27. Bölüm

Suçluluk

Tomtem_floria
tomtemm_floria3

☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Kaya mı?

"Alo Kaya? Neler oluyor?" Dedim anlamayarak. Kayanın Atlasın telefonunda ne işi vardı?

"Abim.." dedi devamı gelmedi. 'Abim' kelimesi bile kalbimin hızlanmasını sağladı. Atlas'a ne olmuştu?

"Abin mi? Ne oldu ona? İyi mi?" Dedim endişeyle. Endişeleniyordum.

"Çok içmiş.." dedi Kaya sonra "Ona tek gitmemesini söyledim ama beni dinlemedi" dedi. Ne? Atlas sarhoş muydu?

"Kaya bana şunu tam olarak açıklar mısın?" Dedim anlamayarak.

"Kaza yapmış." Dediğinde kanım dondu..

Siz hiç zamanın durduğunu hissettiniz mi? Herşeyin akmayı bıraktığı, herkesin donduğunu. Ben işte şuan bunu hissediyordum. Herşey donmuştu.

"Kaya.." dedim zar zor konuşarak. Kelimeler boğazımdan çıkmayı reddediyordu. Telefon elimden düşmek üzereyken

"Nerdesiniz? Neredesiniz şuan?" Dedim.

"Hastanedeyiz. Seni almamı ister misin?" Dedi. Açıkçası şuan iyi bir durumda değildim. Elim ayağım panikten titriyordu. Tek başıma gelemezdim.

"Olur Kaya. Lütfen" dedim. Kaya onaylarken

"Tamam ben birazdan oradayım" dedi. Sonra kapattı. Hızlıca hazırlanmak için dolaba ilerleyip, elime aldığım ilk şeyleri giyerken benim bu acelemi farkeden Hüma.

"Ne oluyor? Kim aradı?" Dedi bana merakla.

"Kaya.." diye cevap verdiğimde anlamayarak kaşlarını çattı

"Niye?" Dedi. Ona herseyi anlatmaya başladım.

Ben ona herşeyi anlattığımda beni yalnız bırakmamak için oda hazırlandığında ikimizde hazırdık. Üzerimde Beyaz, boğazlı bir kazak. Altımda ise açık kahverengi, biraz bol bir pantolon vardı.

Hüma ile ikimiz Kayayı beklemek için bahçeye çıktığımızda siyah bir arabanın önümüzde durduğunu gördük. Ön cam açıldığında Kaya kafasını uzattı.

"Atlayın kızlar" dediğinde birsey demeden arabaya doğru ilerledik. Ön koltuğa bindiğimde hızlıca kapıyı kapatıp, kemerimi taktım.

"O iyidir değil mi? Doktor birsey söyledi mi?" Dedim hızlıca Kayaya.

"Bilmiyorum Yenge..Doktor birşey demedi." Dedi Kaya. Bunu duyduğumda endişem maalesefki daha çok artmıştı.

O sırada içimde bu sabah için suçluluk hissi oluştu. Sabah Ondan uzaklaşmaya çalışmıştım ve O ise şimdi kötü bir durumdaydı. Belki de bu benim yüzümdendi..

Kaya arabayı çalıştırdığında camdan dışarı bakıyordum.

"Hepsi benim yüzümden oldu.." dedim kendimi suçlu bularak.

"Saçma sapan konuşma Afra. Sen birşey yapmadın" dedi Hüma arkadan. Birşey demeyerek camı izlemeye devam ettim.

"Hayret. Bu sefer yavaş sürüyorsun" dedi Hüma konuyu değiştirerek Kayaya. Kaya imayla gülümsedi.

Bir süre sonra hastaneye geldiğimizde hızlıca kemerimi çıkarıp arabadan indim. Diğerleri de indiğinde üçümüzde hastaneye doğru ilerlemeye başladık.

Aklımda binbir türlü düşünce, olasalık vardı. Aklımdaki kötü düşünceleri atmaya çalışarak hastaneye girdiğimizde hastane oldukça büyük ve kalabalıktı.

"Abim en üst katta. Asansöre binelim" dedi Kaya. Onayladım.

Asansöre doğru ilerleyip Asansöre bindigimizde bir an önce onu görmek istiyordum

Asansör en üst kata geldiğinde hızlıca asansörden indim. Koridorda Mercan, Altay ve Duru vardı. Duru beni görünce herşeyden habersiz bana gülerek sarıldı.

