136. Bölüm

136. Bölüm

Tuba eye
tugbalal

EFLAL KARCA

 

(+18 BÖLÜM. RAHATSIZ OLACAKLAR VEYAHUT YAŞI KÜÇÜK OLANLAR LÜTFEN ATLASIN....)

 

Kapıyı açar açmaz dudaklarına kapanıp onu içeri ittim. Bu yaptığıma gülümsemişti. Ve şuan onun gülüşünden öpüyordum.

"Güzeliim. "

Sesinden bile istek, arzu akıyordu sanki. Yada ben ona olan hasretimden kendimi tamamen kaybetmiştim. Sırtını duvara dayadım. İki elim üzerindeki gömleğin yakalarına yapışmıştı. Elleri sırtımı okşayarak aşağılara doğru yol aldı. En son kalçamda durdu. Dudaklarımızı ayırıp yönünü boynuma çevirdi. Ona alan açmak için başımı yana eğdim. Önce dişleri ile hafif ısırdı. Elim ensesine gitti kendime bastırdım. Parmaklarımı saçlarına daldırdım. Elleri kalçamı sıkıp kendine bastırdı. İstekle ona daha fazla yaklaştım. Dili boynumda gezindi. Saçlarındaki elimi gömleğinin yakasına getirdim.

"Yüzbaşım"

Başını hafif geri çekip bana cevap verdi.

"Nefesim...... emret."

"Üzgünüm..."

Bakışları dediğimi anlamlandırmak için yüzümü buldu.

"Ne için?"

"Bunun için!"

Daha ne olduğunu anlayamadan ellerim gömleğini yakalarından iki yana çekiştirip yırttı. Ne yalan söyleyeyim bu kadarını bende kendimden beklemiyordum. Gömleğin düğmeleri etrafa saçıldı. Yüzünde arsız bir gülüş peyda oldu. Dudaklarımızı tekrar birleştirdim. Dilini ağzıma alıp emmeye başladım.

"Tenine dokunmam gerek."

Ağzının içine doğru konuştum. Kalçamdaki elleri dahada sıkılaştı. Bedenimi sarıp yerimizi değiştirdi. Bu defa sırtı duvara dayanan bendim.

"Ben üzgün değilim bebeğim. "

Ne demek istemişti acaba. Çünkü aklım başımda değildi , bir kaç saniye içinde ne demek istediğini anladım. Bedenimdeki iki eli elbisenin yırtmacına gitti. Tek hamlede iki yana çekiştirip üzerimde parçaladı. Dizlerime kadar olan yırtmaç şimdi kalçama kadar gelmişti. Eli çıplak bacağımda gezintiye çıkmıştı sanki. Ellerimi ensesine getirip kendime yanaştırdım. Bu defa bir bacağımı kaldırıp bedenine doladı. Bende ona yardımcı oldum. Bedeni bacaklarımın arasındaydı. Alt dudağımı ağzına alıp hafif ısırdı. Ağzının içine istekle inledim. Dili sızlayan dudağımın üzerinde gezindi. Hala üzerinde olan gömleği omuzlarından kaydırıp bedeninden sıyırdım. Ellerimi omuzlarının üzerinden sırtına uzattım. Allahım vücudu çok güzeldi.

"Yüzbaşı içeri gidelim."

Sesim inliyordu. Konuşma aşamasını geçmiştim sanırım. Nefes alışlarım bile inleme gibi duyuluyordu. Elleri bir kez daha kalçama gitti. Bana destek vermesi ile bacaklarımı beline doladım. Bu defa ondan yüksekte duruyordum. Dudaklarını elbisenin yakasından açılan gerdanıma bastırdı. Koridor boyunca dili ve dudakları durmamıştı. Adımları yatak odama girdiğinde bedenimi yavaşça yatağa yatırdı. Yatakta sırt üstü uzanırken istekle gözlerine baktım. Gözlerindeki mavilik okyanusları andırıyordu. Tek dizini yanıma koyup üzerime eğildi. Titreyen parmaklarımı göğsüne koyup okşadım.

"Sevgilim.... seni öyle özledim ki. Aylar oldu Alparslan. Aylardır tek dokunuşun olmadan yaşıyorum. Bunun ne kadar zor olduğunu bilemezsin. "

Dudaklarımızı birleştirdi. Dilimi ağzının içine ittim. Dili dilime dolandı. Dudakları ile emdi. Benden bir inleme daha koptu. Kalçamı havaya kaldırıp ona yaslama ihtiyacı hissettim. Geri çekilip dudaklarıma doğru fısıldadı.

