Güvenmemeyi de en çok güvendiğin insanlar sana yeniden kazık atınca anlıyorsun. İlk kazıkta akıllanmayıp, ikinciye gebe kalarak güvensizlik doğuruyorsun. Nur topu gibi bir GÜVENSİZLİK.
Güvenini bir kere kırıyorlar. Geceleri başını yastığa vicdan rahatsızlığından dolayı değil yapılanı yapana yakıştıramadığın için huzursuz koyuyorsun. Gece 3 sıraları uykunun bölünmesinin, sabahın ilk ışıklarına kadar bomboş duvara odaklanmanın başka açıklaması yok.
Af diliyorlar. Pişman olduklarına ikna oluyorsun. Affetmeye bahane ararken affediyorsun.
Saflıktan değil, sevmekten inanıyor insan diyorlar ya. Belki öyle. Belki ‘Ben affetmezsem, af dilediğimde hâlim ne olur’ bencilliği. Belki.
Sana yapılanı haklı bulmak, kendini haksız çıkarmak için tüm pencerelerden bakıyorsun olaylara. Ama olmuyor. Sen haklısın. Haklı olmak her zaman iyi hissettirmez. Güvensizlik doğurduktan sonra anlıyorsun.
Affettiğin için pişman olduğunda öğreniyorsun güvenmemeyi.
Yapman gereken bir seçim oluyor sonra.
Her kötünün bir kötü oluş hikayesi vardır deyip merhametinden ödün mü vereceksin? Yoksa ben asla onlardan olmayacağım deyip merhametini daima muhafaza mı edeceksin?
Bilmiyorsun.
Cevapsız ve güvensizlerin yazısı.

Okur Yorumları | Yorum Ekle |
1.41k Okunma |
296 Oy |
0 Takip |
105 Bölümlü Kitap |