"Öğretmenim!" Neşeyle bunu dediğinde gülümsemeye çalışarak ona sarıldım.

"Merhaba Duru.." dedim. O sırada Mercan benim fazla endişeli olduğumu farkederek.

"Sen iyi misin?" Dedi. Onayladım.

"Biz yokken doktor geldi mi?" Dedi Kaya. Kayanın bu demesiyle doktor geldi.

İyi insan lafın üstüne gelirmiş...

Hızlıca konuşarak.

"O nasıl?" Dedim.

"Hastamız gayet iyi..ciddi bir yarası yok" doktor bunu dediğinde hepimiz rahat bir nefes aldık. Şuan öyle bir hafiflemiştim ki kuş olup uçmama az kalmıştı.

"Ama bilinci şuan hala kapalı." Dedi doktor sonra.

"Ne zaman uyanır?" Altay bunu sorduğunda Doktor.

"Bunu bizde bilmiyoruz" dedi. Ne demek bilmiyorlar ya! Onlar doktor değil miydi!

"Onu görebilir miyiz?" Kaya bunu dediğinde Doktor onayladı. O sırada herkesin bana baktığını hissettim. Belli ki ilk benim görmemi istiyorlardı.

Doktorun onayladığını görür görmez hızlıca Atlasın kaldığı odaya girdim. Içerdeydi. Yatakta bilinci kapalı bir şekilde yatıyordu. Rengi solmuştu.

Odanın kapısını kapattığımda onu böyle görmek beni daha çok etkiliyordu.

Ona yaklaştım.. yatakta yatan vücudunun yanına oturdum. Elini tuttum.

"Atlas.." dedim. Nedense onu böyle görmek göz yaşlarımın akmasına neden oluyordu.

"Ben özür dilerim.." dedim. Sonra "hepsi benim yüzümden oldu.."

Cevap yoktu..

Hıçkırdım. Elini okşarken

"Ben çok bencilim..gerçektende öyleyim..beni korumana rağmen senden kaçtım.." dedim ağlarken. Sesim hıçkırmamdan zor anlaşılıyordu.

O sırada bir ses duydum..

"Afra.." Evet. Bu Atlasti. Gözleri hala kapalıydı ama adımı söylemişti. Beni duyuyor muydu? Yoksa bu sayıklama bilinçsiz mıydı?

"Buradayım..buradayim sevgilim.." dedim. Ona ilk defa sevgilim demiştim.

"Beni duyuyor musun?" Dedim tekrar. Yine cevap yoktu.

"Afra.." dedi tekrar.. adımı sayıklıyordu..

Ona yaklaştım. Alnına bir öpücük verdiğimde teni çok soğuktu. Ona sarılmak, barut kokusunu saatlerce içime çekmek istiyordum.

"Benden korkma.." dedi Atlas tekrar. Gözleri hala kapalıydı.

"Korkmuyorum.." dedim.

"Ben senin için herkese zarar veririm ama kimse için sana zarar vermem.." dediğinde kalbimden vurulmuş hissettim. Birsey demeyerek tekrar hıçkırdım. Benim yüzümden bu haldeydi. Suçluluk tüm bedenimi ele geçirmişti..

Hayat ne tuhaftı öyle değil mi? Yarınlarımızı, dakikalar hakta saniyeler sonrasını bile bilemiyorduk. Başımıza bazen 'Saçmalama bu olmaz' dediğimiz şeyler bile geliyordu. Bana sabah veya dün bu olayları tahmin etmemi isteseniz tahmin edemezdim..

İşte Hayat böyleydi. İnsana en beklemediği şeyi yaşatıyor, eski hakkında suçlu hissettiriyordu.

Bu yüzden kime ne diyeceğimizi, nasıl davranacağımızı geleceği düşünerek yapmamız gerekiyordu. Hayat sürprizlerle doluydu. Bizim bugün kötüledigimiz, yada düşünmeden davranış gösterdiğimiz insanlar yarın gidebilirledi. Bizi terk edebilirler, bizi suçlu hissettirebilirlerdi.

Ve en kötüsü..

Toprak olabilirlerdi..

belki de en kötüsü buydu..

Alnından uzaklaştığımda onun bilinci kapalı vücuduna bakıyordum. Uyanmasını istiyordum.

