Yer sofrasında otururken dizinize değen dizlerin kıymetini, koskocaman yemek masasında yalnız başınıza yemek yediğinizde anlarsınız.
Hayattaki her şey de hemen hemen böyledir. Biz hep geç kalırız. Biz bir şeylerin kıymetini vaktinde bilmeyiz. Sevmeye bile geç kalırız. Küçük detayları büyütür, büyük detayları küçültürüz. Biz.
Sahip olduğumuz ne varsa kim varsa hep kaybettiğimizde kıymete biner. E biz. Biz böyleyiz.
Annemizin yüzünü bile görmeyiz, ara sıra başımızı çok önemli işlerimizden kaldırıp onun çehresiyle buluşunca gözlerimiz, bir bahane bulur çemkiririz. O sustukça, o hoşgördükçe cesaret alır, daha da üzerine gideriz. Annemizi kefen ile toprağa gömünce dank eder her şey. E biz. Biz böyleyiz.
Sahip olamadıklarımızı ister, sahip olduklarımıza burun kıvırırız. Sahip olduğumuzu sandıklarımız da bizi terk edince, bu kez onları isteriz. E biz. Biz böyleyiz.
Sahip olmayı arzuladığımız şeyler başımızı döndürür, elimizin altındakine ihanet ederiz. E biz. Biz böyleyiz.
Bu denemeyi okuduktan sonra hayatınızda anlamını yitirmeye yüz tutmuş ne varsa, kim varsa onları düşünmenizi istedim. Çünkü bu yazı bunun için yazıldı. Bugün sahip oldukların yarın sahip olacakların değil. Garanti yok. Tek bildiğin “sonun son olduğu” iken sahip olup, burun kıvırdıklarını düşün. Bugün ailenle yemek yedin, ama yarın bunun böyle olacağının garantisi yok, işin acı kısmı bu konuda garanti hiçbir zaman da olmayacak. Sahip olduklarını yücelt.
Yazımı okurken kendinden bir şeyler bulan dostum, senin için yazıyorum. Sadece senin için.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
1.41k Okunma |
296 Oy |
0 Takip |
105 Bölümlü Kitap |