"Biliyorum bebeğim. Yanında olup öpememek. Teninde can bulamamak...... Bu an için öyle çok bekledim ki. Kaç gece rüyalarımı süslediğini bir bilsen. Kaç gün hayalin ile yaşadığımı bir bilsen. Ahhhh. Tanrım. Şuan bile hayal mi yoksa gerçek mi emin olamamak....."

Sözlerini bitirmesi ile tekrar dudaklarıma kapandı. Benimde ellerim boş durmadı. Kah omuzlarında ,kah sırtında gezindi. Geri çekildiğinde muhtaçlık ile ona baktım.

"Alparslan hadi........ ahhh..."

Nefeslerim sıklaşmıştı. Konuşurken kendimi bir kez daha ona bastırdım. Eğilip dudaklarıma tutku dolu ama kısa bir öpüş bahşetti. Sonrasında demin yarısını yırttığı elbisenin geri kalanına asıldığı gibi elbise üzerimde tamamen parçalandı. Allahım şuan öyle ateşliydi ki......

Elini sırtıma atıp sütyenimin kopçasını açtı. Ona bırakmadan ondan kurtuldum. Yüzündeki arsız sırıtış büyüdü.

"Neee! Dayanacak gücüm yok."

Sesim çok saf çıkmıştı. Ve bir o kadarda tutkulu. Bu kadın ben miydim. Ama bu halim onu çok memnun ediyordu. Eğilip iki göğsümün ortasına dudaklarını bastırdı. Dili ile yalamaya başladı. Yavaş yavaş sağ göğsüme doğru dili ile çizgi çizdi. Diğer göğsümü avcuna alıp yoğuruyordu. Dili önce göğüs ucumun etrafında gezindi. Ve benden bir inilti koptu. Sonrasında dişlerinin arasında hafif ezdi.

"Ihmmm.....hıh.."

İnlemem ile bir kez daha aynı işlemi yaptı. Sonrasında tamamen ağzına alıp emmeye başladı. Ellerim omuzlarını okşuyordu. Bir süre öyle devam etti. Sağ göğsüm ile işi bitince bu defa sol göğsümü ağzına aldı.

"Ahhh yüzbaşı..... ağzın, dilin.. ıhhh.... öyle maharetlisin ki..."

Alt dudağıma dişimi geçirdim. Dediğim ile göğsümdeki dudakları gerildi.

"Alparslan yetmez mi? Lütfen dayanamıyorum. Ne olur."

Şuan ona yalvarabilirdim. Üzerimden yavaşça kalktı. Ellerini belimin her iki yanına sürterek iç çamaşırıma yol aldı. Elini her iki yanına geçirip yavaş yavaş aşağıya kaydırmaya başladı. İç çamaşırı her bir santim aşağı kaydığında açılan tenime dudaklarını bastırıyordu. Yatakta kıvranıyordum.

"Alparslan lütfen.... kıvranmam hoşuna mı gidiyor."

İç çamaşırımı ayaklarımdan çekip çıkardıktan sonra ayağımın üzerine dudaklarını bastırdı. Geri çekilip arzu dolu bakışlarını bana dikti. Alt dudağına dişlerini geçirdi.

"Benim için kıvrandığını görmek.... Beni arzuladığını görmek.... evet güzelim üzgünüm ama hoşuma gidiyor. Hemde tahmin edebileceğinden çok daha fazla."

"Bunun bir rövanşı olacak biliyorsun değil mi "

Dudakları yukarı doğru kıvrıldı. İki bacağımı dizlerimden kavrayıp iki yana ayırdı.

"Bunu yapman gerekli mi. Seni istiyorum. "

Dizime dudaklarını bastırdı. Elini kadınlığıma atıp aşağıdan yukarıya okşadı. Baş parmağı klitorisimi okşadı.

"Yeterince ıslak değilsin bebeğim. Bu şekilde canın acır. Ama merak etme şimdi seni rahatlatıcam. "

Başımı tamam anlamında salladım. İki bacağımın arasında yerini aldı. Dudaklarını önce kadınlığımın üzerine bastırdı. Sonrasında kasıklarımın her iki yanına. Allahım aklımı yitiricem. Eli ile kadınlığımın iki dudağını yana doğru açtı. Sonrasında önce sıcak nefesini hissettim, hemen ardından dudaklarını bastırdı.

