18. Bölüm
Eesmaaa / ÇAKMA MAFYA / yarı texting / 18.Bölüm

18.Bölüm

Eesmaaa
wxeesmaa

Baran arabayı hızla otobandan çıkarıp şehir merkezine doğru sürdü. Sessizlik vardı ama garip bir şekilde bu sessizlik rahatsız edici değildi. Baran ara sıra bana bakıyor, sanki bir şeyler söylemek istiyor ama cümlelerini toparlayamıyordu.

 

“Ne oldu, bir şey mi söyleyeceksin?” dedim, bakışlarımı ona çevirerek.

 

Bir an duraksadı. “Sen hep böyle misin?” diye sordu.

 

“Ne demek şimdi bu?” dedim, kaşlarımı kaldırarak.

 

“Okulun önünde beni öpmek… Sonra otobanın ortasında bana kafa tutmak… Kendine ne kadar güveniyorsun, farkında mısın?” dedi, hafif bir gülümsemeyle.

 

“Seninle uğraşmak özgüven meselesi değil, Baran. Sadece senin beni ciddiye almanı istiyorum,” dedim.

 

Baran’ın gözleri bir an için yumuşadı ama çabucak eski sert ifadesine döndü. “Seni ciddiye alıyorum, Lara. Fazlasıyla…”

 

Bu cümleyle birlikte bir anda daha sıcak bir hava esti aramızda. Ama tam o sırada telefonum yeniden çaldı. Bu sefer abim tekrar arıyordu. İstemeye istemeye açtım.

 

“Lara! Nerede kaldın? Eve hemen gel!” diye bağırdı abim.

 

“Tamam, abi. Yoldayım,” dedim, sonra telefonu kapattım.

 

Baran bir şey söylemeden arabayı bizim sokağa doğru sürmeye başladı. Eve yaklaştığımızda arabayı biraz uzağa park etti. Dışarı çıktım ve Baran’ın arabanın kapısını kapatmadan bana baktığını fark ettim.

 

“Lara,” dedi. Sesinde alışılmadık bir tedirginlik vardı.

 

“efendim, Baran?” dedim, biraz sabırsızca.

 

“Elimde olsa seni eve bırakmazdım,” dedi alçak bir sesle.

 

Gülümsedim. “Ama mecbursun, Baran. Bu kadar yetiyor şimdilik.”dedim

 

Bir adım attı ve yüzüme doğru eğildi. “Yarın seni görmeden duramam, haberin olsun.”

 

“Durmayacağını biliyorum,” dedim, gülümsememi saklamaya çalışarak. “Ama şimdilik hoşça kal.”

 

Baran yüzümü avuçlayıp dudaklarımı öptü. Eve doğru yürüdüm.

Baran arkasına yaslanıp beni izlerken kapıyı kapattım ve eve doğru yürüdüm. Ama içim kıpır kıpırdı. Sanki bu, daha büyük bir şeyin başlangıcıydı.

 

 

---

 

Eve girdiğimde abim mutfakta oturmuş çay içiyordu. Beni görünce başını kaldırıp kaşlarını çattı.

 

“Neredesin sen? Telefonuna da bakmadın!” dedi, sesi biraz sinirliydi.

 

“Dışarıdaydım abi, bir işim vardı. Telefonu duymamışım,” dedim. Sesim sakin görünüyordu ama içimden bu sorgunun hemen bitmesini istiyordum.

 

“Ne işiymiş bu? Lara, sen büyüdün diye sana karışmıyorum ama bu böyle devam etmez. Evden çıkıp nereye gittiğini söylemek zorundasın,” dedi.

 

“Tamam, abi. Özür dilerim. Bir daha olmaz,” dedim. Sonra hızlıca odama çıktım.

 

Kapıyı kapattığımda telefonumu açtım. Baran’dan gelen bir mesaj ekranı aydınlattı:

 

Baran: “Eve girdin mı?”

 

Ben: “Evet, geldim.”

 

Baran: “Sabah seni almaya geleceğim. Söyleyeyim de hazırlıklı ol.”

 

Ben: “Baran, yapma. Okulun önünde zaten yeterince dikkat çekiyoruz. Bir de sen gelme lütfen.”

 

Baran: “Sabah seni alıyorum. İtiraz istemiyorum.”