Esnememe engel olamadım. Saat geçti ve yalan değil, uykum vardı. Bugün baya yorulmuştum. Ama uyuyamazdım. O bu durumdayken olmazdı.

Ben ne kadar istemesemde gözlerim bana ihanet ediyordu. Bana kapanmak için yalvarıyorlardı.

Kendime engel olamayarak karanlığa gömüldüm..

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

10 Dakika sonra..

YAZARIN ANLATIMIYLA..

Atlas yavas yavas gözlerini açtığında ilk başta afallayarak etrafına baktı. Hastane odasında olduğunu farkettiğinde en son olanları hatırlamaya çalışıyordu. Sırtına giren ani acıyla inlememek için zor dururken yavas yavaş herşeyi hatırlıyordu.

En son sinirle oldukça içmişti. Sarhoşluktan ne yaptığını bile bilmezken eve giderken kaza yapmıştı. Sadece bunları hatırlıyordu..

Göğsünde bir ağırlık hissettiğinde göğsüne baktığında orada yavru kedi gibi kıvrılmış, uyuyan kadını farketti. Bu Afraydı..

Onu burada görmeyi beklemiyordu. En son ona bağırmıştı. Bu aklına gelince kendisini korkunç hissetti. Ona bağırmıştı.

Uyuyan kadına bakarken sırtının ve bazı eklemlerinin acımasını umursamayarak onu kendisine daha çok çekti. Onu rahat bir pozisyonda yanında yatırdığında onun parfümünün kokusunu alabiliyordu.

O hep aynı parfümü kullanıyordu ve bu koku Atlası sarhoş ediyordu..

O sırada aklında sabahki yaşananlar canlandı. Afra "ona sen korkuncsun" Diyerek ondan uzaklaşmıştı.

Şimdi ise yanında yatıyordu.

Bu kadın gerçektende tuhaftı. Onu değiştiriyordu. Genelde Atlasla birlikte olmak istemeyen kişinin keyfi bilirdi. O kişinin peşinden gitmez, ısrar etmezdi. Ama Afra..farklıydı. Her anlamda..

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

AFRANIN ANLATIMIYLA..

Gözlerim yavaş yavaş açılırken hangi ara uyuduğumu bile hatırlamıyordum.

Hastane odasında ve yatağında olduğumu farkettiğimde uyku sersemi olarak afallarken kafama birşey dank etti.

"Günaydın uykucu" Bu Atlasın sesiydi..bekle..uyanmıştı!

Hızlıca ona döndüğümde yatakta yanımda oturuyordu. Sırtı yatak başlığına yaslıydı.

"Atlas!" Dedim heyecanla üstüne atlayarak. Onun kucağına atladığımda kollarımı ona sımsıkı sardım.

"Şükürler olsun" dediğimde Atlasın gülüp bana sarıldığını hissettim.

"Ne kadar endişelendim senin haberin var mı?" Dediğimde Atlas gülerek.

"Üzerime atladığına göre belli" dedi.

"Nasılsın? Bir yerin acıyor mu?" Diyip yüzüne baktığımda başını hayır anlamında salladı.

"Hayır. Sadece sırtım biraz acıyor" dediğinde rahat bir nefes aldım.

"Ben..özür dilerim.." dedim sonra. Anlamayarak bana baktı.

"Ne için?" Diye sordu.

"Bunlar benim yüzümden oldu" dediğimde bana tekrar sarıldı. Elini saçlarımın arasında hissettiğimde

"Hiçbirşey senin suçun değildi Ordu güzeli.." dedi saçlarımı okşarken sonra

"Olsa bile senin uğruna ölmeye bile hazırım.." dedi..

Bu adam kalbimi etkilemeyi hep başarıyordu..

☆☆☆☆☆☆☆☆☆

BOLUM SONUUUU

BU BOLUMU NASIL BULDUNUZZ??

​​BU BOLUMDE BOLCA ATLA VE AFRA SAHNESI OKUDUUK

SIZCE SONRAKI BOLUMLERDE NE OLUCAAKK?

BU ARADA OYLAMAYI LUTFEN UNUTMAYIINNN

HEPINIZI SEVIYOREEMMM GORUSURUUUUUUUUUZZZZ🫀🫠🤍

Bölüm : 12.01.2025 15:09 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...