Bölüm şarkımız
Yüzyüzeyken konuşuruz - sen varsın diye
Bu şarkı kitabımızın şarkısı olsun Lara ve baranın olsunn muu.
---
Baran gözlerini yere dikmiş, sessizce oturuyordu. Onun sessizliği beni her zaman korkutmuştur. Çünkü bu, içinde fırtınalar koptuğunun, kontrolünü kaybetmemek için kendisiyle savaştığının bir işaretiydi. Elimden sımsıkı tutuyordu, ama bir şey söylemeye cesaret edemiyordu. Gözlerimi kapattım, bir anlığına bile olsa onun yükünü hafifletmek istedim.
“Baran,” dedim, sesim yavaş ve zayıftı. Başını hafifçe kaldırdı, gözleri sonunda benimkilerle buluştu. O gözlerdeki o karanlık, içimde derin bir ürperti yarattı. Ama bu ürpertiye rağmen, onun ne kadar kırılgan olduğunu görebiliyordum.
“Sana bunu yaşattığım için kendimden nefret ediyorum,” dedi aniden. Sesi keskin ve soğuktu, ama gözlerindeki hüzün onu ele veriyordu. “Benim yüzümden... Senin yüzünden bu hale geldiler. Çünkü sen benim zayıf noktam oldun, Lara. Ve bunu kullandılar.”
“Baran,” dedim sakin bir sesle. “Bunun benimle bir ilgisi yok. Onlar zaten bir tehdit olacaktı, senin varlığından bağımsız olarak. Senin dünyan böyle, biliyorum. Ama bunun suçlusu ben değilim. Ve asla sen de değilsin.”
O, yüzünü yana çevirdi. Sanki söylediklerimi kabul etmeye kendini zorlamak istiyordu ama yapamıyordu. “Hayır,” dedi soğuk bir tonla. “Bu dünyada beni zayıf kılacak hiçbir şey olmamalıydı. Ama sen... Sen her şeyimi değiştirdin.”
“Seni zayıf kılmadım, Baran,” diye karşılık verdim. Ellerimi onun yüzüne götürdüm, onu bana bakmaya zorladım. “Sana bir sebep verdim. Yaşamak için, savaşmak için bir sebep. Beni kaybetme korkun seni zayıf yapmaz. Seni insan yapar.”
Baran, gözlerimin içine baktığında, onun içindeki çatışmayı açıkça görebiliyordum. Bir yanda beni koruma arzusu, diğer yanda beni kendi karanlığından uzak tutma isteği... Ama Baran’ın anlamadığı bir şey vardı: onun karanlığını çoktan kabullenmiştim.
“Senin dünyanı biliyorum, Baran,” dedim. Sesim titriyordu ama kararlıydım. “Karanlığını, öfkeni, hatta korkularını... Hepsini biliyorum. Ama eğer beni korumak için benden uzaklaşmayı düşünüyorsan, bu yalnızca ikimizi de yok eder. Çünkü ben sensiz yaşayamayacağım gibi, sen de bensiz yapamazsın. Bu doğru değil. Biz bu savaşı birlikte vermeliyiz.”
Bir süre sessizlik oldu. Baran’ın gözlerinde bir çatışma vardı; bir şey söylemek istiyordu ama sözleri boğazında düğümleniyordu. Sonunda derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı. “Lara, seni kaybetme korkusuyla her şeyimi kaybedebilirim. Kendimi bile... Ama haklısın. Sensiz bir hayat, nefes almak gibi olur ama yaşamak gibi değil.”
Ellerimi sıkıca tuttu ve beni kendine çekti. Onun sıcaklığı, bana dünyadaki tüm tehlikelere rağmen güvende olduğumu hissettirdi. “Seni koruyacağım,” dedi kararlı bir sesle. “Ama bir daha böyle bir şey olursa, o adamların yaptığını ödemekle kalmam, bu dünyayı baştan sona yakarım. Seni korumak için her şeyi yaparım. Çünkü sen... Sen benim her şeyimsin.”
Gözlerim doldu, ama bu sefer korkudan değil. Bu adam, sevdiği kadın için tüm dünyayı karşısına alabilecek kadar karanlık, ama aynı zamanda onu kaybetmekten korkacak kadar kırılgandı. Onun sevgisi, benim için hem bir zincir hem de bir kalkan gibiydi. Ve bu sevgiyi hak etmek için, onunla savaşmaya hazırdım.
“Bundan sonra,” dedim, gözlerimin içine bakmasını sağlayarak. “Hiçbir şeyi tek başına göğüslemek zorunda değilsin. Artık iki kişiyiz, Baran. Bu karanlık dünyadan bir çıkış yolu bulacaksak, birlikte bulacağız.”
