14. Bölüm

Seni diledim..

Tomtem_floria
tomtemm_floria3

☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Aradan bir gün geçmişti. Bugün okul çıkışı bir veli toplantım vardı. Öğrencilerin hepsi teker teker çıkarken ben ise sınıftaydım. Velilerin gelmesini bekliyorum.

Açıkçası biraz heyecanlıydım. Çünkü çoğu veli ile daha tanışmamıştım. Benim için öğrenciler kadar velilerinde beni sevmesi önemliydi.

Ben öğretmen masamda oturmuş velilerin sınıfa girmesini beklerken sınıf defterinde imzalamadığım dersleri imzalıyordum.

O sırada kapı açıldı ve sınıfa giren neredeyse 30 veliye döndüm. Sanırım tüm öğrencilerimin velileri gelmişti.

Onların geldiğini görünce ayağa kalktım. Hepsi bir sıraya otururken tahtanın önüne geçtim. Hepsi yerine oturduğunda çoğu bana 'öğretmen bu muymuş?' Der gibi bakıyorlardı.

Ben teker teker velilere bakarken gördüğüm yüz ile gözlerim ona takıldı.

Bu Atlastı..oda bana bakıyordu.

Atlas üzerine giydiği beyaz gömleği ve açık kahverengi pantolon ile orada oturuyordu. Ifadesi herzamanki gibi sertti. Herkes ona ve yanındaki Kaya ve Adama tuhaf bakışlar atıyorlardı. Sanki onların kim olduklarını biliyorlardı.

Atlas ve Kayanın Ordudaki en bilindik mafyalardan biri olduklarını öğrenmiştim. Diğer velilerin onlara bakışlarına bakılırsa gerçektende biliniyorlardı.

Atlas ile gözlerimiz buluştuğunda gözlerimi hemen kaçırdım. Onu görünce nedense kalbim hızlanırken yanında Kaya ve başka bir adam vardı. Bu adamda esmere yakındı. Atlastan biraz daha büyük duruyordu. Atlasa yakın oturduğunda göre onun bir yakını falan olmalıydı. Büyük bir ihtimalle üçüde Duru için gelmişti.

Gözlerimi hemen onlardan çektim. Odaklanmam gereken bir toplantı vardı. Velilere bakarak gülümsedim.

"Sevgili velilerim. Hepiniz hoşgeldiniz" dedim sanki program sunuyormuş gibi. Tamam. Bu girdiğim ilk toplantıydı.

olur böyle şeyler..

"Ben Afra Balın Gözen..bildiğiniz gibi çocuklarınızın sınıf öğretmeniyim." Dedim.o sırada bir ses geldi.

"Hocam bizimkinin dersleri nasıl?" Dedi bir adam. Ona baktım. Kimin velisi olduğunu bile bilmiyordum.

"AA şey..sanırım bu soruya cevap vermeden önce kimin velisi olduğunuzu öğrenmem gerekiyor..ayrıca ben burada sizin çocuklarınızı eleştirmek için değil, size kendimi tanıtmak için buradayım. Bu konuları daha sonralardan konuşacağız" dediğimde Adam birşey demedi. Ben ise devam ederek.

"Açıkçası size kendimden bahsetmem gerekirse bu sınıf benim öğretmenlik yaptığım ilk sınıf"

"Yeni mi atandınız?" Dedi bir kadın. Onayladım.

"Evet."

"Keşke daha yaşlı biri olsaydı.. kim bilir ne öğretir bu kadın.." başka bir adamın arkamdan fısıldadığını duydum. Beni mi kötülüyordu.

Ona aldırış etmeyerek devam ettim. Sonuçta herkes beni sevmek zorunda değildi.

"Şunu söylemeliyim ki..bazı yanlışlarım olabilir. Dersler konusundan bahsetmiyorum. Fakat bu benim ilk yılım. O yüzden elimden geldiğince iyi olmaya çalışsamda bazı yanlışlarım olabilir"

"Yanlış yapan öğretmen mi olurmuş.." Adamın tekrar arkamdan fısıldadığını duydum. Neden bana bu kadar ön yargıyla yaklaşıyordu?

O sırada bunu duyan Atlasın adama öldürücü bakışlar attığını gördüm. Sanki adamı parçalarına ayırmak istermiş gibi..

Adamı tekrar duymazlıktan geldim ve konuşmaya devam ettim.

"Benim sizden tek istediğim bazı yanlışlarım olursa onları anlayışla karşılamanız."

