151. Bölüm

KARAN KIZILTUĞ

Güzel karım kucağımdayken adımlarımı yatak odasına yönlendirdim. Kollarımdaki bedeni titriyordu. Başımı eğip yüzüne baktım. Gözlerini kaçırmaya çalışsada heyecanını görüyor ve anlıyordum. En az onun kadar bende heyecanlıydım. Yatak odasına geldiğimizde yavaşça yere bıraktım. Ayakları yere değince yönünü bana çevirdi, elimi uzatıp yanağına dokundum. Gözleri hemen kapanmış kedi gibi yanağını avuç içime bastırmıştı. Eğilip dudaklarımızı birleştirdim. Yavaş yavaş, usulca, incitmeden öptüm. Tadını almaya çalıştım. Ellerini enseme uzattı, parmakları saçlarımın arasında gezindi. Bende ellerimi beline yerleştirdim. Bedenini bedenime daha çok yasladım. Ağzını aralaması ile daha fazlası için dilimi ağzının içine ittim. Ağzımın içine doğru inledi. Elleri beni kendine daha fazla yasladı. Geri çekildiğimde nefes nefese kalmıştı. Elleri tişörtümün eteklerine gitti, bakışları boynumdaydı. Uzanıp bakışlarımızı birleştirdim.

"Utanma Mavişim. Bedenim sana helal tıpkı seninkinin bana olduğu gibi. "

Ona bırakmadan tişörtü üstümden sıyırdım. Gözlerimdeki bakışları yavaşça bedenimde gezindi. Elini uzatıp parmak uçları ile kaslarımı okşadı.

"Çok güzelsin. İnsanı günaha davet eden bir bedenin var."

Gözlerimizi tekrar birleştirdiğinde gözlerindeki mavilik koyulaşmıştı.

"Haram değilsinki günaha davet edeyim. Kocanım senin, istediğin zaman bana dokunabilirsin."

"Ama sen tereddüt ediyorsun, korkarım diye."

"Ediyordum. Tıpkı senin ettiğin gibi.... artık değil Mavişim. İkimizde bir şeyleri aşmadık mı?"

Dudaklarını sol göğsüme, kalbimin tam üstüne bastırdı.

"Aşmadıysam bile sana yakın olmak için elimden geleni yapıyorum.... yanlış anlama, mecbur hissettiğim için değil, seni istediğim için."

Elleri hala bedenimdeydi. Üzerimdeki ellerini çekip sırtını bana döndü.

"Mavişim!"

"Fermuarı açar mısın? Elim yetişmiyorda...."

Dediği ile dudaklarım kıvrıldı. Aslında eli yetişiyodu, ama o benim açmamı istiyordu. Elimi uzatıp fermuarı yavaşça aşağıya kaydırdım. Baş parmağım sırtının her santimini okşadı. Biraz daha yaklaşıp açılan sırtına dudaklarımı bastırdım. Bedeni titredi.

"Her şey yolunda mı?"

"Devam et.... lütfen."

Ellerimi omuzlarına koyup elbiseyi yavaşça üzerinden sıyırdım. Kusursuz..... Tek kelime ile kusursuzdu. Ve bu kadın benim karımdı öylemi. Bakışlarım açlıkla ona baktı. Yönünü yavaşça bana döndü. Yanakları kızarmıştı bakışları yüzümü bulunca beklemeden dudaklarına kapandım. Elleri göğsümü buldu, benimkiler ise belindeydi. İkimizi yatağa yönlendirdim. Belinden destek vererek yatağa yatırdım. Göğsümdeki elleri sırtımı buldu. Dudaklarımı boynuna yönlendirdim. Önce hafif bir ısırık bıraktım.

"Karan!"

Adımı inlemesi aklımı kaybettirecekti neredeyse. Isırdığım yeri dudaklarımın arasına alıp emmeye başladım. Elleri saçlarımın arasına daldı.

"Çok güzelsin bebeğim. Çok...."

