Ertesi gün okuldan çıkarken Baran yine beni bekliyordu. Siyah Maserati’si, okul otoparkında her zamanki gibi dikkat çekiyordu. Arkadaşlarımın şaşkın bakışlarını görmezden gelerek arabaya bindim.
“Bugün nereye gidiyoruz?” diye sordum, biraz merakla.
Baran, yüzünde sakin ama anlamlı bir gülümseme ile direksiyonu tuttu. “Bugün, seni annemin mezarına götürmek istiyorum, Lara. Sana hayatımın bir parçasını göstermek istiyorum. Ama yolda bir şeyler alacağız.”
Bunu duyduğumda, biraz şaşırdım ama aynı zamanda bir şeylerin değiştiğini hissediyordum. Baran, her geçen gün daha da derinleşiyordu. Bir süre sessiz kaldık, sadece yolda ilerlerken şarkılar ve dışarıdaki manzara vardı. Birkaç dakika sonra, Baran arabayı bir çiçekçiye doğru yönlendirdi.
“Buket alacağım, birkaç Yasemin çiçeği,” dedi, arabanın camını açarak. “Hem annem için, hem de sana vermek için.”
Yasemin çiçekleri, bana her zaman bir huzur vermişti. Baran’ın seçimi, çok anlamlıydı. Çiçekçiden iki büyük buket Yasemin çiçeği aldıktan sonra, yolumuza devam ettik. Çiçeklerin kokusu arabada yayıldı ve bir süre sonra, Baran bana dönüp gülümsedi. “Bunları annem için alıyorum,” dedi. “Ama birini sana vereceğim. Çünkü sen de benim için çok özelsin.”
Çiçeği elime verirken gözlerinde derin bir anlam vardı. Bu kadar özel bir anı benimle paylaşması, beni gerçekten etkiliyordu. “Teşekkür ederim,” dedim, sesim titrerken. “Gerçekten çok ince düşünüyorsun.”
Baran başını hafifçe sallayarak gülümsedi. “Annemi kaybettim, ama ona her zaman bir şeyler bırakmak istiyorum. Sana verdiğim Yasemin, biraz da sana olan hislerimi anlatıyor. Seninle olmak, hayatımda yeniden bir şeyler çiçekleniyor gibi hissediyorum.”
Bir süre sessiz kaldık, yolculuğumuz devam ederken Baran’ın sözleri hala zihnimde yankı yapıyordu. Bu kadar derin bir bağ, beni her geçen gün daha fazla sarhoş ediyordu.
---
Bir süre sonra, şehir dışına doğru ilerledik. Yolda, manzara gitgide değişti; şehri geride bırakıp yeşil alanlara doğru yaklaşıyorduk. Baran, arabayı bir mezarlık yakınlarına park etti. “Burada,” dedi, “Annemin mezarı burada.”
Gözlerim doldu, ama Baran’a bakarak güçlü olmaya çalıştım. O an, Baran’a her zamankinden daha yakın hissettim. O, gerçekten çok fazla şey yaşıyor ve bana da tüm bunları paylaşıyordu.
Araba kapısını açtık, Baran çiçekleri alarak yanımda yürüdü. “Annemi buraya getirdiğimde her zaman buradaki huzuru hissediyorum,” dedi, mezar taşını okşayarak. “Birçok şeyi burada bırakıp giderim. Ama annem hep kalacak. Bu mezar, her şeyin başlangıcı gibi.”
Bir süre sessiz kaldık, Baran çiçekleri mezarın başına bıraktı. Gözleri uzaklara dalmıştı, ama anlaşılan o ki, annesinin huzuru onun için çok önemliydi. Ben de kendi başıma biraz uzaklaştım, mezarın yanına koyduğumuz Yasemin çiçeklerinin kokusunu içime çektim.
Sonra, Baran yanıma geldi ve yüzüme bakarak hafifçe gülümsedi. “Lara, seninle burada olmak, gerçekten özel. Annemi ve seni aynı anda düşünüyorum. İkisini de değerli buluyorum.”
“Bunu çok içten söylüyorsun, Baran,” dedim, sesim biraz titrerken. “Bunu hissetmek çok zor, ama bir o kadar güzel. Seninle olmak, bu kadar derin bir bağ kurmak… Gerçekten farklı.”
Baran, çiçekleri mezarın yanına bırakırken ellerini birleştirdi. “Bunlar, benim her şeyim. Yasemin çiçekleri, huzur veriyor. Ama sana verdiğim Yasemin, seni düşündüğümü ve her şeyin hızla değil, düzgün bir şekilde olmasını istediğimi anlatıyor.”
Bunları duyduğumda, içimde bir sıcaklık hissettim. Baran, kendini olduğu gibi gösteriyordu ve ben de bu anı kalbime kazandırıyordum.