"AAAHHHH"

Belim yay gibi gerildi. Ellerim çarşafı avuçlarında sıktı. Dili aşağıdan yukarıya yalamaya başladığında ağzımdan inlemeler çıkıyordu. Dilini vajinamdan içeri itince adı dudaklarımdan kaçtı.

"Lanet olsun Alparslan.....ahhhh."

Dili içime girip çıkıyor akan zevk sularımı etrafa yayıyordu. Ellerimi saçlarına uzatıp başını kendime bastırdım. Kalçamı hareket ettirerek ona yaslamaya çalıştım. İçime işaret parmağını itişi ile yüksek sesle inledim.

"AAAHHH YÜZBAŞIM."

Parmağı içime girip çıktıkça ben daha fazlası için deli oluyordum. Bir süre sonra orta parmağınıda içime itti. Bu şekilde vajinamı olabildiğince genişletiyor kendine hazırlıyordu.

"AAAHHHHH..... ALPARSLAN NE OLUR.... DAYANAMIYORUM."

Sesim çok yüksek çıkmıştı. O da sonlarda olduğumu anlayıp parmaklarını içimden çıkardı. Geri çekilip pantolon ve iç çamaşırından kurtuldu. Ereksiyonu öyle bir seviyedeydi ki... çok büyüktü. Sanırım kas kütlesinin büyüklüğü sadece üst bedeninde değildi. O da çok zor dayanıyordu. Erkekliğinin etrafındaki damarlar çok belirginleşmişti. Ama canım acımasın diye beklemişti. Çoğu erkek kadının hazır olmasını beklemez işini görmek için ön sevişmeyi kısa tutarmış. Oysaki kadının hazır olması erkeğe göre daha uzun sürüyor. Ve yeterli ıslaklık olmaz ise zevkten çok acı hissedermiş. Ve ben çok şanslı bir kadınım ki sevdiğim adam her koşulda beni düşünüyordu. Üzerime uzandı. Dudaklarıma kısacık bir öpüş bıraktı.

"Hazır mısın güzelim."

"Daha fazla dayanamayacak kadar."

Konuşurken kendimi ona doğru bastırdım. Dudakları her iki yana kıvrıldı. Erkekliğini vajinama hizzalayıp kendini içime itişi ile benden bir zevk çığlığı koptu.

"AAHHHH.... ALLAHIM...."

Ellerim sırtını buldu. Yavaş başlayan git gelleri yavaş yavaş hızlanmaya başladı.

"YÜZBAŞIII.... AHHH..IMMMM.. DAHA HIZLI LÜTFEN."

Komutum ile biraz daha hızlandı. Tırnaklarımı sırtına geçirdim. Ağzından kaçan hırlamalar beni deli ediyordu. Ellerimi ensesine getirip kendime bastırdım. Dudaklarımızı birleştirdim. Dilimi ağzına ittim. O her içime daldığında dilim ağzının içine daldı. Bir kolumu boynundan geçirdim. Diğerini kolunun altından beline uzattım. Her duvarlarıma çarptığında tırnaklarım sırtını boydan boya çizdi.

"AHHH TANRIMMM..... YÜZBAŞI ÇOK DERİNDESİN..... DUVARLARIMA ÇARPIYORSUN."

"Hoşuna gidiyor mu bebeğim."

"AHH... EVET.... IHHH..... BENİ DELİ EDİYORSUN."

Cümlelerim onu çok daha fazla tahrik ediyordu.

"Daha sert... Alparslan... ahhhhh."

Kendini biraz geri çekip hızla içime girdi.

"AĞHHH.... BU NASIL BEBEĞİM."

İçime öyle sert girmişti ki zevkten gözlerim kaydı. Tırnaklarımı etine geçirdim.

"Evet.... evet. Harikasın sevgilim."

İçime bu şekilde bir kaç defa daha girip çıkmıştı. Bedenim titremeye başladı. Onunda nefesi sıklaşmaya başlamıştı. İçime yaptığı bir kaç sert vuruştan sonra bedenim titreyerek boşaldı. İçimdeki zevk sıvısı erkekliğinin etrafına boşaldı. Bir kaç git gelden sonra o da sıcak menilerini içime akıttı.

"Allahım bu çok güzeldi."