Sık nefesler alıyordu. Dilimle gerdanına doğru yol çizdim. Ağzından kaçan inlemere engel olamıyordu.

"Bebeğim nasılsın?"

Eğer tedirgin olduysa duracaktım.

"Çok....çok iyi... devam et lütfen."

Adeta yalvarıyordu. Allahım bu nasıl bir tınıydı.

"Bebeğim sütyenini çıkaralım mı?"

Göğsünü hafif kaldırınca istediğini anladım, elim sırtındaki kopçaya gitti açmam ile üstünde bollaştı. Kollarından sıyırıp ondan kurtulmuştu. Yavaş yavaş üstündeki utangaçlığı atıyordu.

"İstediğin her şeyi çıkarabilirsin Karan. Sorma artık? Söz veriyorum rahatsız olduğumda söyleyeceğim."

Dudaklarımızı birleştiren o oldu. Ellerini enseme koyup üzerine çekti. Bu yaptığına gülümsemeden edemedim. Nefesinin kesildiğini hissettiğim de geri çekildim. Elim sol göğsünü buldu avucumun içinde sıktım. İniltisi odanın duvarlarına çarptı. Aynı şeyi tekrar yaptım. Yönümü göğsüne çevirdim. Baş parmağım ile göğüs ucunun etrafını daire içine aldım, sonrasında eğilip ağzıma aldım. Yaptığım ile yüksek sesle inledi. Göğsünü emmeye başladım, diğer elim sağ göğsünü sıkıyordu. Çok güzeldi. Allahım şimdi dur dese nasıl duracaktım.... göğüs ucunu dişlerimin arasına alıp ısırdım.

"Ahhh Karan... ıhmmmm..."

"Karan sana ölsün."

Sızısını almak için yavaşça emdim. Bir süre sonra diğer göğsüne geçtim. Tekrar tekrar emdim, ısırdım, yaladım.... teninin tadı dayanılmazdı. Kalçasını bana doğru kaldırması ile bende delirme noktasına gelmiştim.

"Bebeğim!"

"Karan yap. Ne istiyorsan yap..."

Üzerinden yavaşça doğruldum üzerimdeki eşofman altını çıkarıp kenara attım. Tekrar yanına uzandım. Erkekliğim erekte olmaya başlamış iç çamaşırımı zorluyordu. Gözleri oraya kayınca yutkundu. Bu yaptığı ile tebessüm ettim.

"Korkma bebeğim....."

"Korkmuyorum ki."

Dediği ile tebessüm ettim.

"Şimdi ben uzanıcam ve sen geçen gece yaptığın gibi bana sürtüneceksin..."

"Bunu değil, daha fazlasını istiyorum. "

Sesi hem bir çocuk kadar masum çıkmıştı. Hemde içimde volkanları ateşe verecek kadar ateşli."

"Bebeğim..."

"Karan lütfen..."

Öyle bakarken ve ben bu haldeyken nasıl hayır derdim ki. Eğilip kısacık bir an dudaklarımızı birleştirdim. Ellerim üzerindeki iç çamaşırını yavaşça üzerinden sıyırdı. Ağzımın içi kurumuştu. Gerdanına dudaklarımı bastırdım. Ordan karnına derken yavaş yavaş aşağılara indim. Sık nefesler ve meraklı gözleri ile ne yapacağıma bakıyordu. Dudaklarımı kadınlığının üzerine bastırdım. Şaşkınlıkla açılan gözleri aldığı zevkle kapandı.

"Bacaklarını benim için arala Mavişim. "

Başını tamam anlamında salladı sonrada dediğimi yaptı. Bacaklarının iç kısmına ıslak öpücükler bıraktım. Parmaklarım ile kadınlığının dudaklarını kenara çektim, sonrada dudaklarımı bastırdım.

"Ahhh.....Karan. "

Dilimle aşağı yukarı yalamaya başladım. Kadınlığı ateş gibi yanıyordu. Allahım aldığım tadı ile kafayı yemek üzereydim. Ben bunca zaman bu kadından nasıl uzak kalmıştım. Dilimi içine itmem ile adımı haykırdı.

