Galstamotu

Draco ile konuşmamızın ardından 3 gün geçmişti ve ne mi olmuştu?

draco önüne gelen her safkan slytherin ile flörtleşiyordu ve bu benim çıldırmama sebep oluyordu.

ben de harry ile konuşup sorunları hallettiğimi söylemiştim ve onunla birlikte takılıyordum.

tabi bu draco'yu yeterince kudurtuyordu. İkinci görev gelmişti. Herkes ne yapacağını düşünüyordu. Biz de harry ile bunun hakkında kafa yoruyorduk.

"harry.." "efendim Ella?" "Aslında, suyun altında nefes almanı sağlayacak bir bitki olabilir." Ron ve hermione yanımıza geldiler. "Ben bir nevile ile konuşayım o bitkiler ile oldukça alakadar."

aslında daha sonra soracaktım ama kütüphaneye giren Draco ile bundan vazgeçtim. Hermione bir muggle doğumluydu çünkü ve ron da bir kanıbozuk. Her an aileme ötebilirdi.

Hermione anladığını belirten bir gülümseme Sundu. Capella kesinlikle bu kızı seviyordu.

hızla nevile'ın yanına gittim. "Hey Neville, nasılsın?" Nevile beni görünce sıcak bir gülümseme verdi. İlk başlarda bir slytherin olduğum için çekinse de birbirimize alışmıştık.

"iyiyim capella sen?" "Bende iyiyim sana bir şey soracaktım." Dedim ve oda dinlediğine dair başını salladı.
"Suyun altında uzun süre kalmayı sağlayacak bir bitki biliyor musun?"nevile ise zaferle gülümsedi.
"galstamotu."

maç başlamak üzereydi ve ben elimdeki otu harry'e yetiştirmek için koşuyordum. Tam düşecekken cüppemin ense kısmından tutan birisiyle olduğum yerde geri kalktım. "Teşekkürler." Diye mırıldanıp ilerleyecektim ki tekrardan sanki yaramaz bir çocuk tutar gibi tuttuğundan dolayı ona döndüm ve

draco

"Draco, bak çok acelem var sonra-"

"ne acelesi sevgili nişanlım?"

tamam nefesim kesilmişti. Ama şu an arkadaşımı düşünmem lazımdı.

"Harry'i bulmam lazım lütfen Draco çok acil." Draco ise göz devirdi ve omuzlarımdan beni çevirecek harry'i gösterdi. Derin bir nefes aldım ve "ah, teşekkürler Draco!" Hızla harry'e koştum.

hızla koştuğumdan dolayı dururken biraz zorlanmıştım ve harry'e çarptım o da gülerek bana baktı. "Al harry bu galstamotu seni bir saat kadar suyun altında tutacak çiğneyip yutman lazım"

harry galstamotunu ağzına attığında ekledim. "Ve tadı berbattır."

gözleri açılıp bana baktığında hızla uzaklaştım ve maç başladı.

hepimiz nefesimizi tutmuş onları bekliyorduk tabi Draco hariç yanıma yaklaştığında suratında iğrenç bir sırıtma vardı.

"Neye gülüyorsun Draco?" "Potter ölmesin diye bu kadar çabalamana."

göz devirdim. "O benim arkadaşım Draco, arkadaşlar böyle zamanlar için vardır. Senin aptal arkadaşların sadece senin kuyruğun olduğu için bilmemen normal."

dediklerimle kaşlarını çattı ama bir şey demeden benim gibi korkuluklara yaslandı ve karagölü. izlemeye devam etti.

******
aradan geçen uzun bir süreden sonra harry de sonuncu olarak çıktı. Flour'un kardeşi ve ronla birlikte. Tam yanına gidecektim ki Draco beni tuttu yine.

"Bence etrafta bu kadar insan varken gitmen doğru değil?" Soraracasına söylemişti. "Haklısın, ama sürekli böyle beni çekiştirecek misin?" Dedim.

hoşuma gidiyor olabilirdi. Ama bunu bilmesine gerek yoktu.

"Yerinde durmadığın sürece, evet."