İki ay sonra
Baran artık ailemizin bir parçası gibi olmuştu. Abimle neredeyse her akşam buluşuyor, futbol maçları izliyor ya da mahalledeki diğer arkadaşlarıyla vakit geçiriyordu. Annem, Baran’ın ne kadar yardımsever ve samimi biri olduğunu fark ettikçe ona olan mesafesini tamamen kaldırmıştı. Bazen, mutfakta annemle sohbet ederken onları izler ve içten içe gülümserdim. Baran, kendini yalnızca bana değil, aileme de sevdirerek büyük bir yol kat etmişti.
Bir akşamüstü, Baran beni telefonla aradı. Sesinde bir heyecan vardı. “Lara, bu akşam üzeri benimle biraz dışarı çıkar mısın? Küçük bir sürprizim var.”
Merakla kabul ettim. Saatler geçmek bilmedi, ama sonunda Baran, arabasıyla beni evden aldı. Nereye gittiğimizi söylemedi, sadece her zamanki sıcak gülümsemesiyle beni rahatlatmaya çalıştı. Yavaşça şehir dışındaki bir tepeye vardığımızda, gördüğüm manzara beni büyüledi. Her şey o kadar güzel hazırlanmıştı ki… Tepeye çıkan yol boyunca yere mumlar dizilmiş, küçük ışıklar etrafa asılmış ve bir masa hazırlanmıştı. Üzerinde taze çiçekler ve iki kişilik bir yemek vardı.
Baran, arabadan inip bana elini uzattı. “Hadi, burası sadece senin için.”
Şaşkınlık ve heyecanla elini tuttum. “Baran, bu da ne?” diye sordum. Ama o sadece gülümsedi ve beni masaya kadar götürdü. Oturup yemeğimizi yerken, bana ilk tanıştığımız günden, yaşadığımız tüm zorluklardan ve birlikte kurduğumuz hayallerden bahsetti.
“Lara,” dedi bir süre sonra, gözlerimin içine bakarak, “hayatım boyunca hep bir eksiklik hissettim. Ama seni tanıdığımdan beri her şey tamamlandı. Seninle geçirdiğim her an, bana ne kadar şanslı olduğumu hatırlatıyor. Biliyorum, bu yolculukta beraber çok şey yaşadık. Ama şimdi, daha büyük bir adım atmak istiyorum.”
Kalbim hızla çarpmaya başladı. Baran, masadan kalkıp ceketinin cebinden küçük bir kutu çıkardı. Önümde diz çökerek kutuyu açtı. İçinde parlayan bir yüzük vardı; sade ama zarif bir tasarıma sahipti, tam benim zevkime uygun.
Bu an, hayal ettiğimden bile güzeldi. Gözyaşlarımı tutamadım ve gülümseyerek “Evet, Baran! Evet!” diye bağırdım. Baran yüzüğü nazikçe parmağıma taktı ve ayağa kalkarak beni kollarına aldı.
Ayaklarım havalandı kafamı omzuna gömdüm. Kafamı geri kaldırdım. Baran beni belimden kaldırmıştı. Ellerimle yüzünü avuçladım. Dudaklarına yapıştım.
Yavaş yavaş geri çekildim.
“O kadar mutluyum ki, anlatamam,” dedi, yüzümden akan gözyaşlarını silerken. “Sana her gün ne kadar özel olduğunu hissettireceğim.”
O gece, eve döndüğümüzde annem ve abim bizi kapıda bekliyordu. Baran, onların karşısına geçip teklif ettiğini ve benim kabul ettiğimi söyledi. Annem mutluluktan ağlamaya başladı, abim ise Baran’ı sımsıkı kucakladı.
Abimle baran resmen yakın arkadaş olmuşlardı . Normalde bu imkansız gibi bir hikayeydi. Anlatsalar inanmam. Ama gerçek bazı hikayeler gerçek olmayı çok hak ediyordu...
“Hoş geldin, kardeşim,” dedi abim, Baran’a.
O an, yalnızca Baran’la değil, tüm ailemle yeni bir hayata adım attığımızı hissettim. Şimdi önümüzde düğün hazırlıkları vardı ve her şey, sevdiğim adamla birlikte daha güzel olacaktı.
O geceden sonra hayatım değişmişti. Bir yüzük bir insanı bu kadar değiştirirmiydi. Değiştiriyordu.
Bu bir karardı. Kendi ailemizi seçemeyiz. Görünüşümüzü seçemeyiz. Ama kendimizi seçebiliriz nasıl biri olmamızı. Arkaşımızı seçebiliriz. Sevdiğimizi. Seveceğimiz adamı da.
Baran bu seçimlerin en iyisiydi.
Eve geldiğimde emreyle uzun uzun konuştuk sabaha kadar. Şaşırdı, güldü inanmadı.
"Lara evin önüne gel geliyorum" dedi Emre ve kapattı.
Altımda pijamam üstümde tişört vardı saçım Atkuyruğuydu. Üstüme bir hırka geçirdim . Aşşa kata indim.
"Anne emre geliyor biraz dışarda oturcaz" dedim ayakkabımı giyerken.
"Tamam çok geç kalma" dedi annem.
Annem benim hâlâ büyüdüğüme inanmıyordu ya da inanmak istemiyordu . Ben annemin gözünde hep küçücük bir kızdım. Onun minik larasıydım.
Binadan çıktım. Karşımda emre vardı onunla uzun zamandır görüşmüyorduk. İstanbul'a gitmişti. Kuzeninde kalıyordu bir süre.
Koşarak Emre'ye sarıldım. Emrede bana sarıldı. Sıkı sıkı birbirimize sarıldık. Sanki bıraksan gidicekmişiz gibi sardık birbirimizi.
"Çok özlemişim" dedim gülümseyerek.
"Bende bende çok özledim" dedi Emre.
Geri çekildim. Parka gidip oturcaktık büyükbir ihtimal . Emre beni kolumdan tuttu kendisine çevirdi. Elimi tuttu ve yürümeye başladı.
"Gel , en baştan başladığımız yere" dedi.
Kaldırma oturduk.
14 yıl önce....
"Ah bacağım... Çok acıyor....anne..." Diye ağlıyordum. Canım çok acıyordu. Yere düşmüştüm. Oysaki topumu yakalamak istemiştim . Ama bir taşa takılıp yere düştüm.
Ellerim soyulmuştu. Dizim kanıyordu. Yanıma bir sarışın çocuk geldi . Önümde diz çöktü.
"İyi misin" dedi çocuk bana.
Burnumu çektim.
"Hayır.... Değilim... Canım çok acıyo.." dedim ağlayarak. Ellerimle gözlerimi olvuşturuyordum.
"Ağlama geçer... Nasıl düştün" dedi çocuk merakla.
Ve önümden kalkıp yanıma oturdu.
"Ben topumla oynuyordum...."hıçkırdım" sonra..."hıçkırık " topum kaçtı..." Hıçkırık" yakalamak için koştum... Ama düş"hıckırık"tüm" dedim.
Çocuk hafif gülümsedi. "Hangi taşmış o" dedi hemen.
"Şuradaki" dedim bu çaprazımda yolun ortasında duran taşı gösterdim.
Çocuk ayağa kalktı ve taşı eline alıp yerden yere vurdu. "Bak parçalandı" dedi taş parçalara ayrılmıştı.
"Özdeşmiş oldunuz" dedi çocuk.
"Naptın... Yazık... Onun daha çok canı yanmıştır... Yazık" dedim ve daha çok ağlamaya başladım.
"Taşların canı acımaz ki" dedi çocuk.
"Acımaz mı" dedim soru sorar gibi.
"I-ıh acımaz" dedi.
(Günümüz)
"Taş için ağlamıştın Lara " dedi Emre gülerken.
"Şaka gibi ya " dedim gülerken.
"Arada krize giriyodum canım çok yandığında hıçkırıyordum" dedim.
"Evet hiç unutmuyorum sende onu iki kere gördüm" dedi Emre.
Biri o gün diğeri babam öldüğünde. Hıçkırmaktan ağlayamamıştım . Nefesim kesilmişti . Bayılmıştım.
"Kocaman oldun be Lara" dedi Emre.
"Biraz öyle oldu" dedim gülerek.
"Biraz mi.... Şüpheli" dedi Emre gülerken.
"Lara bak olayın ciddiyetinin farkındasın dimi" dedi Emre.
"Evet ve bu benim en doğru düzgün kararım emre " dedim
"Seni seviyorum , baban abinden sonra laram sana emanet demişti" ded
i.
"Ne olursa olsun burdayım yanındayım" dedi.
"Biliyorum" dedim ve ona sarıldım. Gözümden yaş aktı. Emre kokumu içine çekti.
---
Meabaa sınırların ötesinde kitabımı okursanız sevinirimmm. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum kitabımı tanıdığınız kişilere önerebilirsiniz ve okumasını istediğiniz kişilerle paylaşabilirsiniz ayrıca sosyal medya hesaplarınızdan kitabımı önerebilirsinizzz öpüldünüz.
Instagram hesabım wxeemssx
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
20.29k Okunma |
1.22k Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |