
Kaç darbeden sonra devrilir bir insan? Kaç kez düşer, kaç kez yenilir? Kaçıncıdan sonra içindeki merhamet örselenir?
Düşmek ile ilgili problemim yok. Nasıl düşüyorsam öyle kalkıyorum vesselam. Bir yerden sonra nasıl düşeceğini bile öğreniyor ya insan. Nasıl düşeceğini bilince nasıl kalkacağını da hesap ediyor. Öğreniyorsun, alışıyorsun. Öğretiyorlar, alıştırıyorlar.
Arada bir 'Riyakarlar, iki yüzlüler, nankörler!' diyesin muhakkak geliyor. Ama sonra gözün uzaklara dalıyor, uzun uzadeye düşününce 'Neye yarayacak?' çaresizliği yapışıyor üzerine.
Ne diyordum en son? Düşmek ile ilgili problemim yok. Sadece hazmedemiyorum. Anlık öfkelerim de buradan geliyor.
Nasıl bu hâle geldim? diye soruyorum kendime. Beni haksız kılacak tek bir hatamı arıyorum. Önceden öfkelenmezdim, üzemezlerdi beni. Ne oldu sonra?
Acıma bastılar.
Damara basmak dersiniz ya, benim lügatımda o 'Acıya basmak' .
Canımı nereden yakacaklarını hesap etmek için, acılarımı öğrendiler. Kuyruklarına basarsam, yanlışlarını yüzlerine vurursam acılarımı bir bir yüzüme çarpsınlar diye. Buna nasıl izin verebildim? demelerimden geliyormuş öfkelerim. Öğrendim.
Üzerini kapattığım acılarımı yeniden gün yüzüne çıkardıkları için üzülüyormuşum ben. Üzülmelerim buradan geliyormuş. Bunu da öğrendim.
Bunca şeye rağmen, tüm inançlara, tüm teorilere rağmen 'Benim hamurum onlarınki ile bir yoğurulmamış' diyebiliyorum. Merhametimin örselenmesine engel olamadım ama vicdanıma el süremedi kimse.
Ben bu savaşlardan hep alnımın akıyla çıkmışım.
Yenilsem de.
Yani sizleri affediyorum yanlarından sessiz sedasız gelip geçtiklerim. Hiç değilse saçlarıma dokundunuz. Aldığınız nefeste bile izim var. Bu da artık sizin yükünüz.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 1.92k Okunma |
323 Oy |
0 Takip |
119 Bölümlü Kitap |