Gülümseyerek ona baktım. Hala içimdeydi. Eğilip dudaklarımızı birleştirdi. Yattığım yerden yavaşça doğruldum. Önce kendimi geri çekip içimden çıkmasını sağladım. Dudaklarımdaki arsız gülüşe hakim olamadım. Şimdi sıra bendeydi. Ve benim adım Eflal ise seni altımda kıvrandırmadan durmayacaktım. Üzerine doğru eğilip kucağına oturdum. Kollarını belime sarıp beni kendine yasladı. İkimizin ıslaklığı birbirine geçmişti. Beklemeden ellerimi göğsüne koyup onu sırt üstü yatağa yatırdım. Çekmeceye eğilip içindeki fulara uzandım. Ne yapacağım hakkında hiç bir fikri yoktu. Dudaklarına kapanıp üst dudağını dişlerimin arasına aldım. Yavaşça ısırdığımda alttan erkekliğini bana bastırdı.

Kulağına doğru eğildim.

"Şimdi sıra bende. Hazır mısın."

"Güzelim aklından ne geçiyor."

"Seni kıvrandırmak."

Dudaklarına kısa bir öpücük bıraktım. Karnına oturup iki elini tuttum. Önce sağ eline dudaklarımı bastırdım. Sonra sol eline. Sanırım ne yapmak istediğimi anladı ve kaderine razı oldu. Bana yardımcı olmak için ellerini yatak başlığına yanaştırdı. Dudaklarım kıvrıldı.

"Sen yeterki iste nefesim. Uğruna canım feda."

Dedikleri ile gülüşüm dahada büyüdü. Bağladığım elinin baş parmağını ağzıma aldım. Aşağıdan bana bakıyordu. Göz bebekleri titreşti. Parmağının etrafında dilimi gezdirdim. Bir süre böyle devam ettim. Sesli bir şekilde yutkunduğunu duyuyordum. Geri çekilip gözlerinin içine baktım. Üzerinden kalkıp dudaklarımızı birleştirdim.

"Hazır mısın?"

"Seninle her şeye."

Dilimi dudaklarının etrafında gezdirdim. Yavaş yavaş çenesine , ordan boynuna. Oraya hafif ısırıklar bıraktım. Yutkunuşu ile adem elması hareket etti. Oraya derin bir öpüş bıraktım. Biraz daha geri çekilip karnına dudaklarımı bastırdım.

"Ahhhh.... Lâl'im "

Islak öpücükler bıraka bıraka kasıklarına yol aldım. Erkekliğini elime alıp ucuna dudaklarımı bastırdım. Bedeni geriliyordu.

"İstiyor musun?"

Derince yutkundu. Gözlerimin içine baktı.

"Güzelim....."

İstekli sesi ile elimi ileri geri hareket ettirdim.

"Hadi söyle..... Benden istediğin ne yüzbaşı. "

"Siktir.... Beni deli ediyorsun güzelim..."

Elimi biraz sıkıp tekrar hareket ettirdim. Erekte oluyordu.

"Lanet olsun. Seni istiyorum. Onu ağzına almanı istiyorum. "

Dediği ile dudaklarım kıvrıldı. Beklemeden erkekliğini ağzıma aldım. Aynı anda ondan derin bir hırlama geldi.

"Siktir.... çok iyisin bebeğim."

Dediği ile daha fazla hızlandım. Elim aşağıdan okşarken dudaklarımı olabildiğince ona sardım. Ağzım ileri geri hareketler ile onu emmeye devam etti.

"Lanet olsun Lâl elimi çöz."

Lakin onu duymazdan geldim. Çözmek yerine erkekliğini sonuna kadar ağzıma almaya çalıştım. Çünkü biliyorum şuan beni kendine bastırmak için çıldırıyor. Lakin eli açık olsada bunu yapmayacak. Onu boğazımda hissetmeme rağmen tamamını alamadım. Geri kalanını tükürüğüm ile ıslatmaya ve okşamaya devam ettim.

"Aklımı yitiricem.....aaahhhhh."

Geri çekilip elim ile masaj yapmaya devam ettim. Bu defa torbalarını ağzıma alıp emdim. Nefes sesleri odayı dolduruyordu. Her geçen saniye daha fazla büyüyordu.

Yeterli olacağına karar verip geri çekildim. Merakla bana bakıyordu. İki bacağımı ayırıp ata biner gibi kucağına yerleştim. Yüzündeki şaşkın ifade o kadar tatlıydı ki. Kadınlığıma dayanan erkekliğinin üzerinde kalçamı kaydırdım.

"IIIHHH."

"AHHHH.... ALPARSLAN... İSTEDİĞİNİ SÖYLE..... NE İSTİYORSUN SEVGİLİM."

