2. Bölüm

Ordu güzeli

Tomtem_floria
tomtemm_floria3

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

bunu bana kim yazmıştı?

"Ne yazıyor? ve kim göndermiş? " Hümanın art arda gelen soruları ile notu ona uzattım.

"Kim olduğu yazmıyor.." dediğimde Hüma kağıdı eline aldı ve okudu.

Hüma kağıdı okurken ben ise düğündeki insanlara bakmaya başladım. Acaba bu notu kim göndermişti?

"Aman boşver. Beleşe börek yiyorsun işte" dedi Hüma omuz silkip kağıdı masaya koyarken.

Bu kız gerçektende fazla rahattı.

Ben Hümanın bu rahatlığına inanamayarak bakarken Huma önümdeki boreklerden bir tanesini alıp ağzına atarken

"Ne? Ne demişler 'nerede beleş oraya yerleş' " Dedi.

Huma böreği götürürken bende bir tane alıp ağzıma attım. Sanırım Hüma haklıydı. Sorgulamayıp, yesem daha iyiydi.

İkimizde börekleri yerken hala merak etmiyor değildim

"Acaba kim gönderdi lan? Merak ettim"

"Belli ki biri seni beğenmiş.." dediğinde dona kaldım.

Anlamadım kar tanesi?

"Saçmalama Hüma. Kimse bizi tanımıyor bile" dediğimde

"Aşık olmak için illa birini tanımak mı gerek?" Dedi. Haklıydı. İnsan bazen göremediği birine bile aşık olabiliyordu.

"Neyse." Dedim. Sonra "fazla merak iyi değildir." Diyerek böreğimi yemeye devam ettim.

Yalnız börek gerçekten güzeldi..yapan ustayı bulup ellerinden öpmek gerek

"Çiğköfte ve bu suböreğinin hastasıyım.." dedim konuyu değiştirerek. Bu doğruydu. Önüme 10 kilo bile koysanız ben o çiğköfteyi ve böreği yerdim.

"Yalnız ellerim hep yağ oldu ya" dedi Huma sitem ederek.

"E börek yedik tabi yağlanıcak" dedim. Evet. Benimde elim yağ olmuştu ama pekde umurumda değildi. Ama tabii yıkamam gerekiyordu.

"Buralarda çeşme falan var mıdır acaba?" Dediğimde Hüma ayağa kalktı.

"Bir bakalım" dediğinde onaylayarak bende ayağa kalktım. İkimizde yaylanin yakınlarında dolanırken aradığımızı bulduk. Kutu gibi iki tane çeşme vardı. Lavabolardaki muslukları andırıyordu.

Yalan değil, yaylada çeşme bulmayı hiç beklemiyordum.

Demekki şanslıymışım..

Hüma hızlıca sağ taraftaki çeşmeyi açıp elini yıkarken bende sol taraftaki çeşmeyi açmaya çalıştım. Ama sadece çalıştım çünkü çeşme açılmıyordu.

Ben çeşmeyi açmaya zorlarken inat etmiştim. Ama hala açılmıyordu.

"Gel sende buradan yıka-" Hüma tam bunu derken çok kötü birşey olmuştu.

Evet. Musluğu yanii çeşmeyi açmıştım.

Ama o anlamda değil..

çeşmeyi yanlışlıkla yerinden sökmüştüm.

Çeşme elimde kalırken üstümüze su akmaya başladı. Resmen hortum gibi üstüme su geliyor ve bizi ıslatıyordu.

İkimizde ne yapacağımızı bilemezken suyun basıncından dolayı gözlerimizi kapattık.

"Senin açacağın musluğa edeyim Afra!" Diye bağırdı hüma. Haklıydı.

ama ben nereden bileyim çeşmenin patlayacağını?

İkimizde yıkanmış kadar ıslanırken en sonunda koşarak çeşmenin olduğu yerden kaçtık. Açıkçası aklımızda bundan daha iyi bir fikir yoktu.

Tekrar düğün alanına girdiğimizde hala elimde tuttuğum çeşmeyi farkedip hızlıca onu yaylaya fırlattım.

"Çaktırma..biz birşey yapmadık.." dedim dişlerimin arasından Hümaya

"Sadece yağmura yakalandık" Oda aynı şekilde bunu dediğinde ona ters ters baktım.

"Yağmur mu yağıyor canım kuzenim benim?" Dedim. Yağmur yağmadığı halde 'yağmura yakalandık' dememiz aptallık olurdu.

kusura bakmayın..böyle anlarda ikimizinde beyni durabiliyor..

O sırada Huma elini alnına vurdu.

"Ay doğru" dedi sonra "e elalem bize sorarsa ne diyeceğiz?! 'Göl gördük, bizde atlayıp yüzelim dedik' mi diyeceğiz!?"

ne diyeceğiz bilemem ama..şuan acayip üşüyordum..

"Ne bileyim? Uydururuz. Yada hakta direk gidelim-" ben bunu derken Bir adam geldi..Bu adam..çok tanıdıktı.

Bu adam ben Horon teperken beni izleyen o adamdı..

Bu adam neden geldi şimdi?

Adam önümüzde durduğunda sadece bana bakıyordu.

"Bu haliniz nedir sizin?" Dedi adam ıslak hallerimize bakarken.

1. Soru: sen kimsin?

2. Soru: neden beni horonda izledin?

3. Soru: sanane Bilader?

Aslında adama 'Sanane bilader' Diyip kaçabilirdik ama adam belalı birine benziyordu.

"Şey.." ben açıklamaya çalışırken Adamın bir an üstündeki ceketi çıkarıp omuzlarıma koyduğunu gördüm.

"Hasta olma Ordu güzeli.." dedi ve yanımızdan ayrıldı.

Ne?

Ne?

Ne?

"Adam yürümedi uçtu lan" dedi Hüma. Ben ise dona kalmıştım. Bu adam kimdi? Neden bana ceketini vermişti?

*Aradığınız numaraya şuanda ulaşılamıyor. Lütfen tekrar denemeyin çünkü beynim dondu şuan*

"sapık mı lan bu?" Dedim.

"Neyse artık gidelim. Sanırım o çeşmenin suyu ağzıma girmiş. Kusacağım şurada" humanin bu sözü ile kıkırdadım. Sonra ikimizde yayladan ayrıldık..

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

"Kız sizin bu haliniz ne?! Göl gördünüzde içine mi atladınız?" Dedi Ender Halam bizim ıslak hallerimizi görünce

"He anne.." dedi huma harfleri hafif uzatarak. Sonra "balıklar bizi çağırdı bizde dayanamayarak atladık suya" dedi Hüma. Kıkırdadım. Komik değildi ama yinede Humanin ve Ender Halamın tartışmaları hep beni güldürüyordu.

Aradan 20 dakika kadar geçmiş ve biz eve dönmüştük. Eve döndüğümüzde hızlıca kıyafetlerimizi değiştirip duşa girdik. Pijamalarımı giydiğimde kendimi artık rahat hissediyordum.

Islak saçlarımı havlu ile kuruturken salona geldim ve şominenin önünde oturan Hümayı ayağım ile ittirerek yanına oturdum.

"Ne geceydi be.." dedi Hüma. Onayladım.

O sırada telefonum çaldı. Telefonumu elime aldığımda annemin aradığını gördüm. Hızlıca açtım.

"Alo anne?" Dediğimde annemden ses geldi.

"Alo kuzum. Nasılsın? İyi misin? Rahat mısın? Alıştın mı?" Annemin art arda gelen soruları ile şaşırdım.

tam gaz gitme be anacım..

"Sakin ol anne. İyiyim. Rahatım ve alıştım bile..Bu kadar endişlenme" dedim

"İyi.. abine söyledim zaten. Sana gözkulak olucak" dediğinde ofladım.

"Anne küçücük çocuk muyum ben Allah aşkına? Bakarım başımın çaresine!" Diyip sitem ederken annem

"Sus. Ne dediysem o olucak. Anneyim ben. Tabii endişeleneceğim. Hatırlamıyor musun Abin içinde böyle endişeleniyordum? Evlat bu" dedi. Doğruydu. Abim Orduya ilk askerlik için geldiğinde de annem günlerce ağlamıştı.

Ben birşey diyemezken annemin hattından telefon çekiştirme sesi geldi.

"Yapmasana Ata!" Bu annemdi. Belli ki küçük kardeşim annemin elinden telefonu almaya çalışıyordu. O sırada kardeşimin sesi geldi.

"Alo abla?" Bu Ataydı..

"Ablacım?" Dediğimde Ata.

"Sana birşey söyleyeceğim ama sakın kızma timam mı?" Dediğinde gülümsedim. En fazla ne yapmış olabilirdi ki?

"Tamam. Soyle"

"Sen yedek bilgisayarını burada unutmuşsun.. bende onunla minecraft oynayacaktım ama tüm sütüm bilgisayara döküldü." Dediğinde dona kaldım. Gülüşüm soldu.

(Minecraft bir oyun)

O bilgisayar oldukça pahalıydı..

"Naptın canım kardeşim? Naptın?" Dediğimde Ata.

"abla vallah yanlışlıkla oldu yia. Hem..sadece tuhaf sesler çıkardı o kadar" dediğinde öfkeyle nefes verdim.

Daha beş yaşındaydı ama tam bir başa belaydı. Beş yaşında Minecraft mı oynanır? Sokakta oynayıp, dondurma alması gerekmiyor mu bu çocuğun?

"Ata sen nasıl açtın o bilgisayari ya?" Dedim. Açıkçası sinirlenmiştim ama henüz küçük olduğu için pek yansıtmıyordum.

"Tuşa bastım açıldı. Bende oyun yükledim. Hakta dedemle dijital sayısal loto bile oynadık."

dijital sayısal loto mu?

Harika örnek oluyorsun dede..

Derin bir nefes verdim. Sonra

"Tamam ablacım..tamam. sorun olmaz" dediğimde

"Ehe, sağol ablişko. O zaman kapatiyoşko" dedi

"Ne o öyle 'oşko' lar falan?"

"Ece hep öyle diyor" Ece Atanın sokaktan bir arkadaşıydı.

"Sen deme..çok saçma oluyor. Neyse..kapatıyorum. görüşürüz tamam mı? Öpüyorum sizi" diyip kapattım.

Telefonu kenara koyduğumda nefes verdim. Bu çocuk gerçektende ölüm olucaktı.

Allah anneme sabır versin..

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

BÖLUM SONUUUUUU

LUTFEN OYLAMAYI UNUTMAYIIN🫀

 

Bölüm : 14.12.2024 18:29 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...