Bir süre daha sessiz kaldık. Her şeyin hızla ilerlediği bir dünyada, burada, bu mezarlıkta, sadece Baran ve ben, birbirimize çok yakın oluyorduk.
Baran, mezarın başında bir süre daha durdu. Gözlerinde annesinin kaybının verdiği hüzünle, aynı zamanda ona olan sevgisini hissedebiliyordum. Bütün o kırılganlık, bana daha fazla bağlanmamı sağlıyordu. Gerçekten, her geçen anı birlikte geçirmek, birbirimizin dünyalarını daha yakından keşfetmek gibi bir şeydi.
Yavaşça, Baran’ın yanına yaklaştım ve omzuna dokundum. O an, sadece sessizce birbirimize destek olabileceğimizi hissettim. Konuşmaya gerek yoktu. Aramızda kurduğumuz bağ, kelimelerden çok daha derindi.
“Baran,” dedim, sonunda sesi titrek bir şekilde çıktığında. “Annene verdiğin bu çiçekler, bana gerçekten çok anlamlı geliyor. Ve seni bu kadar derin bir şekilde anlamak, bana da bir huzur veriyor. Bazen duyguları açıklamak çok zor, ama seninle olmak, her şeyin daha kolay olmasına yardımcı oluyor.”
Baran, başını kaldırıp gözlerime baktı. Yavaşça, ellerini cebinden çıkararak Yasemin çiçeğini biraz daha sıkı tuttu. “Bazen kelimelerle anlatmak, hissettiklerimi ifade etmek çok zor. Ama sana olan hislerimi sana bu çiçekle göstermek istedim. Bu çiçek, hem annemi hatırlatıyor, hem de seni… Huzur bulduğum anlar, seninle geçirdiğim zamanlar gibi.”
Bir süre daha sessiz kaldık, ama artık sessizlik rahatsız edici değil, aksine bizi birbirimize daha da yaklaştıran bir hal almıştı. Baran, mezar taşını tekrar okşayarak, annesine seslendi: “Sana her zaman bir şeyler bırakmak istiyorum, anne. Senin öğrettiklerinle yaşamaya çalışıyorum. Ama Lara ile de daha iyi bir insan oluyorum. Bunu seninle paylaşmak istedim.”
Bir an durdu, gözleri dalmışken. O an, Baran’ın içinde kaybolmuş tüm o acıyı ve kaybı hissettim. Ama aynı zamanda ona olan güvenimi de. Her ne kadar bu derinlik, bana bazen ağır gelse de, birlikte olduğumuz her anın bir değer taşıdığını biliyordum.
“Baran,” dedim, bir adım daha atarak onun yanına geldim. “Seninle olmak, seni anlamak çok değerli. Bunu hiç unutma, her zaman senin yanındayım.”
Baran, derin bir nefes aldı ve başını hafifçe salladı. “Bunu biliyorum, Lara. Seninle olmak… Gerçekten zor zamanlarda bile, bana güç veriyor. İkimizin arasında kurduğumuz bağ, her şeyin üstünde.”
Birkaç saniye sessiz kaldık, Yasemin çiçeklerinin kokusu etrafımızı sarmıştı. Doğanın sakinliği ve mezarlığın huzuru arasında, birbirimize olan güvenimiz daha da güçleniyordu.
Sonunda Baran, beni nazikçe yanına çağırarak arabaya doğru yöneldi. “Hadi, biraz daha zaman geçirelim. Annemi ve seni birlikte düşündüğüm bu anı, hayatımda çok özel kılmak istiyorum. Ama buradaki huzurla, yeniden başlayabiliriz.”
Arabasına yönelirken, çiçeklerin kokusunu bir kez daha içime çektim. Gerçekten, hayat bazen kayıplarla dolu olsa da, en karanlık anlarda bile bazı şeylerin güzel ve anlamlı kalacağını hissedebiliyordum.
Yavaşça, Baran’la birlikte arabaya binip, mezarlık alanından çıkarken, hayatımda bir şeylerin değiştiğini hissediyordum. Baran’a olan bağım, her geçen gün daha derinleşiyordu. Bizim aramızda kurduğumuz bu özel
bağ, sadece geçmişin değil, geleceğin de izlerini taşıyordu.
------
Bugünlük yeter uykum geldi uyuyacağımm. Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm.
Instagram hesabım: wxeemssx
Kitabımı tanıdığınız kişilere önerebilirsiniz ve okumasını istediğiniz kişilerle paylaşabilirsiniz ayrıca sosyal medya hesaplarınızdan kitabımı önerebilirsinizzz öpüldünüz iyi gecelerrrr
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
20.29k Okunma |
1.22k Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |