🍳Kızarmış yumurta🍳

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Eve geldiğimizde elimi Atlasın elinden çekmek zorunda kalmıştım. Yol boyunca elimi tutmuştu.

"Teşekkürler Atlas" dedim. Bana döndü. Yaklaşıp alnıma düşmüş bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırırken

"Teşekkür etme Ordu güzeli..görüşürüz." dedi. Son kez gülümseyip veda ederek arabadan indim.

Ona son kez el salladığımda oda bana karşılık verdi sonra uzaklaştı. Bende eve doğru ilerleyip evin kapısını çaldığında kapıyı açan kişi karşısında gözlerim büyüdü.

Anne?

Bekle. Ne?

Kapıyı açan annemdi..

"Anne?" Dedim. Annem beni görünce gülümseyerek bana sarıldı.

"Kızım.." dedi bana sarılırken. Bende kollarımı ona sardığımda

"Sizin burada ne işiniz var?" Dedim.

"Seni özledik..Ayrıca uzun zamandır babaannenide görmüyorduk..bir ziyaret edelim dedik" derken arkadan duyulan o ses ile anneme sarılmayı bırakıp o tarafa döndüm.

"Abla?" Bu benim küçük kardeşim Ata'ydı.

"Ata.." dediğimde oda koşarak bana sarıldı.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

"Öyle işte Ender" dedi Annem elindeki çayı yudumlarken Halama.

"Ay susun duyamıyorum!" Diye ikisini azarladı babaannem.

Aradan yarım saat kadar bir süre geçmişti. Annem ve Halam salonda sohbet ediyor, Babaannem herzamanki gibi film izlerken ben, Huma ve Ata ise oturuyorduk.

Ata elindeki tableti ile oynarken bana

"Abla bana elmas alsana" dedi hala tableti ile oynarken.

"Elmas mı?" Dediğimde bana oynadığı oynu gösterdiği.

"Level geçmem için bana elmas lazım." Dedi.

Ataya en son oyunu için para yatirdığımda işin şeyini çıkararak beni pişman etmişti. O yüzden asla kabul etmeyecektim.

"Yürü git Ata. En son ne olduğunu biliyorsun" dedim. Ata somurturken tabletini kenara koyup sitem ederek.

"Zaten internet çekmiyor" dedi. Sonra Hüma ile aramıza oturarak

"Abla..sen yokken ne oldu biliyor musun?" Dediğinde merakla ona baktım. Yalan değil, Ata ile çok iyi dedikodu yapılıyordu.

"Ne oldu?" Dedim. Ata

"Belinay teyze tekrar doğurdu.. hatta onun mevludune gittim" dedi. Ne?

Belinay teyze eski mahallemdeki tanıdığım bir komşumuzdu. Kendisi 47 yaşındaydı ve 13 çocuğu vardı. Bu da 14. Çocuğuydu.

"Oha ama!" Dediğimde Hüma'da benim gibi Belinay Teyzeyi tanıyordu. Onunla bir kere İstanbula geldiğinde tanışmıştı.

"Kadın kendine çocuktan Ordu kuruyor." Dedi Hüma. Ata sonra

"Tanem Abla da sevgili yaptı." dedi. Bekle. Tanem mı?

Tanemde eski mahallemdeki bir kızdı. Benden 2 yaş küçüktü.

"Tanem mı?" Dediğimde Ata onaylarken Hüma Ataya

"Sorması ayıp sen nerden biliyorsun bunları?" Dedi. Ata

"Bizde yapıyoruz mahallede birşeyler işte.." dedi. Ata ne kadar küçük olsa da gözlem yeteneği çok iyiydi.

"Sen bunu ne sandın?" Dedim Atayı göstererek. O sırada Ata tekrar konuşarak.

"Ece de Artık İbrahimle sevgili oldu.." dedi üzgün bir şekilde. Ece Atanın sokaktan bir arkadaşıydı. Hatta bence Ata için bir arkadaştan fazlasıydı çünkü Ata hep onunla takılırdı.

"Ece mı? O kim?" Dedi Hüma.

"Atanın sokaktan arkadaşı"

"Lan onlar önce bezi bıraksın! Ne sevgilisi" dedi Hüma sonra "daha erken değil mi?" Dediğinde onayladım. Daha 5 yaşındalardı ve bu yaşta aşk peşinde koşuyorlardı.

O sırada Ataya dönerek

"Boşver sen ablacım Eceyi" dedim sonra "Hem burada daha iyi arkadaşlar da bulursun sen" dedim.

Herkes böyle aralarında konuşurken Ata sıkılmış bir vaziyette babaannemin yanına giderek

"Babaanne bana televizyondan pijamaskeliler açsana"

(Pijamaskeliler, Disney Junior'da yayınlanan İngiliz-Fransız ortak yapımı bir çizgi dizi. )

Babannem Ataya bakıp

"Ne açayım?" Dedi. Ata tekrarlayarak

"Pijamaskeliler aç" dedi.