Ne istediği açıktı. Ama ben duymak istiyordum.

"Seni bebeğim. İçine girmeyi..... dudavarlarına çarpmayı."

Her kelimede kendini bana bastırıyordu. Benimde dayanacak gücüm kalmamıştı. Elimle onu hizzalayıp kendimi hızla üzerine bıraktım.

"AHHHH..... HIH...."

Nefesim sıklaştı. Allahım bu çok iyi hissettirdi. İlk bir kaçında kalçamı kaydırarak ritmik hareket ettirdim. Ama sonrasında gittikçe hızlandım.

"Siktir... çok iyisin güzelim..... devam et."

Dediği ile dahada hızlandım. İçimdeki titremeler ile gelmek üzere olduğumu anladım. Onunda nefesi sıklaşmıştı. Eğilip dudaklarımızı birleştirdim. Ellerim ile başını kendime bastırdım.

"AAAHHHHHH....."

Ağzının içine doğru zevk çığlığım kayboldu.

"Iııhhhh.... Hadi bebeğim... Lanet olsun geliyorum...."

Kendimi son defa üzerine sert bir şekilde bırakmam ile bedenim titredi. Hareket etmeden bekledim. Sık nefesler ile içime boşaldı. Bende orgazm olmuştum. Benim zevk sıvılarım ve onun menileri içimden erkekliğinin üzerine doğru aktı. Hareket edemiyordum. Üzerine eğilip anlımı göğsüne yasladım. Dudaklarım iki yana kıvrıldı. Elimi uzatıp bileklerindeki fuları çözdüm. Derin nefesler alıyordum. Elleri belime dolandı. Hala içimdeydi. Onu içimde hissetmek o kadar güzelki. İşte bizim aramızdaki mesafe bu kadar olmalıydı. En fazla bu kadar uzak kalmalıydık.

"Güzelim...."

"Hııı."

"Yoruldun mu?"

"Alparslan.!....... keşke hep içimde kalsan. Seninle aramızdaki yakınlık bu olmalı. Sürekli iç içe sevişir durumda olsak."

Erkeksi gülüşü doldu kulaklarıma. Bu söylediğim hoşuna gitmişti.

"Sanırım bu sorumun cevabı değil."

Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Alt dudağıma dişimi geçirdim.

"Bir kere daha istesem.... belki bir kaç kez daha."

Yüzündeki gülüş her geçen saniye büyüdü. Sanırım oda istiyordu. Lakin benim isteğime göre hareket edecekti. İçimden çıkmadan hızla yerimizi değişti. Bu hareketi ile ağzımdan kaçan çığlığa engel olamadım. Bu çok iyiydi. Üzerime doğru eğildi. Dudaklarıma kapanması ile inledim. Allahım bu adama nasıl doyulurdu. Elleri iki bileğimi tutup yukarı kaldırdı. Demin bağlı olan bileklerinin yerine bu defa beni bağladı.

"Yaaa hayır."

Gülüşü duyuldu odada.

"Ödeşmek adettendir güzelim. "

Dudaklarıma kısa bir öpüş bıraktı. Ellerim beni zorlayacak kadar sıkı değildi. Lakin açabileceğim bir düğümde değildi. Bende onu bekledim. Önce yavaşça kendini içime doğru kaydırdı.

"AAAHHHHH..... ALPARSLAN "

"Alparslan sana kul köle....."

Hızı yavaş yavaş arttı. Derinlerdeydi. Allahım çok büyüktü. Ve benim kocam erkekliğini çok iyi kullanıyordu.

"Alparslan..... ıhhhhhmmmm."

Ellerim bileklerimdeki fulara asıldı. Hızını yavaşlatınca şaşkınlık ile gözlerim aralandı.

"Neden yavaşladın....."

Kalçamı ona doğru kaldırdım.

"Şimdi ben duymak istiyorum...."

"Neyi?"

Neyi istiyorsa söylerdim. Ama yavaşlamaması gerekiyordu.

"Şimdi bana duymak istediğim şekilde hitap edeceksin."

Kendini hızla içime itti.

"AAAHHHH.."

Ağzımdan bir çığlık koptu. Ama durması ile hüsranla yüzüne baktım.

"Bu iş çok uzar bebeğim. İkimiz içinde işkence olur."

"Yüzbaşııımmm.... ıhhhh."

"Yüzbaşı kelimesi yasak..."

