☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Evet..babannem bile oynuyordu..
Hepimiz kaptırmış oynarken en sonunda oyunu babaannem kazandı. Babannem güldü. Ender halam.
"Bu nasıl oluyor ya? 80 yaşındaki kadın hepimizi yendi? Vallah helal olsun anne." Dedi. Babannem gülerken.
"Ee yaşa bakmayacaksın evladım." Dedi. Sonra ise oturduğu sandalyeden kalkıp sırtını esnetti.
"Ay belim" dedi babaannem sırtını esnetirken.
"Anneanne yavaş. Hava yapıcam diye belinden olucan" dedi Hüma. Kıkırdadım.
"Ne alaka be? Normalde de acıyor benim belim. Normal bu" dedi babaannem.
Ender halam ayağa kalkarak babaannemi koltuğa oturturken kapı çaldı.
"Ben bakarım" Diyerek kapıya yönelip kapıyı açtığımda dışarda kimse yoktu..
"Afra kim o?" İçeriden gelen halamın sesini duyduğumda o sırada yerde bir kutu olduğunu farkettim. Kutu kalp şeklindeydi. Kutuyu elime aldığımda içinde bir kiloya yakın soğuk baklava vardı
Kutunun üstünde bir not vardı. Notu açtığımda şunlar yazıyordu.
"Gülüşünüz kadar tatlı olmasada tatlıdır baklavalar (: bol bol ye Ordu güzeli.."
Yazan bu not ile ne diyeceğimi bilemedim.
Gerçekten başımda bir sapık vardı..
"Ay Afra sabahtan beri sesleniyorum 'kim geldi?' diye ha! Kimmiş ayol bu gelen?" Ender halam yanıma geldiğinde elimdeki paketi gördü.
"Kim verdi bunu?" Dedi.
"Bilmem" dedim.
"Ne demek 'bilmem'?"
"Bilmiyorum hala..kapıyı açtığımda bu kutu yerdeydi" dedim. Halam kutuyu eline aldı.
"Allah Allah.." diye mırıldandı.
"Kız kapatın şu kapıyı! Ev soğudu!" Babannemin salondan bağırmasıyla kapıyı kapattım.
İkimizde salona ikerledigimizde gözlerim not kağıdına tekrar kaydı.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Aradan saatler geçmişti. Gecenin geç saayleriydi..herkes uyuyordu ama beni ise bir türlü uyku tutmuyordu. Yatakta döne döne artık iyice bunalmıştım.
Ofladım. Zaten yarım saat kadar bir süredir tek yaptığım buydu. Oflamak. Sadece oflamak.
Koyun bile saymıştım biliyor musunuz? Tabii artık saymaktan Koyun kalmamıştı.
"Afra hava kaçıran balon gibi oflamayı keser misin? Uyuyamıyorum" dedi yanımdaki yatakta uyuyan Hüma uykulu bir sesle. Gözleri hala kapalıydı.
"Ya Hüma..Ben uyuyamıyorum. Kalksana" dedim. Açıkçası genelde uyuyamadığım zaman insanları rahatsız etmezdim çünkü utanırdım. ama Hüma farklıydı..ondan asla utanmıyordum.
Hüma ise homurdandı. Tabii uyanmadı. Cevapta vermedi. Tekrar oflayarak elime telefonu aldığımda bir mesaj gördüm.
(bilinmeyen numara): Baklava güzeldi değil mi? İstersen geldiği yerde daha çok var (;
Bu adam neden beni bir türlü rahat bırakmıyordu? Baklavaları onun gönderdiğini tahmin etmiştim.
Demekki tahminlerim doğruydu..
Çok geçmeden cevap yazdım.
(Siz): baklavaları sen gönderdin değil mi?
(Bilinmeyen numara): ben dışında kapına mektup dahilde olsa birşey bırakanın ebesini sikerim!
bu beni mi kıskanıyordu?
(Siz): Beni mi kıskanıyorsun?
(Bilinmeyen numara): benim olanı korumak suç değil.
'Benim olan' mi?