"Yok pijamaskeliler falan. Bak" dedi televizyonda izlediği hint dizisini göstererek "orda da pijama giyiyorlar. Onu izleyelim" dedi.

"Ama bunlar kahraman değil" dedi Ata somurtarak.

"Onlarda benim gönlümün kahramanları" dedi babaannem.

"Ooo! Anneannemden iddialı ve hoş sözler" dedi Hüma. Babaannem.

"Siz ninenizi ne sandınız?" Dedi...

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

HUMANIN ANLATIMIYLA..

"Afra yavaş salla yoksa indiğimde yemin ederim ki seni gebertirim!" Dedim çığlık çığlığa salıncakta göklerde savrulurken. Afra ise güldü.

Aradan yarım saat kadar süre geçmişti ve Ata sıkıldığı için onu parka getirmiştik. Tabii Atadan daha çok biz parkta oynuyorduk. Ata kaydırakta oynarken biz ise salincaktaydık.

Cancağız kuzenim olucak şahıs Afra beni salıncağa bindirmiş, beni sanki uçurmak istercesine sallıyordu. Sallamadan önce birde salıncağı döndürüp öyle salladigi için şuan savrulan savrula göklerde sallanıyordum.

Yalan değil, başım dönüyor ve birazdan kusmak üzereydim.

Allah'ım tez zamanda yanındayım!

"Ben hele bir aşağı ineyim! İşte sana o zaman göstericem Afra!" Dedim tekrar Haykırarak. Bu Afranin pekte umurunda değil gibiydi.

Afra hala beni sallarken sonunda kendimi durdurmayı başardım. O neydi be!

Durdugumda tabii bu sefer Etraf dönüyordu. O kadar dönmüştüm ve savrulmuştum ki başım dönüyordu.

Sinirle ve baş dönmesine rağmen salıncaktan inip hırsla Afrayi parkin içinde kovalamaya başladığımda Afra da benden kaçmaya başladı. İki küçük çocuk gibi birbirimizi kovalıyorduk.

Biz parkta birbirimizi kovalarken Afra kaçarak kaydırakların olduğu merdivene çıktı.

Bende onun peşinden çıktığımda Afra kaydıraktan kayıp elimden yine kaçarken ben o sırada merdivenin yarısında olduğum için merdivenden tekrar hızla inmeye başladığımda birşey oldu. Ayağım kaydı.

Ben tam yere düşerken birinin belimi kavrayıp beni düşmekten kurtararak, kendisine çektiğini hissettim. Gözlerimi korkuyla kapattığım için kim olduğunu bilmiyordum.

Gözlerimi açtığımda beni kurtaran kişiyi gördüm..

Bu Kayaydı...

Hadi ama!

Kayanın eli sımsıkı belimde, yüzü yüzüme çok yakınken yanaklarımın pazardan taze çıkmış domates gibi kızardığını ve kalbimin deliler gibi hızlandığını hissediyordum.

Hint dizilerin gerçek oldu Anneanne!

Koyu kahverengi gözleri gözlerimdeyken

Hızla geri çekilerek.

"Napıyorsun sen be!" Dedim.

"Seni kurtardım. Hiç teşekkür nedir bilmez misin sen?" Dedi.

"Bilmem" dedim inatla. Sonra "Senin burada ne işin var?"

"Duruyu parka getirmiştim. Sen neden etrafta deli gibi koşuyorsun?"

"Madem parktaydın ne olduğunu görmedin mi?"

"Yeni geldiğim için Hayır." Dedi.

"Kuzenim olucak Afra yüzünden" Dedim Kaydırağın merdivenlerinden inerken. Oda benimle indiğinde Afra da yanımıza geldi.

"Selam yenge" Kaya Afraya bunu derken bir ses duyuldu.

"Kaya amca! Bak bu arkadaşım Ata!" Dedi bir kız sesi. Bu Duruydu. Duru önce Atayı gösterdi. Sonra Afrayi görünce koşarak ona sarıldı.

"Öğretmenim!" Dedi Duru Afraya sarılırken. Afra gülümsedi.

"Naber Duru?" Dediğinde Ata

"Abla sen Duruyu tanıyor musun?" Dedi. Duru

"Öğretmenim Ata sizin kardeşiniz mı?" Dedi. Afra

"Evet evet..Duru benim öğrencim" dedi Ataya sonra Duruya "Ata da benim kardeşim" dedi...

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

AFRA'NIN ANLATIMIYLA..

"abla..abla..uyansana" dedi bir ses. Yavas yavaş gözlerimi açtım.

Saat gecenin geç saatleriydi. Güzel ve huzurlu rüyalarımda gezerken kardeşim Atanın sesleri ile uyanarak ona döndüm.

