106. Bölüm

105. Bölüm

Tuba eye
tugbalal

EFLAL KARCA

 

Olabildiğince hızla odadan çıktım. Boğazım düğümlendi. Sakın! Sakın ağlayayım deme. Sen onun için çok ağladın. Daha fazla ağlamayacaksın. Kendi kendimi telkin etsemde ne mümkün. Karargah binasının dışına çıkmam ile nefesim kesildi. Allahım bu bize reva mıydı. Nasıl özlemiştim. Öyle kırgınım ki kokusunu soluyamadım bile. Çünkü biliyorum bir kere solursam dayanamam. Elimi ağzıma kapadım. Gözlerim dolsada yaşların akmasına izin vermedim. Başımı göğe çevirdim. Son bir kaç aydır yaptığım gibi onun gözlerini görmeye çalıştım. Allahım sen bana yardım et. Bana dayanma gücü ver.

"Sizi tanıyor muyum?"

Arkamdan gelen sesle oraya baktım. Karşımdaki esmer adamı tanımıyordum. Omuzlarındaki yıldızları ile rütbesini anca anlayabilmiştim. Hemen hazırola geçip tekmil verdim.

"Kıdemli üsteğmen Eflal Karca Emredin komutanım "

"Rahat üsteğmen "

Emri ile rahata geçtim. Bedenimi baştan aşağı süzmesi ile yerimden rahatsızca kıpırdandım.

"Sizi daha önce görmedim üsteğmenim "

"Görevdeydim komutanım. Yeni döndüm."

"Öylemi. Hoşgeldin öyleyse. Hangi timdendin"

"Bozkurt timindeyim komutanım "

Nedense bakışları bir tuhaf oldu. Ama ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu.

"İzninizle komutanım "

Daha fazla muhatap olmak istemedim. Eve gitmek için karargahın dışına çıktım. Kendi evimin kapısına geldiğimde derin bir nefes bıraktım. Boğazım düğümleniyordu. Onunla o kadar çok anım vardı ki. Sanki her biri bana onu hatırlatmaya and içmiş gibi bir bir hafızamda canlanıyordu. Cebimdeki anahtarı çıkarıp avucumda sıktım. Daha fazla oyalanmadan kilide yerleştirdim. Ama açılmadı. Nasıl ya!

Neden olmuyordu. Kafamı kaldırıp kapı numarasına baktım. E evet benim evim burası. Anahtarda bana aitti. Gözümün önüne bir anahtarlık uzatılması ile neye uğradığımı şaşırdım. Bakışlarım yana döndü. Tebessümle bana bakıyordu. Neden gelmişti. Ona benden uzak dur demiştim. Gelmesindi. Ben uzak duramıyorum o dursundu.

"Kilidini değiştirdim. O olmaz."

Hırsla elindeki anahtarı aldım. Kapıyı açmaya yeltenmiştim ki sesi kulaklarımı doldurdu.

"Lâl'im. "

Hitabı ile ellerim titremeye başladı. Anahtarı bir türlü yerine yerleştiremedim.

"Güzelim benim. Canımın canı..."

Bu defa gözlerim dolduğu için görüşüm buğulandı. Burnumu çektim. Eli önüme gelen saçlarıma uzandı. Hızla elini kendimden uzaklaştırdım.

"DOKUNMA..."

"Güzelim etme ne olur"

"UZAK DUR DEDİM SANA. BENDEN UZAK DUR. BENDEN ALABİLECEĞİN BİR ŞEY KALMADI."

"Canımın canı dinle ne olur. Yargısız infaz bu yaptığın"

Öyleydi. Ama ben kedi boynuma urganı geçirip ayaklarımın altındaki tabureyi devireli kendimi idam edeli çok olmuştu.

Gözlerimdeki yaşlara rağmen öfke doluydum. Ellerim öyle bir titriyordu ki. Arkamı dönüp eve girmeye çalıştım. Ama onuda beceremiyordum...

"Dinle. Ne olur dinle."

"Neden? Söylesene seni neden dinliyim?"

Herkes yine etrafımızda toplanmıştı. Seslerimiz apartmanın dışına çıkıyordu. İki elimle onu göğsünden itmeye başladım.

"Sen beni benden ettin. Sen beni candan ettin.... sen beni sevdamdan ettin. Söylesene. Sen beni dinledin mi. Sana beni bırakma dediğimde beni dinledin mi. Ben sana yalvardım. Allah rızası için beni bırakma diye yalvardım. Ama sen benim koynumdan çıkıp o kadına gittin. Sen beni o gece dinledin mi. Ben seni neden dinliyim."

Ellerimi saçlarımdan geçirdim.

"Yeter. Biraz insafın varsa yeter. Çık git hayatımdan."

Daha fazla durmadan ordan uzaklaşmak için dönmüştüm ki Sevgi annemle göz göze gelmiştim. Dolu gözleri ile yüzüme baktı.

"Anne... şey yani Sevgi teyze. Be Ben..."

"Kuzum!"

Bana doğru gelip kollarını boynuma doladı.

"Kara kuzum benim. Annem."