"KARAN.......ahhhh....."

Beli yataktan havalandı. Elleri yatağın çarşaflarını sıkıyordu. Bedeni gerilmeye başladı. Baş parmağımı klitorisinin üzerine koyup ovmaya başladım. İkimizinde aldığı zevk inanılmazdı. İnlemeri duvarlara çarpıp kulağıma geliyordu. Ve beklenen son gerçekleşti titreyerek orgazm oldu. Bedeni hala titriyordu. Vücudundaki terler loş ışıkta birer inci gibi parlıyordu. Dudaklarında belli belirsiz bir tebessüm vardı.

"Nasıl hissediyorsun güzelim?"

"Çok..... güzel."

Ah benim utangaç karım. Zevk aldığını söylerken bile utanıyordu. Ben ne yapacaktım böyle.

"Bitti mi?"

Dediği ile gülüşüm büyüdü.

"Daha başlamadık ki birtanem."

Bu defa gülümseyen o oldu. Anladığım kadarı ile daha fazlasını istiyordu. Elimi uzatıp yanağını okşadım.

"Bebeğim emin misin?"

"Eminim.... nasıl olacak bilmiyorum ama seni istiyorum... en azından bundan fazlasını istediğime eminim.... sadece...."

"Sadece?"

"Canım çok acır mı?"

Anlayışla baktım. Elim çenesine gitti.

"Ne kadar acıyacağını bilmiyorum. Ama canının yanmaması için elimden geleni yapıcam. İnan bana başka yolu olsaydı onu denerdim. Her ne olursa olsun."

"Biliyorum. Sana bu dünyadaki her şeyden, herkesten çok güveniyorum. "

O da benim gibi elini uzatıp yanağımı okşadı. Avuç içine dudaklarımı bastırdım.

"Uzan güzelim."

Dediğim ile tekrar sırt üstü yatağa uzandı. Bu defa elimi yavaşça kadınlığına uzattım. Elimle biraz ovup ıslaklığını etrafa yaydım. İşaret parmağımı yavaşça içine itmem ile adımı inledi.

"Ahhhh Karan..."

"Bebeğim..... kasma kendini birtanem. "

Yavaş yavaş hareket etmeye başladım. Parmağım hissettiğim bariyer ile biraz zorlandı. Ama canı çok yanmamıştı. Yeterli genişliği elde edince bu defa orta parmağımı içine ittim.

"Aaahhhhh.....ıhhhmmmm..... Karan..... Bu çok iyi...... hissettiriyor. "

Bir süre bu şekilde onu kendime hazırlamaya çalıştım. Epey bir ıslanmıştı.

"Bebeğim şimdi içine giricem.."

"Tamam...."

Üzerine uzandım. Elimle ondaki ıslaklığı kendi erkekliğimin etrafına yaydım. Eğilip dudaklarımızı kısa bir an birleştirdim. Dudaklarına doğru fısıldadım.

"Hazır mısın güzelim?"

"Seninle her şeye."

Kendimi ona hizzalayıp yavaşça içine ittim. Acı iniltisi kulaklarıma doldu. Eğilip dudaklarımızı birleştirdim. Gözümden akan yaş dudaklarımızın arasına sızdı. Tamamen içine yerşeltiğimde bir kaç saniye alışmasını bekledim.

"Daha iyi misin Bebeğim."

Erkekliğim içinde zonkluyordu adeta. Benimde anlımda terler birikmişti. Bu saatten sonra dönüşümüz yoktu.

"Biraz daha iyiyim. Devam et."

Komutu ile içinde yavaşça hareketlendim.

"Ahhhh...... Sevgilim.....ıhhhh...."

"Mavişim.... güzel gözlüm benim."

Artık epey genişlemişti. İlk baştaki gibi zorlanmıyordum. Hızımı biraz daha arttırdım.

"Karan....ahhhhhh....."

İnlemeleri kulağıma çalındıkça kontrolü kaybediyordum sanki. Bir adam bir kadının sesi ile nasıl baştan çıkardı.