"Ne var Ata? Uyusana" dedim. Ata

"Ben acıktım" dedi. Bu saatte mi?

Yatakta doğrulup, gözlerimi ovuştururken

"Bu saatte mi Ata?" Dedim. Ata onaylayarak

"Canım kızarmış yumurta istiyor. Bana onu yapsana" dediğinde sıkıntılı bir nefes verdim. Bu çocuk gerçekten başa belaydı!

"Yarın yaparım. Şimdilik uyu" dedim esnerken. Uykum hala vardı. Ata

"Banane şimdi yapacaksın" dediğinde kaşlarımı çattım. Bak sen paşama.

Biz bunları konuşurken yan yatakta uyuyan Hümanın sesi duyuldu

"Neler oluyor ya?" Dedi oda uyanıp gözlerini ovuştururken.

"Ata acıkmış" dedim. Ata araya girerek

"Kızarmış yumurta istiyorum." Dedi.

"Anneme söylesene" dediğimde

"Annem uyanmadı." Dedi. Hüma oflayarak yataktan kalkıp Ataya

"Gel..yapalım yumurtanı da ye. Aç kalma sonra" dediğinde Ata sevinerek

"Timam" dedi. Ben de yataktan kalktığımda üçümüzde mutfağa doğru ilerlemeye başladık.

Biz koridordan geçip mutfağa geldiğimizde tavayı çıkardım. Hüma ise önce dolaptan yumurta aldı. Sonra küçük bir leğen alıp yumurtaları leğenin içine kırarken bende tavayı aygaza koyarak aygazı açtım.

"Yumurtaya yağ konuluyor muydu?" Dedim. Açıkçası ben genelde haşlanmış yumurta tükettiğimiz için hatırlamıyorum.

"Saçmalama Afra. Konulmaz" Hüma bunu dediğinde onayladım. Hüma kırdığı yumurtları önce çırpıp sonra tavaya döktüğünde yumurta kızarmadan başladı.

Ata kızarmış yumurtayı biraz farklı bir biçimde yediği için tavadaki yumurtayı bir süre karıştırmaya başladım.

Bir süre sonra yumurta ciddi anlamda zor karıştırılmaya başlamıştı. Sanki yumurta değilde başka birşeyi karıştırıyor gibiydim.

Yumurta sonunda piştiğinde aygazı kapatıp, yumurtayı tabağa koyacakken birşey oldu.

yumurta tavandan çıkmıyordu..

Ben tüm gücümle kaşıkla yumurtayı tavandan çıkarmaya çalışırken yumurta haraket etmiyordu. Resmen tavaya sabitlenmişti!

"Huma bu yumurta tavadan çıkmıyor" dediğimde Hüma yaklaşıp tavayı eline alıp oda yumurtayı elindeki çatalla çıkarmaya çalışırken ne yazikki sadece çalışıyordu.

Yumurta çıkmıyordu.

"E bu çıkmıyor" dedi Hüma. O sırada Ata

"Yumurtaya yağ koydunuz mu?" Dediğinde

"Yumurtaya yağ mı konur?" Dedim.

"Annem hep koyuyor" Ata bunu dediğinde Hüma ile birbirimize baktık. Ne yaparsak yapalım yumurta tavada kalmıştı ve Halam ikimizinde ağzına edecekti çünkü bu onun en sevdiği tavaydı..

kısaca selamızı okuyun yanii..

"Siktir. Napıcaz" dediğimde Hüma tavayı lavaboya koyup musluğu açtı. Ama yumurta beton gibi yine çıkmıyordu.

"Hay böyle işin!" Dedi Hüma. Sonra tavadaki yumurtayı kazımak için eline sünger alıp ona deterjan dökecekken birşey oldu.

Bu seferde deterjan patladı ve her yer deterjan oldu..

"Tamam! Tüm cemaati toplayın! Yarın cenazemiz var" dedi Hüma.

Biz mutfakta savaş verirken içeri giren Halam ile hepimiz donduk. Etraf deterjandan batmış, tavada beton gibi yapışan yumurta ile halamı mükemmel bir şekilde karşılıyorduk..

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

BOLUM SONUUUUUUU

BU BOLUMU NASIL BULDUNUUZZ??

ASLINDA BU BOLUMU DUN YAYINLAYACAKTIM AMA COK MESGULDUM O YUZDEN YETISMEDI

BU ARADA O YUMURTA OLAYININ AYNISINI GERCEK HAYATTA DA YASAMIS OLMAM SUAKAKKAKAJSJAKKA

NEYSEEE SONRAKI BOLUM ICIN TAHMINLERINIZ NELERRR?

BU ARADA BU BOLUM ATAYA COK YER VERMISIZ ONU FARKETTIM

O ZAMANNNNN GORUSURUUUUUUUUUZZZZ🫀🫶🏻🤍

🫀SEVILIYORSUNUUUZZZ🫀