☆☆☆☆☆☆☆☆
"Afra Uyan!"
"Afra uyansana kızım!"
"Anne ablam ölmüş mü?"
"Tövbe de Ata!"
Annem ve henüz 5 yaşında olan küçük kardeşim Atanın sesleri ile gözlerimi açtım.Malum, sanki savaş varmişçasına bana sesleniyorlardı
Gözlerimi açtığımda başımda bana seslenen Ata ve Anneme baktım. Hızlıca yatağımda doğruldum.
"Anne...Ne oluyor be sabah sabah?" Dedim kollarımı esnetirken.
"Atama sonuçları açıklanmış" annem bunu dediğinde gözlerim büyüdü.
24 yaşındaydım ve İki yıldır öğretmen olmak için atanmaya çalışıyordum.
Bunu duyan beynim hemen makine gibi açılırken heyecanla yataktan fırladım ve bilgisayarımı açtım. İçimden hatim indiriyordum. Bir mucize olsun istiyordum..
Ben Bilgisayarın basinda beklerken Annem ve Atada yanıma geldi.
"Ablam Atanırsa ne olucak Anne?" Dedi Ata anneme.
"Öğretmen olucak inşallah" dedi Annem.
O sırada sonuçları açtım ve gördüğüm manzara karşısında gözlerim büyüdü..
Başarmıştım..
Ben sevinçle çığlık atarken Annemde ekrana baktı. Sonucu görünce sevinçle gülümsedi ve başımı öptü
"Aferin benim kızıma.." dediğinde içimde bir gurur hissettim. O sırada anlamayan Ata "Anne ne oluyor? Niye ablam bağırdı?" Dediğinde sevinçle onuda kucağıma aldım ve defalarca öptüm. Tabii öpulmeyi sevmeyen gerizekalı kardeşim elleriyle yüzümü ittirdi.
"Öpme yaa beni!" Diye bağırınca Ata onu sandalyenin arkasında duran yatağa fırlattım. Ata yatağa düşerken Annem
"Yapma Afra.." Diye beni azarladı. Ata ise güldü. Bunu sevdiğini biliyordum.
O sırada ben tekrar sonuçlara döndüğümde atandığım yanii öğretmenlik yapacağım ili gördüm..
Ordu..
Ordu mu?
Ordu benim memleketimdi..çocukluğum orada geçmişti. Oradaki köyüme eskiden her yaz gider, eğlenirdim.
"AA tamda abinin olduğu yer" dedi Annem. Abim Yağız askerdi. Rütbesini yanlış hatırlamıyorsam teğmendi. Orduda görev yapıyordu. Ben başımı sallarken annem "hem halanlarda orada..iyi olmuş Ordu olması.." dedi. Evet. Halam ve cancağız kuzenimde orada yaşıyorlardı..
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
"Sayın yolcularımız. Lütfen emniyet kemerlerinizi takınız." Uçağın hoparlöründen gelen bu ses ile kemerimi taktım. Şuan canım memleketim Orduya gidiyordum.
Gitmeden önce tabii baya duygusal anlar yaşamıştım. Annem ağlamıştı. Atada ağlamıştı demek isterdim ama..Tam tersi o küçük çocuk ben gitmeden önce cüzdanımdan cips parası çalmıştı.
klasik küçük kardeş..
Uçak yakında havalanacakken telefonum çaldı. Abim arıyordu.
Hızlıca aramayı cevapladım ve telefonu kulağıma götürdüm.
"Alo, abi?" Dediğimde abimin sesi duyuldu.
"abicim? Annem aradı beni, Orduya geleceğini söyledi. Sonunda atanmayı başarmışsın." Dediğinde onaylayan ses çıkardım.
"Evet. Öğretmenliğimi orada yapacağım" dediğimde abim.
"Dikkat et de ilk günden çocukları korkutup kaçırma." Dedi benimle alay ederek.
komik mi?
Kabul edilmesi gerekirse sinirlendiğimde biraz sert olabiliyordum ama çocukları çok seviyordum.
"Neden kaçsınlar canım? Eminimki hepsi beni sevicektir.." dedim.
"Görücez..neyse. gelince haber ver seni alır halamlara bırakırım. Sanırım bir süre onlarda kalıcakmışsın?" Dedi. Onayladım.
Açıkçası henüz bir ev satın almamıştım. Bir ev satın alana kadar halamlarda kalacaktım.
"Evet..bir ev bulana kadar orada kalacağım"
"İyi tamam. Dediğim gibi Orduya varınca beni ara. Tamam mı? Sakın o balık hafizanla unutma" dedi.
balık hafızalı mi?