"Anlayışmış..sen önce öğretmen gibi görün.." adam tekrar arkamdan bunu fısıldarken artık bende patlayıp 'ne varmış lan görünüşümde!?' Demek istedim ama sakinliğimi ve soğukkanlılığımı korumam gerekiyordu. Sonuçta burada başka velilerden vardı.

Bunu duyan Atlasın dişlerini öfkeyle sıktığını gördüm. Ela gözleri kararmışti. Belli ki bu söz hoşuna gitmemişti. Atlasın yanında oturan esmere yakın adamın Atlasın kulağına birşeyler fısıldadığını gördüm.

O sırada ben devam ettim.

"Biliyorum. Şuan bana karşı önyargıli oluyor olabilirsiniz. Ama şunu söyleyeyim ki çocuklarınıza elimden gelen en iyi eğitimi vereceğime hepinize söz veriyorum. Onlar için iui bir öğretmen olacağımı düşünüyorum."

"Amma boş yapıyor. Bağırıyordur şimdi bu çocuklara-" adam tam arkamdan bunları fısıldarken Atlasın öfkeyle ayağa kalktığını ve adama yaklaştığını gördüm. Onu dövecek mıydı?

Atlas Adamın yanına gittiğinde adamın kulağına birşeyler fısıldadığını gördüm. Artık adama ne dediyse adamın rengi korkudan solmuştu. Tehdid mi etmişti yoksa?

Adamın rengi solarken Atlas adamı bırakıp tekrar sanki hiçbir şey olmamış gibi yerine oturdu. Adam ise başını yere eğdi. Gerçekten korkmuş görünüyordu.

Birşey demedim. Boğazımı temizledim..

Toplantı devam ederken ben bazı konular hakkında konuştum. Bu konuşmalarım sırasında artık o adam arkamdan saçma sapan sözler fısıldamıyordu. Atlas ne dediyse işe yaramıştı.

Toplantı bittiğinde tüm veliler sırayla dışarı çıkarken Atlasın yanında oturan esmere yakın adamın bana doğru geldiğini gördüm.

Adam bana yaklaştı ve elini uzattı.

"Merhaba öğretmen Hanım..Ben Altay. Durunun babasıyım" dedi Adam. Bekle? Bu Atlas ve Kayanın abisi miydi?

adamın elini sıktım "merhaba..Memnun oldum Altay Bey" dediğimde elini sıkmayı bıraktım. Sonra

"Sanırım eşim Mercanla daha önceden tanışmışsınız. Bana sizin çok sıcak bir kadın olduğunuzu söyledi." Dedi Altay. Evet. Mercanı hatırlıyordum. Gerçekten kafa bir Kadındı.

"Evet. Onunla tanışmıştık." Dedim. O sırada bize doğru yaklaşan Atlas ile bakışlarımız ona döndü. Heybetli, iri duruşuyla abisinin yanında durdu.

Atlasın geldiğini gören Altay imayla kardeşine gülümsedi. Sanki birşeyi farketmişti. Sonra bana dönerek "Neyse öğretmen Hanım. Dediğim gibi memnun oldum. Size iyi günler" dediğinde başımla onu onayladım. O ise uzaklaştı. Şuan koskoca sınıfta sadece Atlas ve ben vardım.

Kalbim tekrar hızlanıyordu. Ah lanet olsun!

"Bakıyorum kendini iyice toparlamışsın" dedi. Onayladım. Kazadan bahsediyordu. Zaten derin bir yaram olmamışti o yuzden hemen iyilesmiştim.

"Ben uyurken..Beni bırakıp nereye gittin?" Diye sordum. Bu neden umurumdaydı onu bile bilmezken bana yaklaştı.

"Önemli bir işim vardi..onun için gittim" dedi. Sanki benden birşey saklıyor gibiydi. Gerçi o bir mafyaydi. Eminimki tehlikeli bir iş için gitmişti.

onun mafya olduğunu hatırlamam ile ona karşı tekrar bir mesafe koymak istedigimi hissettim. Ama vucudum bana ihanet ediyordu.

"O adama ne dedin?" diye sordum konuyu değiştirerek. Bunu oldukça merak etmiştim.

"Hangi adam?' Dedi. Sonra anlamış gibi "O piç mi? Ufak bir tehdid ettim sadece" dedi. Ufak bir tehdid?

"Bunun Ufak bir tehdid olduğuna emin misin? Adamın rengi soldu resmen" dediğimde omuz silkti.

"Oda kelimelerine dikkat edecekti o zaman.." dedi ve bana daha çok yaklaştı. "Benim olana laf söylemeyecekti.." dediğinde sertçe yutkundum.