"KARAN.....AHHH....TANRIM.....AHHHH....."

Bedeni şiddetli bir şekilde kasılmaya başladı kısa bir süre sonrada ben içindeyken boşalmıştı. Git gellerim biraz daha hızlandı. Bir kaç vuruştan sonra bende içine boşaldım. İkimizde nefes nefese kalmıştık. Ağırlığımı üzerine vermeden üstüne uzandım. Elleri sırtıma uzandı.

"Güzelim, nasılsın?"

"Karan bu inanılmazdı."

Anlına dudaklarımı bastırdım. Sonrada bedenimi yanına atıp onu göğsüme çektim.

"Canın acıyor mu?"

"Çok değil. Ama bu acıya değer."

Göğsüme biraz daha yasladım.

"Merak etme bebeğim bu acı tek seferlik bir şeydi. Bundan sonrasında bu kadar acımayacak."

Başını kaldırıp yüzüme baktı.

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten."

Başını tekrar göğsüme koydu.

"Uyu Birtanem. "

Göz kapaklarını kapatsada parmakları ile göğsüme bir şeyler çiziyordu.

"Mavişim!"

"Hıı!"

"Ne çiziyorsun?"

"Aşkımı işliyorum."

Dediği ile kalbim göğüs kafesimde çırpınmaya başladı.

"Aşkın kalbime, ruhuma nakşetmiş deniz gözlüm. Bedenime işlesen ne gam."

Başını kaldırdığında gözleri dolmuştu. Eğilip dudaklarıma kısa bir öpüş bıraktı.

"Seni çok seviyorum. Bu öyle bir sevgi ki... sanki Allah seni ben doğmadan kalbime eş diye tanıtmışta ilk gördüğümde kalbim tekrar hatırlamış gibi.... Karan sen benim her iki dünyada da biricik sevdamsın bunu sakın unutma.... olurda bir gün seni hayal kırıklığına uğratırsam gel ve gözlerime bak. Bak ki doğruyu gör. Sen benim canımdan ötesin. Ben seni kıracak bir şey yapmam. Yapmışsam bile istemeden olmuştur, benden gitme ne olur."

"Söz güzelim. Hayat bize ne getirir bilmiyorum lakin seninle ilgili bir kırgınlığım olursa söz veriyorum sana gelicem."

Dudaklarımızı tekrar birleştirdi. Bu defa üzerime doğru biraz daha eğilip alt dudağımı emmeye başladı. Dişlerinin arasına alıp ısırdı. Ağzımdan çıkan hırlamaya engel olamadım. Elim sırtını okşuyordu. Bir elini yanağıma koyup okşamaya başladı. Nefesimiz kesilince hafif geri çekildi.

"Aşkım..."

Dudaklarımın üzerine fısıldadı. Bunu öyle bir söylemişti ki içimdeki ateş tekrar yanmaya başladı. Dudaklarını yanağıma bastırdı.

"Sevgilim......."

Biraz daha aşağıya inip adem elmasıma ıslak bir öpücük bıraktı.

"Kocam....... kahramanım....."

Doğrulup tekrar dudaklarıma kapandı. Ellerim başının arkasına uzandı onu kendime bastırdım. Ağzımın içine inledi. Dilini dilime doladı. Geri çekilmesine fırsat tanımadan dilini dudaklarımla sarıp emdim.

"Iıımmmmm...."

Ona alan tanıdığımda gözleri tekrar kararmıştı.

"Helalim.....sevdam....Her şeyim....."

Dudaklarımızı birbirine sürttü.

"Bebeğim eğer beni baştan çıkarmaya çalışıyorsan..... doğru yoldasın..."

Dediğim ile kıkırdadı.

"Durma Karan.... gidebildiğin kadar ileri git. Bu hakka bir sen sahipsin. Benim bedenimede kalbimede yalnız sen sahip olabilirsin.... yalnız sen... sadece.... Sen...."

