Baran ve ben eve doğru yürürken, onun sıcak eli avucumda kaldı. Mahalledeki diğer evlerin ışıkları birer birer sönüyordu, gecenin sessizliği etrafı sarmıştı. Verandaya yaklaşırken, abimin yüzünde beliren ifade dikkatimi çekti. Gözleri bizden yana çevrildiğinde, bakışlarında bir sorgulama vardı.
“Evin arkasında mıydınız?” diye sordu, kaşlarını hafifçe kaldırarak.
“Biraz temiz hava almak istemiştim,” dedim, fazla düşünmeden. Baran, beni desteklemek istercesine hafifçe başını salladı.
Abim bir süre bizi izledi, ama sonunda omuzlarını silkerek verandadaki adamlara döndü. “Tamam, hadi içeri geçelim. Annem birazdan herkesin gitmesini isteyecek,” dedi.
Baran ve ben de verandaya doğru adım attık. Erkeklerin arasında Baran’ın nasıl göründüğüne bir kez daha dikkat ettim. Güçlü duruşu, kararlı bakışları ve o koruyucu tavrı, bir şekilde her ortamda kendini belli ediyordu. Ama aynı zamanda, onun bu sert dış görünüşünün ardındaki duygusal karmaşıklığı bilen tek kişi olduğumu düşünmek bana bir tür gurur veriyordu.
Evin içinde herkes toparlanmaya başlamıştı. Annem ve birkaç komşu kadın masayı temizlemek için mutfağa gitmişti. Baran benimle birlikte salonda otururken, abim yanımıza yaklaştı ve Baran’a dönerek sordu:
“Baran, gerçekten Lara için ne kadar ileri gidersin?”
Bu soru, odadaki sessizliği keskin bir bıçak gibi kesti. Baran gözlerini abime dikti, bir an durakladı, ama ardından kararlı bir sesle konuştu:
“Hayatım pahasına bile olsa, onun yanında olurum.”
Abim, bu cevabı dikkatle değerlendirmiş gibi, başını salladı. “Umarım bu söylediklerin sadece sözde kalmaz,” dedi. Ama yüzündeki ifade, Baran’ın dürüstlüğüne saygı duyduğunu gösteriyordu.
Baran, lafını uzatmadan kısa bir “Olmayacak,” dedi. Onun bu kadar net ve kesin konuşması, hem beni hem de abimi etkiledi. Ama abim, gözlerini bir süre daha Baran’dan ayırmadan duramadı. Sanki bir sınavın sonuçlarını tartıyormuş gibi.
-₺-27-#-#+
Sonunda herkes evden ayrıldığında, yalnızca ailemiz ve Baran kalmıştı. Annem, Baran’a dönüp daha samimi bir tonda konuştu:
“Baran, Lara’nın hayatında yer alıyorsun, bunu anlamış bulunuyorum. Ama bu evdeki herkes için doğru bir izlenim bırakmak istersen, daha sık uğramalısın. Seni daha yakından tanımamız lazım.”
Baran, başıyla hafifçe onayladı. “Tabii ki. Siz ne zaman isterseniz, burada olurum.”
“Güzel,” dedi annem, ama hâlâ belli belirsiz bir mesafe vardı. Baran’ın bu duvarları aşmak için ne kadar uğraşması gerektiğini tahmin edebiliyordum.
O gece, evde Baran’la yalnız kaldığımız kısa bir anda, bana doğru eğilerek konuştu:
“Zor bir geceydi, ama benim için hiçbir şey senden daha zor ya da daha değerli değil.”
Onun bu sözleri, içimde bir sıcaklık yaratırken, aynı zamanda onun üzerindeki baskıyı da fark ettim. Ama bir şekilde, onunla bu yolculuğu yapmaya hazırdım.
---
Baran benimle birlikte salonda otururken, abim yanımıza yaklaştı ve Baran’a dönerek sordu:
“Baran, gerçekten Lara için ne kadar ileri gidersin?”
