Hayatımda ilk defa mutluluk ve mutsuzluk arasında bir yerden, ama hiç sınanmadığım bir duyguyla bir şeyleri yazma ihtiyacı duydum. Yazmaya başladığım ilk andan itibaren en büyük çekincem ve aynı zamanda en büyük isteğim birilerinin yazdıklarımı okuyacak olmasıydı.
Devir değişti tabi, önce ilkokul 7. sınıftan lisenin son sınıfına kadar düzensiz olarak tuttuğum kilitli günlükler ile başladı her şey…. Sonra dijital dünyanın hayatımızda daha etkin olmasıyla önce word dosyalarına sonra ise bu bloga kadar sürdü yazma maceram…
Aşka ve birçok şeye inancımı yitirmemle birlikte; artık olayları değil duyguları yazmaya, hatta olan olayları sırf duygularımı nesneleştirmek için kullanmaya başladım. Yazmanın en büyük ilacım olabileceğine olan inancımla klavye başında tabiri caizse bir şeyler karalamayı sürdürdüm ..
Şimdi peki ne anlatmayı umuyorum buralarda derseniz, hayatımda bir insanın ilk defa beni anlamaya ne kadar yakın olduğuna inanamadığım bir anı buraya yazarak ölümsüzleştirmek istiyorum.
Ve belki de bu satırların okunabilme ihtimali ilk defa beni gerçekten korkutuyor. Ama önce gözyaşlarımdan, sonra da parmaklarımın ucundan dökülen kelimeleri düzeltmek kaygısıyla yazmamam gerek…
İnsanların büyük hisleri kısa zamanda hissetmeleri beni her zaman tedirgin etmiştir. Çünkü hisler açığa çıktığında her zaman birinin kalbi mutlak surette kırılıyor. Karşılık bekleyen de, karşılık vermesi gereken de çok zor bir ikileme sürüklenebiliyor.
İşte tam da bu anlarda, tren vagonunun içinde dolaşan erikler misali sadece anın içerisinde kalmak isterdim.
Hiç kimsenin manen yaralanmadığı, kimsenin bir diğerinin kaderini ufacık da olsa etkileyemeyeceği o en kuvvetli ilk anda kalmak…
Sanırım bu akşam, o satırları okuduğum ilk anda kalmak ve o anın beni çok uzunca bir sürece sarıp sarmalamasına izin vermek isterdim…
Ama hayat benim tecrübe ettiğim gibi soyut ve benim tarif ettiğim gibi karmakarışık değil, daha doğrusu olmamalı…
Çünkü o hassas ve tedirgin kalbin önce kelimeleri ulaştı bana, sonra ise sesi…
Kanlı, canlı bir cevap veremeyeceğimin nasıl da farkında yazdıklarında…
İçimde ürkek bir kuş kalbi olduğunu görmeyi başarmış bir de…
O orada ne olacak bundan sonra diye düşünürken, bense burada uzun cümlelerin arkasına sığınmaktan başka bir şey yapamıyorum…
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
1.41k Okunma |
296 Oy |
0 Takip |
105 Bölümlü Kitap |