Kendini bir kez daha içime kaydırdı. Dudaklarımı ıslattım. Üzerime eğilip dudaklarıma öpücük kondurdu. Dudaklarıma doğru fısıldadı. Şuan hiç hareket etmiyordu. Ve ben içimdeki erkekliğinin atan nabzını hissediyordum.

"Lâl'im lütfen. Duymak istiyorum. Senin dudaklarından, sesinden kalbinde ne diye yer edindiğimi duymak benim hakkım."

"Sen benim sevgilimsin."

Konuşmaya başlamam ile içimde yavaşça hareketlendi.

"Aşkııımmmm.... ahhh...... nefes alma sebebim."

Hızını biraz daha arttırdı.

"Kalbimin, ruhumun her hücremin sahibisin."

İçime sert bir şekilde girdi.

"AAAHHHH...... erkeğim..... Kocam... ıhhhmmm"

Erkeğim kelimesi ile içime öyle bir girişi olmuştu ki aklım başımdan uçtu.

"Sen benim.....ahhh.... Bu dünyada sahip olduğum.... Her şey.... Ve. Ahhhh... aynı zamanda tek şeysin...."

İkimizde sonlardaydık. İçimdeki git gelleri öyle sert ve hızlıydı ki.

"Seninim sevgilim..... ahhh.... Ben yüzbaşının... üsteğmeni....... Alparslan'ın Lâl'i.... Çakır'ın kuzgunuyum...... ahhhhh."

Ve bir kez daha içime sert bir şekilde vurdu. Her kelimemde dudaklarında ki gülüş büyüyor. Gözleri parlıyordu. Aslında bunları zaten biliyordu. Ama duymakta istiyordu. Hakkıydı.

"Ve... Bu gerçeği.... ölüm bile değiştiremeyecek.....AHHHH. ALPARSLAN ELLERİMİ ÇÖZ NE OLUR...... SANA DOKUNMAK İSTİYORUM....IHHHH..."

Elini uzatıp tek hamlede elimdeki fuları çözdü. Bu kadar kolay açılmasına şaşırmayı sonraya bırakıp Ellerimi sırtına uzattım. Dudaklarımızı birleştirdi. Hafif geri çekildiğinde ağzımızdan kaçan inlemer ve nefesler birbirine çarpıyordu.

"Seni seviyorum.....aahhh... seni seviyorum.... seni çok ama çok seviyorum. "

Sırtını boydan boya çizdim. Hatta yer yer kanadığına eminim. Dudaklarına defalarca sevgimi fısıldadım. Kendini içime son defa sert bir şekilde itmesi ile bedenim titredi. Gözlerim geriye kaydı. Başım ve belim yay gibi gerildi. Ve onun için geldim. O da sık nefesler eşliğinde bir kez daha içime aktı. Sıcaklığını içimde hissetmek. Beni öldürecekti. Daha içimden çıkmamıştı. Dudaklarına doğru fısıldadım.

"Sen benim için her şeysin. Ama en çok yüzbaşımsın.... Ve bu gerçeği sen bile değiştiremezsin."

Dudaklarından küçük bir öpücük çaldım. Ağzından kaçan gülüşü odayı doldurdu.

"Ben seninle ne yapıcam?"

"Sev... çok sev."

"Onu hep yapıyorum. O bir seçenek değil."

"Alparslan!"

"Alparslan'ın canı. Emret."

"Bir daha...."

Bu defa kahkaha atmıştı. Ellerimi göğsüne koydum.

"Yaaa gülme ama. Kaç zamandır hasretim sana. Seni istemek hakkım benim.... Hem dört çocuk derken iyiydi. Leylekler mi getirecek onları."

Dediğim ile şaşkınlık ile bakmıştı yüzüme. Kalçamı hareket ettirmem ile istediğimi almıştım bile. Üzgünüm sevgilim, ama sende beni istiyorsun.

"O çocukları istiyorum yüzbaşı."

Bir kez daha kendimi ona ittim. Üzerimde dursada ağırlığını üzerime vermiyordu. Bu da hareket etmemi kolaylaştırmıştı.

"Ve sen bu defa sözünde durup o dört çocuğu bana vereceksin. Anlaşılmayan bir şey."

"Emrin olur hatunum."

İçimden yavaşça çıktı. Bedenimi ters çevirdi. Kalçamı onun için biraz dışarı doğrulttum. İki bacağını bedenimi araya almak için ayırdı. Kendini kadınlığıma hizzalayıp içime itti. İki kolu bedenimin iki yanında duruyordu. Şuan sanki üzerimde şınav çekiyormuş gibi duruyordu. Bu pozisyonu sevmiştim. Daha öncede bir kez böyle birlikte olmuştuk. İçimdeki git gelleri sert ve hızlıydı.

