su içmeye diye çıktım asıl sen karıştığın hatlarını anlat"
Şermin " Şey Sami yüzbaşı şey için gelmiş ah şey…"
" Anladım şey şey diyip durma yalan bile söyleyemiyorsun Yüzbaşı gecenin bu saatinde kapımızda ne işiniz var acaba?"
Sami " Bizi yarım saattir dinliyorsun zaten " demesiyle gülümsedim
Asker olmak böyle bir şey işte
Şermin şaşkınca bana bakarken gülümsedim
" Doğru dinledim o zaman akşama gelin isteyin Şermin Araf'ı ben hallederim"
Şermin " Araf abim hayatta izin vermez" dedi üzgün bir şekilde
" Demek yengeni tanımıyorsun sen ben istersem size yıldırım nikahı kıyarım" dedim emin bir şekilde
Şermin " Sağol yenge" diyerek bana sarıldı
Sarılmasına karşılık verdim. Sami beye baktığımızda ortaklıkta yoktu
Araf " Işıl napıyorsun güzelim?" Diye gelen sesle yutkundum
Şermin kaskatı kesilmişti. Sami bey demek bundan tüydü Araf'ın geldiğini duymuş olmalı
Şermin'den ayrılıp Araf'a baktım
" Şimdi ben suyum içtim ama senin bana sıkıca sarılman yüzünden bunaldım biraz temiz hava alayım dedim. Seslerimi duyan Şermin bana bir şey oldu sanmış o kadar " dedim yalan söyleyerek
Araf yalan söylediğimi anladı ama nedenini anlamadığı belliydi
Araf " Işıl artık uyuyalım gel açıktın mı bir şeyler ye istersen " diye öneride bulundu
Açmış değildim hızla kolunu tutup peşimden odaya sürükledim en azından Şermin'i kurtardım
Odaya girince kolunu bırakıp yatağa girdim
Araf " Yine ne işler karıştırıyorsun?"
Yatakta oturur pozisyonda ona bakıyordum elimi karnıma götürüp masumca Araf'a baktım
" Araf yarın senden bir şey isteyeceğim ama bana hazır demeyeceksin bana söz ver " dedin ısrarlı bir şekilde
Araf bebeği kullanarak ona istemeyeceği bir şey yaptıracağımı anlamış şekilde bana bakıyordu yanıma gelip önüme oturdu
Karnımdaki elimin üzerine elini koydu
Araf " Işıl oyunların bana sökmez" demesiyle derin bir nefes alıp verdim
Güzellikle olmuyorsa o zaman zorla olacak!
Elimin üzerindeki elini hızla itip ona sinirle baktım
" Güzellikle olmuyor sen güzellikten anlamayan bir dağ ayısının! Eğer yarın akşam kapıya gelenleri gönderir bu izdivaca karşı gelirsen boşanırım seninle" dedim net ve kendimden emin bir şekilde
Araf şokla baktı sonra yutkundu
Araf " Ne izdivacı kim evlenecek? Bana Şermin deme !?" Diyerek ayağa kalktı
" Evet doğru tahmin " dememle odada bir o yana bir bu yana gidip geldi
Beni tanıyordu dediğimi yapar boşanırdım
Galiba hayattaki en büyük tehdidim boşanmak bu sözler onun en zayıf noktasıydı
Araf " Güzelim kuzenimi kimselere vermem!"
" Ha yani kuzenini vermeyip benimle boşanacaksın! Öyle mi? Tamam davayı açacağım bebeğimi de göstermem sana kaçar giderim buralardan yada Alihan abime giderim o bana çok güzel bakar " dememle Araf kaskatı yerinde kalmıştı
Şu an sinirden kudurmuş bir Araf vardı karşımda
Araf "Siktir! Ölsem senden ayrılmam!" Diyerek hızla yanıma geldi
Sert bir şekilde beni öpmeye başladı tüm sinirini dudaklarından çıkardı
…
Şermin " Yenge sen nasıl ikna ettin Araf abimi?" Diye sordu hala şaşkın bir şekilde
Sabah kahvaltıda Araf Şermin'e sert bir dille bu gece hangi Dingil gelecekse gelsin demişti
Araf'ın izin verme yöntemiydi tabi herkes şaşkınca Araf'a bakmıştı bende zaferle gülümsemiştim
" Güzelim Araf senden çok beni seviyor o yüzden ya izin verin ya da boşanırız dedim önce itiraz etti ama sonunda kabul etti"
Şermin " Yenge senden korkulur"
" Beni hafife alma canım" dedim göz kırparak
Zühal " Kızlar sarmalar bitmedi mi?"