Bu soru, odadaki sessizliği keskin bir bıçak gibi kesti. Baran gözlerini abime dikti, bir an durakladı, ama ardından kararlı bir sesle konuştu:
“Hayatım pahasına bile olsa, onun yanında olurum.”
Abim, bu cevabı dikkatle değerlendirmiş gibi, başını salladı. “Umarım bu söylediklerin sadece sözde kalmaz,” dedi. Ama yüzündeki ifade, Baran’ın dürüstlüğüne saygı duyduğunu gösteriyordu.
Baran, lafını uzatmadan kısa bir “kalmaz,” dedi. Onun bu kadar net ve kesin konuşması, hem beni hem de abimi etkiledi. Ama abim, gözlerini bir süre daha Baran’dan ayırmadan duramadı. Sanki bir sınavın sonuçlarını tartıyormuş gibi.
Abim, nihayet derin bir nefes alıp ayağa kalktı ve omzunu hafifçe silkerek salondan çıktı. Baran'la baş başa kalmıştık. Onun yüzüne baktım; kararlı duruşunun ardında, bu konuşmanın ağırlığını hissettiğini fark ettim. Gözlerimle onun rahat olup olmadığını anlamaya çalışırken, Baran hafifçe gülümsedi ve elini benimkinin üzerine koydu.
“Abin haklı. Benim ne kadar ciddi olduğumu anlamaları gerekiyor,” dedi, sesi alçak ama kararlıydı.
“Seninle ilgili hiçbir şüphem yok,” diye fısıldadım, içimdeki duygulara engel olamayarak. “Ama onların güvenini kazanmak zaman alabilir. Annem... abim... belki biraz korumacı davranıyorlar.”
Baran derin bir nefes aldı. “Ben sabırlıyım, Lara. Seni hak ettiğimi kanıtlamak için ne gerekiyorsa yaparım.”
Bu kelimeler, içimdeki şüpheleri sustururken, onun kararlılığını bir kez daha takdir etmeme sebep oldu. Ona doğru hafifçe eğildim ve fısıldadım:
“Zaten bunu fazlasıyla hak ediyorsun.”
O sırada, salondan mutfağa doğru geçen annem ikimizi fark etti. Baran’ın elinin hâlâ benimkinin üzerinde olduğunu görünce, bir an duraksadı. Sonra sakin bir sesle konuştu:
“Lara, Baran’a bir kahve yap, hadi. Sanırım ikinizin de biraz sakinleşmeye ihtiyacı var.”
Baran, hafifçe gülümseyerek anneme döndü. “Teşekkür ederim, ama ben kendimi oldukça sakin hissediyorum. Sadece sizinle daha çok vakit geçirmek istiyorum.”
Annem, Baran’ın bu içten cevabına karşılık olarak kaşlarını hafifçe kaldırdı ama bir şey söylemeden mutfağa geçti.
Kahve yapmak için mutfağa doğru ilerlerken Baran’ın sessizce peşimden geldiğini fark ettim. Tezgâhın önünde durup suyu kaynamaya bıraktığımda, Baran yanımda belirdi ve alçak bir sesle konuştu:
“Burası... bana bir şey hissettiriyor. Aileye dahil olmak gibi bir şey. Bunun ne kadar önemli olduğunu daha önce hiç fark etmemiştim.”
Ona baktım, gözlerindeki sıcaklığı ve o nadir ortaya çıkan kırılganlığı görebiliyordum.
“Sen bu ailenin bir parçası olabilirsin, Baran. Ama bunun için gerçekten çabalaman gerektiğini biliyorsun, değil mi?” dedim, ona hafifçe dokunarak.
“Çabalayacağım, Lara. Her şey senin için,” diye cevap verdi.
Bu sözlerin arasında, hayatlarımızın nasıl değiştiğini ve bu yolculuğun bizi nerelere götürebileceğini düşünüyordum. Ama Baran’ın varlığı, tüm belirsizlikleri göğüslemem için bana cesaret veriyordu. O an kahve fincanlarını doldururken, aramızdaki bağın her zamankinden daha güçlü olduğunu hissettim.