Hızla bedenini altıma aldım. Deyim yerindeyse dudaklarına abandım. Allahım bu dudaklar nasıl bu kadar tatlı olabilirdi. Bacağını bedenime sardım. Kendimi hizzalayıp içine daldım.

"Ahhhhh....... Sevgilim....."

"Hoşuna gidiyor mu bebeğim."

"Hıhı..... çok güzel...ahhh...."

Eğilip dudaklarımızı birleştirdim. Elleri sırtıma uzandı. İstemsiz olarak ben her içine daldığımda tırnaklarını etime batırıyordu, gel gör ki bu beni daha çok tahrik ediyordu. Dilimi ağzının içine ittim. Elleri kollarımın altından omuzlarımı sardı. Sanki mümkünmüş gibi beni kendine çekmeye çalışıyordu. Hızımı biraz daha arttırdım. Erkekliğim onun içindeyken büyüyordu. Bedeni titremeye başlamıştı.

"AH KARAN...... AŞKIM......"

içine bir kaç defa daha sert bir şekilde girdim. Altımdaki bedeni titreyerek boşaldı. Bende bir kaç git gelden sonra içine boşaldım.

"Güzelim."

"Canım...."

Onu daha fazla zorlamak istemediğim için içinden çıktım. Bedeni pelte kıvamına gelmişti.

"Hadi bakalım seni yıkıyalım."

Cevap veremeden çıplak bedenini kucaklayıp banyoya ilerledim. Onu lavabonun üzerine oturtup duşa kabine yöneldim suyu ayarladıktan sonra ona döndüm. Gözleri bedenimi süzüyordu. Dudaklarım kıvrıldı, onu fark ettiğimi anlayınca bakışlarını kaçırdı dişlerini alt dudağına geçirdi. Karşısına geçip elimi dudağına uzattım yaptığım ile şaşkın tavşan gibi bana bakıyordu.

"Isırma.... ayrıca utanmada. Kocanım senin, birbirimizi istememizden daha doğal bir şey yok."

"Doğruymuş."

Merakla yüzüne baktım.

"Ne doğruymuş."

"İnsan bunu sevdiği ile yaşayınca durmak istemiyormuş.... İnsan sevdiğine doyamıyormuş. "

Eğilip kulağının altına dudaklarımı bastırdım. Ağzından titrek bir nefes bıraktı.

"Doyulmuyor deniz gözlüm. Sana nasıl doyulur ki."

"Doyma.... çünkü ben hep seni isteyeceğim. Sende beni iste."

"Bu gün değil bebeğim. Bu ilkin olduğu için canın acır.... ama inan bana bunda sonraki ömrümüzde.....Her zaman...."

Dudaklarına kısa bir öpüş bıraktım.

"Hemen her yerde...."

Bu defa boynuna ıslak bir öpüş yerleştirdim.

"Aşkla , arzuyla içinde olucam."

Daha fazla oyalanmadan kalçasından havalandırıp kucakladım. Bacaklarını belime sardı. İkimizi sıcak suyun altına aldım. Bacaklarını belimden çeksede kolları hala belime sarılıydı.

"Karan, teninden uzaklaşmak istemiyorum."

Sırtındaki ellerim yavaş yavaş kalçasına ilerledi. Önce hafif sıktım, sonrada kendime yasladım. İnlemesi banyonun duvarlarında yankı yaptı. Onun elleride uslu durmamış bedenimi keşfe çıkmıştı.

"Güzelim durmalıyız."

"Durmayalım...."

"Canın acıyacak."

Bakışları aşağıya kaydı. Erekte olmuştum bile. Bir dokunuşu yetmişti.

"Bedenin beni istiyor."

"Bedenim seni hep istiyor. Ama durmalıyız."

Elini erkekliğime sarması ile neye uğradığımı şaşırdım.

"Mavişim."

Elini yavaşça sıkıp hareket ettirdi. Ağzımdan kaçan inleme duvarlara çarptı.