Evet. unutkan bir kişiliğimde vardı. Bazen unutkanlığım o kadar ileri gidiyordu ki..bir keresinde evin kapısını üç kere kilitlememe rağmen bunu unutup eve tekrar dönüp kapıyı kontrol etmiştim.
"Sensin be o balık hafızalı!" Dedim inkar ederek. "Kapat" dedim sonra ve telefonu kapattım.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
SAATLER SONRA:
Evet..sonunda Orduya gelmiştim.
uçak sonunda iniş yaptığında oturmaktan artık düzleşmiş popomu görmezden gelerek valizimi aldım ve uçaktan indim.
Ah be..özlemiştim buraları..
Valizimi yanımda tutmuş memnun bir ifadeyle etrafa bakarken birinin enseme silke vurduğunu hissettim.
"Sonunda geldin" bu abimdi. Üstündeki askeriye forması ve maşallah Çin seddi gibi vücuduyla bana bakıyordu.
abimdi de..ensem yok olmuştu..bazen asker olduğunu unutuyordu..
Abime döndüğümde "yavaş vursana ayı!" Dedim.
"Birde bayıl canım kardeşim? Olur mu?" Dedi
Bu zekayla bunu nasıl asker yaptılar?
abimle kaç yaşına gelirsek gelelim böyle genç ve çocuk kavgalarını çok kez yaşıyorduk..
bir şey demeyerek ona sarıldım. Yalan değil, özlemiştim onu. Onu 3 yıldır doğru düzgün görmemiştim.
Abiminde bana sımsıkı sarılıp beni göğsüne çektiğini hissettim..
"Özlemişim seni.." dedi abim. Sonra beni bırakarak
"Neyse hadi arabaya gidelim." Dediğinde onayladım ve arabaya doğru ilerledik..
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
"Ayy benim canım kuzum gelmiş!" Babannemin sesi ile gülümsedim.
Aradan yarım saate kadar bir süre geçmişti ve Halamlara gelmiştim. Halam ve babaannem beni görünce hemen bahçeye çıkmışlardı.
Burası çok güzel bir yerdi..ormanlık alanlar çok vardı. Tamda böyle yerleri çok severdim..
Babaannem bana sarılıp, beni sımsıkı sıkarken gülümseyip bende ona sarıldım. Sonra da halama sarıldım.
"Hoşgeldin bebeğim" dedi Ender halam. Halam o kadarda yaşlı değildi.
"Hoşbuldum hala.." derken Birini gördüm..
benim can dostum.
Biricik Huysuzum..
(Karakterin çizgifilmi: Keloğlan)
Mematim..
(karakterin filmi: kurtlar vadisi)
Cancağız kuzenim Hüma..
Hüma benim sülaledeki en sevdiğim kuzenimdi. Kendisi tam benim kafamdandı. Zaten yaşlarımızda aynıydı ve ikimizde öğretmendik.Hızlıca ona da sarıldım.
"Naber kuzen!" Dedi Huma sevinçle bana sarılırken.
"Seni sormalı" dedim.
"Aile hasretiniz bittiyse ben gidiyorum. Kendine iyi bak Afra. Düzgün dur" bu abimdi. Ona döndüğümde onu onayladım.
Gören sanıcak çocuk tembihliyor..kaç yaşında kadınım ben?!
"Görüşürüz oğlum. Sende dikkat et" dedi babaannem. Abim onaylayarak arabaya bindi ve gitti. O sırada Hüma
"Neler oldu Afra bir bilsen.." dedi
dedikodu..en sevdiğim.
"anlat anlat" dedim hemen ve içeri geçtik..
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Aradan saatler geçmişti. Şuan hava Karanlıktı ve Geceydi. Hüma ile eskiden hep köyün etrafında dolaşır, sohbet ederdik ve yine öyle yapıyorduk.
Tabii köyün arkasında orman olduğu için umarım karşımıza Ayı, kurt veya tilki çıkmazdı.
"Huma ayı falan çıkmaz değil mi?" Dedim tereddütle.
"Çıkmaz.. çok nadir geliyor onlar köye." Dediğinde onayladım
Hüma ile ikimiz ilerlerken havada yıldızlar gözüküyordu..Bu çok güzeldi.. genelde İstanbul'da yıldızları pek göremezdim ama burada gözüküyordu.
Derin bir nefes alarak havayı çektim..
"Heyecanlı mısın?" Dedi Huma
"Ne için?"
"Öğretmenlik için" dedi.
"Aslında evet..ama bir yandanda korkuyorum..ya beni sevmezlerse?"
"Eminimki severler..sen rahat ol." Dedi.
Biz ilerlerken gittiğimiz yolun ilerisindeki bir yaylada yapılan bir eğlence tarzı birşey gördüm..ortada bir ateş yakılmıştı ve insanlar şarkıyla horon tepiyordu..
Bu bir düğündü..
"Düğün yapıyorlar" dedi Huma. Başımı sallarken aklıma bir fikir geldi..
"Bizde girelim mi?" Dedim ona gülümseyerek.
Bence bu gayet iyi bir fikirdi. Uzun zamandır bir düğüne katılmıyordum. Hem eğlenmişte olurduk.
"Saçmalama Afra. İnsanları tanımıyoruz etmiyoruz." Dediğinde ona yalvaran bakışlarla.
"Lütfen Hüma..hem kim bizi farkedecek ki? Farketseler bile birşey olmaz. Sadece girip dans edeceğiz" dedim. O sırada Hüma derin bir nefes verdi. Sonra
"İyi tamam.." dedi. Sonra enerji toplayarak "Hadi gidelim ve kurtlarımızı dökelim kız!" Dediğinde gülümsedim ve ikimizde düğün alanına girdik.
Düğün alanı oldukça büyük bir yerdi ve oldukça kalabalıktı. Burada kimileri dans ediyor, kimileri yemek yiyordu ve herkes süslü püslü giyinmişti.
zaten dügüne pijama ile gelinmezdi.
O sırada Hümayı çekiştirerek Horona getirdim. Kabul etmek gerekirse horon tepmede pek iyi değildim ama yinede yapabiliyordum..
Tabii benim aksine Hüma harika horon tepiyordu..
İkimizde diğerlerine katılıp ateşin etrafında Horon teperken güldüm. Eğleniyordum.
"Uzun zamandır böyle horon tepmiyordum!" Dedim Hümaya gülerek.
"Vallah bende" dedi.
Açıkçası kimse bizim bu düğüne gizlice katıldığımızın farkında bile değildi. Gerçi farketselerde pek umurumda olmazdı.
Biz Horon teperken bir adamın elinde tuttuğu içecek ile beni izlediğini farkettim..birden durdum.
Adam esmere yakındı. Dağılmış, kahverengi saçları vardı. Gözleri ela veya kahverengiydi. Tam belli değildi. Üstündeki takım elbise ile oldukça sert görünüyordu..
Neden bana bakıyordu?
acaba farketmiş miydi?
Adamla göz göze geldiğimizde hemen bakışlarımı kaçırdım. O ise hala bana bakıyordu.
Ne bakıyon?
En sonunda adamı görmezden gelerek tekrar Horona katıldım. Belki de beni birine benzetmişti..
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Aradan saatler geçmişti. Hüma ile doya doya horon tepmiş, yemek bile yemiştik. Şuan masalardan birine oturmuş, bize ikram ettikleri suböreğini yerken sohbet ediyorduk.
Yalnız suböreğine de bayılırdım..
Tabii sanki hiç görmemişler gibi yiyordum. Ama yalan değil tadı çok güzeldi. Tabii herkese sadece iki tane vermeleri beni üzmüştü.
Aslında çok fazla yemek yemeyi seven biri değildim. Hakta yiyip yiyip kilo almayan o tiplerdendim. Kilo almam gerekirken alamıyordum.
Tabii konu sevdiğim yemeklere gelince iştahım açılıyordu. Aslında biraz daha suböreği isterdimde..Bana "yuh! hayvan!" falan demelerinden utanıyordum.
İkimizde yemeklerimizi yerken Garson geldi..önüme 4 tane daha suböreği koyduğunu görünce şaşırarak Hümaya baktım.
bunu kim söylemişti?
Hümaya "sen mi söyledin" tarzı bakarken başını hayır anlamında salladı.
O sırada Garsona "şey..biz suböreği söylememiştik. Sanırım yanlışlık olmuş" dedim.
sanki sipariş veriyorduk..
Garson bana dönerek "Beyefendi bunları size getirmemi ve size şu notu iletmemi söyledi" dediğinde bana bir kağıt verdi. Kağıdı açtığımda notta şunlar yazıyordu.
"O börekler bitecek horoncu kadın"
horoncu kadın mı?
Bunu kim yazmıştı?
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
İLK BÖLÜM SONUUUUU🤍
KITABI NASIL BULDUNUZZZ
BOLUMU TEKRAR YAYINLADIM CUNKU KITAPPAD SILMIS🥲
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
147.68k Okunma |
10.01k Oy |
0 Takip |
52 Bölümlü Kitap |