"Alparslan daha sert.... lütfen. "

"Güzelim canın acıyacak. Olmaz."

Dediği ile sinirlendim. Acımayacaktı. Kendini tutmasından nefret ediyordum. Çünkü bu şekilde zorlanan oydu.

"Çık içimden"

"NE!"

"Duydun çık içimden... ya kendini tutmayı bırak ve bana istediğimi ver yada çık içimden."

Hareketleri dahada yavaşladı. Sanırım söylediklerimi tartıyordu. Umarım dediğimi yapıp içimden çıkmazdı.

"Bunu sen istedin güzelim. Çünkü yürüyemeyecek hale geleceksin."

Hırlaması ile dudaklarım kıvrıldı. Kendini içime bir itişi vardı. Nefesim kesildi.

"AAAHHH.... EVET..... EVET... YÜZBAŞI İSTEDİĞİM .... BU... DEVAM ET."

En derinlerdeydi. Üzerimden hafif doğruldu. Kalçama şaplak atması ile ağzımdan küçük bir inlme kaçtı.

"AAHHH.... ALPARSLAN DAHA HIZLI...."

Her geçen saniye dahada hızlandı. Kendini sonuna kadar itiyordu içime. Ellerim çarşafı sıktı.

"Allahımm..... ahhhh... aklımı yitiricem.... evet..... evet. Lütfen bu şekilde devam et."

"Nasıl hissediyorsun bebeğim."

"Çok.... çok iyi...AAAHHHH.... çok çok fazla zevk var.....aaahhh."

Kollarımı tutup arkamda birleştirdi. Yanağımı yatağa bastırdım.

"Alparslan evet.... ahh.... evet sevgilim... lütfen... durma...."

Kendini biraz geri çekip tekrar içime itti. Aynı şeyi tekrar yaptı. Erkekliğini içimden çıkarıp hızla tekrar içime itiyordu. Bacaklarım titremeye başladı.

"Geliyorum......ıhhmmmm"

"Rahatla bebeğim.... benim için gel."

Titreyerek boşaldım. Bir kaç vuruştan sonra sıcak dölleri yine ve yeniden içime aktı. Üzerime doğru hafif uzandı.

"Alparslan .... Bu açlık hiç dinmeyecek. Sana olan tutkum hiç bitmeyecek.... çünkü daha içimdeyken seni tekrar arzuluyorum. Yalnız seni. Yedi cihanda da senden başkasını istemeyecek bedenim. Sana böylesi muhtaçken nasıl yaşayacam."

Dudaklarını sırtıma, omzuma bastırdı. En son şakağıma geldi. Ateşli bir öpücük bıraktı. Kulağıma doğru fısıldadı.

"Dinmesin. Bitmesin ne gam. Sen yeterki iste. Her an. Sen nerde istersen yanında, kalbinde, bedeninde olurum ben. Sen yeterki benden gitme."

İçimden çıkıp yanıma uzandı. Bedenimi göğsüne çekti.

"Biraz dinlenelim..... ama doymadım bil."

Dediğim ile gülüşü doldurdu odayı.

"Bebeğim seni çok ama çok istiyorum... lakin sencede seni çok zorlamıyor muyuz."

Omzumu silkmekle yetindim.

"Umrumda değil.... Bu özlem dinecek yüzbaşı. Başka çare yok."

"Özlemek dokunmakla geçiyor mu ömrümün baharı."

"Bilmem.... Ben daha önce kimseyi bu kadar özlemedim. Kimseye dokunmakta istemedim.... deniyorum işte... belki birazcıkta olsa diner. En azından baş edebileceğim bir hal alır.... yoksa bu gidişle yer ve zaman fark etmeyecek bana. Haftalardır üzerine atlamamak için kendimi zor tutuyorum. Seni kaçırıp ırzına geçmek geçti aklımdan. Ve bil arsızlığım bir sana..."

Gür bir kahkaha attı. Gülüşü evi inletiyordu. Biraz sakinleşip saçlarıma dudaklarını bastırdı.

"Biliyorum.... Ve seni her halinle seviyorum. Arsızlığınla, çocukluğun, kadınlığın, hastalığın, sağlığın, iyiliğin, kötülüğün, sefan, cefan... Her şeyine razıyım. Yeterki gitme."