" Az kaldı bitiyor"
Şu an ise akşam için sarma sarıyorduk
Zühal" Hala şaşkınım Araf Şermin'i istemeye gelenlere izin mi verdi cidden?" Diye sordu şaşkınca
" Zühal teyze bir baklava yaparsın gayrı bize "
Zühal" İstediğin baklava olsun gelin kızım yaparım tabi " dedi gülümseyerek
Gülümseyip geri işime döndüm
Sarma sardıktan sonra Şükran ninemin yanına gittim
" Ninem napıyorsun burada tek başına?" Diye sordum
Şükran" Cinleri kovuyorum " demesiyle şaşkınca ona baktım
Şükran ninenin gençlik yıllarında paranormal olaylar yaşadığını herkes gibi bende biliyorum daha önce geldiğimde köydekiler söylemişti
Hala devam ediyor denirdi bu yüzden Şükran nine evin her tarafını muskalar sakladığını biliyorum bir kaç defa temizlik yaparken elime geçmişti
Hepsinde ninem hemen alıp yerine koymuştu
Anladığım kadarıyla geceleri eve girmelerini engelliyormuş ve sürekli boynundaki muskayı saymıyorum bile kendisine dışarıda yaklaşmasınlar diye takıyor
Bu konuda çok hassas ama bu konuda hiç konuşmazdı
" Ninem her taraf muska dolu yine ne oluyor anlat hadi sana yardımcı olayım"
Camdan dışarıya bakıyordu tek bir noktaya ama orada ağaç ve içeceklerden başka bir şey yoktu
" Ninem noluyor?" Diye sordum
Şükran " Beni bekliyor" dedi sadece
" Kim nine kim seni bekliyor?" Diye sordum şaşkınca
Bana cevap vermedi geri baktığı yere baktığımda iri yapılı bir adam gördüm
Siyah gür saçları vardı ama korkutucu bir şekilde bakıyordu gözleri ninemden bana kaydı
Sonra geri nineme döndü. Hala şaşkınca ona bakıyordum az önce kimse yoktu orada eminim şimdi birden bire nasıl birisi geldi?
Hızlı adımlarla kapıya doğru yürüdüm evden çıktım adam hala oradaydı hızla ona doğru yürüdüm
" Buyrun bayım kime baktınız?" Diye sordum merakla
-" Şükran'a " demesiyle kaşlarımı çattım gözlerim camdan bana bakan nineme kaydı
Korkuyla bana bakıyordu
" Ninemi nereden tanıyorsunuz?"
-" Eşimi neden tanımayım?" Diye sordu ama bu kafa karışıklığı yapmak için sorulan bir soruydu
" Eşimi mi? Ninemin eşi yıllar önce öldü biraz daha inandırıcı yalanlar söyleyin belli ki akıl sağlığınız iyi değil" dedim alayla
Bana öyle bir baktı ki bir anda irkildim ama geri adım atmadım
Önündeki insan kılıklı bir cin filan değildir umarım yoksa başıma bela almış olurum
-" Başında zaten bela var insanoğlu"
O aklımı mı okuyor? Artık kesinlikle eminim o bir cin ama farklı bir şey vardı onda
" Ne ? Bu ne demek? "
-" Yakında öğrenirsin" demesiyle kaşlarımı çattım
Arkasını dönüp gitmeye başladı
" Hey adın ne senin!?" Diye bağırdım bana döndü
-" Kamir " diyip birden ortadan kaybolmuştu
Ben şokla kalırken gözlerim nineme kaydı bana bakıyordu tepkilerimi ölçüyordu
Korkuyla atan kalbimi durdup hızla eve doğru yürüdüm
Başında zaten bela var insanoğlu
Bu cümle zihnimde defalarca tekrar etti
Nasıl zaten başımda bela var?