(siz): Ben senin eşyan falan değilim. Ayrıca senin kim olduğunu daha bilmiyorum bile?
(bilinmeyen numara): belki de biliyorsundur..kim bilir? Hayat sürprizlerle doludur değil mi? Benim en büyük sürprizimde sensin Ordu güzeli..
Resmen benimle flört ediyordu.
O sırada düşünmeye başladım..acaba bu adam gerçektende kimdi? Belli ki onu görmüştüm..
Ama kim?..Kim bana bu kadar takıntılı olabilirdi?
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
"Yanii öyle işte öğretmen Hanım. Birde bu çocuk sürekli evde zıplayıp deli gibi anırıyor. Bu normal mi? Okulda da böyle mi?" Dedi Samet Ali'nin Annesi Zehra hanım.
Ertesi gün olmuştu. Işteydim ve bugünün şansına öğle teneffüsünde yanıma iki tane Veli gelmişti. Şuan onlarla çardakta oturmuş, sohbet ediyorduk. Yada daha doğrusu..onlar bana çocuklarını anlatıyordu.
Belli ki beni tanımak için gelmişlerdi. Bu tabii sorun değildi. Sonuçta ben onların çocuklarının öğretmeniydim. Beni tanımaları gerekiyordu.
"Çocuklar bazen çok enerjik olabiliyor." Dedim gülümseyerek ve çayımı yudumladım. Sonra "Ama okulda oldukça uslular maşallah"
Uslu?
"Öğretmenim Akın sıranın üstünde zıplıyor!"
"Öğretmenim buse saçımı çekti!"
"Öğretmenim Mustafa ve Kamil kavga ediyor!"
Aklıma gelen bu anılar ile sustum. Evet. Bazen gerçekten yaramaz oluyorlardı. Ama artık alışmıştım.
"Keşke evde de olsalar Hocam.." dedi Akının Annesi Nergis Hanım. "Vallah hocam tüm gün yaramazlıkları ile uğraşmak artık gına getiriyor yanii. Siz birde 1 değil 30 tanesi ile uğraşıyorsunuz. Allah kolaylık versin" dedi.
Hepimiz çayımızı içerken bir sessizlik oldu. O sırada Zehra Hanım.
"Acaba Diyorum Öğretmen Hanım..tüm veliler ile beraber bir gün falan mı yapsak? Kısır, çiğköfte, börek falan yapar yeriz. Hem iyi olur" dedi.
çiğköfte nereye ben oraya
"Olur. Hemde çok iyi olur" dedim. Sonra "Hem bende diğer velileride tanımış olurum"
"O zaman biz birgün ayarlar, size haber veririz" dedi Nergis Hanım. Onayladım.
Tabii unutmazsam..
Biz bunları konuşurken Yanımıza gelen güvenlik ile ona döndük. Güvenliğin elinde bir buket çiçek vardı.
Hepimiz anlamaz gözlerle ona bakarken Güvenlik çiçeği bana verdi..çiçekler zambaktı..
En sevdiğim çiçekti..
"Bu size gelmiş" dedi Güvenlik..
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Yazarın anlatımıyla..
'Hayat sürprizlerle doludur' derler. Bu doğruydu. Evren bazen önümüze beklenmedik anlarda öyle bir sürprizler karşılıyorki..
Belki de Hayatı O yapan da buydu..
Atlas çiçekçinin önündeki çiçekleri tek tek incelerken aklı düşüncelerle doluydu.
Tabii bu düşünceler işi ile ilgili değildi. İşini umursamayı seven biri de değildi. Onun Hayat felsefesi böyleydi..Umursamazlık.
Bu düşüncelerinin sahibi bir Kadındı..Ordu güzeli..yada gerçek adıyla Afra.
Anlamadığı bir şekilde O kadın tek bir gülüşü ile etkilemişti Atlası. O geceden beri aklından çıkmıyordu. 28 yaşında olmasına rağmen şuana kadar bir kadından bile etkilenmemişti. Çünkü o aşkı zayıflık, aptallık olarak görürdü. Onun için aşk boyun eğmekti ve o kimseye boyun eğmezdi. O düğüne gelene kadar..