Bu yolculuk, sadece bizimle sınırlı değildi. Ailem, mahalle, hatta geçmişimiz bile buna dâhildi. Ama Baran’ın elleri, güvenle kavradığı fincanlarda olduğu gibi, her zaman benim yanımda olmaya kararlıydı.
—
Kahvelerimizi alıp salona döndüğümüzde, annem ve abim de oradaydı. Aramızda sessiz bir anlaşma varmış gibi, herkes bir yerlere yerleşti. Salondaki atmosfer yoğun ama bir şekilde sıcak hissediliyordu. Baran, annemin bakışlarını yakaladığında, nezaketle konuştu:
“Lara’nın ailesini tanımak benim için büyük bir şans. Hepinizin güvenini kazanmak istiyorum.”
Annem bu sözlere karşılık hafif bir gülümsemeyle başını eğdi. “Güven kolay kazanılmaz, Baran. Ama senin niyetinin iyi olduğunu görüyorum. Önemli olan bunu sürdürebilmen.”
Baran, annemin sözlerini dikkatle dinledi. “Haklısınız. Sabırlı olacağım.”
Abim, Baran’ı bir süre daha süzdü ve sonunda konuştu: “Bu eve adım attığın anda, Lara’nın ne kadar değerli biri olduğunu anlamışsındır. Bizim için her şey o. Eğer bir gün onun kalbini kırarsan, bu evin kapısı sana sonsuza dek kapanır.”
Abimin bu sözleri beni duygulandırdı. İlk defa beni övüyo ve sahipleyici koruyucu konuşuyordu.
Bu sözler odadaki gerilimi artırdı, ama Baran’ın gözleri asla çekilmedi. “Anlıyorum,” dedi net bir sesle. “Ama buna asla izin vermem. Lara benim hayatımın en önemli parçası.”
Abim, bu cevabın ardından sessiz kaldı. Sanki Baran’ın kararlılığını test ediyormuş gibi bir süre gözlerini ondan ayırmadı. Ardından, omzunu silkerek ayağa kalktı ve odadan çıktı.
Annem de bir süre sonra mutfağa dönünce, Baran’la yalnız kaldık. O an, bir şey söylemeden ellerimizi birbirine kenetledik. Baran’ın güçlü ve koruyucu tavrı, içimde bir güven hissi yaratıyordu.
“Sanırım bu gece küçük bir sınavdan geçtin,” dedim hafif bir gülümsemeyle.
Baran da gülümsedi, ama bakışları ciddiyetini koruyordu. “Onların endişelerini anlıyorum. Eğer benim yerimde olsalar, aynı şekilde davranırlardı. Ama kendimi kanıtlayacağım, Lara. Seni ve ailenin güvenini hak edeceğim.”
Ona doğru eğilip fısıldadım: “Zaten çoktan hak ettin. Sadece bunu onlara da göstermen gerekiyor.”
Baran’ın bakışlarında bir kararlılık vardı. “Bunu yapacağım,” dedi. “Ve ne olursa olsun, sana olan sevgimden asla vazgeçmeyeceğim.”
O gece, Baran’ın bu sözleri bana içten bir huzur verdi. Onun yanımda olduğunu bilmek, her şeyin üstesinden gelebileceğimi hissettirdi. Ama aynı zamanda, önümüzdeki yolun zor olacağının da farkındaydım.
Bu yolculuk, sadece bizimle ilgili değildi. Ailem, Baran, ve aramızdaki bağ... Hepsi bu hikâyenin bir parçasıydı. Ve her şey daha yeni başlıyordu.
Abim ücretli askerliğe gitmişti ve 1 ay sonra geri gelmişti
O geceden sonra Baran’la ilişkimiz hem benim için hem de ailem için yeni bir sınav sürecine girdi. Annem onun hakkındaki şüphelerini hemen bırakmasa da Baran’ın samimiyeti yavaş yavaş onun sert tavırlarını yumuşatıyordu. Ama en zoru abimle olan ilişkisiydi. Abim, her fırsatta Baran’ı gözlemliyor, küçük testlerle onun sabrını ve niyetini tartıyordu.