"Ama şimdi durursak senin canın acıyacak değilmi. Bu erkekler için zormuş. Yani yarım kalmak. O günde bunu yaptın , beni rahatlatın ama senin canın acıdı. Bunu biliyorum... o kadar da bilgisiz değilim."

Elimi uzatıp yanağını okşadım.

"Güzelim... sorun değil hallerim ben."

"Hayır... canın acımasın... heleki ben seni böyle isterken...... sadece ne yapmam gerektiğini söyle."

"Mavişim..."

"Karan lütfen.... istiyorum. Her şeyini. Yapmak istiyorum sadece nasıl bilmiyorum. Çocuk değilim ki cinselliği biliyorum. Sadece daha önce yaşamadığım için nasıl olacağını bilmiyorum. Öğret.... seni nasıl rahatlatacağımı öğret... lütfen aşkım."

Dedikleri ile içimden öyle bir parça koptu ki. Hızla dudaklarına kapandım nefessiz kalıncaya dek öptüm. Eli hala erkekliğimi kavrar vaziyetteydi. Geri çekildiğimde ikimizde gülümsüyorduk.

"Karşımda dizlerinin üzerine çök bebeğim. "

Dediğimi yavaşça yaptı. Alttan bana olan bakışlarını gördükçe aklım başımdan gidiyordu.

"Şuan ne kadar eşsiz göründüğünü bir bilsen."

Alt dudağıma dişlerimi geçirdim.

"Kavradığın elini ileri geri hareket ettir..."

Yaptığı ile gözlerim kapandı. Parmakları bile yumuşacıktı.

"Şimdi onu ağzına al birtanem. İleri geri hareketler ile em."

Dudaklarını aralayıp başını ağzına aldı.

"Ağhhh.... güzelim... devam et bebeğim."

Dediğim ile cesaretlenmiş olacak ki tamamını almaya çalıştı. Sonrada ona söylediğim gibi emdi.

"Siktir....ahhh.... çok iyisin güzelim....."

Ellerimi banyonun duvarlarına dayadım. Allahım aklımı yitiricem. Artık alışmış olacak ki her defasında boğazına dayanacak şekilde ağzına alıyor zorlanıncaya kadar bekliyordu sonrada geri çekiliyordu. Geleceğimi anladığımda kendimi geri çekmeye çalıştım. Şaşkın gözler ile yüzüme bakıyordu.

"Geliyorum güzelim."

Bu defa elini atıp sıvazlamaya başladı. Her ne kadar geri çekilsemde sonuna kadar yapmak istiyordu. Bir kaç saniye sonra erkekliğimden akan menilerim parmaklarına akmıştı. Ellerimi omuzlarına koyup ayağa kalkmasına yardımcı oldum. Bu kadın gerçek miydi. Mesele onunla yaşadığım cinsellik değildi, evet yaşadıklarımız farklı bir boyuttaydı lakin bunu benim için, bana kıyamadığı için yapmak istemesi.... işte bunu ömrüm boyunca yaşamamıştım. Öz ailem bile benim için kılını kıpırdatmamış değersizlik hissini iliklerime kadar hissettrimişti. Ama şimdi o nedeni ne olursa olsun canımın acımasına izin vermiyordu. Ellerimi yüzüne koydum.

"Ben seni hak edecek ne yaptım."

"Sevdin ya.... Bana kimsesizliğimi unutturdun. Sen bana aile oldun.... karın olarak ben senden razıyım dilerim allahta razı olur."

Bedenini kendime çekip sarıldım. Sular üzerimizden akıyordu. Gözlerimden akan yaşlar sulara karışıyordu.

"Seni çok seviyorum Mavişim."

"Bende.... Bende seni çok seviyorum. Canımdan çok seviyorum. "

Geri çekilip elime şampuanı aldım. Sonrada onu yıkamaya başladım. İkimizde mutluyduk ve ikimizde huzurlu. Ve bu gece bizim için yeni başlangıçların ilk günü oldu. Hayat istediği kadar üstümüze acımasızlığı ile gelsin biz iki kalp birbirine yaslanıp savaşacaktık.........