"Ben senin eşyan falan değilim"

"Sana eşya olduğunu söylemedim." Dedi. Bugün ona ne olmuştu?

"Ben seninde değilim"

"Kiminsin o zaman?" Dedi. Sanki ondan başkasıyla olma düşüncem onu sinirlendirmiş gibi dişlerini sıktı.

"Kimsenin" dedim. Bu doğruydu. Ben kimsenin değildim. Bana daha çok yaklaştığında sırtımın tahtaya yaslandığını hissettim. Bana bu kadar yaklaşması nefesimi keserken fısıldayarak konuştu.

"Üzgünüm Ordu güzeli ama bu tamamen yanlış bir düşünce.. sen bana aitsin..Ve bunu..sana zamanı gelince kanıtlayacağım.." dedi. Sonra benden uzaklaşarak sınıftan çıktı. Afallayarak arkasından baktım.

Ne diyordu o öyle!?

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Akşam olmuş ve hava iyice kararmıştı. Evdeki herkes uyurken ben ise uyuyamıyordum.

Telefonumda instagramı rastgele karıştırıyordum.Lakin, sıkıntıdan o Bile sarmıyordu.

Oflayarak telefonumu kapattım. Uyuyamamaktan nefret ediyordum. O sırada yanımda uyuyan Hümaya baktım. Maşallah kaçırsalar ruhu duymazdı.

O sırada tekrar telefonumu elime aldım. Başka yapıcak birşey yoktu çünkü. O sırada gezinirken O numara gözüme çarptı.

bilinmeyen numara..

onunla en son ne zaman yakıştığını bile hatırlamıyordum. Bana gercektende yazmayı ve hediye göndermeyi bırakmıştı.

(Siz): Hey. Uyuyor musun?

(Bilinmeyen numara): Sen neden uyumuyorsun Ordu güzeli?

(Siz): uykum yok. Sen neden uyanıksın?

(Bilinmeyen numara): dışarıdayım.

(Siz): dışarıda mı? Ne yapıyorsun bu saatte dışarda?

(bilinmeyen numara); beni umursuyor musun?

(Siz): merak ediyorum.

(bilinmeyen numara); İşlerimi halletmek için dışarıdayım.

(siz): ne işi?

(bilinmeyen numara): önemli değil.

o sırada durdum. Zaten yüzünü bile görmediği birine neden nerede olduğunu söylesin ki?

(Siz); anladım.

(Siz): bu arada bana ne zaman kim olduğunu söyleyeceksin?

(bilinmeyen numara): bence biraz daha bekleyebilirsin

(siz): beklemek istemiyorum.

(bilinmeyen numara): Üzgünüm Ordu güzeli..istediğin her şey gerçekleşmiyor.

(bilinmeyen numara): Ayrıca dışarı çık.

Gördüğüm bu mesaj ile afalladım. Neden dışarı çıkmamı istiyordu?

(siz): neden?

(bilinmeyen numara): Sorgulama ve dediğimi yap.

Aslında hiç dışarı gidesim yoktu ve açıkçası bana saçma geliyordu. Ama merakım yine beni alt ederek ayağa kalkmıştım.

Evde ses yapmayarak dikkatlice dışarı çıktığımda hava kapkaranlıktı. Rüzgar saçlarımı dağıtırken gökyüzündeki yıldızlar adeta parlıyordu.

Ben hayranlıkla yıldızlara bakarken birşey oldu..yıldız kaydı..

İşte şimdi anlamıştım..Bana yıldız kaymasını görmem için dışarı çık demişti.

Yıldız kayarken telefonuma gelen bildirim ile başımı telefona eğdim.

(Bilinmeyen numara): Yıldız kayıyor.. bir dilek tut Ordu Güzeli..Ben seni diledim..seni diliyorum..

bu mesajı okurken duyduğum ses ile şoka uğradım.

"Yıldız kayıyor..bir dilek tut Ordu güzeli..Ben seni diledim. Seni diliyorum.." gelen bu ses ile telefondan başımı kaldırdığımda gördüğüm kişi ile şok oldum..

Bu oydu...

Kafama birşey dank etti..Ordu güzeli kelimesi, düğünden biri..başından beri bilinmeyen numara oydu...

Bu Atlastı..

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

(BOLUM SONUUUU

O BOMBA BOLUM GELDIIII

AGAGAGAGAGAGA

NE DUSUNUYORSUNUZ?

SIZCE AFRA NE TEPKI VERECEKK??

Bölüm : 29.12.2024 14:49 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...