Benimde ellerim benden habersiz belini sardı. Anne kokusunu derince soludum. Sen bize ne yaptın böyle yüzbaşı...

"Anne, yeter ne olur yeter. Söyle gitsin. Yalvarırım gitsin. İstemiyorum. Allah rızası içi gitsin....."

Ne kadar ağlamayacağıma dair yeminler etsemde dayanamadım. Belkide aylardır ağlayamamış olmamın birikimiydi. Aylardır o kadar boştum ki. İçimde ben dahil hiç bir şeye yer vermemiştim. Ellerim annemin elbisesini sıktı.

"Gitsin. Ne olur gitsin. Git....."

Sonrası karanlıktı. Son hatırladığım annem ve Fulya'nın çığlığıydı. Ayakta kalacak kadar bile gücüm yoktu ki benim. Aylar geçmişti. Sahi kaç ay geçti. Bir. İki. Üç. Evet sanırım üç. Üç ay ,yirmi iki gün, on altı saat. Saydın mı diye yankı yaptı bir ses içimde. Onsuz geçen saniyeleride saydın mı. Saydım. Allahın bildiğini saklayacak değildim. Ben onsuz aldığım her nefesi saydım.....

Gözlerimin üzerinde tonlarca ağırlık vardı sanki. Saçlarımda bir el gezindi. Sonra anlımda sıcak dudaklar. Elim sıcak bir elin içindeydi. Sevgi ile okşuyordu. Bu kalbimin daha çok incinmesine neden oldu. İnsan sevdiğini neden incitirdi.

"Bebeğim benim. Güzel sevgilim. Kırgınsın. Canın yanıyor biliyorum. Ama düzelticem. Ahtım olsun her şeyi düzelticem."

Onun sesi. İçime huzur veren bana hayaller kurduran, her kelimesi sanki bir masalın en güzel dizelerini okuyormuş gibi hissettiren sesi. Düzeltecek miydi. İyi de düzelecek ne kalmıştı ki. Gözlerimi yavaşça açtım. Bakışları anında beni buldu. Elimi hemen elinin içinden çektim. Dokunmasındı.

"Nefesim?"

Bakmadım. Gözlerimi o hariç her yerde gezdirdim.

"Kızım iyi misin?"

Sevgi annem hemen yan koltuğumda oturuyordu.

"Ne oldu bana?"

"Bayıldın. Kendini şimdi nasıl hissediyorsun ?"

Ne dersem diyim vazgeçmeyecekti. İyi kendi bilirdi. Boşa uğraşmak istiyorsa uğraşsındı.

"İyiyim komutanım Sağolun"

"Lâl'im "

"Adım Eflal komutanım "

Sert sesim ile sadece bakmakla yetinmişti.

"İzninizle dinlenmek istiyorum. Çok yorgunum "

O tam ağzını açıp itiraz edecekti ki annem araya girdi.

"Tamam kızım sen dinlen. Alparslan hadi "

"Anne!"

"Sana hadi dedim."

Annemin ısrarı ile yerinden kalktı. Çıkmadan bana son defa baktı. Ama ben ona bakmadım.

"Bir şeye ihtiyacın olursa ara emi kızım."

"Şey ben. Yani sizi rahatsız etmiyim"

"O ne demekmiş. Ayrıca siz de ne demek."

"Biz. Yani onunla ayrıldık. Kızınız olarak istemezseniz anlarım ben."

Gelip yanıma oturdu. Elimi avuçlarının arasına aldı. Bir elini kaldırıp yanağıma koydu. Nemli gözlerim yüzünü buldu. Şefkatle baktı bana.

"Oğlumun öldüğünü düşündüğünde annen bildin. Ben o olsun yada olmasın seni kızım bildim. Şimdi ayrıldınız diye beni istemiyor musun?"

Hemen atladım. Beni yanlış anlamıştı.

"Hayır. Asla. Öyle değil. Yemin ederim. "

"E o zaman"

"Ne biliyim. Sonuçta hayatınıza onunla dahil oldum. Ama şimdi onunla aramızda bir bağ yok. Yani kalmadı. Öyle değil mi. Belki istemezsiniz diye"

"Bizim senle anne kız bağımız var. Ve bu dünya yansa kopmaz. Anlaşıldı mı?"

Gözümden akan yaşlara inat gülümsedim. Başımı aşağı yukarı salladım.

"Teşekkür ederim ,anne"

Kollarımı boynuna doladım.

"Kendini daha fazla üzme tamam mı. Her şey olacağına varır."

Saçlarıma son defa dudaklarını bastırıp gitti. Bense arkasından öylece baktım. Koltukta cenin pozisyonu aldım. Gözlerim bir süre sonra kapandı. Kaç saat geçti bilmiyorum bir ,iki belkide daha az. Yattığım yerde irkilerek uyandım. Yine nefesim kesilmişti. Göreve gittikten kısa bir süre sonra başlamıştı bu durum. Önceleri sadece uykusuzluk oluyordu. Geceleri bir iki saatte olsa uyuyabiliyordum. Ama sonraları. Uykuya dalsamda bir süre sonra nefesim kesiliyordu. Ve bedenim beni uyandırıyordu. Uyku apnesi....