"Gönderme o vakit. Tıka yolları. Kapa kapıları. Gideceğim ne varsa hepsini yok et. Çünkü gitmek ölmek gibi."

"Bir daha asla... gitmeyi aklından sil."

Kolları sıkılaştı.

"Dinlen hadi.... çok yoruldun."

Göğsüne dudaklarımı bastırdım. Bedenim hala titriyordu. Gözlerimi yavaşça kapadım. Benimdi bu adam. Hem özlemek artık olmayacaktı. Olmayacaktı değil mi. Ne olur olmasındı. O da yorgundu, lakin uyumaya niyeti yoktu sanırım. Elleri sırtımda hareket ediyordu. Parmakları bir şeyler çiziyordu. Her ne kadar merak etsemde gözlerim kapandı. Henüz sabahtı ki. Sanırım bedenim bunca ayın hıncını çıkarıyordu benden. Kollarının arasına girince uyumak için an kolluyordu.

"Uyu bebeğim... kollarım sarsın bedenini. Bir daha hiç bırakmayacağım seni. Ölüm bile alamaz seni benden. Bir daha dayanamam."

Sesinde hüzün vardı. Ama gitmeyeceğini beni bırakmayacağını söylemesi beni öyle mutlu etmişti ki. Bende daha fazla direnmedim. Kendimi karanlığa bıraktım.....

Bölüm : 03.04.2025 20:18 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Tuba eye / KUZGUN / 136. Bölüm
Tuba eye
KUZGUN

233.29k Okunma

21.38k Oy

0 Takip
162
Bölümlü Kitap
KUZGUN2. Bölüm3. Bölüm4. Bölüm5. Bölüm6. Bölüm7. Bölüm8. Bölüm9. Bölüm10. Bölüm11. Bölüm12. Bölüm13. Bölüm14. Bölüm15. Bölüm16. Bölüm17. Bölüm18. Bölüm19. Bölüm20. Bölüm21. Bölüm22. Bölüm23. Bölüm24. Bölüm25. Bölüm26. Bölüm27. Bölüm28. Bölüm29. Bölüm30. Bölüm31. Bölüm32. Bölüm33. Bölüm34. Bölüm35. Bölüm36. Bölüm37. Bölüm38. Bölüm39. Bölüm40. Bölüm41. Bölüm42. Bölüm43. Bölüm44. Bölüm45. Bölüm46. Bölüm47. Bölüm48. Bölüm49. Bölüm50. Bölüm51. Bölüm52. Bölüm53. Bölüm54. Bölüm55. Bölüm56. Bölüm57. Bölüm58. Bölüm59. Bölüm60. Bölüm61. Bölüm62. Bölüm63. Bölüm64. Bölüm65. Bölüm66. Bölüm67. Bölüm68. Bölüm69. Bölüm70. Bölüm71. Bölüm72. Bölüm73. Bölüm74. Bölüm75. Bölüm76. Bölüm77. Bölüm78. Bölüm79. Bölüm80. Bölüm81. Bölüm82. Bölüm83. Bölüm84. Bölüm85. Bölüm86. Bölüm87. Bölüm88. Bölüm89. Bölüm90. Bölüm91. Bölüm92. Bölüm93. Bölüm94. Bölüm95. Bölüm96. Bölüm97. Bölüm98. Bölüm99. Bölüm100. Bölüm101. Bölüm102. Bölüm103. Bölüm104. Bölüm105. Bölüm106. Bölüm107. Bölüm108. Bölüm109.Bölüm110. Bölüm111. Bölüm112. Bölüm113. Bölüm114. Bölüm115. Bölüm116. Bölüm117. Bölüm119. Bölüm120. Bölüm121. Bölüm122. Bölüm123. Bölüm124. Bölüm125. Bölüm126. Bölüm127. Bölüm128. Bölüm129. Bölüm130. Bölüm131. Bölüm132. Bölüm133. Bölüm134. Bölüm135. Bölüm136. Bölüm137. Bölüm138. Bölüm139. Bölüm140. Bölüm141. Bölüm142. Bölüm143. Bölüm144. Bölüm145. Bölüm146. Bölüm147. Bölüm148. Bölüm149. Bölüm150. Bölüm151. Bölüm152. Bölüm153. Bölüm154. Bölüm155. Bölüm156. Bölüm157. Bölüm158. Bölüm159. Bölüm160. Bölüm161. Bölüm162. Bölüm163. Bölüm
Hikayeyi Paylaş
Loading...