 

Baran’ın kararlılığı hem sinir bozucuydu hem de istemsiz bir şekilde hoşuma gidiyordu. İçimden, Bu çocuk beni mahvedecek ama belki de mahvolmaya değer, diye geçirdim.

 

 

---

 

Sabah erkenden uyandım. Baran’ın geleceğini bilmek, içimde garip bir heyecan yaratıyordu. Evden çıktığımda sokağın başında bekleyen o siyah Maserati’yi gördüm. Camdan çıkan Baran’ın gözleri beni bulmuştu. Gülümsemesi her zamanki gibi özgüven doluydu.

 

“Baran, beni gerçekten rezil edeceksin,” dedim arabaya yaklaşırken.

 

“Hayır,” dedi, kapıyı açarken. “Seni rezil etmiyorum. Sadece ait olduğun yeri herkesin görmesini sağlıyorum.”

 

Bu lafıyla yüzümü kızartmayı başarmıştı. Arabaya bindim ve Baran hızla okula doğru sürdü.

 

Okulun önüne vardığımızda, Baran arabayı park etti. O an anladım ki herkesin gözü üzerimizdeydi. İrem ve tayfası, okulun bahçesinde durmuş bizi izliyordu. Daha önce bu kadar şaşırmış görünmemişlerdi.

 

Baran arabadan indi ve hızla yanıma gelip kapıyı açtı. “Hadi, Lara,” dedi, elini uzatarak.

 

“Baran, lütfen abartma,” dedim fısıltıyla.

 

“Bunu yapmamı engelleyemezsin,” dedi ve elimi tutarak arabadan inmeme yardım etti.

 

Tam o sırada Emre’nin sesi duyuldu. “Lara! Ne yapıyorsun?”

 

Emre’nin kaşları çatılmış, sinirle bize doğru yürüyordu. Baran beni arkasına alarak, “Bir adım daha atarsan pişman olursun,” dedi. Sesi sakin ama tehditkârdı.

 

Emre bir an duraksadı. Baran’ın kararlı bakışı karşısında geri adım atmak zorunda kalmıştı. “Baran, sen kimsin ki Lara’ya karışıyorsun?” diye sordu, cesaretini toplar gibi.

 

Baran hafifçe eğildi, gözlerini Emre’nin gözlerine dikti. “Ben onun herşeyiyim,” dedi. Sonra daha da alçak bir sesle, “Ve sana da bunu her gün hatırlatırım, Emre. Eğer onunla gereğinden fazla yakın olmayı düşünürsen, bunun bedelini ödersin. Anladın mı?”

 

Emre yutkundu ama bir şey söylemedi. Ardından sessizce uzaklaştı. Baran tekrar bana döndüğünde, gözlerinde bir sıcaklık vardı.

 

“Bu gereksiz sahne için üzgünüm,” dedi, sesinde bir yumuşaklıkla. “Ama kimsenin sana dokunmasına ve zarar vermesine izin vermem.”

 

Gözlerim onun gözlerine kilitlenmişti. “Baran, kendimi koruyabilirim.”

 

“Biliyorum,” dedi. “Ama seni korumak benim işim. Ve bunu yapmaktan asla vazgeçmeyeceğim.”

 

Bu sözleriyle kalbimi daha da çalmıştı. Okulun önünde insanlar hâlâ bize bakıyordu ama umurumda değildi. Çünkü Baran yanımdaydı ve bu, her şeyden daha önemliydi.

 

 

---

 

O gün derslerde ne söylediğimden ya da ne duyduğumdan emin değildim. Akşam eve döndüğümde telefonuma bir mesaj geldi

 

Bar

an: “Seni düşünüyorum.”

 

Gülümsedim ve sadece şu cevabı yazdım:

 

Ben: “Belki ben de seni düşünüyorumdur.”

 

 

----

 

Öncelikle merhaba 2-3 gündür bölüm atmıyorum hatta 4-5 gündür de olabilir öncelikle size bölüm atamadım ve sizi beklettim için özür dilerim .

 

Okuldan çok ödev falan veriyolar o yüzden bölümleri yetiştiremiyorum.

 

Neyse iyi okumalar oy ve yorumlarınızı bekliyorum kitabımı tanıdığınız kişilere önerebilirsiniz ve okumasını istediğiniz kişilerle paylaşabilirsiniz ayrıca sosyal medya hesaplarınızdan kitabımı önerebilirsinizzz öpüldünüz

Bölüm : 14.12.2024 14:16 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...