Altında çok ciddi psikolojik baskıların olduğu bir durum. Yaşadıklarım bana o kadar fazla geliyordu ki artık. Ben tepki vermediğim için bir şeylerin üzerini örttüğüm için bedenim baş etmek için böyle bir yol bulmuştu. Artık günde iki saat bile uyuyamıyordum. Ben onsuz zaten uyuyamıyordum. Şimdi hiç bir şey beni uyutmuyordu. Bir daha dalmak istemedim. Çünkü yine aynısı olacaktı. Bende kalkıp banyoya girdim. Kendimi duşa attım. Suyun altında öylece oturdum. Hareket edecek kuvvetim bile yoktu. Daha sabaha çok vardı. Duştan çıkınca aynanın karşısına geçip yansımama baktım. Gözlerim ıslak saçlarımda kaldı. Sevgi ile okşayıp taradığı saçlarımda. Gözümden akan yaşa engel olamadım.

"Aptal. Aptalsın sen. Hala onun için ağlayacak kadar aptal."

Yerimden kalkıp yatağa geçtim. Kendimi geri atmamla burnuma kokusu doldu. Nasıl....

Elim yastığa gitti. Başımı biraz daha yasladım. Derince kokladım. Onun kokusuydu. Belkide aylar sonra hissetmiştim. Ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. Yastığı iki kolumla sarıp göğsüme bastırdım. Allahım bana yardım et. Dayanma gücü ver....

Ben daha ne olduğunu anlayamadan gözlerim tekrar kapandı. Ve bir süre sonra yine aynı şekilde nefesim kesildiği için uyandım. Ve bir kez daha...

Son uyanışımda sabaha az kalmıştı. Bende daha fazla zorlamadım. Yastıktan son defa onun kokusunu almak adına derin bir soluk çektim....

Bölüm : 15.01.2025 07:58 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Tuba eye / KUZGUN / 105. Bölüm
Tuba eye
KUZGUN

233.3k Okunma

21.38k Oy

0 Takip
162
Bölümlü Kitap
KUZGUN2. Bölüm3. Bölüm4. Bölüm5. Bölüm6. Bölüm7. Bölüm8. Bölüm9. Bölüm10. Bölüm11. Bölüm12. Bölüm13. Bölüm14. Bölüm15. Bölüm16. Bölüm17. Bölüm18. Bölüm19. Bölüm20. Bölüm21. Bölüm22. Bölüm23. Bölüm24. Bölüm25. Bölüm26. Bölüm27. Bölüm28. Bölüm29. Bölüm30. Bölüm31. Bölüm32. Bölüm33. Bölüm34. Bölüm35. Bölüm36. Bölüm37. Bölüm38. Bölüm39. Bölüm40. Bölüm41. Bölüm42. Bölüm43. Bölüm44. Bölüm45. Bölüm46. Bölüm47. Bölüm48. Bölüm49. Bölüm50. Bölüm51. Bölüm52. Bölüm53. Bölüm54. Bölüm55. Bölüm56. Bölüm57. Bölüm58. Bölüm59. Bölüm60. Bölüm61. Bölüm62. Bölüm63. Bölüm64. Bölüm65. Bölüm66. Bölüm67. Bölüm68. Bölüm69. Bölüm70. Bölüm71. Bölüm72. Bölüm73. Bölüm74. Bölüm75. Bölüm76. Bölüm77. Bölüm78. Bölüm79. Bölüm80. Bölüm81. Bölüm82. Bölüm83. Bölüm84. Bölüm85. Bölüm86. Bölüm87. Bölüm88. Bölüm89. Bölüm90. Bölüm91. Bölüm92. Bölüm93. Bölüm94. Bölüm95. Bölüm96. Bölüm97. Bölüm98. Bölüm99. Bölüm100. Bölüm101. Bölüm102. Bölüm103. Bölüm104. Bölüm105. Bölüm106. Bölüm107. Bölüm108. Bölüm109.Bölüm110. Bölüm111. Bölüm112. Bölüm113. Bölüm114. Bölüm115. Bölüm116. Bölüm117. Bölüm119. Bölüm120. Bölüm121. Bölüm122. Bölüm123. Bölüm124. Bölüm125. Bölüm126. Bölüm127. Bölüm128. Bölüm129. Bölüm130. Bölüm131. Bölüm132. Bölüm133. Bölüm134. Bölüm135. Bölüm136. Bölüm137. Bölüm138. Bölüm139. Bölüm140. Bölüm141. Bölüm142. Bölüm143. Bölüm144. Bölüm145. Bölüm146. Bölüm147. Bölüm148. Bölüm149. Bölüm150. Bölüm151. Bölüm152. Bölüm153. Bölüm154. Bölüm155. Bölüm156. Bölüm157. Bölüm158. Bölüm159. Bölüm160. Bölüm161. Bölüm162. Bölüm163. Bölüm
Hikayeyi Paylaş
Loading...