Baran başını hafifçe eğip alnını benim alnıma yasladı. “Birlikte,” diye fısıldadı. O an, aramızdaki bağın ne kadar güçlü olduğunu hissettim. Onun karanlığı benim ışığımla, benim korkularım onun gücüyle dengeleniyordu.
Ve o odada, bir kez daha Baran’ın dünyasına adım atmaya ve onunla birlikte bu savaşı kazanmaya hazır olduğumu biliyordum.
——
Baran’ın alnı hâlâ benim alnıma yaslıydı, nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Bu anın bozulmaması için sessizce kalmak istiyordum. Ancak baranın cebindeki telefonun tiz sesi, o sessizliği paramparça etti. İkimiz de irkilerek geri çekildik. Baran, telefonu cebinden çıkarıp ekrana bakmamı izledi. Benim telefonumdu.
Annem arıyordu.
Bir an duraksadım. Ona, olanları, hissettiklerimi anlatabilecek durumda değildim. Ama çağrıyı görmezden gelirsem, meraklanacağını biliyordum. Derin bir nefes alarak telefonu açtım.
“Anne?” dedim, sesim hâlâ titrek bir tını taşıyordu.
“Lara,” dedi annem, her zamanki otoriter ama bir o kadar endişeli tonuyla. “İyi misin? Sesin bir garip geliyor.”
“İyiyim,” diye hızlıca yanıtladım. Yalan söylediğim barizdi, bunu hissediyordum. Ama daha fazla detay vermeye hazır değildim. “Sadece biraz yorgunum.”
“Beni meraklandırıyorsun,” diye devam etti. “Bir süredir senden haber alamadım. Nerede olduğunu bile bilmiyorum. Baran’la mısın?”
Baran? Ne ? Baran mı? Annem ve baran? Annem nerden biliyo?
Bu soru, Baran’ın da dikkatini çekmişti. Gözleri üzerime dikildi, bakışlarında hem merak hem de endişe vardı. Ona kısa bir bakış atıp derin bir nefes aldım.
“E- ev- evet, Baran’layım,” dedim dürüstçe. “Her şey yolunda, merak etme.”dedim.
Annem, telefondaki sessizliğin ardından derin bir iç çekti. “Lara, onunla ilgili... Sana bir şey söylemek istiyorum. Ama yanlış anlama, tamam mı?”dedi annem.
Kalbim hızla atmaya başladı. Ne söyleyeceğini tahmin etmeye çalışıyordum, ama sözleri gelmeden bir anlam veremiyordum.
“Anne, açık ol lütfen,” dedim, biraz sabırsız bir şekilde.
“Baran... Sana iyi geliyor mu gerçekten?” diye sordu sonunda. “Yani, onun dünyası, onun hayatı... Senin için fazla ağır değil mi? Senin böyle bir hayatı seçtiğini görmek beni korkutuyor, Lara.”
Baran, annemin söylediklerini duymasa da, konuşmamın tonundan bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Bakışlarını tekrar bana çevirdi, sanki bir açıklama bekliyordu.
“Anne,” dedim, sesim bu sefer daha kararlıydı. “Baran benim hayatımdaki en zor, ama aynı zamanda en anlamlı şey. Onun dünyasını seçmek kolay değil, evet. Ama bu benim seçimim. Ve bu seçimden pişman değilim." Dedim.
“Tamam,” dedi annem, ama sesi hâlâ endişeliydi. “Sadece dikkatli ol, olur mu? Eğer bir gün bana ihtiyacın olursa, burada olduğumu unutma.”
“Biliyorum,” diye cevap verdim. “Teşekkür ederim, anne. Ama merak etme. Her şey kontrol altında.”
"Bide Lara abin askere gidicek" dedi annem.
"Ne" dedim
"Evet biliyorsun uzun zamandır bekletiyordu . İşide yokken gideyim dedi" dedi annem.
"Ne-ne zaman" dedim.
"1 hafta sonra" dedi annem.
"Tamam gelirim ben" dedim.
"Baran da gelebilir" dedi annem sanki ondan izin istemişsim gibi.
"Tamam annecim öptüm" dedim ve kapattım.
Konuşma biter bitmez Baran, ne olduğunu sormadan bakışlarıyla durumu anlamaya çalışıyordu. Telefonu sessize alıp ona döndüm.
“Annemdi,” dedim basitçe. “Beni merak etmiş.”
"Ama benim de merak ettiğim bişey var?"dedim.
"Neymiş o " dedi baran.
"An-annem seni nerden biliyor" dedim dan diye.
"Sen yoğum bakımdayken sürekli arıyordu bende ona senin hakkında bahaneler uydurarak mesaj yazıyordum. En sonunda onun da bir anne olduğunu düşündüm. Annene yanımda benimle olduğunu benim olduğunu söyledim" dedi baran.
"Peki abim" dedim.
"Onu bilmiyorum yani annen söylemiş olabilirde olmayabilirde" dedi baran
“Annen, benim hakkımda ne düşünüyor?” diye sordu Baran, gözlerini kısarak. Sorusu masum bir merak değil, içten bir endişe taşıyordu.
“Senin hakkında endişeli,” diye dürüstçe yanıtladım. “Ama bu, benim kararlarımı değiştirmez. Ben seni seçtim, Baran. Bu dünyanı seçtim. Annemin söyledikleri doğru olsa bile, bununla yaşamaya hazırım.”
Baran bir an sessiz kaldı, sonra başını salladı. “Seni hak edecek kadar iyi bir adam olmadığımı biliyorum,” dedi. “Ama yine de seni kaybetmemek için her şeyi yapacağım.”
O an, onun yalnızca beni korumaya çalışmadığını, benim için kendi korkularını da aşmaya çalıştığını anladım. Baran’ın karanlık dünyasında, onun için ışık olabilmek benim için her şeye değerdi.
----
Baran’ın gözleri bir anlığına uzaklara daldı. Söyledikleri hâlâ kafasında dönüp duruyor gibiydi. Benim için bir şeyler yapmaya, beni korumaya hazırdı, ama içindeki karanlıkla baş etmek onun için hâlâ bir savaş anlamına geliyordu.
“Annem beni kolay kolay bırakmaz,” dedim gülümsemeye çalışarak. “Eminim seni de daha fazla tanımak isteyecek. Ama şimdilik abimin askere gidişi için orada olmamız yeterli.”
Baran bir şey demedi. Sessizliği, içinde bir plan yaptığını hissettirdi. Onu daha fazla sıkıştırmak istemedim, ama bir yandan da endişeliydim.
“Baran?” dedim, elimi onun eline koyarak. “Bu süreçte benimle olacak mısın? Annem seni gördüğünde biraz gergin olabilir. Ama onun seni tanımasına izin vereceğim. Gerçek seni. Saklamak istemiyorum.”
Baran bana döndü, yüzünde hafif bir tebessüm vardı. Ama gözlerindeki kararlılık, söylediklerinin çok ötesinde bir anlama sahipti. “Eğer bu, senin hayatının bir parçası olmamı istiyorsan, orada olacağım. Ama Lara, bir şeyleri açıklığa kavuşturalım. Eğer beni kabul etmezse ya da seni benim yüzümden zor durumda bırakırsa, bunu kabullenemem.”
Derin bir nefes aldım. Baran’ın kırılganlığı ve kararlılığı arasında sıkışıp kaldığını görebiliyordum. “Bu bizim hayatımız,” dedim. “Kim ne derse desin, benim seçtiğim hayat sensin. Annem de bunu anlayacak, eminim. Ama bu süreçte biraz sabırlı olmamız gerekecek.”
Baran başını salladı. “Tamam, Lara. O zaman ne gerekiyorsa yapacağım. Ama sana söz veriyorum; kimse, hiçbir şey seni üzemez.”
Bu sözleri, içimde bir rahatlama yarattı. Onun yanımda olduğunu bilmek, her şeyin üstesinden gelebileceğimi hissettirdi. Ama aynı zamanda Baran’ın bu dünyaya olan öfkesinin, onu nasıl zorladığını da hissedebiliyordum.
“Abimin asker uğurlamasına birlikte gideceğiz,” dedim. “Ve annem seni daha yakından tanıyacak. Ona, her şeyin yolunda olduğunu göstereceğiz.”
Baran gülümsedi ve elimi tuttu. “Sen ne istersen, Lara. Seninle olduğum sürece, her şeye hazırım.”
O an, Baran’ın dünyasının tüm kaosuna rağmen, onunla bir yol bulabileceğime inandım. Bu yol ne kadar zor olursa olsun, Baran’la birlikte yürümeye kararlıydım.
----
Meabaaaaa
Kitabımın büyük bir kitlesi olursa kitabımı bastırıcam bana destek olur musunuz oy ve yorumlarınızı bekliyorum kitabımı tanıdığınız kişilere önerebilirsiniz ve okumasını istediğiniz kişilerle paylaşabilirsiniz ayrıca sosyal medya hesaplarınızdan kitabımı önerebilirsinizzz öpüldünüz
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
20.29k Okunma |
1.22k Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |