31. Bölüm

Hastane

Tomtem_floria
tomtemm_floria3

☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Gözlerim kapalıydı. Tek gördüğüm karanlıktı. Vücudum yorgunluğun kralını yaşarken şuan yumuşak ve sıcacık bir yerde yattığımı hissediyordum. O soğuk zeminden sonra bu cidden rahatlatıcıydı.

Atlasların ve abimin bizi bulduğunu hatırlıyordum. Çok şükür ki o lanet yerden kurtulmuştuk.

Ben yatarken birinin saçlarımı okşadığını hissediyordum. Kim okşuyor bilmiyordum ama dokunuşu oldukça nazikti..

Gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım. Oldukça büyük bir hastane odasıydı. Kolumda bir serum vardı. Etrafıma baktığımda yanımda Atlas yatıyordu. Elleri saçlarımdaydı.

"Atlas.." Diyip ona bakarken oda ilgiyle bana bakıyordu.

"Nasıl hissediyorsun Ordu güzeli? Daha iyi misin?" Dediğinde onayladım. İyiydim.

"Huma nerde? O nasıl?" Dedim. Açıkçası Humayi merak ediyordum çünkü en son ateşi vardı ve uyuyarak geçirmeye çalışsa da Ateşi geçmemişti.

Atlas hala saçlarımla oynarken sesi güven vericiydi.

"Onun için endişelenme.. oda gayet iyi.." dedi sonra "Halan ve Kaya onun yanında" dediğinde rahat bir nefes aldım.

"Orada size ne yaptılar?" Diye sordu Atlas. Bunu sorması ile aklıma orada yaşadıklarımız gelince kanım dondu. Gerçekten cehennemi daha gitmeden yaşamıştık.

Birşey demedim. Şuan bunları konuşmak istemiyordum

"Bana bir cevap ver Ordu güzeli..orada size ne yaptılar?" Diye sorduğunda tekrar

"Bunları şimdi konuşmasak?" Dedim. Bunu dediğimde mecburi olarak onayladı.

"Kaç gündür yokuz?"

"4 gündür falan" dedi Atlas. Bunu dediğinde gözlerim büyüdü. Dört gündür ortalıkta yok muydum?

"Okul?"

"Seni hasta, izinli sanıyorlar" dediğinde rahat bir nefes aldım. Velilere 1 yıllık dedikodu vermek istemiyordum.

İkimizde bir süre sessiz kaldık. Biz konuşmuyorduk ama bakışlarımız konuşuyordu sanki. En sonunda merak ettiğim o soruyu sordum.

"Atlas.."

"Söyle Ordu Güzeli" dedi.

"Muhsinle..neden düşmansınız?" Diye sorduğumda ilk başta birşey demedi. Sanki bunları öğrenmemi istemiyor gibiydi.

"Bunlar önemli değil, sen dinlenmeye ve iyileşmeye odaklan-" derken lafını bölerek.

"Bilmek istiyorum" dedim. Atlas sanki pes etmeyeceğimi anlamis gibi

"İhanet ettiler" diyip kestirip attı.

"İhanet derken?" Derken Atlas yavaşça yatakta dogruldu. Doğrulduğunda vücudunun çok yorgun göründüğünü farkettim. Uyumamış mıydı?

"Sen..uyumadın mı?" Diye sorduğumda omuz silkerek

"Sen yokken uyumak mümkün değildi Ordu güzeli.." dedi.

"Sanki aynı yatakta beraber uyuyoruz Atlas" dediğinde Atlas çekici bir ses tonuyla

"Belki bir gün uyuruz..kim bilir" derken odanın kapısının açılması ile o tarafa döndük.

"Afra!" Bu abimdi.

"Abi?" Derken Abim hızla bize yaklaşmaya başladı. Abim sertçe Atlasa odadan çıkmasını işaret ettiğinde Atlas abimin Emir verme biçimine sinirlenmiş gibi dişlerini sıkarak odadan çıktı. Tamam. Bu ikili kesinlikle bir gün ağır bir kavga edecekti

Atlasın odadan çıkması ile Abim hızlıca yatakta önüme oturdu. Ben yatakta doğrulurken

"Nasılsın? Daha iyi misin?" Diye sorduğunda onayladım.

"İyiyim abi..birşeyim yok" dedim sırtımı uatak başlığına yaslayarak. Abim beni azarlayarak

"Kızım bir insan hiç mi yerinde durmaz ya. Her operasyona gittigimde başına birşey geliyor" dedi. Haklıydı.

"Sanki bilerek oluyormuş gibi konuşuyorsun" dediğimde abim gülerek şakayla

"Böyle devam ederse beni özlediğin için bilerek yaptığını düşüneceğim" dediğinde kıkırdadım.

"Tabii tabii, seni çok özlediğim için kendimi durduk yere suçlulara falan veriyorum" dedim alayla. Abim birden ciddileserek yanağıma dokundu

"Burayı o piçler mi yaptı?" Dediğinde onayladım. Oraya Muhsin vurmuştu.

"Hala kızarıklık var mı?" Diye sorduğumda onayladı. Sonra sinirle

"O herifler daha çok acı çekmeliydi" dedi. Birşey demedim.

"Afra..sana bir soru sorucam" dedi abim sonra. Merakla ona bakarak

"Sor abi" dedim.

"Atlas Gök Kılıçla aranda ne var?" Dediğinde dondum.

"Aranda ne var derken?"

"Belli ki birbirinizi tanıyorsunuz" dediğinde ne diyeceğimi bilemedim. Abime özellikle şuan 'o benim sevgilim' diyemezdim çünkü kıyamet kopardı.

Hızlıca konuyu değiştirerek serumu gösterip

"Bu serumu bana neden taktılar?" Dedim. Abim konuyu değiştirme çabalarımı farkederek

"Sana bir soru sordum Afra"

"Bunları sonra konuşalım olur mu?" Dediğimde abim birsey demedi.

"Bana sonra herşeyi anlatacaksın ama?" Dediğinde onayladım. Sonra abim serumu göstererek

"Vitamin serumu o.." dedi. Başımı anlayışla salladım. Günlerce aç kaldığımız için Vitamin serumu almamız normaldi.

"Peki bu hastaneden ne zaman çıkıcaz?" Diye sordum. Abim

"Bilmiyorum" dedi...

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Aradan saatler geçmişti. Yalnız başıma yatakta oturmuş duruyordum. Abim gitmişi ve Atlasta saatlerdir uğramamıştı.

Bundan yarım saat kadar önce Hüma ve halamları görmeye gitmiş, onlarla konuşup geri dönmüştüm. Şuan dediğim gibi yalnız başıma odada oturmuş kitap okuyordum.

O sırada odama giren Hüma ile kitabımı kenara koyup ona baktım. Hüma yanında getirdiği serumu ile bana bakarken

"Huma? Ne oldu?" Diye sorduğumda Hüma

"Acayip acıktım. Beraber kantine gidelim mi?" Dediğinde

"Halamlar yanında değil miydi senin?"

"Uyuyakaldılar" diyince birşey demeyerek ayağa kalktım. Evet. Onunla kantine gidecektim. Zaten sıkılıyordum.

"O zaman gidelim" dediğimde Hüma hafif gulumsedi. Bir elimle serumu kendimle sürükleyerek onun yanına geldiğimde ikimizde kantine doğru ilerlemeye başladık. Kantine en alt katta olduğu için asansöre bindigimizde asansörün kapıları kapandı.

"Acaba şu hastaneden ne zaman çıkıcaz? Yemin ediyorum şu hastaneler bunaltıyor beni" Dedi Hüma

"Kolumuzdaki serumla bitsin. Büyük bir ihtimal o zaman taburcu ederler" dediğimde Hüma sitem ederek.

"Serumlar bir türlü bitmiyor ki. Tam bitti diye rahatlıyorum yenisini getiriyorlar" dedi. kıkırdadım.

En alt kata geldiğimizde asansörden indik. en alt kat acayip kalabalıktı. Etrafta koşturan doktorlar, sıra bekleyen kişiler çok fazlaydı.

"Vay be..baya kalabalıkmış" dedim. Hüma

"Kim bilir kantin ne kadar kalabalıktır" dedi.

Bunları konuşarak kantine doğru ilerlerken kantine geldiğimizde kantininde pek bir farkı yoktu. Acayip sıra vardı.

"Ooo bu sıra bitmez" dedim maşallah, vagon gibi dizilmiş insanları gösterirken.

"Yapacak birşey yok" Hüma hunu diyip bir sıraya yerleşirken bende onun arkasına geçtim.

Biz sıraya yerleşir yerleşmek içeriye daha yeni girmiş bir adam bana ve Hümaya sertçe

"Orası benim yerimdi. Çekilin" dediğinde adama anlamayarak baktık.

"Pardon?" Dedim. Adam

"Kıt mısınız abla? Benim yerimdi orası. Çekilin"

"Biz geldiğimizde yerinizde kimse yoktu ama. Sahipsiz bulduğu yeri kaparlar" dedi Hüma. Adam aşırı abartıyordu. Zaten ben Hümayla aynı anda sıradan çıkacaktım. Arkama geçse ne olurdu ki?

"Orası sahipsiz değil, benim yerimdi" Adam bunu diyip sinirle bana yaklaşıcakken son anda önümde durarak beni koruyan kişiyle afalladım.

Bu Atlastı..

Adam Atlası görünce benim kadar afallarken Atlas sert ve tehdid dolu bir ses tonuyla

"Arkaya geç" dedi. Adam birşey demeyerek en arkaya geçtiğinde Atlasın bana dönmesiyle kolumdaki seruma rağmen ona sarılmam bir oldu. Yalan değil, onu özlemiştim.

"Nerdesin sen saatlerdir?" Dedim onu azarlayan tonda. Gülümseyerek bana sarıldığında

"Sorgulamalar başladı demek ha" dedi.

"Nerdeydin?"

"Önemli bir işim vardı. Senin burada ne işin var? Acıktın mı?" Diye sorduğunda

"Hüma için gelmiştim." Dedim.

"Kaya nerde?" Atlas merakla bunu dediğinde Arkamızdan duyduğumuz ses ile hepimiz o tarafa döndük.

"Biri Kaya mı dedi?" Dedi Kaya. Evet bu O'ydu.

"İyi insanda lafın üstüne gelirmiş diyeceğimde.." Hüma bunu derken bunu duyan Kaya gülümsedi.

"Demek iyi bir insan olduğumu kabullendin sevgilim" dedi Kaya Hümaya imayla gülerek.

"Bana sevgilim deme! Bunu sana daha kaç kere söyleyeceğim!" Dedi Hüma.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

BOLUM SONUUUUUU

BU BOLUMU NASIL BULDUNUZZ?

YENI BOLUM BUGUN GELMEYEBILIR

SIZCE DIGER BOLUMLERDE NELER OLUCAK??

NEYSEEE SONRAKI BOLUMLERDEE GORUSURUUUUUUUUUZZZZ🤍🤍

Bölüm : 15.01.2025 17:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...