Bir sabah, erkenden uyanıp verandada kahvaltı ederken abim kapının önünde belirdi. Elinde futbol topu vardı ve Baran’a doğru bakarak, meydan okuyan bir tavırla konuştu:
Baran gelmişti.
“Baran, mahalledeki çocuklarla maç yapacağız. Katılır mısın?”
Baran, abimin bu teklifini hemen kabul etti. “Tabii,” dedi sakin bir gülümsemeyle. “Biraz rekabet iyi gelir.”
O an fark ettim ki bu sıradan bir maç teklifi değil, abimin Baran’ı biraz daha test etme çabasıydı. Mahalledeki diğer gençlerin de katıldığı bu maç, sadece bir spor müsabakası değil, aynı zamanda bir dayanıklılık ve uyum sınavıydı. Baran, her pasında, her hareketinde kendini kanıtlar gibiydi. Abim, maç boyunca ona hem rakip hem de izleyici olarak odaklandı.
Maç bittiğinde Baran ter içinde ama mutlu bir şekilde yanıma geldi. “Sanırım fena oynamadım,” dedi hafif bir gülümsemeyle.
“Abim seni değerlendirmekten başka bir şey yapmadı,” diye fısıldadım.
“Biliyorum,” dedi Baran, bakışlarını benimkilere dikerek. “Ama sorun değil. Onun güvenini kazanmak benim için önemli.”
O gün, abim eve dönerken Baran’a dönüp bir şey söyledi. “Fena değildin. Ama Lara için sadece iyi bir sporcu olmak yetmez. Zorluklara karşı ne kadar dayanıklı olduğunu görmek istiyorum.”
Baran, bu sözleri bir meydan okuma gibi kabul etti. “Zorluklar benim için bir engel değil. Önemli olan, sizin gibi değer verdiği insanlarla birlikte bu zorlukların üstesinden gelmek.”
Abim, bu cevabı sessizce kabul etmiş gibi başını salladı. Bu kısa diyalog, Baran’ın sadece benim değil, ailemin de bir parçası olmaya hazırlandığının göstergesiydi.
O günün akşamında, verandada otururken Baran’ın yüzündeki tatmin olmuş ifadeyi gördüm. “Her geçen gün senin ailenle daha iyi bir ilişki kurduğumu hissediyorum,” dedi.
“Ve bu beni mutlu ediyor,” dedim, elimi onun elinin üzerine koyarak. “Ama her şey senin bu kadar sabırlı ve kararlı olman sayesinde.”
Baran hafifçe gülümsedi. “Sabır benim için bir seçim değil, Lara. Sana olan sevgim, tüm zorlukların üstesinden gelmeye değer.”
O an, onun bu sözlerinin yalnızca bana değil, ailemize olan bağlılığını da gösterdiğini anladım. Baran, sadece benim sevgilim değil, aynı zamanda ailemin bir üyesi olmaya adım adım yaklaşıyordu. Ve bu yolculuk, birlikte aşacağımız daha pek çok zorlukla devam edecekti.
O akşam verandada Baran’la sessizce otururken, uzaklardan gelen mahalle kahkahalarını ve sokaktan geçen bir kedinin patilerinin sesini duyabiliyorduk. Huzurlu bir geceydi, ama içimde bir şeylerin değiştiğini hissediyordum. Baran’a olan sevgim her geçen gün daha da derinleşirken, onun bu mahallede ve ailemde yer edinme çabaları beni hem mutlu ediyor hem de duygulandırıyordu.
“Baran,” dedim sessizliği bozarak, “bu kadar çaba sarf ediyorsun, ama hiç yorulmuyor musun? Ya seni kabul etmeleri çok uzun sürerse?”