Oturma odasına ninemin yanına gelince Zühal teyzeyle Şermin'e baktım ikisi de mutfaktaydı
Bizi duymazlardı
" Nine Kamir kim?" Diye sordum merakla
Ninem iç çekip konuşmaya başladı
Şükran " Daha 17 yaşında genç bir kızken önce garip rüyalar gördüm sonra karşıma o varlıklar çıkmaya başladı. Kaç hoca gezdim bilmiyorum en sonunda işinde en iyi olan hocayı buldum bu şeyleri başıma açan kuzenim miş meğersem sevdiği çocuk bana aşık olduğu için böyle şeylere kalkışmış hoca güçlü bir kabile olduklarını onlardan kurtula bilmem için emrinde olan müslüman bir cinle evlenmem gerektiğini söylemişti öyle de yaptım Kamir ile evlendim. Kamir ilk başlarda beni sevmiyordu. İkimizde başkasını seviyorduk ikimizde özgürdük Kamir bir defa gitti sonra deden Mahir beni istedi evlendik ama aradan geçen yıllar sonra Kamir geri döndü sevdiği kadın ölmüş sürekli karşıma çıkıp duruyordu ne istediğini sorduğumda onu dünyaya bağlayanın ben olduğumu ve kendi alemine gitmek istemediğini söyledi. Başlarda arkadaş gibydik günler geçtikçe bana karşı duygular beslemeye başladı evliydik zaten beni istediğini söyledikten sonra muskalar çıkartırdım. Sürekli olarak beni uzaktan izliyordu hala orada sen görmüyorsun " demesiyle şaşkınca kala kaldım
" İnanılmaz bir şey ama neden uzak tutuyorsun ki onu kendinden?" Diye sordum merakla
Şükran" Eğer kabul edersem beni buradan götürecek " dedi hüzünle
" Anladım ninem " dedim normal bir şekilde
" Bana başında zaten bela var insanoğlu dedi bu ne demek nine?" Diye sordum merakla
Şükran" Buraya ilk geldiğinde sana bir koyle vermiştim hala takıyor musun?"
" Evet nine de neden takmam lazım ki?"
Şükran" Kızım sen buraya geldiğinde Kamir bana haber verdi birisi senin bebeğinin üzerine büyü yapıp "
Kalbim korkuyla atarken elim karnıma gitti
Kim benim bebeğime böyle bir şey yapa bilir? Canice!
" Ne büyüsünü nine? Hem buraya geldiğimde hamile bile değildim" Diye sordum korkuyla
Şükran" önceden yapılmış kızım hamile olmanla büyü etki edecekti ölüm büyüsü yapılmış son iki ayda o kolyeyi asla çıkarma kızım"
" Nine anlamıyorum " diye isyan ettim
Şükran" Kızım bazı insanlar böyle gücünün yetmeyeceği yerde farklı yollara başvurabilirler "
" Peki napmam lazım?"
Şükran" Son iki ayda sürekli karşına çıkıp akli dengeni bozmaya çalışacaklar sen sürekli olarak o kolyeyi tak sana bir şey yapamazlar "
" Bebeğimi doğduktan sonra peki o zaman n'olacak?"
Şükran" O zaman hocaya gideceğiz büyüyü bozacak "
" Herşey düzelir mi?"
Şükran" Merak etme düzelecek kızım hem Kamir de yardım edecek " demesiyle şaşkınca nineme baktım
" Neden yardım etsin ki?"
Şükran" Kamir müslüman kızım müslüman müslümana yardım eder tabi bende karşılığında eve girmesini sağlayacağım ama bana yaklaşmayacak " demesiyle şaşkınca kala kaldım
Ne yani benim için onca muskayı çekecek mi? Şükran ninem işte kendinden önce hep başkalarını düşünür
Ama asıl sorun hangi pislik bana büyü yaptı!?
_ Bölüm Sonu _
Şu ana kadar bir çok ailesi kurgusu okudum ama hiçbirinde paranormal bir olay yoktu
Bir ilk olmalı değil mi?
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
64.95k Okunma |
4.42k Oy |
0 Takip |
54 Bölümlü Kitap |