O Ordudaki mafyalar arasında en bilinen mafyalardan biriydi. Ondan korkan bazı insanlar bile vardı. Bu onu üzmüyordu. Aksi takdirde bundan gurur duyuyordu. O akşamda O düğüne özel olarak davet edilmişti. Tabii o düğünde rastgele gelen bir kadından etkilenmeyi beklemiyordu.
Afrayı ve yanındaki kuzeni olan kızı ilk gördüğünde onların bu düğüne davetli olmadığını anlamıştı. Çünkü düğüne gitmeden önce davetli olanların resimleri ve adlarını almıştı. O böyleydi. Herşeyi araştırır işini sağlama alırdı.
O gece ise ilk defa biri için ceketini vermişti Atlas. O kimseye ceketini vermezdi..kendi annesine bile. Bir mafya için ceket vermek ona göre o kişiye karşı zayıflık göstergesiydi. O da Ordu güzeline zayıf düşmüştü..
Şimdi ise onun için çiçekçideydi. Genelde kendisi çiçek seven biri değildi.
O kadının gülüşüne aşık olmuştu. O yüzden ona hediyeler alıyor, onun yüzünün gülmesini istiyordu..o görmese bile..
Bu hissettiği duygular aşk mıydı? Yoksa sadece etkilenmek miydi? Bunu bilmiyordu. Ama şunu biliyordu ki er yada geç onu kendisinin yapıcaktı..
Onu sadece bir kadın bu kadar güçsüz ve Zayıf düşürmüştü. Atlas sadece onun kendisine layık olduğunu düşünüyordu..
Atlas aradığı çiçeği bulamayınca çiçekçi dükkanının içine girdi. Çiçekçi
"Hoşgeldiniz. Hangi çiçeği istersiniz?" Dedi çiçekçi adam.
"Zambak" dedi Atlas soğuk ve sert bir sesle. Atlas, Afra ile çok bir iletişimi olmamasına rağmen onun herşeyini ezbere biliyordu. Onun en sevdiği ve nefret ettiği şeyleri. Kan tahlilerini bile araştırmıştı. Mesela Afrada çok kansızlık ve B12 düşüklülüğü vardı..
"Zambağımız kalmadı" diye geçiştirdi adam. Aslında vardı ama depodaydı. Oraya gitmeye üşeniyordu.
Atlas adamın hemen yalan söylediğini anladı.. sert bakışlar atarken
"Deponda vardır. Git bak" dedi sertçe.
"Hayır yok maalesef-" adam bunu derken Atlas üstündeki uzun, ceket gibi montu geriye çekerek belindeki silahı gösterdi. Geçiştirilmekten nefret ederdi.
Adamı tabii ki vurmayacaktı. Bir çiçek yüzünden katliam çıkarmazdı. Tek amacı adamı tehdid etmekti.
Adam silahı görünce sertçe yutkundu.
"Ben bir depoya bakayım" diyip depoya çıktı..
Bir süre sonra Adam elindeki zambak buketi ile geldi. Atlas hızlıca parayı ödeyerek çiçekçiden çıktı. Elindeki bembeyaz zambaklara baktı.
saf güzellikte..
Tıpkı Ordu güzeli Gibi..
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
BÖLÜM SONUUUUU💫🫀
ABI ATLASIN AFRAYA KARŞI DUYGULARI BIRAZ ABARTI OLMUŞ BILIYORUM BU KADAR UZUN OLMASININ SEBEBI ILK BOLUMLERDE HIC ATLASIN HISLERINI YAPMAMISTIK VE BELLI ETMEMISTIK
AMA ARTIK ASIK OLDUGUNDAN EMINIZZ AĞAĜAĜA (GERÇI ZATEN BELLIYDI DE 😅)
NEYSEE SIZCE SONRAKI BÖLÜMLERDE NELER OLUCAK??
GÖRÜŞÜRÜÜÜÜZZZZ
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
147.67k Okunma |
10.01k Oy |
0 Takip |
52 Bölümlü Kitap |