Baran bana dönüp o tanıdık, sakin gülümsemesini gösterdi. “Lara, sen yanımdayken yorulmam. Zaman alacaksa, beklerim. Önemli olan onların da beni senin gördüğün gibi görmeleri. Ama bir gün mutlaka başaracağım.”
Bu sözler beni o kadar etkiledi ki, kelimeler boğazıma düğümlendi. Onun yanında olmak ve onun bu güçlü sevgisini hissetmek, hayatımdaki en büyük şanstı. Ona doğru eğilip başımı omzuna yasladım.
“Benim için zaten mükemmelsin,” diye fısıldadım.
O sırada verandaya annem geldi. Elinde boş bir tepsi vardı, ama bizi görünce durakladı. Baran’a baktı, sonra bana. Sanki biraz daha düşünceli bir yüz ifadesi takındı ve ardından sakin bir sesle konuştu:
“Baran, birkaç güne bizim aileyle pikniğe gelmeyi düşünür müsün? Hem seni biraz daha tanımak isteriz hem de birlikte keyifli bir gün geçiririz.”
Baran, annemin bu teklifine hemen sıcak bir şekilde karşılık verdi. “Elbette, çok memnun olurum. Teşekkür ederim, bu benim için büyük bir fırsat.”
Annem, bu cevaptan memnun olmuş gibi başını salladı ve tepsiyi verandadaki masaya bırakıp içeri döndü. Onun ardından Baran’a döndüm, gözlerim sevinçle parlıyordu.
“Bu iyi bir şey, değil mi?” diye sordum.
Baran hafifçe gülümsedi. “Sanırım küçük bir zafer kazandık,” dedi. “Ama biliyorum, daha yapmam gereken çok şey var.”
O gece Baran, bizimle biraz daha zaman geçirdikten sonra ayrıldı. Onu kapıya kadar geçirirken, gözlerinin derinliklerindeki kararlılığı gördüm.
“Seni seviyorum, Baran,” dedim bir an duraksamadan. Bu cümle, şimdiye kadar ona hiç bu kadar açık bir şekilde söylemediğim bir itiraftı.
Baran, elini yüzüme götürerek bakışlarımı yakaladı. “Ben de seni seviyorum, Lara. Bunu her zaman hissettirmek için burada olacağım.”
O geceden sonra, ailemin Baran’a olan tavrı yavaş yavaş değişmeye başladı. Piknik günü geldiğinde, Baran tüm misafirperverliği ve doğal tavırlarıyla herkesi etkilemeyi başardı. Annem, Baran’ın sadece bana değil, hepimize ne kadar bağlı olduğunu gördükçe ona olan güveni arttı.
Abim ise hâlâ belli belirsiz bir mesafe koruyordu, ama zamanla onun bile Baran’a karşı yumuşadığını hissediyordum. Baran, sabrıyla ve sevgisiyle sadece benim değil, ailemin de hayatında vazgeçilmez bir yer ediniyordu.
Bu süreç boyunca, Baran’la olan ilişkim yalnızca güçlenmekle kalmadı; aynızamanda hayatımın geri kalanında onun yanında olmayı ne kadar çok istediğimi de fark ettim. Önümüzde hâlâ pek çok sınav vardı, ama onun sevgisiyle hepsinin üstesinden geleceğimizi biliyordum.
----
Meabaa kitabım yavaş yavaş biticek aslında bunu söylemicektim. Ama size güzel bir haber var. Kitabım 1-2 kitap halinde olacak belkide 2-3-4 olabilir ama o kadar uzatmam. Yakın zamanda 1. Kitabı bitireceğiz bu arada bazen bölümleri yazarken metinlerde spoi veriyorum fark eden vardır belki .
Yeni kitabım olan sınırların ötesinde kitabımı okursanız sevinirimmm.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum kitabımı tanıdığınız kişilere önerebilirsiniz ve okumasını istediğiniz kişilerle paylaşabilirsiniz ayrıca sosyal medya hesaplarınızdan kitabımı önerebilirsinizzz öpüldünüz
Instagram hesabım wxeemssx
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
20.29k Okunma |
1.22k Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |