☆☆☆☆☆☆☆
Ben bizi sadece Mercan ağırlar diye bekliyordum..
"Maşallah tüm sülale burada..hani sadece Mercan olucaktı?" Dedi Hüma bana fısıldayarak.
"Ne bileyim ben? Bende öyle sanıyordum" dedim.
Onların yanına geldiğimizde Mercan bize gülümsedi.
"Hoşgeldiniz" dediğinde Hüma ile ikimiz nazikçe gülümsedik
"Hoşbulduk." Dedim.
"Hoşgeldiniz kızlar" dedi Altay. Ona da hoşbulduk dercesine başımızı salladığımızda gözlerim Atlasla buluştu. Onu ilk defa sadece beyaz bir tişört giyerken görüyordum. Üstünde beyaz bir tişört, altında ise kahverengi bir pantolon vardı. Onu görünce aklıma geçen seferki buluşmamızda yaşadıklarımız aklıma gelirken boğazımı temizledim.
"E hadi içeri geçelim" dedi Mercan bize kapıyı işaret ederek. Onu onaylayarak içeri girerken bana doğru koşan ile bakışlarım Atlastan kurtuldu.
"Öğretmenim!" Duru bana koşarak küçük boyuyla bana sarıldığında bende gülümseyerek ona sarıldım. Bu kız fazla tatlıydı.
"Duru. Nasılsın?" Dedim. Duru başını kaldırarak bana bakarken
"İyiyim öğretmenim. Biliyor musunuz sizin verdiğiniz tüm ödevleri Atlas amcamla bitirdim." Dediğinde gülümsedim. Atlas ismini nedense vurgulayarak söylemişti ama bunu önemsememeye çalıştım.
"Aferin sana.." dedim sonra biz Duruyla tekrar ilerlerken bir odaya geldik. Bu oda oldukça büyüktü ve mükemmel bir dekora sahipti. Kocaman bir sofrası vardı. Sofra çesitli yiyeceklerle ve içeceklerle doluydu. Yanımda duran Atlası farkettiğimde Mercan bize döndü.
"Eminim ki açsınızır..sofraya geçelim-" derken merdivenlerden gelen yuvarlanma sesi ile hepimiz o tarafa döndük.
Merdivenlere baktığımda bir Bir kadının bir adamı yerde yakasını sertçe çekiştirdiğini gördüm. Ikiside yerdeydi. Kadın erkeğin üzerindeydi.
"Bunlarda kim?" Yanımda duran Atlasa bunu fısıldarken yerde boğuşan ikiliyi işaret ederek.
"Elay ve Barış. Kim bilir bu sefer niye kavga ediyorlar.." Atlas bunu dediğinde çocuğu boğan kız bizi farkederek bize döndü. Bu Elay olmalıydı. Sarı saçları ve sevimli yüzü ile liseli gibi duruyordu. Yüzü yemyeşildi..bekle. Bu boyaydı. Kızın yüzü yemyeşil boyayla kaplıydı.
Elay denilen kız bizi farkedince ayağa kalktı
"AA şey.." dedi sadece. O sırada Mercan onlara bakarak.
"Elay? Barış? Bu sefer ne oluyor? Ayrıca Elay o yüzüne ne oldu senin?" Dediğinde Barış denilen çocukta ayağa kalktı. Onunda sarı saçları vardı. Liseli gibi duruyordu. Bize bakarken
"Ben açıklayayım Sevgili yengecim.." dedi Mercana sonra devam edip Elayı göstererek "Bu pisikopat manyak kardeşim olucak kadın beni boğmaya çalışıyor" dedi. Elay ise öfkeyle ona bakarken gözlerinden ateş fırlıyordu.
"Ne yaptığını da anlatsana!" Dedi Elay sinirle.
"Hadi ama kardeşim. Alt tarafı yüz kremine yeşil boya kattım." Dedi Barış sanki hiçbir şey yapmamış kadar rahat bir ses tonuyla.
"Birde hiçbir şey yapmamış gibi söylüyor!!" Dedi Elay öfkeyle sonra uzaylıya benzeyen yeşil yüzünü göstererek.
"Baksana ya şuna! Uzaylıya döndüm senin yüzünden!" Dediğinde Barış güldü.
"Yakıştı ama..yeni bir moda" dedi Barış. O sırada Mercan
"Tanrı aşkına ikiniz ne zaman büyüyeceksiniz?" Diye onları bir anne edasıyla azarlayarak. Sonra "Neyse hadi oturun. Sizde kusura bakmayın Kızlar." Dedi Mercan bize mahcup bakışlar atarak.
"Yok canım ne sorunu. Sadece bunu beklemiyordum" hüma bunu dediğinde başımı onaylayarak salladım. O sırada herkes sofraya otururken bende hümanın yanına oturacaktım ki benden önce Hümanın yanına hızla oturan Kaya ile afallayarak ona baktım.
"Üzgünüm Yenge..Başka zaman artık" dedi. Yenge mi dedi o?
Hüma ters bakışlarla Kayaya "kalk oradan. Afra oturacak yanıma" dediğinde Kaya yüzünü Hümaya yaklaştırıp
"Abimin evinde nereye oturacağımı sana soracak değilim" dediğinde Huma ayağa kalktı.
"İyi bizde başka bir yere otururuz." Hüma bunu derken Hümanın sözü kesildi.
"Afra sen gel yanıma" Bu Atlasın sesiydi. Ona baktığımda sofrada en baş köşede oturuyordu. Yanındaki boş sandalyeyi işaret etti.
"Kaya otursun oraya. Biz Afrayla otururuz" Hüma hunu dediğinde Kaya Hümaya
"Hiç kusura bakma, yerimden oldukça memnunum ve kalkmayı düşünmüyorum" dedi. Tamam. Resmen şuan çocuk gibi bir sandalye için cebelleşiyorduk.
Bu tartışmaya son vererek Atlasın yanındaki sandalyeye ilerlerken benim için sandalyeyi geri çektiğini gördüm.
Sandalyeye oturduğumda sandalyeyi masaya yaklaştırdım.
Masada Atlas ve Altay en baş köşelerde oturuyorlardı. Altayın hemen sağında Mercan, Atlasın sağında ise ben vardım. Bir yanımda Elay. Onun yanında Duru vardı. Karşımızda ise Hüma ve Kaya vardı. Yanlarında ise Barış vardı.
Ben tek tek herkesi incelerken Altayın yanında oturan Karısı Mercana karşı bakışlarını farkettim. Bakışları Mercana karşı daha yumuşak ve sevgi doluydu..Masanın altında onun elini tutuyordu.
"Onların ilişkisi çok farklıdır." Dedi Elay kulağıma Altay ve Mercanı göstererek. Ona baktım.
"Mercan yengeyi bilmem ama...Altay abi Mercan yengeme deli gibi bağlı.." dedi. Bu çok hoştu. Her ilişki bence böyle olmalıydı.
O sırada herkes tabaklarını doldururken Atlasın önüme Suböreği koyduğunu gördüm. Birde elleriyle yedirse tam olurdu yanii!
Bu arada suboreği demişken..Beni nereden vuracaklarını iyi biliyorlardı.
"O börekler bitecek Ordu güzeli" dedi Atlas bana. O sırada dejavu yaşadım.
"O börekler bitecek Horoncu Kadın"
Aklıma o gün geldi. Hüma ile herşeyden habersiz gittiğimiz o düğün..Hayat gerçektende sürprizlerle doluydu.
Belki de Hayatı hayat yapan buydu..
Ona bakarken gözlerim yumuşadı. Benimle bebeği gibi ilgileniyordu. Yanii en azından ben böyle hissediyordum.
O sırada onunla gözlerim buluştu..
Bana bakarken konuşacaktı ki sofradan gelen ses ile o tarafa döndük.
"Elay sen çatal kullanmayı bilir mıydın ya?" Dedi Barış onu sinir etmek isteyen bir tonda. Tamam. Belli ki bu kardeşlik ilişkisinde Barış Elayı hep sinir etmeye çalışan taraftı.
Elay sinirle ona baktı.
"Ben senin gibi hayvan değilim Barışçım." Dedi Elay. O sırada Duru Elayın yeşil boyalı yüzüne bakarak.
"Elay abla benim izlediğim 'yeşil uzaylı dansındaki' yeşil uzaylıya benzemiş!" Dedi kıkırdayarak. Barış güldü. Elini Duruya çakması için uzattığında Duru elini Barışın eline çaktı.
Cidden Elay için üzülmeye başlamıştım.
Elay daha çok öfkelenirken Altay
"Duru, hadi babacım tabağını bitir" dediğinde Duru onayladı.
Herkes otururken Mercan birşeyi hatırlamış gibi ayağa kalkıp uzaklaştı.
Bir süre sonra elindeki tepsi ve çaylar ile geldiğinde çayları hepimize teker teker vermeye başladı.
Mercan çayları dağıtırken Ben ve Atlasa doğru gelirken Elay elini saçlarını düzeltmek için kaldırırken eli tepsiye çarptı.
Tepside sıcak çaylar tam benim üstüme dökülecekti ki..
Atlas birden beni arkamdan tutup çekti.
Bedenim iyice Atlasa yapışınca Çaylar ise yere dökülmüştü. Neyse ki Elayada gelmemişti.
O sırada Altayın ayağa kalkıp Mercana yaklaştığını gördüm.
"Mercan iyi misin?" Dedi. Sesinden panik yaptığı anlaşıliyordu. Belli ki Mercanın elinin yanmasından korkmuştu.
Mercan ilk başta afalladı sonra "çok özür dilerim.." dedi bana bakarak. Gözlerindeki mahçup bakışlar ile yumuşadım.
"Sorun değil, sen iyi misin?" Dedim. Onaylarken yerdeki cam kırıklarına basmaması için Altay onu çekti.
"Tamam..Bu kırıkları sonra hizmetçiler temizler..siz yemeğe devam edin ve ayaklarınıza dikkat" dedi Altay.
Gözlerim hala kendisine yapışık olduğum Atlasa kaydı. Beni hala sımsıkı tutuyordu.
"Beni ne zaman bırakmayı düşünüyorsun?" Dedim. Bana baktı. Ela gözleri parlıyordu.
"Hiçbir zaman" dedi alayla. Sonra ise bıraktı. "Dikkatli ol..ayağın yere değmesin. Hakta bekle." Dediğinde birden masanın altından bacaklarımı kavrayıp kendi dizlerinin üstüne alınca sandalyede biraz yan döndüm.
Artık ayaklarım yere değmiyordu..
Ona afallayarak bakarken o ise oldukça rahattı. Bana bakarak
"Hadi şimdi yemeğini ye Ordu Güzeli. Suböreğini soğutmak istemezsin" dedi. Suboreğini sıcak sevdiğimi biliyordu..
☆☆☆☆☆☆☆☆
"Sizin içinizde.. birşey var" dedi Mercan Hüma ile kahve bardaklarımızın içine bakarken.
"Ne var? Büyü mü?" Dedim. Hüma ise merakla
"Cin mi?" Dediğinde ona ters bir bakış attım. Benim ters bakışımı fark ederek.
"Ne? Göster bakayım ayaklarını" dedi Hüma ayaklarıma bakarken.
Aradan yarım saat geçmişti. Yemek bitmişti. Hüma,ben ve Mercan birlikte kahve içmiştik. Kahveden sonra ise Mercan fallarımıza bakmak istemişti.
"Öyle değil, öyle değil." Dedi Mercan Bize sonra "içinizde kötü bir şans var."
"Onu bizde biliyoruz Mercan. Malum, yaşamadığımız kalmadı" dedi Hüma Mercana. Haklıydı...
☆☆☆☆☆☆☆☆☆
BOLUM SONUUUUUU
BU BOLUMU NASIL BULDUNUZZ??
SIZCE SONRAKI BOLUMLERDE NE OLUCAKK?
DUSUNCELERINIZI BEKLIYOREEMMM♥︎
SONRAKI BOLUMLERDE GORUSURUUZZ♥︎♥︎
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
147.67k Okunma |
10.01k Oy |
0 Takip |
52 Bölümlü Kitap |